Doğru lokasyonda doğru proje stratejisi ile yolumuza devam ediyoruz

Türkiye ekonomisine değer katmak ve dünya standartlarında projelere imza atmak hedefi ile 2010 yılında kurulan Halk GYO, kurulduğu günden bugüne hedefleri doğrultusunda ilerlemeye devam ediyor. Ülke ekonomisinin her zamandan çok üretime ihtiyaç duyduğu bir dönemde, projelerini başarıyla devam ettiren Halk GYO’nun gelecek hedeflerini konuştuğumuz Genel Müdürü Dr. Feyzullah Yetgin, önemli açıklamalarda bulundu.  

İstanbul’da şehir plancılığı açısından değerlendirme yapabilir misiniz?

Şehir plancılığı çok önemli bir disiplindir. Tabi ki şehir plancılığı için belirli prosedürler bulunuyor. Maalesef haklı veya haksız zaman içinde oluşan gerekçelerle bazı çalışmalar yapılamamıştır. Bizim jenerasyonumuz ulaşım konusunda şu anda zorlanıyor. Bizden önceki jenerasyonda daha zor koşullarda yaşamışlar, fakat bizden sonraki nesil rahat edecektir. Rakamlar da durumun böyle olduğunu gösteriyor. Bugün Atatürk Havalimanı’ndan gelen bir yolcu Avrasya tüneli sayesinde çok kısa bir sürede Anadolu yakasına geçebiliyor. Dolayısıyla Avrasya Tüneli, 3. Köprü, metro çalışmaları, Marmaray sistemi ve 2023 yılı ulaşım hedefleri gibi çalışmalara baktığınızda şehrin nereye doğru gittiğini göstermektedir. 1970, 80 ve 90’lı yıllara baktığınızda İstanbul halkında ciddi oranda endişeler vardı ve bu çalışmaları yapabileceğimize dahi inanmıyorlardı. Bir proje bitebilir mi diyorlardı. Bugün ise durum tamamen değişti. Artık iş alan müteahhidin zamanında işini yetiştirmek için çalıştığı ve 24-30 ayda biten projeleri görüyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda hedeflenen alt yapı çalışmaları da giderek çözülecektir ve bizim torunlarımız İstanbul’da 800 km metro ağı olan bir şehirde yaşayacaklardır.

Şehir plancılığında, vizyoner bakış açısıyla, dünyanın en iyi örneklerinin araştırılarak Ülkemize sistemli bir şekilde adapte edilmesi önem arz etmektedir.

Bugünkü hükümet söylediğiniz bu sistemi yapmaya çalıştı. Dünyadaki projeleri gördü, Kadir Topbaş Dünya Belediyeler Birliği Başkanlığı’nı yönetti ve gelişmeleri yakından gördü.

Karar alıcıların gezip görmesi gerekiyor. Yurt dışına gidecek metroya binip sistemi görecektir. Binaların dış cephelerini görecektir. Herkesin istediği gibi inşaat yapamadığını görecek ve bir şehrin kimliğini nasıl oluşturduğuna şahit olacaktır. Vizyoner bakış açılarıyla, başta Hükümet Yetkililerimiz olmak üzere, mevcut karar alıcıların çok güzel eserler ortaya çıkmasını sağladıklarını görmekteyiz.

Yaşanan bu süreçte İstanbul’un kimliğini oluşturabildi mi?

Ben dünyanın birçok şehrini gezip gören biri olarak İstanbul’un çok farklı olduğunu söyleyebilirim. İstanbul’da şikâyet edilen tek bir konu var o da ulaşımdır. Atılan önemli adımlar sayesinde, metro ağının genişlemesi ile 5-10 yıllık süre içinde çözüleceğini düşünüyorum. 1950’li yıllardan itibaren özellikle kalkınma planlarında birçok fonksiyonu bu şehre yüklenmesiyle birlikte bugüne kadar gelmişiz. Dolayısıyla İstanbul’un üstündeki bu yükü de dağıtmak gerekiyor.

İstanbul’da ayrıca kentsel dönüşüm projeleri yapılmak isteniliyor. Bu konunun önemini aktarır mısınız?

Kentsel dönüşüm, sadece güvenli yapıyı değil doğru yapılaşmayı hedefleyerek, fırsata çevirebileceğimiz bir alandır.Bu konuda şehrin yapısına dikkat etmek gerekiyor, dış cephesine, şehrin kimliğine uygun proje geliştirmek gerekiyor. Bu nedenle inşaat sektöründe bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler diyemezsiniz. Kontrollü bir şekilde çalışma yapmak gerekiyor. Ada bazında projeler yapmanız gerekiyor. Böylelikle otopark, sosyal alanlar, açık alanlar gibi alanlar oluşturup modern şehirler kurmalıyız. Bu dönüşümü fırsata çevirmeliyiz. Yapılması gerekenleri hepimiz biliyoruz ve bunları hayata geçirmemiz gerekiyor.

Konut sektöründe 20 yıllık vade kampanyaları başlatıldı. Bu çalışma karşılığını buldu mu?

240 ayla oluşan vade ile faiz oranları gayet makul seviyelerde tutuldu. Bu sisteme duyarlı ve bu sistem içinde ödeme yapabilecek insanlar bu sistemden yararlanacaktır. Yapılan kampanyadan da ne kadar insanın yararlandığını hep birlikte göreceğiz. Konut sektöründe otuzun üzerinde farklı ödeme yöntemi

bulunmaktadır. Bu konuyu üniversitelerde de anlatıyoruz. Farklı ödeme planı alıcılardan kime dokunduysa mutlaka bir etkisi görülüyor.  240 aylık vadenin de sektöre fayda sağlayacağını düşünüyorum. Sektörün durgun geçtiği bir dönem sonrasında yapılan kampanyalarla konut sektöründe yeni rekorlara imza atacağız. Özellikle 2016 yılında yaşanan 15 Temmuz kalkışmasına rağmen konut sektörünün sürekli büyüdüğünü görmekteyiz. Çünkü siyasete ve istikrara halkımızın inancı var ve gayrimenkule halkımızın ihtiyacı vardır.    

Ülkemizde gayrimenkul sektörünün geldiği noktayı aktarır mısınız?

Türkiye gayrimenkul sektörü, etkilediği ve etkilendiği tüm dinamikleri ve alt bağlı sektörleri de düşünüldüğünde, gayri safi milli hasıla içerisinde önemli bir yere sahip. Sektörün segment ayırt etmeden,  inşaat, pazarlama, satış sonrası hizmetler, ikinci el piyasası ve tüm bu süreçlerdeki istihdam, malzeme kullanımı ve ticari ilişkileri göz önüne alındığında ülkemiz ekonomisi içerisindeki lokomotif etkisini göz ardı etmek mümkün değildir.

İnşaat sektörünün 2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5,1, ikinci çeyreğinde 15,7, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 1,4 oranında büyüdüğü, üçüncü çeyrekte büyüme hızında görülen yavaşlamanın genel ekonomik trend içerisinde oluştuğu ve sektöre özel bir durumu işaret etmediği görülmektedir.

Sektörü konut piyasası açısından incelediğimizde, şirketimizin de dahil olduğu konut satış kampanyaları, konut kredisi faiz oranlarında yapılan indirimler, bankalar tarafından konut kredilendirmelerinde oranın %80’e yükseltilmesi ve sektördeki sermaye piyasası araçlarının çeşitlendirilmesi için yapılan düzenlemelerin olumlu katkıları ile 2016 yılında iç ve dış konjonktörde gerçekleşen tüm olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye genelinde konut satışlarının bir önceki yıla göre %4 artış göstererek 1,3 milyon TL’yi aştığı görülmektedir.  Dönem içerisinde konut fiyat artış hızının enflasyonun üzerinde seyretmesi de, talebin hala yoğun olduğunu ve sektöre dair beklentilerin olumlu yönde seyrettiğini vurgulamaktadır.

Bu sebeple 2017 yılının konut segmenti açısından 2016 yılına kıyasla daha iyi geçeceğini, 2016’da yaşanan konut satışlarındaki artışın gelecek yıl da devam edeceğini öngörüyoruz.

Sektörün ofis piyasası tarafına göz attığımızda ise, İstanbul’daki A sınıfı ofis stoku 4,7 milyon metrekareye yükselmiş durumda. 2020 yılında İstanbul toplam ofis stoğunun 6,9 milyon metrekare olması öngörülüyor ki bu büyüklüğe en önemli katkı, şirketimizin de en büyük paydaşlarından biri olduğu, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’ndeki ofis arzından gelecek. IFM dahilindeki 46 ve 34 katlı iki kule ve 8 katlı üç binadan oluşan projemizin inşasına başlamış durumdayız. Ülkemizde yeni istihdam olanakları yaratılmasına ve ekonomik büyümeye katkı sağlayacak, İstanbul’un ilk olarak bölgesel, nihai olarak da küresel finans merkezi olması vizyonu ile geliştirilen İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi şirketimizin en büyük önceliği konumundadır.

Son zamanlarda talebin değiştiği ifade edilmektedir. Sektördeki talep konusunda beklentileriniz ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Türkiye’deki inşaat faaliyetlerine baktığımızda, sosyal yapıda görülen ve değişen yaşam tarzı, gelişen ihtiyaçlara bağlı olarak dönüşüm geçirmekte ve buna paralel olarak da konut tiplerinde tercihler değişmektedir. Konut alışkanlıklarında geçmişten gelen mahalle konseptinin yanı sıra, tüketici tercihlerinde yaşam koşullarının değişmesi, teknolojinin ilerlemesi, zamandan tasarruf, güven arayışı gibi optimum fayda sağlayan yapıların tercih edildiğini görüyoruz.

Tüketici, fonksiyonel ve estetik dizaynlar, yüksek standartlarda yalıtım, konfor ve ulaşım imkanlarının kolaylığı, günlük temizlik servisi, resepsiyon hizmeti, güvenlik, alışveriş servisi, otopark, spor alanları, yüzme havuzu ve vale hizmetlerinin bulunduğu sosyal olanaklarla donatılan kent merkezinde ya da kent merkezinden uzak ancak ulaşımı kolay olan sakin ve kaliteli yaşam alanlarına eğilim gösteriyor. 

Alt yapı çalışmaları, kentsel dönüşüm, 3.havalimanı, 3.köprü, finans merkezi gibi mega projelerin hayata geçtiği, Türkiye’nin modern yüzü İstanbul’da;  alt ve üst gelir grubuna, tüketicilerin beklenti ve tercihlerine, yatırım yapacakları lokasyona göre farklı alternatiflerde pek çok proje geliştirilmektedir.

Halk GYO olarak; başladığımız ve tamamladığımız her projemizde, bölgenin beklenti ve ihtiyaçlarını ele alarak, mimari açıdan donanımlı, modern ve ikonik tasarıma sahip, geniş yeşil alanı bulunan projeleri hayata geçiriyoruz.

Portföyümüzde yer alan; projelerin neredeyse tamamı Uluslararası Yeşil Bina “LEED” sertifikası sahibi veya adayıdır.

Yabancıların İstanbul’a ilgisini aktarır mısınız?

Ülkemiz jeopolitik konumu, ticaret ve yatırıma yatkınlığı sebebiyle tarih boyunca yabancı ülkelerin çekim merkezi olmuştur. Sektörün alternatif yatırım araçlarına kıyasla yüksek getiri potansiyeline sahip olması, metro ağının genişlemesi, 3’üncü köprü, 3’üncü havalimanı gibi önemli yatırımlar ile çehresi hızla değişen İstanbul yabancı yatırımcıların ilgisini çekmektedir.

Bununla birlikte nitelikli ve beklentileri karşılayan konut projeleri, projelerin AVM, otel, hastane, üniversite gibi yapılara yakınlığı da yabancı yatırımcıların satın alma kararlarında oldukça etkili olmaktadır.

Şirketimiz açısından bakıldığında,  portföyümüzde yer alan ve İstanbul Bakırköy bölgesinde geliştirdiğimiz Referans Bakırköy konut projemiz ile önemli ulaşım arterlerine ve Sabiha Gökçen Havalimanına yakın, Vakıf GYO ile birlikte geliştirdiğimiz Sancaktepe’de konumlu “Bizimtepe Aydos” projemiz de yabancı yatırımcıların ilgisini çekmektedir.

Halk GYO olarak Vakıf GYO ile birlikte gelecek açısından önem taşıyan bir bölgede gerçekleştirdiğiniz Bizimtepe Aydos Projesi’nde gelinen noktayı aktarır mısınız?

2015 yılında Vakıf GYO işbirliği ile İstanbul Sancaktepe’de hayata geçirdiğimiz 1.037 konutluk Bizimtepe Aydos projesinde satışlarımız yıl boyunca planlanan seviyelerin üzerinde devam etti.  Satış ile inşaat faaliyetleri devam eden projemizde teslimlere 2018 yılında başlamayı planlıyoruz.

Halk GYO’nun gelecek hedefleri ile ilgili bilgi verir misiniz?

Halk GYO’da göreve 2016 yılının 2. yarısında başladım ve 2016 yılını iç ve dış tüm olumsuzluklara rağmen, ülkemiz ekonomisine ve sektörüne yarattığı katma değeri artırmak için yoğun ve önemli çabalar sarf ederek tüm menfaat sahipleri açısından başarılı bir şekilde tamamladık.

Ticari mülk ağırlıklı portföyünden elde ettiği düzenli gelirleri ile istikrarlı büyümesini sürdüren şirketimiz, aktif büyüklüğünü 1,9 milyar TL seviyelerine ulaştırdı ve yılı 107,7 milyon TL net kar ile kapattı.

En büyük paydaşlarından biri olduğumuz İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesi dahilinde yer alacak 46 ve 34 katlı iki kule ve 8 katlı üç binanın ana yüklenici seçim sürecini tamamladık ve projenin inşaat sürecini başlattık. Ofis kulelerimizin ihtiyaç dahilindeki kısmının ana ortağımız Türkiye Halk Bankası A.Ş.’ne kiralanması yönünde iyi niyet sözleşmemiz mevcut.  2017 yılında projemizin hızla yükselişini görmek en büyük önceliğimiz olacaktır.

Halk GYO, yıl içerisinde yeni projelere de imza attı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi iştiraki Er Konut A.Ş. ile ortaklığa giderek, Erzurum Yakutiye bölgesinde konut projesine başladık.  Böylece, İstanbul dışındaki ikinci, toplamda ise dördüncü konut projemizi de hayata geçirmiş olduk. “Şehrin Gözdesi” sloganıyla yükselen Şehristan Konutları projesinde 620 konut ve 13 ticari ünite bulunuyor.

Vakıf GYO işbirliği ile hayata geçirdiğimiz İstanbul, Sancaktepe’de konumlu Bizimtepe Aydos konut projesinde satışlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Hayatın başladığı “Referans Bakırköy” ve “Eskişehir Panorama Plus” konut projelerimizde ise satışları büyük ölçüde tamamlarken, düzenli kira geliri elde ettiğimiz ticari mülk ağırlıklı portföyümüze; İstanbul Levent merkezli Park Dedeman Levent Otel ve Şekerpınar Projesi’ni ekledik ve portföy verimliliği stratejimiz dahilinde Salıpazarı binamızın otele dönüştürülmesine yönelik adımları attık.

“Doğru lokasyonda doğru proje” stratejisi dahilinde, kurulduğu tarihten bu yana kar üreten ve 2013 yılından itibaren karını ortakları ile paylaşan Şirketimiz, “karlılıkla büyürken tüm paydaşlarına yarattığı değeri her geçen gün artırma” ana hedefi doğrultusunda yatırımlarına hız kesmeden devam edecektir.