DEİK Polonya İş Konseyi Başkanı ve Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı Ercan Emrah Duman: İki Ülke İlişkilerinin 100. Yılı Büyük Önem Taşıyor

Türkiye Polonya ilişkileri, ticari ilişkilerinde sağlıklı yürütülmesi ile gelecek vadediyor. İlişkilerin yüzüncü yılı doğrultusunda yapılan etkinliklere tanık oluyoruz. Gelişen ticari ilişkilerin seyri ile ilgili görüşlerini almak için bir araya geldiğimiz DEİK Polonya İş Konseyi Başkanı ve Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı Ercan Emrah Duman, sorularımızı yanıtladı.   

Avrupa’da yeşil dönüşüm süreci başladı. Bu süreç Türkiye’deki üreticileri nasıl etkiliyor?

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Vergisi düzenlemeleri, Avrupa Birliği’nin (AB) çevre dostu ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş sürecini hızlandırmayı amaçlayan önemli adımlar içeriyor. Türkiye ise şimdiden gerekli hazırlıkları yapması gerekiyor. Bu standartların Türk firmalarına fırsat oluşturacağı belirtiliyor fakat ben durumun böyle olacağını düşünmüyorum. Ancak Çinli veya Hintli rakiplere göre daha önceden hazırlık yaparsak bir süre ön plana çıkabiliriz.

Türkiye’deki firmalar bu konuda gerekli yatırımları yapıyor mu?

Avrupa pazarına ağırlıklı ihracat yapan sektörlerin bu yatırımlara başladığını düşünüyorum. Örneğin demir çelik sektörünün bu yatırımları yaptığını düşünüyorum. Otomotiv sektörüyle ilgili Euro 6 standartlarına uygun üretim yapmazsanız ihracat yapamıyorsunuz. Dolayısıyla tüm sektör bu yatırımları yapmak zorunda kalıyor. Çünkü bu yatırımları yapmazsanız sektörün dışında kalıyorsunuz.

Dolayısıyla bu sektörlerin hazırlık yaptıklarını varsayıyorum.  Bu süreçte damping uygulayan ülkeler, yeşil üretim yapan, insan haklarını gözeten, vergisini ödeyen ülkelere göre sorunlar yaşayacaktır. Bu açıdan Türkiye’ye avantaj sağlayabilir. Fakat burada en önemli husus fırsat oluşturmaktan ziyade elimizdeki pazarı kaybetmemeyi hedeflemeliyiz. Bu bir regülasyondur. Otomotiv sektöründe biz bu durumlara alıştık, diğer sektörlerinde artık alışması gerekiyor.

Avrupa’da savunma sanayiinin ön plana çıktığını görüyoruz. Savaş Polonya’yı nasıl etkiledi?

Ukrayna Rusya savaşını Avrupa’da en fazla hisseden ülke Polonya’dır. Çünkü Ukrayna halkının ilk adresi Polonya oldu. Coğrafi yakınlıktan dolayı Ukraynalı göçmenler ilk olarak Polonya’ya gitti. Bir savaş Polonya’ya sıçrar mı diye bir korku var mı bilmiyorum. Ama savunma sanayi yatırımlarına ve ürün alımlarına Polonya’nın açık olduğunu görüyoruz. Türkiye’den de bazı ürün alımları yapılıyor. SİHA aldıklarını medyadan okuduk. Polonya Türkiye savunma sanayi iş birliği yapıldığını görüyoruz. Bu durum iki ülke açısından çok iyi bir gelişmedir.

Türkiye Polonya ilişkileri 100 yılına girdi. DEİK olarak bu dönemde yapacağınız çalışmaları aktarır mısınız?

100. yılını kutladığımız Türkiye ve Polonya arasındaki Dostluk Anlaşması, Lozan Barış Anlaşması’nın arifesinde imzalanmış, 1 Nisan 1924’te yürürlüğe girmiş. İki ülke arasında imzalanan bu dostluk anlaşmasıyla Polonya aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuştu. Bu açıdan iki ülke ilişkilerinin 100. yılı büyük önem taşıyor.

Bizde Polonya Ankara Büyükelçisi, İstanbul Başkonsolosu ve DEİK üyeleriyle birlikte bir resepsiyon düzenledik. Burada iş dünyası beklentilerini aktardılar. Yine geçtiğimiz günlerde enerji sektöründeki yatırımcıları Polonya’ya götürdük. Bu yıl birkaç sektör bazında çalışmalar yapmak istiyoruz. Kimya, beyaz eşya yan sanayi gibi alanlarda yatırımcıları götüreceğiz. Bunların dışında üniversiteler arası işbirliğini geliştirmek istiyoruz. Bu konuda iki ülkede pilot üniversite belirlendi. Bunların dışında teknolojide kalın semineri düzenlenecek.

Polonya Türkiye ticari hedefi olan 10 milyar doları aştık. Bundan sonraki süreçte yeni ticaret hedefleri var mı?

İki ülke ticareti istikrarlı olarak büyüyor. En son 11 milyar doları aştık. Cumhurbaşkanımız o dönemde Başbakan iken Sayın Andrzej Duda ile görüşerek 10 milyar dolarlık bir hedef belirlediler.  Bizlere o dönemde bu rakam çok büyük geliyordu. Çünkü o dönemde 2-3 milyar dolarlık bir ticaret vardı. Bugün baktığınızda iki liderin ileri görüşlülüğü bizden daha iyiymiş. Bu rakamın artık çok daha büyümesi için önünde bir engel kalmadı. Bu rakam bir kırılma noktasıdır. Bu rakama ulaştıktan sonra sürekli artarak gidecektir. Ayrıca Polonya dış ticarette bizim fazla verdiğimiz bir ülkedir. Türkiye 6 milyar dolarlık ihracat yapıyor, Polonya’dan da 5 milyar dolarlık ithalat yapıyor.

Ağır ticari araç pazarıyla ilgili 2023 yılı değerlendirmesi yapar mısınız?

Son yıllarda Türkiye’deki ağır ticari araç pazarı önemli ölçüde büyüyüp, 2023 yılında 39.000 aşarak Avrupa’da Almanya, Fransa ve İngiltere’nin ardından 4. büyük pazar olarak yerini almıştır. Bu büyüme, ekonomik büyüme ile paralel olarak artmaktadır.

Kamu ihtiyaç ve yatırımları da ağır ticari araç pazarını şekillendirip iç pazarın büyümesine katkı sağlamaktadır. Son dönemde yaşanan deprem ve buna bağlı olarak yapılan inşaat ve yeniden yapılanma çalışmaları da pazarı etkileyen bir diğer faktördür. 2023 yılında inşaat segmenti bu etkiyle de %25’e varan pazar payı elde etmiştir. Çekiciler %65 ve yol segmenti ise %10 pazar payı almıştır.

Ağır ticari araçlarda elektrikli araçların piyasadaki yerini aktarır mısınız?

Son yıllarda, Avrupa’daki sıfır emisyon stratejilerine paralel olarak elektrikli araçlar üzerinde ciddi yatırımlar ve teşvikler görülmektedir. Bu, özellikle ağır ticari araç segmentinde dikkate değer bir gelişmedir. Ancak, üye ülkelerin teşvik politikalarında bazı kesintilerin yaşandığı da gözlemlenmektedir, ki bu da elektrikli araçların benimsenmesini etkileyen bir faktör olabilir.

Elektrikli araçlar diğer içten yanmalı araçlara göre genellikle maliyet açısından daha yüksektir. İçten yanmalı bir kamyonun maliyeti ile karşılaştırıldığında, elektrikli bir aracın maliyeti genellikle 2-3 kat daha fazladır. İçten yanmalı kamyon 100 bin Euro ise, elektrikli aracı 250-300 bin Euro arasında değişiyor. Bu durum, potansiyel müşterilerin bu yatırımı yaparken dikkatli olmalarına neden olmaktadır.

Ayrıca, elektrikli araçlar için gereken altyapı henüz yeterince gelişmedi. Şarj istasyonlarının yaygınlaşması ve altyapının iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu durum, elektrikli araçların kullanımını kısıtlayabilir ve potansiyel müşterilerin tercihlerini etkilemektedir.

Yüksek faiz ortamı da elektrikli araçların benimsenmesini etkileyen bir faktördür. Eskiden finansmana erişim kolay ve ucuzken, şimdi ise faizlerin yükselmesi, potansiyel müşterilerin bu yatırımı yaparken daha dikkatli olmalarına neden olmaktadır.

Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, elektrikli araçların ağır ticari araç piyasasındaki yerini belirlemek zorlu bir süreç olabilir. Ancak, Avrupa’daki regülasyonlar ve teşvikler, bu alanda önemli bir ilerleme sağlamaktadır ve gelecekte elektrikli araçların daha yaygın bir şekilde benimsenmesini sağlayabilir.

Elektrikli araçlar kendini ne kadar sürede avantajlı hale getirebiliyor?

Elektrikli araçların avantajlı hale gelme süresi, birçok faktöre bağlıdır. Günümüzde, devlet desteklerinin olmaması durumunda elektrikli araçların kendini avantajlı hale getirmesi oldukça uzun bir süre alabilir. Bu durumda, elektrikli araçların maliyeti ve performansı arasındaki dengeyi gözetmek önemlidir.

Şu an için, elektrikli araçların maliyeti genellikle içten yanmalı araçlara göre daha yüksektir ve bu durum araçların avantajlı hale gelme sürecini uzatabilir. Ancak, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte batarya fiyatlarının düşmesi beklenmektedir. Bu durum, elektrikli araçların daha rekabetçi hale gelmesine ve avantajlı hale gelme süresinin kısalmasına katkı sağlayabilir.

Öte yandan, elektrikli araçların ömrü ve dayanıklılığı da göz önüne alınmalıdır. Gelişen teknolojiyle birlikte, elektrikli araçların ömrü artabilir ve daha uzun vadeli bir yatırım olabilir. Bu da elektrikli araçların avantajlı hale gelme sürecini etkileyebilir.

Ayrıca, teknolojik ilerlemelerle birlikte elektrikli araçların özellikleri ve performansı da artmaktadır. İlk çıktığında sınırlı özelliklere sahip olan elektrikli araçlar, zamanla daha gelişmiş ve işlevsel hale gelebilirler. Bu da elektrikli araçların kullanımını daha cazip hale getirebilir ve avantajlı hale gelme sürecini hızlandırabilir.

Sonuç olarak, elektrikli araçların kendini avantajlı hale gelme süresi birçok değişkene bağlıdır. Ancak, teknolojik ilerlemeler, düşen maliyetler ve uzun vadeli dayanıklılık gibi faktörlerin etkisiyle, elektrikli araçların avantajlı hale gelme sürecinin zamanla kısalması beklenmektedir.MAYIS2024