Bölge pazarlarını hedefleyen Japon firmaları Türkiye’yi üs olarak görüyor
1968 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteren Toyo Matbaa Mürekkepleri, kuruluşundan bugüne kadar Türkiye’nin mürekkep sektörüne yön veren markalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Sektörün ülkemizdeki durumu ve Türkiye – Japonya ticari ilişkileri ile ilgili görüşlerini aldığımız Toyo Matbaa Mürekkepleri CEO’su Yakup Benli, önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye – Japonya ticari ilişkileriyle ilgili gözlemlerinizi aktarır mısınız?
Türkiye – Japonya ticari ilişkilerine değinmeden önce aslında iki ülke arasındaki dostluğa vurgu yapmak gerekir. Bu iki ülke halkının kültürleri birbirine çok yakın olduğu için aralarında da özel bir samimiyet bulunuyor. Türkiye ile Japonya arasında tarihsel bir köken de var. Örneğin 2019 yılında, Japonya’da ‘Türk Kültür Yılı’ ilan edildi. Tüm bunlar haricinde Japonlar için Türkiye, ‘birlikte iş yapabilme’ noktasında da oldukça uygun bir ülke. Bu bölge pazarını hedefleyen Japon firmaları Türkiye’yi üs olarak görüyor. Tabii ki, Avrupa çok büyük bir pazar ve orada da üretim yapmak isteyenler oluyor. Fakat bu bölgeye ilk defa gelen şirketler için Türkiye önemli bir başlangıç noktası. Ayrıca, Türkiye ile Japonya arasında serbest ticaret anlaşması bulunmuyor. Bunun da temel sebebi ticarette açığın olmamasıdır. Fakat anlaşmalar yapılabilirse Türkiye lehine olumlu etkileri olacağına inanıyorum. Şirketimiz özelinde baktığınızda ise Toyo Ink Group sadece Türkiye pazarı için buraya gelmedi. Çevre ülkelere de ihracat yapıyor olmamız, Toyo Ink Group’un Türkiye’ye gelmesinde önemli rol oynadı.
Japon firmalarının daha yeni yeni Avrupa ve Ortadoğu pazarına açıldığı belirtiliyor. Bu noktada Türkiye, Japon firmaları için bir üs haline gelebilir mi?
Çok net üs olabiliriz. Çünkü Avrupa, Uzak Doğu ülkelerindeki şirketler için çok rahat hareket edecekleri bir yer değildir. Çünkü AB’nin kendi standartları var. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında ilk durak olarak Türkiye, oldukça cazip bir yer haline gelmektedir. Kimya sektörü açısından Avrupa’ya bakacak olursanız, ürün güvenliği ve ürün regülasyonlarıyla ilgili Japonya’dan çok daha farklı standartları mevcuttur. Dolayısıyla Japonların mevcut standartlarını AB’ye uyumlu hale getirebilmesi için Türkiye üzerinden hareket etmesi oldukça avantajlıdır. Türkiye aynı zamanda yetişmiş iş gücüne sahip bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye hem üretim üssüne hem de Avrupa için pazar araştırma ve ürün geliştirme üssüne dönüştürülebilir. Ek olarak son zamanlarda artan navlun maliyetlerinin dünya genelinde yükselmesiyle bazı ürünlerin Hindsitan ve Çin’den gelmesinin bir önemi kalmadı. Dolayısıyla global markalar artık çoğunlukla pazar yakınlarında kendilerine yeni alternatifler geliştirmeye, lokal firmalar ile çalışmaya başladı. Bu durumu doğru kullanabildiğimiz takdirde Türkiye için büyük avantaj oluşturabilir düşüncesindeyim.
Japon firmaları mürekkep ve boya sektöründe ülkemizde önemli yatırımlar yaptılar, yapılan yatırımlar ve firmaların uluslararası arenadaki konumları ile ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Boya sektörüne baktığımızda Japon yatırımcıların Türkiye’ye yaptığı yatırımlar var, devamı gelir mi düşüncesiyle de bekliyoruz. Mürekkep sektörüne baktığımızda ise Japon firmaları uluslararası arenada büyük bir güce sahip. Dünyanın ilk on büyük mürekkep üreticisinden 4-5 tanesi Japon firmasından oluşuyor. Japonların pazarı doğru görebilme ve doğru yatırım yapma gibi özellikleri var. Japon pazarında ambalaj çok kıymetlidir, ürüne değer kattığına inanırlar. Bu nedenle Japonya’da mürekkep pazarı çok gelişmiştir ve bu sektörü de dünyaya yaymaya başlamışlardır. Toyo Ink Group özelinde baktığımızda ise önce Asya Pasifik ülkeleri pazarına, sonra da ABD pazarına girdiler. Şimdi ise Türkiye, başta Avrupa olmak üzere Afrika, Ortadoğu ülkeleri için üretim ve satış üssü konumudadır. Toyo Matbaa Mürekkepleri olarak ise en büyük pazarımız Türkî Cumhuriyetler, Ortadoğu, Balkanlar ve Doğu Avrupa. Son 2,5 yıldır Afrika’ya yönelik eforumuzu artırdık. Bu bölgede başta esnek ambalaj sektöründe kullanılan mürekkeplerimiz olmak üzere hizmet verdiğimiz tüm ürün gruplarında varlığımızı güçlendirmek istiyoruz.
Türkiye’de genelde Alman ürünlerin daha kaliteli olduğu gibi bir algı vardır. Mürekkep sektöründe bu algıyı Japonlar yıktı mı?
Türkiye’de Japon algısı oldukça yüksektir. Japon ürünlerinin kaliteli olduğunu herkes bilir. Bu sadece Türkiye için değil faaliyet gösterdiğimiz birçok ülke için geçerli bir durum. Ayrıca müşterilerimiz de, Toyo Ink Group’un yatırım yaptıktan sonra birçok konuda sektöre katkı sağlayağını gördü. Dolayısıyla daha olumlu bir yaklaşım oldu.
Toyo Matbaa Mürekkepleri olarak müşterilerinize sadece ürün değil aynı zamanda teknik destek de verebiliyor musunuz?
Ambalaj ve basım sektörlerinin ihtiyaçlarına yönelik en iyi çözümü sunacak ürünlerin Ar-Ge ve üretimini aynı çatı altında Manisa’da bulunan fabrikamızda gerçekleştiriyoruz. Üretmiş olduğumuz ürün gruplarına ek olarak müşterilerimizin ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda Ar-Ge Merkezimizde özel ürün tasarlıyor ve iş ortaklarımızın tamamına ücretsiz teknik destek hizmeti sağlıyoruz. Ar-Ge ve teknik destek ekiplerimize yapmış olduğumuz yatırımlar ile güçlü bir ekibe sahibiz. Bu alanda kazanmış olduğumuz bilgi ve tecrübe ile, iş ortaklarımızın kalite iyileştirme süreçlerine katkı sağlamak ve problemlerine kalıcı çözümler sunmak adına teknik destek hizmeti veriyoruz. Özellikle baskı mürekkebi diğer ürünler gibi doğrudan alıp kullanılan bir ürün değildir. Mürekkebin, baskı materyaline geçiş sürecinde iş ortaklarımızın optimum avantajı yakalaması için birlikte hareket etmek gerekiyor. Bu renk de olabilir, başka bir teknik parametre de olabilir. Bu nedenle satış öncesi ve sonrası teknik ziyaretler gerçekleştirerek, denemeler yapmamız gerekiyor. Tüm bu denemelerin sonunda müşterinin optimum faydayı yakalamalarını sağlıyoruz.
Diğer taraftan teknolojimizin aslında müşterinin teknolojisine bağlı olduğunu da belirtmek isterim. Gelişen ve değişen basım teknolojisi ile birlikte yeni makina yatırımları yapan müşterilerimiz var. Alınan her yeni makinanın teknolojik açıdan daha da gelişkin olduğunu söylemek mümkün. Bizler de bu doğrultuda, hali hazırda verdiğimiz ürünlerin yerine yeni ürünler koymak zorundayız ve bunu yaparken de hizmet verdiğimiz tüm sektörleri göz önünde bulundurmak durumundayız.
Dövizdeki hareketlilik sektörü nasıl etkiliyor?
Türkiye’de kimya sektörü pek çok diğer sektör gibi maalesef ithalata dayalıdır. Petrol ürünleri, katkı maddeleri gibi ürünler ithal edilmektedir. Bu ithal ürünlerin ülkemizde üretilmesi de şu anki durumda zordur. Çünkü bunların bir kısmı madene dayalı ürünlerdir. Bir başka sorun da bu ürünleri üreten firmalar küresel çapta dağıtım yaptığı için yüksek miktarda üretim yapmaktadır. İthalata dayalı olduğunuzda da dövizle işlem yapmanız gerekiyor. Dolayısıyla döviz konusunda yaşanan dalgalanmalar bizim gibi diğer bütün sektörleri de etkiliyor. Döviz artışının dışında hammadde fiyatları ile navlun fiyatları da sürekli olarak artış gösteriyor.
Pandeminin de neden olduğu bu koşullarda Japon yatırımcıların Türkiye’ye bakışı değişti mi?
Pandemi sonuç itibariyle sadece Türkiye’de yaşanmadı. Dünyanın her yeri için ne kadar tedirginlik yaşanıyorsa, Japonlar da Türkiye için ancak o kadar tedirgin oluyordur. Bu küresel sorun bittiğinde, insanlar normale döndüğünde piyasalar yeniden açılacaktır.
Toyo Matbaa Mürekkepleri olarak ihracat tarafında neler yapıyorsunuz? Öncelikli hedefimiz tabii ki Türkiye pazarını korumak ve geliştirmektir. Aynı zamanda şirketin temel üretim noktasında bulunmaktayız. İkinci hedefimiz de ihracattır. 2016 yılından itibaren Türkiye yapılanmamızı, bölgesel üretim ve ihracat merkezi olarak konumlandırdık. 2020 yılına kadar bu doğrultuda ihracatımızı artırma ve hedef bölgelerimize ulaşma amacı ile yurt dışında birçok fuara, teknik seminere katıldık ve müşteri ziyaretleri gerçekleştirdik. 2020 yılının ilk üç ayında hedeflerimize ulaşmak için aynı çaba ile çalışmalarımızı yürütürken dünyayı hem sağlık, sosyal hem de ticari olarak sarsan Koronavirüs ile karşı karşıya kaldık. Ancak, ihracat odaklı bir firma olarak 2020 yılı pandemi döneminde her firma gibi yurt dışı satışlarında zorluklar yaşadığımızı açıkça söyleyebilirim. Ürün transferleri zorlaştı, pek çok ülke kapılarını kapattı. Firmalar deneme yapamadılar, fabrikalarına kimseyi almak istemediler. Müşterilerimizle dijital platformlar üzerinden bağlantı kurduk ve şu anda da gidemediğimiz hem mevcut hem de potansiyel müşterilerimiz ile dijital platformlar üzerinden iletişim kurmaya, teknik destek vermeye devam ediyoruz. Her şeye rağmen ihracatta büyümemizisürdürüyoruz. KASIM 2021