Fidan Hanım Şişli’de aday olmadığı için Sarıgül sevinmiştir
Yerel seçimler yaklaştı, siyasi tartışmaların arttığı bu dönemde küskünlerin farklı alternatiflerle gündeme geldiğini gözlemliyoruz. Adaylığı, CHP yönetiminde büyük tartışmalara neden olan ve önce Beşiktaş için adı geçen Fidan Aslan Eroğlu, Şişli’den aday gösterilince olanlar oldu. Tepkiler sonucu adaylığı MYK’dan geçtiği halde parti meclisine gönderilmeden geri çekilen Fidan Aslan Eroğlu’nun babası, deneyimli siyasetçi ve işadamı Mehmet Ali Aslan, yaşanan süreci ve CHP’nin içerisine düştüğü çıkmazı okuyucularımızla paylaştı.
Türkiye yerel seçimlere doğru giderken, CHP adaylarıyla çok tartışıldı. Bir siyasetçi olarak yaşanan süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben bu konuyu çok uzatmadan aktarmak istiyorum. Çünkü yaşanan bu süreç hiç hoş olmayan şeylerdir. Dolayısıyla CHP kendini kendi dinamitleriyle vuruyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliği sürekli sorgulanıyor. Bu sorgulamada birkaç haklı neden bulunuyor. Kemal Kılıçdaroğlu gerçek anlamda parti içi demokrasiyi işletiyor, fakat siyasetin içinden gelen insanlar bile bu durumu olumsuz kullanıyorlar. Sonuçta dönüyorlar ve kendi yuvalarını yıkmak için elinden geleni yapıyorlar. Bunun sonucunda da CHP’de demokrasinin işlemediğini görüyoruz. Kendi kendilerini kilitliyorlar. Partiler içerisinde mutlaka farklı sesler olacaktır, demokrasi de bunu gerektirir. Kemal Bey ise insanlara çok fazla demokrasi yolunu açıyor. Oysa ki bu toplumda demokrasiye yatkın, bunun gerekliliğini bilen ve bugünkü siyasi anlayışla uyuşmuyor. Bu durumda sağlamaları da mümkün değildir. Bugün karşılarında AK Parti bulunuyor. AK Parti’de ise demokrasi daha iyi işliyor. Çünkü ortamı görüyorlar, ona göre kararlar alınıyor ve lidere saygı var. Evet, lider biraz baskın davranabilir. Yeni gelişen ülkelerde bu durum normal karşılanıyor. Eğer Tayyip Bey gibi bir lider olursa yönetimi daha rahat yürütür diyor, insanlar. CHP’de herkes AK Parti’den ses çıkıyor mu diyor. Tayyip Bey ne yapıyor herkesi dövüyor mu? Hayır. Tayyip Beyin kendine has yöntemleri var onları kullanıyor. Kılıçdaroğlu’nda ise demokrasi kültürü var onunla geliyor fakat CHP’nin içinde olan bazı kişiler sürekli başkaldırıyorlar. Tabi ki istemedikleri insanlar aday yapılabilir, istifalar olabilir, fakat bu durum sürekli hale gelmez.
İzmir Belediye Başkanı kapıyı çarparak Kılıçdaroğlu’nun odasına girdiği belirtiliyor.
Bu demokrasi midir, hayır. Bu bir saygısızlıktır. Bir lidere böyle saygısızlık yapılması şahsen beni üzüyor, liderin buna izin vermesi de üzüyor. Yoksa Kemal Bey, demokrasiyi işletmek isteyen biridir, fakat bu takıma işlemiyor. Biri CHP’den ayrılıyor, genel başkana adeta küfür ediyor. Bunlar siyasetin çirkin yüzleridir. Yine CHP’de başka bir sorunda Kılıçdaroğlu bir kişiye parti içinde görevler veriyor, o kişi hemen genel başkan adayı oluyor. Biri parti sözcüsü oluyor kısa bir süre sonra genel başkanlığa adayım diyor. Bu sürdürülebilir, bir durum değildir.
Bu durum CHP’ye başarı getirir mi?
Bu durum hiçbir zaman başarı getiremez. Bu durumun çizgisi doğru bir çizgidir fakat çizginin üzerindeki insanlar doğru insanlar değildirler. Sürekli genel başkan eleştiriliyor. Sürekli deniliyor ki genel başkan söz veriyor yapmıyor. Genel Başkan söz vermiyor. Benim kızım Fidan Aslan Eroğlu’da aday oldu. Ben Sayın Kılıçdaroğlu’nu çok eskiden tanıyan ve görüşen biriyim. Kızımın aday olmak istediğini kendilerine ilettim. Fidan Hanımı da tanıyor ve kendisine de aday ol dediler. Fakat hiçbir zaman kızıma veya bana kesinlikle sen adaysın, aday ol ben seni başkan yapacağım demedi. Ama şunu söylediler. Git bölgede çalışmalar yap, başarını göster dediler. Bunu söyledi diye tamam sen uygunsun başkansın anlamını çıkartıyorlar. Politikacı bir kişi zaten böyle bir cevap verir. Normal şartlarda insanların genel başkana ulaşması imkânsızdır. Kemal Beyde ise durum böyle değildir, kapısı herkese açıktır. Görüştüğünüzde de kendilerinin size ne demesini bekliyorsunuz. Sen bu işe uygun değilsin diyemez.
Bu süreçte küskünler DSP’ye gitti, bu durumu nasıl görüyorsunuz?
CHP her sorun yaşadığında bir bakıyorsunuz bitmiş görünmeyen bir DSP ortaya çıkıyor. Sarıgül, DSP’ye geçti fakat bu ilk değil ki. Sarıgül geçmişte de aynı hamleyi yapmıştı. Aday gösterilmeyince DSP’den aday oldu ve kazandı. Sarıgül öyle ya da böyle bu ülke de marka olmuş biridir. Bu adam çalışkan, halk tarafında eskisi kadar benimsenmeyen ama benimsenmek için elinden geleni yapan biridir. Ben Sarıgül’ü eskiden beri biliyorum. Türkiye Değişim Hareket’inde de birlikte çalıştık fakat ben onun çizgisini beğenmedim ve sonunda uyumsuzluklarla, ihtilafla ayrıldık. Uzun yıllardır da merhabamız bile olmadı.
Böyle olmasına rağmen sizi neden Sarıgül ile anıyorlar.
Çok ayıp şeyler yapıyorlar. Ben Sarıgül ile uzun zamandır görüşmüyorum ve kırgınlıklarla ayrıldım. Biz partiyi kurma aşamasındayken yaptığımız anketlerde %21 oranında oy görüyorduk. Belediyeyi bırak dedik, bırakmadı. Partinin başına gel kuralım dedik. Ben bırakıyorum geleceğim dediği zamanda da Deniz Baykal olayı çıktı ve konu kapandı. Bir grup toplantısında birbirimizi kırıcı da konuştuk. Bugün durup geçmişe bakılacaksa Sarıgül CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu zaman tüm partililerin dostuydu, o dönemde böyle bir tartışma yoktu. İnsanlar eskiye bakacaklarsa bu açıdan da bakmaları gerekiyor.
Fidan Hanım Şişli’den aday olsaydı Sarıgül’ün karşısına çıkmazdı, diye yorumlar yapıldı. Böyle bir şey olur muydu?
Fidan Aslan Eroğlu’nu Şişli’den belediye başkan adayı olarak koysalardı, Şişli’nin şu anki adayından çok daha fazla ses getirirdi. CHP’de Şişli’yi yüzde yüz almış olurdu. Fakat şuanda CHP adeta Sarıgül’e çalıştı. Sarıgül’le benim diyalogum konuşuluyor da, Sarıgül bir dönem önce İstanbul Büyükşehir Adayıydı. Yaşanan süreçle ilgili Sarıgül’le hiç konuşmadım, ama konuşmak isterim. Fidan Hanım Şişli’de aday olmadığı için Sarıgül sevinmiştir. Çünkü bizim nasıl çalışacağımızı çok iyi bilir. Gece gündüz Allah’a dua etti ki Fidan Hanım Şişli’den aday olmasın. Seçimlerden sonra da CHP’nin Şişli’de ne yapacağını göreceğiz. CHP’nin İstanbul’da bir tane bayan aday yoktu. Sadece Fidan Hanım, iş kadını olarak ön plana çıkmıştı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’da Fidan Hanımın başkanlığını destekliyordu. Sadece Fidan Hanımı değil kadın aday çıksın diye destekliyordu. Fakat kısmet olmadı. MART 2019