Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer: Esenyurt’ta bir destan yazılacaksa herkes taşın altına elini koymalı

Hızla artan nüfusu ve bu doğrultuda artan sorunlarıyla adından sıkça söz ettiren Esenyurt, yeni yönetimi ile sorunlarına çözüm arıyor. Son yerel seçimlerde göreve gelen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, sorunların farkında olduklarını ve beş yıllık dönemleri boyunca zararın neresinden dönülse kârdır mantığıyla hareket ederek çözümler üreteceklerini belirtiyor. 

Esenyurt ilçemizin geçmişten bugüne gelişimini özetler misiniz?

1989 yılında Esenyurt ilçesinin nüfusunun 37 bin civarında olduğu biliniyor. 1989 yılından 3 dönem belediye başkanlığını Gürbüz Çapan yapıyor. Sonrasında AK Parti ile birlikte Necmi Kadıoğlu yapıyor. 2009 yılına geldiğinizde Esenyurt’un nüfusu 373 bin oluyor. 2019 yılına geldiğinizde ise ilçenin nüfusu 1 milyona ulaşıyor. Bu artış dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Pandemi ile birlikte nüfus artışı biraz duruyor. Şuandaki resmi nüfusu 1 milyondur, gayri resmi nüfusa baktığınızda 1.600.000 kişidir. Bu dramatik nüfus artışı kentsel rantları adil bölüşmek yerine aç kurtlar gibi ona saldırarak yağmalamak isteyen birkaç grubun elinde kalıyor. Böyle olunca doğru dürüst bir kentleşme yerine çarpık bir kentleşme ortaya çıkıyor. Bu durum hem alt yapı hem de üst yapı sorunlarını meydana getiriyor. Bir yandan dikey bir yapılaşma, otopark gibi sorunları ortaya çıkarken, diğer yandan şehrin ruhu çalınıp kentsel gelişme zehirlenmiş oluyor. Dolayısıyla büyük umutlarla bu kente gelen insanların hayalleri kentin beton bariyerlerine çarparak tuzla buz uluyor. Birçoğu kırsal alanlardan geldiği için köylü olmaktan çıkıyor, burada kentsel olanaklar olmadığı için dönüşüp kentli de olamıyor, arada kalıyorlar. Kent de fiziki olarak arada kalmış, insanlar da sosyolojik olarak arada kalmıştır.

Esenyurt çok kısa zamanda bu hale geldi, bu durumu düzeltmek için çok uzun bir zaman gerekmez mi?

Bu durumu düzeltmenin tabii ki çeşitli yolları var. Birincisi kentleşmede demografik değişme gerekiyor.

Bu fazlasıyla var hatta demografik şişme meydana gelmiş. İkincisi ekonomik değişme meydana gelmesi gerekiyor, Esenyurt’ta fabrikalar var fakat kentle diyalogları yok. Üçüncüsü sosyokültürel bir değişim gerekiyor fakat o da olmamış. Bir kent adı altında 3 kent meydana gelmiş. Bir tarafta İsviçre dalga boyunda semtler var, diğer tarafta Bangladeş gibi bölgeler var, bir diğer tarafta da ucuz konut gelmiş tapu mağdurları var. Bütün bunların üstesinden gelebilmek için seçimi kazanır kazanmaz işe koyulduk ve 7 tane hedef belirledik, şimdi bu hedeflere ulaşacak projeler geliştiriyoruz. O projeleri oluşturacak kadrolar oluşturuyoruz. Bizim süremiz 5 yıl ve bu hedefleri 1 yıl, 3 yıl ve 5 yıl şeklinde planlayarak zararın neresinden dönülürse kârdır diye düşünerek hareket edeceğiz.

Bu konuda Esenyurt halkı sizin yanınızda mı?

Biz halka o bütünleşmeyi sağladık. Ben aday olduğumda, benimle ilgili çok fazla propaganda olmasına rağmen 67 bin civarında oy farkı ile aldık, 17 bin oy iptal oldu. 48-49 bin farkla seçimi kazandık. Seçimi kazanmamızın üzerinden 4 ay geçmesine rağmen yaptığımız çalışmalar herkesi şaşırttı. Bu kadar kısa sürede böyle hizmetleri kimse beklemiyordu. Dolayısıyla halkta bizi bağrına bastı, onların bu yaklaşımı da bizim motivasyonumuzu arttırıyor.

İlk 100 günde yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Bir barış ve kardeşlik kenti kuracağız. Esenyurt bölgesine 101 ülkeden insan göç etmiş, 81 ilimizden insan var. Hukuken ilçe olarak geçiyoruz ama 57 ilimizden daha büyük bir yeriz. Demografik, ekonomik ve sosyokültürel değişme meydana gelmediği gibi fiziki değişmede de gerekli gelişme olmamış. Kentin imar planı delik deşik olmuş, asıl önemli konu devlet de idari değişimi yapmamış. Örneğin Esenyurt’ta bir adalet sarayı yok, esnaf ve sanatkârlar odası yok, mimarlar-mühendisler odası bulunmuyor.

 Bu alanlarda bizden on kat küçük ilçelere bağlıyız. Halbuki bu kadar yoğun nüfuslu bir yerin idaresinin de ona göre yapılması gerekiyordu. Devleti yönetenler de bu konuda ses çıkarmamış. Bir şehrin en büyük talihi de talihsizliği de yöneticileridir. Bu güne kadar olan talihsizliği şimdi düzeltmeye, talihe çevirmeye çalışıyoruz.

            Bu şehirde barış ve kardeşlik adası oluşturmak istiyoruz. Biz yönetime geldiğimizde çöp dağları vardı, asfalt yüzü görmemiş bölgeler vardı, park bahçe sorunları vardı. Büyük hedef olarak temiz ve ulaşılabilir bir Esenyurt yaratmak. Temizlik alanında filomuzu genişleterek sorunumuzu çözdük, 44 caddemizi asfaltla buluşturduk. 64 bin ton asfalt döktük ve 4 ayda bunu başaran Türkiye’de tek belediye olduk. Ayrıca 2 tane park açtık. Bir tane de 100 bin metrekarelik bir vadi oluşturuyoruz. Dünyada ortalama 1 kişiye 10 metrekare yeşil alan düşerken, Esenyurt bölgesinde bu oran 1 metrekarenin altındadır. Biz bu alanı büyütmek istiyoruz. Çünkü kent demek park demek, yeşil alan demek, çiçek demektir. 14 park daha yapacağız. Bu anlamda temiz ve yeşil Esenyurt’u oluşturacağız.

Üçüncü hedefimiz yol yapıyoruz ama aç olan insanlar açısından bu çalışmaların önemi yok. Sosyal belediyeciliğin kalbi Esenyurt dedik. Bir aşevi aştık. Tam kapasite çalıştığı zaman 15 bin kişiye sıcak yemek dağıtacak. Yıldız Camii yarım inşaat şeklinde kalmıştı, onu tamamlayarak altında aşevimizi açtık. 8 ayrı noktada aşevi kuracağız. Her biri ortalama bin kişiye hizmet verecek yerler yapacağız. Kent lokantaları ücretli, aşevi projemiz tamamen ücretsiz. Kreş yapıyoruz. 15 tane kreş yapılacak. Belediyecilikte bir destan yazacağız. Ayrıca kadınları kültür merkezlerimizde eğitiyoruz, meslek sahibi yapıyoruz. Bizim bir kariyer merkezimiz var; şu ana kadar 2 bin kişiyi işe yerleştirdik. Kültür, sanat ve sporun başkenti Esenyurt hedefimiz var. Uluslararası dans ve müzik festivali yaptık.

Bütün bu çalışmalar gençleri de kötü alışkanlıklarından vazgeçirmeye yönelik olacaktır. Bizim bir amacımızda Esenyurt’un kötü imajını düzeltmektir. Esenyurt’un güçlü yanları da var. Türkiye GSMH’nın %7’si Esenyurt’tadır. 81 ilden göç bizde, 300 bin genç bizde, lojistiğin başkenti bizde. Ama en yoksul halk da bizde. Kadın cinayetleri, mafya çatışması, uyuşturucu da var. Güçlü yanlarımızı daha çok güçlendirerek zayıf yanlarımızı ortadan kaldıracağız.

Esenyurt’un imajını düzelip, gerçek itibarını kendisine iade edeceğiz. İnsanlar şimdi Esenyurtlu olduğunu söylemeye utanıyor. O utanç onların değil, o utanca iten nedenleri de gidereceğiz.

Beşinci hedefimiz imar sorunlarının giderildiği bir Esenyurt. 8 yıldır yasaklı olan İstiklal Mahallesi’nde yaptığımız görüşmelerle 7 mahallenin imar sorununu çözdük. O bölgedeki imar sorunları çözüldü. Böylelikle halk rahatlayacak, iş yapmak isteyenler rahatlayacak. İnnovia 4 projesinde 40 bin konut mağduru var, orası da çözüme kavuşacak.

Bu konuda devletin size yaklaşımı nasıl, sizin çalışmalarınıza destek olunuyor mu?

Devletin bizimle herhangi bir sorunu söz konusu değil. Bizim amacımız devletle veya diğer partilerle kavga etmek değil iş üretmektir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bizim bakanlığımızdır, İçişleri Bakanlığı da bizim bakanlığımızdır. Biz onlarla uyum içinde çalışıyoruz.

Ben Cumhurbaşkanı olsam büyük belediyeleri kendi evlatlarım olarak görürüm ve ayrım yapmam. Hepsinin başarılı olmasını isterim. Bir baba kendi evladının acı çekmesini ister mi? Parası bitsin, aç kalsın, bir ekmek bulamasın ister mi? Belediyelerin kaynakları zaten kısıtlı, sen de daha fazla kısıtlarsan, bir dönem Özal’ın yaptığı gibi hareket edersen bu halka hizmetsizlik olarak geri dönecek. Bundan da bütün halk zarar görecektir.

Sizin birinci döneminiz bittiğinde nasıl bir Esenyurt ile karışılacağız?

Bizim, beş yılın sonunda imajı düzelmiş, sorunları çözülmüş bir Esenyurt yaratma hedefimiz var. Esenyurt’ta bir Silikon Vadisi, bir teknopark kurmak istiyoruz. Sanayi mastır planı oluşturmak istiyoruz. Burada Ekrem başkanla birlikte 400 sanayiciyi bir araya getirdik ve iş insanlarına Esenyurt için elinizi taşın altına koyun dedik. Eğer burada bir destan yazılacaksa Büyükşehir de dahil olmak üzere herkes elini taşın altına koymalıdır.

Bu destan yazılırken daha fazla kentleşme ve yüksek yapılaşma görecek miyiz?

Hayır, biz kesinlikle ona girmeyeceğiz. Zaten yeterince yüksen binalarımız var. Buna gerek yok. Esenyurt’ta nüfus 2 milyona gidiyor.

Ulaşım konusunda Esenyurt’un ciddi sorunları var. Bu konuda bir çalışma yapılacak mı?

Şu anda Mahmutbey-Esenyurt metro çalışmaları devam ediyor. Bu konuda Sn. Ekrem İmamoğlu’na da isteklerimizi belirtiyoruz. O da yardımcı oluyor. Buradaki metro bittiğinde de ciddi bir rahatlama gelecektir. Bir de Beylikdüzü fuar alanı, Esenyurt ve Sabiha Gökçen arasında bir “Hız Ray” projesi var. Bu proje Sayın Cumhurbaşkanı’nın önündedir, onun onanıyla projeye başlanacak. Bu proje büyük bir rahatlama getirecektir. Çünkü İstanbul’un en önemli sorunu trafik sorunudur.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sizin projelerinize yaklaşımı nasıl? Ekrem Başkan bize değer veriyor, biz de bunu önemsiyoruz. Daha öncesinde Esenyurt ile Büyükşehir arasında ortak çalışma yapılmamış. Benin zaten Ekrem Başkanla 10-15 yıllık bir dostluğum var. Şuanda da birbirimize çok yakın çalışıyoruz. Ekrem Başkan bizlerden yardımını hiç esirgemiyor. Esenyurt halkı adına İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve Ekrem Başkana teşekkürlerimi sunuyorum.EYLÜL2024