Basiretli bir tacir yangın sigortası yaptırmak zorundadır
Quick Sigorta Kefalet Senedi ile
Bankalar tarafından düzenlenen teminat mektuplarına tahsis edilen kredi limitlerinin ihtiyaç duyulan esas alanlarda kullanılmasının önünü açtı
‘Şirket yeni biz değiliz’ mottosu ile 12 Mayıs 2017 tarihinde ilk poliçesini keserek faaliyete başlayan Quick Sigorta, kısa sürede sektörün önemli oyuncularından biri haline geldi. Bu gelişimin tesadüf olmadığını ifade eden Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, herkesin dijital dönüşümü konuştuğu bir ortamda faaliyetlerine dijital başladıklarını belirtiyor.
Türkiye sigorta sektörünün genel bir değerlendirmesini yapar mısınız?
Türkiye dünyada 17’nci büyük ekonomi sırasındaysa otomotivde, sigortacılıkta, bankacılıkta en kötü 17’nci olmanız lazım ki ülke ekonomisinin bütününde aldığınız pay da bir orantı olduğunu görebilelim. Şimdi öyle baktığınız zaman sigortacılık dünya sıralamasının 17’nci sırasında değil. Türk sigorta sektörü dünya sıralamasında 39, hayat dışı branşta 25 ve hayat branşında 45’ncı sırada yer almaktadır. Toplam prim üretimimizde 10-12 milyar dolardır. Türkiye’de bugün kişi başına düşen prim miktarı ise toplamda 149, hayatdışında126 dolar civarındadır. Dolayısıyla, Türkiye 149 dolar kişi başı prim üretimi ile dünya da 63.sırada ve Gayri Safi Milli Hasıladan aldığı %1,42’lik payla 72. sıradadır ve ekonomideki gelişmelere bağlı hareket etmektedir.
Sigortalılık oranının en yüksek olduğu alanlar hangileridir?
Alanlarda göreceli bir değişiklik olmakla birlikte penetrasyonu en yüksek branşlar otomobil sigortalarıdır, toplam üretimin yarısı otomobil sigortalarından geliyor. Otomobil sigortalarında da en büyük pay trafik ve sonrasında kasko sigortalarındadır. Trafik sigortalarının zorunlu olması sebebiyle ülkemizde 23 milyon civarında araç olduğunu düşünürsek bunların yüzde 80’ni sigortalıdır. Bu da araçların yüzde 20’sinin trafikte sigortasız dolaştığı anlamına geliyor.
Zorunlu trafik sigortasındaki tavan fiyat uygulamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir tavan fiyat uygulaması başladı birde havuz uygulaması başladı bu ikisi birbirinden farklıdır. 12 Nisan 2017 tarihinde zorunlu trafik sigortalarına tavan fiyat uygulamasına başlandı. Sürücülerin hasar kademelerine ve araç tiplerine göre tavan fiyat belirleniyor ve sigortacılar bu fiyatın üzerinde poliçe kesemiyorlar. Bu tavan niçin konuldu? Önce onu konuşmak lazım. 2016-2017 yıllarında sigorta şirketlerinin bu branşta geçmiş yıllardan kaynaklanan 8,5 milyar liraya yakın bir zararları oluştu. Sigorta şirketleri riski yüksek, sigortalıları portföylerine katmak istemediklerini, bu nedenle de yüksek riskli olarak görülen sigortalılardan yüksek primler talep edilerek sigorta yapmaktan kaçındıklarından dolayı bu uygulamaya geçildi. Bazı sigorta şirketlerinin tavan fiyat uygulaması sonrasında özellikle hasar riski yüksek araç grupları için poliçe satmaya hevesli olmadılar. Biz şirket olarak tam o dönemde piyasaya girdik, arz güvenliğini sağladık o dönemde trafik sigortaları konusunda çok ciddi satış yaptık. Bizim piyasaya girişimiz özellikle yabancı şirketlerle Hazine Müsteşarlığı arasında çok ciddi bir kırılmayı engelledi. Belki çok daha büyük kırılmalar büyük riskler olabilirdi.
Biz şöyle bir konuşmaya şahit olduk. Geçen yıl piyasaya girdiğimizde trafik sigortası sorunlu bir branştı. Hazine Müsteşarlığı’nda görüşmelerimizi yaparken bir telefon konuşmasına tanıklık ettik. Hazine’deki yetkililerini o zaman ki bakanımız Sn. Mehmet Şimşek aradı. AŞTİ’den Ankara şehirlerarası terminalinden otobüsler sefere çıkamıyordu, nedenini sordu ve son gelişmeler hakkında acil bilgi almak istedi. O dönemde trafik poliçesi arzında bir sıkıntı vardı. Otobüsler trafiğe çıkamadılar çünkü trafik poliçesi yok, böyle problemler olmaya başlandı. Bunun üzerine devlet dedi k tavan fiyat tek başına yeterli olmadı sigorta şirketlerinin haklı olduğu yerler var o zaman bir riskli sigortalılar havuzu oluşturalım. Bu ne demek, sigorta şirketlerinin yapmak istemedikleri bazı gruplar var, 1’inci 2’inci 3’üncü basamak dediğimiz kötü sürücüler veya taksi, minibüs, otobüs, kamyon gibi sürekli trafikte olan araçlara yönelik kesilen poliçelerden aldıkları primleri havuza alalım hangi sigorta şirketi poliçeyi satarsa satsın ortak bir havuza devretsin, riskli hasarlarda tekrar paylaştırılsın, bir yarısı eşit paylaştırılsın geri kalan yarısı da o şirketin trafik sigortası branşındaki pazar payı oranında devredilsin. Dolayısıyla ne oldu, siz hiç poliçe satmak istemezseniz bile otomatik olarak havuz size pay devretmek zorunda kaldı o zaman ne oldu, bir takım sigorta şirketleri dedi ki ben satmazsam da geliyorsa bari satayım demeye başladı, ama rakamları şunu gösteriyor. 31 tane sigorta şirketi var havuza üye olmak durumda olan, bunlardan 9 tanesi sattığından daha az devir geldiği için havuza prim devreder durumda geri kalan 22 tanesi de havuzdan prim alır durumda. Buda demek oluyor ki 9 tane şirket daha çok poliçe satıyor.
Şirketiniz hakkında bilgi veriri misiniz?
Quick Sigorta 12 Mayıs 2017 tarihinde ilk poliçesini keserek faaliyete başladı. Şöyle bir mottomuz var ‘şirket yeni biz değiliz’ çünkü bizim büyüklüğümüzde ciroya sahip sigorta şirketinde yaklaşık 300 kişi çalışıyor bizde 40 kişi çalışıyor. Herkes dijital dönüşümden bahsediyor, biz dönüşmüyoruz dijital başladık ve bütün iş süreçlerimizi bunun üzerine kurguladık. Türkiye’de ilk defa online direkt poliçe satan sigorta şirketiyiz. Tüm süreçlerimizde dijital teknolojileri kullanan ama insanı odaktan çıkarmadan teknolojiyi kullanan bir sigorta şirketiyiz. Quick Sigorta olarak 1 yılı biraz geçen kısa bir sürede 1 milyar 26 milyon liralık prim üretimine ulaştık. Türkiye’de sigorta acente sayısı 16 bin 600 civarında biz bunların 6 bin700’ünden direkt başvuru aldık. Bunlardan bin 500 tanesini tescilli acentemiz haline getirdik ve acentelerle ilgili departmanımız da sadece iki kişi var, bu kadar kısa sürede bu kadar acentenin elleçlenmesi ve acentelerden de 1 milyar 26 milyon üretim alınması, bizim dijital başladığımızı ve teknoloji şirketi olduğumuzun basit bir göstergesidir. Şu ana kadar 1 buçuk milyon poliçe sattık ve 1 milyon 250 binden fazla sigortalımız var.
Yeni ürünleriniz hakkında bilgi veriri misiniz?
Kefalet sigortası ürünümüz üzerine yaklaşık 6 aydır çalışmalarımızı sürdürdük. Bu ürünümüz İş dünyasında oldukça ilgi çekti ve önemli bir ihtiyacı karşıladı. özellikle Kamu ihale süreçlerinde özel sektörün teminat ihtiyaçlarını karşılayabilmek, mevcut durumda bankalar tarafından düzenlenen teminat mektuplarına tahsis edilen kredi limitlerinin ihtiyaç duyulan esas alanlarda kullanılmasının önünü açabilmek ve reel sektörün elini rahatlatmak adına özel sektöre önemli bir enstrüman kazandırma çalışmalarını hızlandırdık. Bu çerçevede de Türkiye’de bir ilk olarak firmalar ihalelere katılırken teminat mektubu yerine Quick Sigorta Kefalet Sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerini sunabiliyorlar.
Bizim önümüzdeki kampanyamız basiretli tacir kampanyası olacak. Eskiden sigorta şirketlerinin yangın sigortası yaptıkları binalara taktıkları plaketler var. 1800 yıllardan kalma gerçek plaketlerin birer retro örneklerini de biz basiretli tacir vurgusuyla yangın sigortalarını Quick Sigortadan yaptırmış olan sigortalılarımıza hediye edeceğiz ve işyerlerinde basiretli tacir vurgusunu yapmak istiyoruz.
Daha yeni Esenyurt’ta bulunan bir palet fabrikasında yangın çıktı. Yangın büyüyerek palet fabrikasının yanındaki alüminyum ve tekstil fabrikalarına sıçradı. Türkiye için önemli değerler bunlar, o fabrikalar sadece sahiplerinin malları değiller, aynı zamanda bu ülkenin değerleridir. Çok ciddi bir hasar aldı bu fabrikalar. Aslında buradan hareket edecek olursak, uzun zamandır gündeme getirmek istediğim bir konu var. Bizim biraz da ezberlerin dışına çıkmamız gerekiyor. Birçok acentemiz talepte bulunuyor. Dernek toplantısı ya da çalıştaylarda şunu söylüyorlar: İş yeri sigortaları zorunlu olsun. Ben diyorum ki, iş yeri sigortaları zaten zorunlu. Nasıl mı? Türk Ticaret Kanunu’nda ‘Tacir, basiretli olmalıdır’ diyor. Bu ne demek? Bir tüccarın yapması gerekenleri yapması, alması gereken tüm tedbirleri yerine getirmesi demek. Basiretli davranmayan ve dolayısıyla sigortasını yaptırmayan ama büyük bir hasara uğramış bir fabrikadan bahsedelim. Büyük bir hasar olduğunda, kaynakları yerine koyabilecek bir ekonomik gücü bulunmayan iş yeri sahibinin fabrikası kapanmak zorunda kalıyor. Bu durumda da ülke olarak değerlerimizden bir kısmını kaybetmiş oluyoruz çünkü bizim değerimiz dolaylı olarak ülkemizin varlığı. Devlet vergi gelirinden mahrum kalıyor, çalışan insanlar işsiz kalıyor, istihdam azalıyor.
Hakimin böyle bir durumda ne demesi lazım? Türk Ticaret Kanunu açık. Tacir basiretli davranmak zorundadır. Basiretli bir tacirin de böyle bir riski önden görmesi ve önlemini alması lazım. Siz önlem almadığınız zaman en temel kanunlarımızdan Türk Ticaret Kanunu’na açık muhalefet etmiş oluyorsunuz. Ben hakim olsam gereğini yaparım. Hukuk sistemimizin de bu bilinçte olması gerekiyor.
Basiretli bir tacir yangın sigortası yapmak zorundadır isteğe bağlı değildir. Sigorta yaptırma basiretli tacir olmanın bir sonucudur.
2018 yılı nasıl geçiyor, yılsonu hedefleriniz neler?
Bu yıl eylül ayı itibariyle yüzde 75 bir büyümemiz var, bunu yılsonu itibariyle bu oranı yüzde 100’e yükselteceğimizi düşünüyorum. Biz trafik branşıyla başladık buradaki büyümemiz yüzde 39’lar civarındadır. Enflasyonun üzerinde bir reel büyümemiz var ama total büyümemiz çok daha yukarılarda biz trafik dışındaki diğer branşlarda daha çok büyüyoruz. Sadece 2018 yılında bugün itibariyle 700 milyon lira civarında prim üretimimiz var.
2019 yılı beklenti ve hedefler nelerdir?
Biz 1 yaşında bir sigorta şirketiyiz. İlk 5 yıllık hedefimizi birkaç ayda tutturduk. Bizim hedef ve bütçelerimiz pozitif yönde de olsa çok ciddi saptı. 2019 yılı için bütçe çalışmalarını başlattık ama öngörümüz şu, biz büyümeye devam edeceğiz ama birtakım ezberlerle gitmeyeceğiz. Spesifik karlılığa bakıyoruz, ürün bazında ve çok iyi bir alt yapı oluşturduk. Sektörde ilk defa poliçe bazında faiz gelirini takip edeceğiz, poliçe bazında personel giderini takip edeceğiz, poliçe bazında karlılık analizleri yaparak ilerleyeceğiz. Tüm branşlarda büyüyerek devam edeceğiz 2019 yılında da enflasyonun üzerinde bir reel büyüme bekliyoruz.