Banyolara yeni yaklaşımlar sunuyoruz.

Çanakçılar Şirketler Grubu Genel Müdürü Ahmet Sağlam:

Yolculuğuna 1960’larda Zonguldak Gökçebey’de başlayan Creavit markası bugün 65 ülkeye ihracat yapan bir marka haline geldi. Yurt içinde ve yurt dışında 65’i aşkın ülkenin tüketicilerini seramik sağlık gereçleri, banyo mobilyaları, armatürler başta olmak üzere banyo ve ıslak mekân ihtiyaçlarına yönelik geniş ürün gamıyla buluşturan markanın yaptığı çalışmalar ve gelecek ile ilgili perspektifini almak için sorularımızı yönelttiğimiz Çanakçılar Şirketler Grubu Genel Müdürü Ahmet Sağlam, aktardıkları ile sektörün önümüzdeki süreçte yaşayacağı zorlukları ortaya koydu.

Sektörünüzün uluslararası arenadaki görünümü ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Yapı malzemesi sektöründe hem kapasite hem de tasarım olarak dünyada belli oyuncular var. Tasarımda İtalyanların ve İspanyolların bir üstünlüğü var. Kapasite olarak ise Çin’in kapasitesi tam olarak bilinemese de en büyük kapasitenin Çin’de olduğunu söyleyebiliriz. Fiyatlandırma olarak ele aldığımızda ilk sırada İtalya, ikinci sırada İspanya ve onu Türkiye takip eder. Kalite olarak hemen hemen herkes aynı seviyelere gelmesine rağmen ülkelerin tüketici nazarındaki algısı, fiyatların şekillenmesine neden oluyor. Ülke olarak ihracatta, dünyada ilk 5 içinde iken Avrupa’da 2. sırada yer almaktayız.  Sektördeki ülkelerle rekabet etmek için uygun fiyatlandırma stratejilerimizi daha da geliştirerek; maliyet etkinliği ile uluslararası pazarda rekabet avantajı sağlanmaktadır.

Bu sıralamada yerimizin iyi olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bu sıralamadan daha yukarılarda yer alabileceğimizi düşünüyorum. Son dönemde gerçekleştirilen yatırımlarla bu sıralamaların üzerinde olmamız gerekiyor. Teknolojik gelişmelere ve yeniliklere ayak uydurduğunuz sürece rekabet avantajınız her zaman artacaktır. Bu anlamda firma olarak üretim süreçlerinde ve ürün geliştirmede teknolojiyi başarıyla kullanma potansiyeline sahibiz ve ar-ge süreçlerine gereken yatırımı yapıyor ve sonuçlarını da her geçen gün almaya devam ediyoruz. Ancak tam da bu noktada sektörü etkileyen ve önem arz eden konular var. “Enerji ve işçilik maliyetlerindeki yükseliş”. Pandemi döneminde Türk mallarına dağıtım maliyetlerinden dolayı inanılmaz bir talep oldu ancak son dönemde lojistik maliyetlerindeki azalışı, talebe negatif yönde etki ettiğini gözlemliyoruz. Bunun yanında piyasalarda yaşanan durgunlukta oldukça kaygı verici, insanların para harcamak istemediği bir döneme girdik. 2024 yılında da bizi bekleyen en büyük tehlikenin bu olduğu kanaatindeyim. Bu ortamda kurun uluslararası pazarda etkinliğini belirleyecek en önemli unsur olacağı düşüncesindeyim. Kurun bu noktada %25 oranında düşük olduğunu söyleyebiliriz. Rekabetçi olabilmemiz için kurun daha yukarılarda olması gerekiyor.

Kur dışında bir çıkış yolu yok mu?

Seramik sektöründe insan gücünü azaltarak işçilik maliyetlerini azaltmanız ve rekabette bir adım öne geçmeniz mümkün ancak vitrifiye sektörü emek yoğun bir sektör olduğu için bu alanda işçilik maliyetlerinizi azaltmanız mümkün olamıyor. Enerjide de dışa bağımlı olduğumuz düşünüldüğünde geriye sadece kur avantajı kalıyor.  

Bu ortamda İtalya ve İspanya’nın tahtına göz dikmemiz mümkün mü?

Böyle bir hedef koyulabilir ancak bu hedefe dünden bugüne ulaşmamız oldukça güç. Zamana yayarak pozisyonunuzu geliştirebilirsiniz. Bizim ürünlerimiz bugün itibariyle İtalyan ürünlerle kalite anlamında yarışır pozisyonda ancak var olan algıyı kırmak için zamana ihtiyaç var, bugün ülkemizde bile adı geçen ülkelerin ürünlerine rağbet edildiğini düşündüğümüzde zorlu bir yolculuğun bizi beklediğini söyleyebiliriz.

Marka algısı ile ilgili sizin çalışmalarınız var mı?

Bu konuda firma olarak ciddi çalışmalarımız var. UNICERA Fuarında da bu çerçevede bir farkındalık oluşturmaya çalıştık. Bunun yanında tüm dünyada sürdürülebilirlik ile ilgili yönelimlerin marka algısını güçlendirdiği bir döneme giriyoruz. Biz de bu çerçevede yaptığımız çalışmalarımızın çeşidini ve hacmini arttırarak hız verdik.

Sürdürülebilirlik ile ilgili yaptığınız çalışmaları detaylandırır mısınız?

Uluslararası pazarlarda giderek artan bir şekilde önem kazanan sürdürülebilirlik ve çevresel faktörlere, 2008 yılında almış olduğumuz ISO14001 Çevre Yönetim Sistemimiz ile başlamış ve giderek çeşitlendirmiş bir firmayız. Güneş enerji sistemlerinin kurulması, işletmede kullanılan suyun ayrıştırılması, yağmur suyunun depolanıp kullanılması, fırınlarda kullanılan ısının tekrar kullanımı, doğalgazın daha az kullanımına yönelik çalışmaları bu çerçevede değerlendirebiliriz. Çalışmalarımızdan bazı başlıklar vermek gerekirse; fırınlarımızdaki atık ısı geri kazanım sistemlerimizle %20 enerji tasarrufu sağlıyoruz. Verimli aydınlatma sistemlerine geçiş yapmış bulunmaktayız. Yıllık tüketimimizin %25’ni güneş enerjisi santrallerimizle üretiyoruz.  Tükettiğimiz elektrik enerjisini uluslararası yenilenebilir enerji sertifikası ile belgelendirerek karbon salınımımızı azaltıyoruz. Atık ısı geri kazanım sistemlerimiz sayesinde enerjimizi verimli kullanıyoruz Su ayak izimizi biliyor, minimum su kullanımıyla üretim yapıyoruz. Atıklarımızın % 9o’nını geri dönüştürüyoruz. Hammadde geri kazanımı sağlıyoruz ve atıklarımızı ürüne dönüştürerek tüm bu çalışmalar neticesinde çevreyi daha fazla korumak ve işletme giderlerimizde tasarruf etmeyi amaçlıyoruz.

Nitelikti eleman bulma konusunda sorunlar var mı?

Özellikle bizim yatırım yaptığımız Zonguldak bölgesinde liman işletmeciliğinin ve doğalgaz tesislerinin devreye alınışı, organize sanayi bölgesinin canlanması nitelikli eleman bulmayı daha da zorlaştırdı. Bölgede doğalgazın bulunması ve bu doğrultuda yapılan yatırımlar iş gücünün çoğunlukla o alana yönlenmesine neden oldu. Öte yandan konaklama sektöründe talep artışları nitelikli eleman yönlerini de değiştirince bizlerde varolan nitelikli eleman açığı artmaktadır. Nitekim Zonguldak ili işgücü pazar araştırmasında da birinci sırada seramik sektöründeki nitelikli eleman açığı yer almaktadır.

Pazar ile ilgili daralmadan bahsedebilir miyiz?

Pandemiden sonraki dönemde pazar genişledi. Yakın dönemde ise bir daralmanın olduğu gözlemleniyor. Şu an itibari ile 65 ülkeye ihracat yapıyoruz, bu pazarlarda gözlemimiz daralma yönünde, sektörümüz açısından alternatif pazarlardan bahsetmemiz de oldukça güç. Ortadoğu ile geliştirilmeye çalışılan ilişkiler bize olumlu yansıyabilir ancak henüz etkilerini görmüş değiliz. 2024’ün üçüncü çeyreğinde yansımalarını göreceğimizi düşünüyorum. İç pazarda da deprem konutları hariç yeni projelerin hayata geçmemesi iç pazarda da bir daralmaya neden oluyor.OCAK2024