DEİK Mısır İş Konseyi Başkanı ve Diktaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Denizer: Ne Kadar Ülkede Operasyon Yapabiliyorsanız O Kadar Gücünüz Artar

Farklı ülkelere yatırım yapmamız o ülkelerde söz sahibi olmamızı ve güçlenmemizi sağlar diyen Mustafa Denizer, “Bizim de kendi sektörüme bakarak farklı ülkelerde yatırım yapıp güçlenmemiz gerektiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Güçlü olduğumuz sektörlerde yurtdışında neredeyiz sorusunun cevabı oldukça önemlidir. Rekabetçi olmak istiyorsak iki üç ülkede üretim yapıp elli-yüz ülkeye satıyor olabilmemiz lazım. Mısır örneğine tekrar dönersek burada edindiğimiz tecrübelerle farklı Afrika ülkelerinde yatırım yapabilme kabiliyetine kavuştuğumuzu söyleyebilirim. Kısaca ne kadar ülkede operasyon yapabiliyorsanız o kadar gücünüz artar” dedi.

Türkiye Mısır arasında son dönemde oluşan olumlu hava ve gerçekleştirilen ziyaretleraradaki sorunların giderilmesini sağladı. Şimdi gözler Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin planlanan Türkiye gezisine çevrildi. Yaşanan süreci değerlendirmek için görüşlerine başvurduğumuz DEİK Mısır İş Konseyi Başkanı ve Diktaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Denizer, ilişkilerin önümüzdeki dönem daha da iyiye gideceğini belirtti.  

Cumhurbaşkanımızın Mısır gezisi ile ilgili gözlemlerinizi paylaşır mısınız?

Cumhurbaşkanımızın gezisinde ana konu Gazze olmasına rağmen ekonomi ile ilgili konularda konuşuldu. Bu geçen on iki yıldaki sıkıntılı dönemi unutturup her şeyin normale döndüğünün en büyük göstergesi oldu. Önümüzdeki dönemde muhtemelen Mayıs ayında Mısır Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyareti planlanıyor. Bu gezide ağırlıklı olarak ekonomi ile ilgili konuların ele alınacağını düşünüyorum.

Gazze’de yaşananlar olmasaydı bu gezide de görüşmelerin ağırlıklı olarak ekonomi olacağı söylenebilir mi?

Elbette, ilişkilerin sorunlu olduğu dönemde de ticari ilişkilerimiz üzerinden ilişkiler devam ediyordu. Doğal olarak siyasi ilişkilerin de düzeldiği bir dönemde ekonomik ilişkilerin daha ilerlemesi için yapılan çalışmalar daha ön planda olacaktır.

Bunun yanında farklı firmaların birkaç havalimanına daha uçuşlar organize etmesi bizi oldukça rahatlattı. Eskiden sadece THY uçuş yaparken bugün Anadolu Jet, Pegasus şirketlerinin de uçuş yapması siyasi ilişkilerin geldiği noktayı gösteriyor.

Mısırdaki yatırımlarımız ile ilgili Türkiye kamuoyunda farklı değerlendirmelerde oldu. Türk sermayesinin Mısır’a kaçtığı yönünde haberler okuduk. Bu olumsuz yaklaşım ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Bu yaklaşım DEİK Türkiye Mısır İş Konseyi Başkanı olarak beni rahatsız ediyor. Son demeçlerimde bunu sık sık vurguluyorum. Öyle kaçan giden bir sermaye yok. Bakıldığında 2007 yılından buyana on on beş tane Türk yatırımcısı oraya kayda değer yatırım yaptı. Dolayısıyla adetsel olarak çok fazla yatırımdan bahsedemeyiz. Bugün itibariyle de bu başarılı yatırımları gören diğer firmalar da bende yatırım yapabilir miyim diyecektir. Ancak bu öyle kolaylıkla hayata geçirilecek bir durum değil. Başka bir ülkeye yatırım yapmak, o ülkenin zorluklarına göre hareket edebilmek zordur. Bunun için sermayenin güçlü olması ve sabrının olması lazım.  Yani yüzlerce firmanın yatırım yapmak için harekete geçtiği yönünde bir durum söz konusu değil.

Ayrıca yüzlerce firmamız da gitse, bu firmalarımızın Türkiye’deki yatırımlarını desteklemek için gittiklerini görmemiz gerekmez mi?

Yaklaşımınız çok doğru, yatırım yapan firmalarımızın çoğu, Mısır ve Türkiye dışında üçüncü ülkelere satış yapmak için bu yatırımları yaptı. Mısır’ın AB ve ABD ile yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarından faydalanmak için bu yatırımları yaptılar. Dolayısıyla bu yatırımlar Türkiye’nin ihracatını artıran yatırımlardır. Buradan yapılan yatırımları da Türkiye’nin yapmış olduğu yatırımların üzerine koyabiliriz. Bu çerçevede de Mısır’a yeni yatırım yapacak firmalarımıza da Mısır’ın diğer ülkelerle yapmış olduğu anlaşmalardan faydalanabiliyorsanız harekete geçin tavsiyesinde bulunuyoruz. Aksi takdirde bugün işçilik olarak daha ucuz görünen Mısır’ın örümüzdeki yıllarda bu durumun dışına çıktığı zaman buraya yaptığınız yatırımın bir manası kalmamış olur. Mısır Afrika’da iş gücü ucuz bir ülke ama kendine göre zorlukları olan bir ülke olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız. Oraya giden yatırımcının ince eleyip sık dokuması lazım.

Yapılan yatırımları olumsuz söylemlerle baltalamamak lazım.  

Haklısınız, bakıldığında son on iki yılda iki ülke arasındaki ilişkiler bu yatırımlar sayesinde ayakta kaldı. Dolayısıyla iki tarafta bunun farkında. Bu açıdan oradaki yatırımlarımızın büyümesi Türkiye’nin Mısır’daki gücü anlamına geliyor. Dolayısıyla Mısır’daki yatırımlarımız gibi örnekleri keşke üç beş ülkede daha görebilsek. Seksen milyar dolarlık bir tekstil konfeksiyon ülkesiyiz ve bu gücümüzü farklı ülkeler yaymamız bizi daha da güçlendirecektir. Bugün Çin, Vietnam, Bangladeş, Sri Lanka vs. ülkelerde önemli yatırımlar yapıyor. Avrupa bundan yüz yıl önce dünyanın birçok ülkesinde yatırımlar yapmış olması o ülkeleri güçlendirdi mi yoksa zayıflattı mı? Dolayısıyla farklı ülkelere yatırım yapmamız o ülkelerde söz sahibi olmamızı ve güçlenmemizi sağlar. Bizim de kendi sektörüme bakarak farklı ülkelerde yatırım yapıp güçlenmemiz gerektiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Güçlü olduğumuz sektörlerde yurtdışında neredeyiz sorusunun cevabı oldukça önemlidir. Rekabetçi olmak istiyorsak iki üç ülkede üretim yapıp elli-yüz ülkeye satıyor olabilmemiz lazım. Mısır örneğine tekrar dönersek burada edindiğimiz tecrübelerle farklı Afrika ülkelerinde yatırım yapabilme kabiliyetine kavuştuğumuzu söyleyebilirim. Kısaca ne kadar ülkede operasyon yapabiliyorsanız o kadar gücünüz artar.

Mısır’da bir devalüasyon süreci yaşandı. Bu durum sizi nasıl etkiledi?

Zaten serbest piyasada kur bu seviyelerdeydi, devlet bankalarında durum farklıydı. Bu da bir ikileme neden oluyordu. Nihayetinde ise Mısır’ın döviz darboğazı devam ediyor. Büyük bir gayrimenkul yatırımı aldılar, IMF anlaşması doğrultusunda dövizi serbest bıraktılar ve bu bir rahatlama sağladı ama Mısır’ın ödemeler dengesindeki problemler devam ediyor. Bunun ile ilgili zamana ihtiyaçları var. Mısır’ın toparlanma süreci bir zaman daha sürecek. Türk yatırımları açısından devalüasyon demek paranın ucuzlaması demek, maliyetlerin ucuzlaması demektir. Tabi bunların geçici olduğunun bilincinde olmalıyız. Reel olarak baktığımızda bu birkaç sene böyle devam eder ve sonunda olması gereken yerlere gelir.

Mısır’daki yeni yatırımların ekonomiye olumlu katkı sağlayacağı ifade ediliyor.  Bu açıdan bakıldığında yatırımlarımızın ülkedeki anlamı ile ilgili neler söylenilebilir?

Farklı Arap ülkelerinden gelen yatırımlara baktığımızda daha çok gayrimenkul ve enerji alanında yapılan yatırımlar olduğu gözlemleniyor. Türk yatırımlarının ise sanayi alanında olduğunu gözlemliyoruz. Bu açıdan bakıldığında bizim yatırımlarımızın daha fazla katkı sağladığını söyleyebiliriz. Yeni yatırımlarda söz konusu olacaktır. Farklı sektörlerde yatırımların yapılmak istendiğini gözlemliyoruz. Üç milyar dolara yakın bir Türk yatırımı söz konusu, yeni dönemde de beş yüz milyon dolar civarında bir yatırımın yapılacağını düşünüyoruz. Bunun içinde yeni yatırımlar olduğu gibi mevcut firmaların yeni yatırımları da var.  

Bir önceki görüşmemizde vize ile ilgili beklentilerinizin olduğunu söylemiştiniz. Bu beklentiniz giderildi mi?

Konu ile ilgili problemler ortadan kaldırıldı. Cumhurbaşkanlarının karşılıklı gerçekleştirdiği ilk görüşmede çözülmüştü. Bir, bir buçuk yıldır vize problemi yok.

Yeni dönem ile ilgili beklentiniz nedir?

Mısır’ın Türk ürünlerine pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini düşünüyorum. Mısır’a daha çok Türk ürünü girmesi için kolaylıkların sağlanması lazım. Belli başlı bürokratik uygulamalarda getirilecek kolaylıklarla rahatlıkla yapılabilir. Bu yaklaşım Mısır ekonomisine de olumlu yansıyacaktır. Ne kadar Türk ürününü Mısır’a sokarlarsa daha fazla Türk yatırımının geleceğini söyleyebilirim. Enerjiden dolayı cari fazla verildiği bir dönemde de bunu yapmak Mısır için daha kolay. Bu ticaretinde yerel para birimleriyle yapılabilmesi sağlanırsa ticaretinde olumlu yönde ilerleyeceği kanaatindeyim. Bununla ilgili görüşmeler başladı ve devam ediyor diye biliyorum.MAYIS2024