Dünyada en çok konuşulan ilk beş markadan biri olma hedefimiz var

Ülkemizin lider markalarından biri olan Damat, yurtdışında elde ettiği başarılarla uluslararası arenada da önemli mesafeler kat etti. Sektörün dinamiklerini ve Damat markasının geleceği ile ilgili doyurucu değerlendirmelerde bulunan Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, önemli açıklamalarda bulundu.

Dünyada özellikle erkek giyiminde ne gibi trendler öne çıkıyor?

Dünyada değişen bir müşteri profili var. Bu müşteri profili kalite, tasarım, inovatif ürün istiyor ama bunlarla birlikte yüksek paralar vermek istemiyor, ulaşılabilir fiyat olmasını istiyor. Dünyada trend bu yöne doğru gidiyor. Bunun da nedeni şu; özellikle İtalyan, Fransız markalarını göz önüne alırsak bunlar dream markalardı. Geçmişte insanlar bu markalardan bir ürün aldıklarında statü satın aldıklarını düşünüyorlardı. Bu bir saat, bir çanta ya da bir giysi olabilir o markadan alışveriş yaptığı zaman kendisini akredite ediyor gibi bir düşünce yapısı vardı.  Ama günümüzde tüketici böyle düşünmüyor diyor ki; ‘sosyo kültürel ve eğitim anlamında kendi statümü belli bir noktaya getirdim, alacağım ürüne çok yüksek paralar ödeyerek statü satın almama hiç gerek yok.’ Bu farklılık ulaşılabilir lüks kavramını önümüze getiriyor. Biz bunu ana stratejimiz olarak da ortaya koymuş durumdayız ve lüksü ulaşılabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Özellikle erkek giyimde tüm dünya markalarını çıkaran İtalya’da, hızlı büyümemiz devam ediyor.

Yurtdışı pazarlarda ne kadar yol kat ettiniz?  Toplam kaç mağazanız var?

Şu an 80 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Bu yılı yurt dışında 200’ün üzerinde mağazayla tamamlayacağız. Toplamda yurt içi ve yurt dışı 410 mağazaya ulaştık. Şu anda markalı ihracatta kendi segmentimizde lideriz. Geçmişte herhangi bir ülkede mağaza açmayı başarı sayardık ancak artık o ülkeye yatırım yapmadan önce orada pazar liderliğini ya da ilk 3’te yer almayı hedefliyoruz.

Toplam cironuzun ne kadarını ihracat oluşturuyor?

Yurt dışı faaliyetlerimizin ciro içindeki payı yüzde 45’lere ulaştı, gelecek yıl bu oranın yüzde 50’yi aşmasını bekliyoruz. Bu yıl yaptığımız en yüksek EBİTDA değerine ulaştık. Karlılık anlamında Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar (FAVÖK) göstergesinde yüzde 15-16’lar ile rekor seviyeye ulaşıyoruz.  Zor bir yılda bunu gerçekleştirebilmek bizim için çok anlamlı. Global arenada marka bilinirliliğimiz ve etkinliğimiz giderek artıyor.
En fazla ciroyu hangi ülke yapıyor?

İtalya, Romanya bu ülkeler bizim için çok önemli. Lübnan’da önemli bir pazarımızdı ama orada yaşanan birtakım problemler var. Tabii kolay değil, dünyada anormalin normal sayıldığı bir süreçten geçiyoruz.  Bir yerler iyiye gidiyor diyorsunuz, bir anda her şey değişebiliyor. Bizde pazar çeşitliliğiyle kendimize koruma kalkanı sağlamaya çalışıyoruz.

Hedefte hangi ülkeler var?

İtalya, Romanya, Rusya, Almanya, İspanya, Güney Amerika, Orta Asya ülkeleri, Kuzey Afrika, Afrika’da da çok iyiyiz. Geleceğin pazarı Afrika deniliyor. Biz şimdiden Afrika’da 12-13 ülkede varız.

Orka Holding olarak 2019’u nasıl kapatmaya hazırlanıyorsunuz?

Bu seneyi yüzde 17 büyümeyle kapatacağız. Bizim için bu yılın başlangıcı kolay olmadı ama sonu iyi oldu diyebiliriz. 2019 yılında yurtdışında 37 mağaza açtık. Sadece Aralık ayında içlerinde Dubai’nin de bulunduğu 7 yurtdışı mağazası, 4 yurtiçi mağazası açılışı gerçekleştirdik. Şirketimiz açısından bu yılı, yüklerin atıldığı, yeni stratejik hamlelerin yapıldığı bir detoks yılı olarak değerlendirebilirim. Yönetim becerilerinin ortaya çıktığı, performans ve verimliliğin ön planda olduğu bir yıl oldu. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman kendi sektörümüzle ilgili birçok ilkleri gerçekleştiren bir marka konumunda olduk. Bu bize gelecek ile ilgili daha büyük bir güven veriyor. 2019 yılına uçan ceket ile damga vurduk, yeni yılda farklı konseptler üreteceğiz. Hayata konfor katacak tüm ürünler üzerinde önemle çalışıyoruz. Şu anda yükü taşıyanları, vergisini, sigortasını zamanında ödeyenleri, tüm yükümlülüklerini yerine getirenleri yeni yatırımlar için heyecanlandırmak gerektiğine inanıyorum. Bizim istediğimiz tek şey bugün ekonomide bir stabilite ve özellikle serbest ticaret anlaşmalarıyla yurtdışıyla ilgili önümüzün açılması.

2020 yılı hedefleriniz nelerdir?

2020 yılında yurt dışı mağaza sayımız yurt içi mağaza sayımızın üzerinde olacak. Yurt dışında açmayı planladığımız 34 mağaza noktası şimdiden netleşti. Ben bu sayının 50’ye çıkacağını düşünüyorum.

Özellikle yurtdışı yatırım atağına devam edeceğiz. Yurtiçinde de çeşitli lokasyon değişiklikleri yapıp, minimum 16 yeni mağaza açarak büyümeye devam edeceğiz. Yeni mağazaların yanı sıra kapasiteyi artırıcı yatırımlar da yapıyoruz. Giresun Organize’deki fabrikamızın yanına yeni bir fabrika yapıyoruz. Kapasitemiz yüzde 40 artacak ve yeni bir istihdam yaratacak. Toplamda 3 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Günlük 1100 takım elbise ve 5 bin de gömlek üretiyoruz.

2020’de odağınızda neler olacak?

EURO 2020 kapsamında 12 Haziran tarihinde Roma’da İtalya milli takımı ile karşılaşacak A Milli Futbol Takımımız için o güne özel bir koleksiyon hazırlığımız var. Milli takımımız, İtalya ile karşı karşıya geleceği şampiyonanın açılış maçına en iyi şekilde hazırlanıyor. Biz de onlara tüm dünyanın konuşacağı bir koleksiyon yapacağız. Nasıl ki İtalya’nın en önemli markası İtalyan milli takımına, Almanya’nın en önemli markası Alman milli takımına sponsor, bir Türk markası olarak Türk Milli Takımı’na da biz sponsoruz ve onları dünyada herkesin konuşacağı güzel bir koleksiyonla Roma’ya göndermek için hazırlıklar yapıyoruz. Çünkü biz orada hem marka, hem ülke imajı, hem de takım olarak podyuma çıkacağız. Şu anda tüm odağımızda Milli Takımımız var. Bunun dışında dünyada birçok sponsorluk yaptığımız futbol takımları ve basketbol takımları var. Fenerbahçe ve Trabzonspor’un yanı sıra İspanya Ligi’nde mücadele eden Deportivo’nun sponsoruyuz. Makedonya, Azerbaycan ve Güney Afrika’nın milli takımlarına da sponsorluk yaptık. Bunlar bizim dünyada etkinliğimizi artıran girişimlerdir.

2020 yılında öne çıkacak fırsatlar nelerdir size göre?

Özellikle bizim bulunduğumuz bölgelerde stratejik birtakım belki sorunlarımız var ama aynı zamanda bunlar bize çok büyük fırsatlar ortaya koyuyor. Şimdi bir İtalyan ya da Fransız, Irak’a kolay kolay gider mi? ya da orta Asya’ya gidiyor mu? Kolay kolay gitmiyorlar. Klasik konvansiyonel pazarlarda etkisini artırmaya çalışıyor ama biz bir Asyalı gibi düşünebiliyoruz, Ortadoğulu gibi hareket edebiliyoruz ve bir Avrupalı gibi yaşayabiliyoruz. DNA’mızdaki bu özellikler zaten bize çok büyük fırsatlar veriyor. Çünkü iş yapmanın başlangıcı iletişim o iletişimi kurma yeteneği doğal olarak bizim DNA’mızda var zaten. Buna örnek vermem gerekirse, bu son 20 günde 7 tane yurtdışı mağaza açtık. Kanada’da mağaza açarken aynı zamanda Irak’ta Süleymaniye’de çok güzel bir mağaza açtık. Yani şimdi diyeceksiniz ki Kanada neresi Kuzey Irak neresi… Dubai’de mağaza açarken aynı zamanda Özbekistan’da çok güzel bir mağaza açtık. Belçika’da mağaza açarken aynı şekilde Tacikistan’da mağazaaçtık. Şimdi bunları bir İtalyan ya da bir Fransız yapamaz. Çünkü rahata alışmışlar, şu anda o fırsatları değerlendirebilecek heyecan ve enerjileri yok. İşte fırsat dediğimiz bu zaten, bundan daha büyük bir fırsat olamaz.

Bize biraz sektörün dinamiklerini anlatabilir misiniz?  Ne gibi gelişmeler gözlemliyorsunuz?

Bugün artık önümüzde birçok fırsatın olduğunu gözlemliyoruz. Biz bu heyecanımızı ve enerjimizi kaybetmeyelim, olumsuzluklar bizim yol haritamız olmasın. Son zamanlarda sektörde erkek giyimle ilgili bazı spekülatif haberler çıktığını görüyoruz. Oturduğumuz yerden sektörün geleceğiyle ilgili ahkâm kesiyoruz, bunlar yanlış şeyler.  Sektörün ağabeyi konumunda olan biri diyor ki; sektörün geleceği olumsuz, problemli. Ben öyle düşünmüyorum. Biz kendi adımıza konuşabiliriz ama sektör adına genelleme yaparak konuşabilmemiz için bir sivil toplum örgütünde bir unvanımızın olması lazım. Ya da bir genelleme yapmaya hakkımız yok. Ben çok iyi şeyler olacağını düşünüyorum, tamam travma atlattık 2018’de yaşanan o döviz krizinde hakikaten beklenen beklenmeyen birçok şey oldu. Ama bugün çok farklı bir konumda büyük avantajlar olduğunu düşünüyorum, tabii bunu doğru değerlendirmemiz lazım. Yani yapılan spekülasyonların aksine, biz işi öğrendik artık ne yapacağımızı biliyoruz. Ama değişime ayak uyduramayanlar mutlaka olacaktır. Büyük bir tecrübemiz, birikimimiz, dinamik ve enerjisi yüksek bir ekibimiz var. Bunları doğru yönlendirmemiz lazım. Rakiplerimize bakıyoruz İtalya’da ya da Fransa’da birçok markanın heyecanını,  enerjisini kaybettiğini gözlemliyoruz, hatta 3’üncü 4’üncü jenerasyon bu işi yapmak istemiyor. Dünyanın bize ihtiyacı var. Şu anda çok hızlı bir şekilde yol alıyoruz, rakiplerimizin boşluklarını dolduruyoruz ve onların giremedikleri pazarlara giriyoruz buda bize avantaj sağlıyor. Global rekabetin içinde ışık hızında hareket ediyoruz.

Fakat bizler için en önemli şey şu; bana 20 yıl önce sorsaydınız bu İspanyol markalarının 300-400 mağazası var, bunlar nasıl bu işi yönetiyor? Bunlar uzaylımı derdik ama şimdi bizler aynı konumdayız ve inanıyorum ülkemizdeki 6-7 tane Türk markası dünyada en çok konuşulacak markalar olacak. 2023 yılında dünya Türk markalarını konuşacak. En büyük sermaye, beşeri sermayedir. Bizde işe bağlılık, enerji, heyecan ve başarı tutkusu var, bunlar çok önemli şeylerdir. Ve yaş ortalaması 29 olan bir ülkede ben bu olumsuzlukları kabul edemem. Gençlere bu heyecanı, enerjiyi vermemiz lazım. Ben aynı zamanda öğretim görevlisiyim üniversitelerde ders veriyorum. Şimdi bu gençlere gelecekle ilgili umutsuzluk aşıladığınız zaman onlardan gelecekte ne bekleyebilirsiniz. Bizlerin misyonu her şeyden önce onların heyecanlarını doğru yönlendirmek, yol haritasında neler yapabilecekleri konusunda kendi birikimlerimizi paylaşarak özgüvenlerini artırmamız lazım.

Sektörde en önemli sorun olarak neyi görüyorsunuz?

Birincisi, sektörün kendi içinde AVM yatırımcılarıyla birlikte hareket etmesi lazım. Bugün ülkemizde AVM’lerin fazlalığından gündem oluyor. Bunu bir dezavantaj olarak görmeyelim, bir avantaj olarak görelim ve gelin hep beraber dünyanın en büyük alışveriş festivalini ülkemizde yapalım,  nasıl olsa altyapı var. Global düşünelim tüm kurumlar ve inisiyatif alacak tüm sivil toplum örgütlerin buna önderlik yapması lazım. İkincisi, gene AVM yatırımcıların Türkiye’de yeni bir yatırım yapmak yerine çevre ülkelerimizde çok büyük fırsatlar var, gelin çevre ülkelerde bunu yatırımları yapın, çünkü bilginiz ve birikiminiz var. Aynı zamanda Türk markalarının da yurtdışında daha fazla yer alması için bir fırsat olacaktır. Bu sorunları paylaşırken gelecek kurgusunu beraber yapmak lazım.

Geriye dönüp baktığınızda ne söylersiniz bu 30 yıl için?

Kolay olmadı tabii ki yeri geldi para kaybettim, yeri geldi dayak yedik, üzüldük sorunlar yaşadık ama hiçbir için zaman pes etmedik, asla vazgeçmedik. Ben 2005 yılında Monte Carlo’da dünyanın en kapsamlı girişimcilik yarışmasında ülkemizi temsil ettim. Girişimcilik ile ilgili hiç unutamadığım bir tanımlama vardı. “Gerçek girişimci yaşadığı her türlü olumsuzluklara rağmen bunlardan ders çıkararak tekrar deneme cesareti gösterebilendir.” bu benim için iş hayatında anayasadır.

Şirketimizin kuruluş aşamasında ‘kendi ürünlerimizi, kendi markalarımızı ihraç edeceğiz’ hedefiyle yola çıkmıştık, şimdi bunu gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz.

Bundan sonrası için hedefiniz nedir?

Dijital dünyada daha fazla yer almak istiyoruz.  E-ticaretteki gelişmelerin içinde yenilikçi bir konumda yolumuza devam edeceğiz. Çünkü sadece bulunduğunuz yerdeki klasik konvansiyonel iş yapma biçimi yeterli olmuyor, sürekli o değişimin içinde olmak lazım. Dünyada en çok konuşulan ilk beş markadan biri olma hedefimiz var. OCAK 2020