Biz madenciyiz, tamamen haklı değiliz, bizimde günahlarımız var
Madencilik alanında yaşanan gelişim, ülke ekonomisine olumlu yansıyor. İhtiyaçlar doğrultusunda yapılan yatırımlar artarken, çevre ile ilgili hassasiyetlerde bir o kadar artıyor.
Sürdürülebilir madenciliği görüştüğümüz Aydın Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin, sorularımızı yanıtladı.
Türkiye’de 2021 yılında madencilik ihracatı ciddi oranlarda arttı. Maden ihracatında geldiğimiz noktayı aktarır mısınız?
Maden ihracatı bir ham madde ihracatıdır. Ham madde ihracatı ise aslında gelişmemiş ülkelerin yaptığı ihracat kalemidir. Fakat Türkiye’nin de başka geliri olmadığı için bu ihracatı yapmak durumunda. Esasında madencilik ihracatına 6 milyar dolar demekte yanlıştır. 2007 yılında bir çalışma yaptık. Gelir İdaresi Başkanlığı ile Madenciler Konseyi olarak yaptığımız çalışma da madencilik ihracatına seramik, cam, demir çelik gibi ürünleri eklediğinizde 40-50 milyar dolarlık bir ihracat rakamı çıkıyor. Dolayısıyla maden ihracatımızın düşük olduğunu söylemek yanlış bir bilgidir. 1965 yılında Demirel iktidara gelince sanayimizin güçlü görünmesi için seramik, cam, çimento gibi ürünleri sanayi ihracatı olarak tanımladı. Dolayısıyla madencilik ihracatı küçük kaldı. Altın, mermer plakalar dahi madencilik sayılmıyor. Ben sekiz yıl Ege Maden İhracatçılar Birliğinde Başkan Vekilliği yaptım. O nedenle ihracattaki konuları iyi kötü biliyorum. O dönemde Zafer Çağlayan’da Ekonomi Bakanlığı yapıyordu. İhracat yaptığınızda kilogram değeri de çok önemlidir. O dönemde 1 kilogram ihracat 1.59 dolardı. Maalesef o günden bugüne ciddi düşüşler yaşandı ve bugün 1.13 seviyesine geldi. Gelişmiş ülkelerde bu rakam 3-3.5 dolar seviyelerindedir. Bu anlamda ihracat önemlidir evet doğru ama niteliği de çok önemlidir.
Maden ihracatındaki değer nedir, bununla ilgili bir çalışma yaptınız mı?
Maden ihracatı yaptığınız zaman giderleriniz çok düşüktür. İthal ürünleriniz mazot, yedek parça, makinelerdir. Burada ithal ürün en fazla %20 seviyesindedir. %80 yerli ürün kullanmış olursunuz. Bu açıdan artı oranı fazladır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı maden ihracatına destek olacaklarını açıklıyorlar. Bu noktada sizin beklentileriniz var mı?
Bakanlıktan beklentilerimiz çok. Örneğin madencilikte orman bedelleri çok yüksektir. Biz ormanlık alanlarda da çalışıyoruz. Bugün Kanada’da, Avusturalya’da veya Amerika da bir hektar orman bedeli 15 TL’dir. Türkiye’de ise fiyat 15.000 TL’dir. Bunun dışında bürokratik işlemler çok hızlı ilerlemiyor. Enerji Bakanlığı bir miktar iyi, fakat Orman Bakanlığı, Çevre Bakanlığı gibi diğer bakanlıklarla olan işlerimiz çok ağır ilerliyor. Bunların hızlanması gerekiyor. Bu durumdan Enerji Bakanımızın haberi de var. İşin mutfağında yetişmiş bir bakandır. Sorunları yakından biliyor.
Maden sektörü konu olunca çevre konusu da gündeme gelir. Çevre konusunda geldiğimiz noktayı aktarır mısınız?
Madencilik sektörü her geçen gün çevreye daha duyarlı olmaya çalışıyor. Benim çocukluğumda Amerikan filmleri vardı ve altın madenlerini gösterirlerdi. Orada dinamitlerde bölgeleri patlatır çevre ile ilgili hiçbir önlem alınmazdı. Bugün ise sadece 50 yılda doğanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Şuanda herkes çok güzel madencilik yapılıyor. 1975 yılında ben üniversiteden mezun oldum o günle bugün arasında madencilikte çok büyük bir değişim var. Siz bir bölgede madencilik yaptınız ve maden ocağındaki işiniz bittiğinde bir komisyona başvuru yapıyorsunuz. Çevre, tarım ve jeoloji mühendislerinden oluşan komisyonda insanlar maden firmasına o bölgeyi ne yapacağı hususunda bir karar veriyor. Maden firması olarak siz bu istenileni yapmadığınızda Enerji Bakanlığ’ının sizden aldığı teminatla yapıyor. Bu yasa 2013 yılında çıkartıldı.
Bu çok önemli bir gelişme. Önceden bunu başaramadığımız belirtiliyor.
Biz madenciyiz, tamamen haklı değiliz, bizimde günahlarımız var. Bu işlerin düzelmesi için sermaye oluşturmanız gerekiyor. Madencilik çok ağır ve riskli bir iştir. O nedenle biraz daha zamana ihtiyacımız var. Şuanda Türkiye’deki yabancı maden firmalarına birçok kişi karşı çıkıyor. Oysa yabancı madenci firmalar bizlere nasıl madencilik yapmamız gerektiğini öğrettiler. Özellikle altın madenciliği bu işin lokomotifi oldu. Kanadalı birkaç firma geldi, bunlar çok güzel çevreyi ön plana alarak işletme kurdular, bizlerde onları örnek alarak daha iyi işletmeler kurmaya çalıştık.
Çanakkale bölgesinde yabancı maden firması ciddi sorunlar yaşadı?
Altın madenciliğine karşı bir lobi var. Bu durum Hablemitoğlu dönemine kadar gider. Dolayısıyla Çanakkale bölgesinde de firma taktik hatası yaptı. 195 bin tane orman ağacı keserek çıplak bir bölge ortaya çıkardı. Firmada bunu tahmin ettiğim kadar izinler Türkiye’de zor çıkıyor. Ben izin almışken hemen keseyim dedi. Bir daha izin işleriyle uğraşmak istemedi. Öyle bir bölgeyi kel hale getirmeleri doğru olmadı. Bizde Ege bölgede madencilik yapıyoruz. Biz ihtiyacımız olduğu sürece müracaat ediyoruz ve ona uygun kesimler yapıyoruz.
Kaltun Madencilik olarak yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Biz seramik ve cam hammaddeleri üzerine çalışıyoruz. Endüstriyel ham maddelerini temin ediyoruz. Ucuz bir maden işletiyoruz. %93 ihracat yapıyoruz. 2021 yılıyla ilgili 105 milyon dolar ihracat gerçekleştireceğiz. Ağırlıklı olarak Çin’e ihracat yapıyoruz. Firmamız da Aydın Çine ilçesinde kurulmuştur.
Aydın Çine’de yapacağınız organize sanayi bölgesini aktarır mısınız?
Biz bu bölgede zenginleştirme tesisleri yapıyoruz. Hiçbir maden saf değildir. Topraktan çıkar çıkmaz hazır hale getirilmiyor. Maden zenginleştirilerek hazır hale geliyor. Bu zenginleştirme tesislerinin en büyük avantajı homojen bir maden üretirsiniz. Homojenlik üreticinin de rahat üretim yapmasını sağlar. Burada bizim en büyük sıkıntımız Aydın’ın toprakları çok verimli o topraklarda bina yapmak istemiyoruz. Dağlarda kötü arazilerde tesis kuralım istiyoruz. Fakat küçük arazilerden oluşuyor.
Aydın’da Madran Baba’da Kıroba Enerji tarafından rüzgar enerjisi yatırımı yapılmıştı. O dönemde halkın karşı çıktığını biliyoruz.
O tesisi Kaltun Madencilik olarak biz satın aldık. Firmada bizim %25 hissemiz vardı, sonrasında tamamını satın aldık.
Kıroba Enerji yönetimi de FETÖ’den yargılanıyordu sanırım, Bank Asya yönetiminde de bulunuyorlardı?
Onlarla ilgili bir bilgimiz yok. Bank Asya’dan herkes kredi çekti. Banka yönetiminde de olabilir. İyi günlerde insanları Bank Asya’ya sevk ediyorlardı. Şimdi ise farklı oldu. Bunların hepsi politik işlerdir.
Gelecek hedeflerinizi aktarır mısınız?
Biz ülkemizin madenlerini optimum bir şekilde kullanmak ve değerlendirmek istiyoruz. Gelecek kuşaklara da aktarmak istiyoruz. Madenleri çok iyi kullanmak gerekiyor. Yer altında artık olarak kalmaması gerekiyor. Biz Aydın Çine’de yatırım yapıyoruz ve o bölgede fakir ve yemek sorunu yaşayan insanlar var. Sadece 2-3 keçisiyle yaşayan insanlarımız var. Buralarda insanların iş bulması gerekiyor. Bu nedenle madencilik alanına yapılan tüm yatırımları önemsiyoruz. MART2022