Dövizdeki dalgalanmalar Serbest Bölgeleri Etkiliyor
Ekonomik gelişmelerin dikkatle takip edildiği bir dönemden geçerken gözler ekonominin nabzının attığı serbest bölgelerde. Bu doğrultuda ülkemizin önemli serbest bölgelerinden biri olan KOSBAŞ’ın deneyimli Genel Müdürü Ertuğrul Işıksoy’a ülke ekonomisi ve serbest bölgelerin gelişimi ile ilgili sorular sorduk.
Kocaeli Serbest Bölgesi ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Kocaeli Serbest Bölgesi ihtisaslaşmış bir serbest bölgedir. Denize kıyısı olması nedeniyle, bölgenin büyük bir bölümü kıyı kenar çizgisi altındadır. Dolayısıyla, bölge denizcilik faaliyeti üzerinde ihtisaslaşmış bir bölgedir. Bu nedenle de serbest bölgemizde tersaneler yer almaktadır. Bölgedeki tersanelerde ticari gemi ve 90-100 metrelik mega yat üretimleri gerçekleşmektedir. Buradaki üretimin tamamı dış pazarlara yönelik çalışmalardır. Serbest bölgemizde bulunan firmaların bir kısmının aynı zamanda Tuzla’da da tersaneleri bulunmaktadır. Oradaki çalışmaları da iç piyasa yönelik çalışmalardır. Son 7-8 yıldır, ülkemizde denizcilik sektörü büyük bir sıkıntı içine girdi. Bu sıkıntının başlıca nedeni Çin ve Kore gibi ülkelerin ucuz işçilik, demir çelik fiyatlarındaki avantajlarını kullanarak dünyadaki taleplere çok daha uygun fiyatlar vermeleridir.. Bunun sonucunda da denizcilik sanayiindeki Doğu’ya kaydı. Türk firmaları da üretim alanını daha ziyade kaliteye ve dolayıyısıyla lüx yatlara yönelerek Çin ve Korelilerden farklı ürünler ortaya koymaya başladı. Mega yat ürünleriyle sektör nefes almaya başladı.
Dövizin yükselmesi ihracatçı firmalarımıza fayda sağlamıyor mu?
Dövizin yükselmesi veya düşmesi önemli değil, sorun dövizdeki istikrarsızlıktır. Çünkü fiyat vermenize engel oluyor. Bunun dışında gemi ve yat üretimlerinde birçok malzemeniz yurt dışından döviz olarak geliyor. Dolayısıyla girdiniz döviz üzerinden hesaplanıyor. Bir tek işçilik maliyetinden avantaj sağlıyorsunuz bir süre sonra ona da zam yapmak zorunda kalıyorsunuz. Sonuçta işçilerinizin de bir ailesi, okula giden çocukları var. Ekonomik kriz Türkiye’de sosyal bir krize dönüşmemelidir. Türkiye yıllarca ekonomik kriz yaşadı ve sorunları çözdü. Bu ülke doların artışına da alışkın, faizlerin artmasına da alışkındır. Eskiden firmalar topun gelişine göre kendine pozisyon alıyordu. Şimdi ise topun nereden geldiği belli değil. Bu nedenle insanlar nasıl davranacağını bilmiyor. Hükümet bir takım kararlar alarak bu süreci aşmaya çalışıyor. Bu noktada halk olarak iş adamları olarak hükümetin yanındayız. Yeterki alınan kararların arkasında durarak istikrara kavuşmuş olalım. Serbest bölgeler Türkiye’ye döviz sağlayan en önemli organların başında gelmektedir. Serbest Bölgelerde ihracatın ithalatı karşılama oranı daima fazla vermektedir.
Sanayicilerle görüştüğümüzde artık serbest bölgelerin büyük bir avantajının kalmadığına vurgu yapılıyor. Siz bu düşünceye katılıyor musunuz?
Avrupa Birliği haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle serbest bölgelerde uygulanan vergisel teşviklere karşı olduğunu her defasında dile getirmiştir. Macaristan Polonya gibi AB’ye giren ülkelerdeki vergisel teşvikler, zaman içinde sıfırlanma noktasına gelmiştir. Türkiye’de AB’ye full üyelik kazandığı zaman belli bir takvime göre vergisel teşvikleri sıfırlayacakatır. Dolayısıyla Türkiye serbest bölgelerinde uygulanan teşviklerin sorgulanması ancak ve ancak Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği ile birlikte konuşulması gereken bir konudur.
Serbest bölgeler konusunda Türkiye başarılı bir grafik çizebildi mi?
Türkiye ile Dubai 1985’li yıllarda serbest bölge kanunu çıkarıp uygulamaya başladı. Onlar 5 tane serbest bölge ile 200 milyar dolarlık iş hacmi yakaladılar, Türkiye’de 19 serbest bölge ile 20 milyar dolarlık ticaret hacmine yeni ulaştık. Dubai çok küçük bir ülke olmasına rağmen bunu başardı. Bugün serbest bölgelerle Çin’in, Japonya’nın ve Singapur’un nerelere geldiği gördük. Biz bu gelişimi biraz ıskaladık.
Kira konusunda Cumhurbaşkanlığı yeni bir kararname yayınladı ve dövizle kiraya son verildi. Bir serbest bölge olarak bu kural sizi sıkıntıya düşürür mü?
Yerli olsun yabancı olsun serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmaların gelirleri tamamen dolar üzerindendir. Kocaeli Serbest Bölgesi olarak geçen yıl kiraları TL’ye çevirdik yönetim olarak ciddi maddi sıkıntı yaşadık aynı zamanda kiracılarımızda sorunlar yaşamaya başladılar. Sistemi üç ay zorla çevirdik ve sonra tekrar dövize dönmek zorunda kaldık. Çok uluslu firmaların muhasebeleri de karışmaya başladı. Dolayısıyla serbest bölgelerdeki dolar uygulamasından vazgeçmek önemli sorunları da beraberinde getirecektir.
İhracatla ilgili bir karar verildi ve ihracat bedelini Türkiye’ye getirerek bankalarda tutma zorunluluğu getirildi. Bu durum serbest bölgelere nasıl yansıyor?
Serbest Bölge firmalarının bu uygulama kapsamına alınacağı kanaatinde değilim.
Tersanelerle bir araya geldiğimizde sektörün yeni bir hikaye yazması gerektiğinin üzerinde duruluyor. Bu açıdan bugünkü krizi de atlatabileceğimiz bir potansiyel görüyor musunuz?
Şu anda Türkiye’de denizcilik sektörü hak ettiği yerde değildir. Ancak, Türkiye’de tersane yöneticileri çok başarılı ve işinin ehli insanlardan oluşuyor. Sektör büyük bir mücadele içinde ve bu mücadele sonucu sektörün yeniden hareketleneceğine eminim. .
Gemi üretimlerinde bir başka hususta çevre kriterleri oluyor. Bu konuda serbest bölge olarak sizin yaptığınız çalışmalar mevcut mu? Serbest bölgelerin birkaç kriteri vardır ki bunların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Birincisi serbest bölgelerde kayıt dışı işçi çalıştıramazsınız. Çünkü kapıda gümrük görevlileri bulunmaktadır, çalışma izni olmayan kimse içeri giremez. İkincisi bir TL’lik ürün bile olsa faturasız dışarı çıkamaz faturasız içeri giremez. Dolayısıyla her şey kayıt altındadır. Üçüncüsü de çevre kriterleri serbest bölgelerde yüzde yük uygulanır. Bizdeki tersanelerin hepsinde çevre mühendisleri çalışıyor. Ayrıca Kosbaş olarak her ay çevre denetimleri yapıyoruz. Kanunen de bizim yükümlülüğümüzdür. Atık çıktığında bile atık ne kadar tehlikeli, hangi firmanın ne kadar atığı bulunmaktadır, atığı bertaraf etmek için nereye göndermiş, tesis atığı bertaraf etmiş mi edilmemiş mi hepsini takip ediyoruz