Gebze Orhangazi İzmir Otoyolu Projesi çerçevesinde önemli deneyimler kazanıldı
İhalesi 9 Nisan 2009 Gebze Orhangazi İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları) Otoyolu Projesi’nde sona yaklaşıldı. 2019 yılı üçüncü çeyreğinde hizmete alınması planlanan projenin detayları ile ilgili görüştüğümüz Otoyol Yatırım ve İşletme AŞ CEO’su Yavuz Batum, önemli açıklamamalarda bulurdu.
Dünyada müteahhitlik alanında büyük projelerin pek kalmadığı ifade edilmektedir. Bu açıdan projeniz dünyada önemli bir yere sahip. Gebze-Orhangazi-İzmir Projesini uluslararası bir bakış ile değerlendirir misiniz?
Kamu Özel İşbirliği modelinin bir alt modeli olan Yap-İşlet-Devret modeli uluslararası literatüre Türkiye tarafından sunulmuş bir kavramdır. Bu modelin ülkemizdeki ilk uygulamaları enerji ve özellikle havalimanı projelerinde çok başarılı olmuştur. Gebze-Orhangazi-İzmir Projesi ile bu model ülkemizde ilk defa altyapı yatırımları alanında uygulamaya konularak, başarı diğer sektörlere de taşınmış olmuştur.
Proje, yatırım büyüklüğü dikkate alındığında, ihale edildiği zaman hem Türkiye’nin en büyük projesiydi, hem de o tarihte dünyanın en büyük projeleri arasındaydı. Projenin finansmanını sağlayarak realize olması uluslararası düzeyde de yankı uyandırmıştır. Doğal olarak, ilk başta yatırım büyüklüğü dikkate alındığında uluslararası alanda finansman konusunda sıkıntılar yaşanmıştır; ancak, Projenin sorunsuz ve hızlı bir biçimde gerçekleştiğini gördüklerinde, yabancı finans kuruluşları da finansmana ortak olmak için tekliflerde bulunmaya başlamış ve başta sadece Türk bankaları ile finanse edilen Projeye 4 yabancı finans kuruluşu da dahil edilmiştir.
Son yıllarda ülkemizin yaşadığı risklerin tartışıldığı ve yabancı yatırımcıların bulunduğu toplantılarda, daha çok KÖİ özelinde sorularla muhatap olunduğu, bu anlamda dünya genelinde, özellikle yatırımcılar ve finans kuruluşları gözünde Türkiye’nin KÖİ modelinin bir marka değeri taşıdığı ve Türkiye’nin KÖİ alanındaki tecrübelerinin başka ülkeler için örnek gösterilir hale geldiği vurgulanmıştır.
Bu başarıda, ilk büyük altyapı YİD Projesi olarak projemizin katkısının çok büyük olduğu açıktır.
Proje ve projenin yapıldığı model uluslararası alanda müteahhitlerin önünü açar mı?
Kamu-Özel-İşbirliği projeleri gelişmiş ülkelerin birçoğunda zaten uygulanmaktadır. Türk müteahhitlerinin bu model ile uluslararası alanda çalışmaları kısıtlıydı; ancak, şimdi projemizin açtığı çığır ile edinilen bilgi birikimi ve tecrübe, gelişen ekonomilerde ve özellikle komşu ülkelerde, müteahhitlerimize yeni yatırım olanakları açacağı kuşkusuzdur.
Bu çerçevede, elde edilen deneyimlerin çerçevesinde özellikle Kazakistan, Fas, Tunus, Romanya, Özbekistan, Gürcistan gibi altyapı yatırımlarını KÖİ modeli ile hayata geçirmeyi planlayan ülkelerde Türkiye’nin rol-model konumunda olduğu ve bu coğrafyaların Türkiye açısından önemli bir ihracat alanı olabileceği beklenebilir.
Bu tecrübe bundan sonra daha büyük projelerin hayata geçirilmesinde fayda sağlar mı?
Geçmiş dönemlerdeki enerji ve havalimanı projelerinde Türk bankalarının rolü çok kısıtlıydı. Birçok bankanın proje finansmanı departmanları bile yoktu. Bizim projemiz ile birlikte, sadece müteahhitlerimiz değil, bankalarımız da çok önemli deneyim kazanmış oldular. Bizim projemiz hem YİD projeleri, hem de bankalar için bir case study niteliğindedir. Bizden sonraki projelere bakarsanız, altyapı projelerinin ihale yöntemleri ve dokümanları bizim projemizde yaşanan zorlukları ve tecrübeleri baz alarak geliştirilmiştir. Bir başka deyişle, biz öncü rolü oynamış olduk. Finansman açısından da, hem finansman sağlayan bankalar olsun, hem de finansmanda kullanılan dokümanlar olsun, altyapı YİD projelerinde bizim projemiz ile edinilen tecrübe, diğer projelere baz oluşturmuştur.
Çok ortaklı bir yapı olmanın zorlukları projeyi etkiledi mi?
Otoyol Yatırım ve İşletme A.Ş. 2010 yılında altı inşaat şirketi tarafından Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi’ni yürütmek ile görevli şirket olarak kuruldu. Otoyol Yatırım ve İşletme A.Ş.’nin ortakları her biri inşaat sektörünün dünyada ve Türkiye’de önde gelen firmalardır. Projenin başlangıcında 6 ortak varken, Yüksel İnşaat’ın ayrılmasıyla ortak sayısı beşe inmiştir. Ortaklarımız, Nurol İnşaat, Özaltın İnşaat, Makyol İnşaat, Astaldi ve Göçay İnşaat firmalarıdır.
Ortakların hepsinin ayrı alışkanlıkları, ayrı ücret, fiyat ve yönetim politikaları var, iş yapma tarzları var. 8 milyar ABD Dolarlık ve böyle çok ortaklı bir yapıya sahip projede, tüm ortaklarımızın benimseyeceği, her türlü denetime açık, şeffaf ve uyumlu çalışan bir sistem kurulması gerekiyordu ve ortaklarımızın da yapıcı katkılarıyla bu zor iş başarılmıştır.
Bütün önemli konularda yönetim olarak stratejiyi oluşturduktan sonra, konular Yönetim Kuruluna getirilmekte, farklı düşünceler varsa tartışılmakta ve sonunda tüm kararlar görüş birliğiyle ve oybirliği ile alınmaktadır. Şirketimizin Yönetim Kurulunda tüm ortaklar Yönetim Kurulu Başkanı veya Başkan Yardımcısı düzeyinde temsil edilmektedir. Bu sayede, Yönetim Kurulu toplantılarında daha hızlı ve bağlayıcı kararlar almak mümkün olmaktadır. Projenin ana konularının çözümlenmiş olması nedeniyle daha önceleri ayda bir toplanan Yönetim Kurulu toplantıları giderek iki ayda bir toplanmaya başlamıştır. Uygulama aşamasında ortakların her hangi bir müdahalesi olmamakta, uygulama tümüyle şirket yönetimi sorumluluğu altında yürütülmektedir.
Projede yeterli araç geçişi var mı?
Projenin 1. Kesimi Haziran 2016’da, 2. Kesimi ise Mart 2017 yılında açılmıştır. Projenin İzmir’e kadar olan tümü ise 2019 yılında hizmete girecektir. Projenin tümü açılmadan önce geçen araç sayısı yeterli değil gibi bir sav haklı olamaz. Altyapı ve özellikle otoyol gibi YİD projelerinde, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada devletçe verilen garantilere kısa sürede ulaşılması beklenemez. Ayrıca, bizim projemiz 8 milyar dolarlık bir projedir ve projenin ilk yıllarında araç geçiş sayısının garanti edilen rakamlara ulaşmamış olması eleştiri konusu yapılabilecek bir husus değildir. Proje finanse edilirken bankalara, Karayolları Genel Müdürlüğüne ve Hazine Müsteşarlığına sunulan verilerde de ilk yıllarda araç geçiş sayısının garanti sayının altında kalacağı da bilinen bir gerçektir. Buna rağmen, 2017 yılında geçen araç sayısı ortalama 20,000’i geçmiştir ve henüz projenin tümü tamamlanmamışken, garanti edilen trafiğin yarısına ulaşabilmek bir YİD projesi için büyük başarı sayılmalıdır.
Projenin ülke ekonomisine sağlayacağı katkı ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Proje ile Türkiye’nin en gelişmiş ve milli ekonomiye en fazla katkı sağlayan ve ekonomik faaliyetlerin yaklaşık % 50’sini bünyesinde toplayan İstanbul, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Manisa ve İzmir illeri çağdaş bir otoyol ile bağlanmaktadır.
Yapılan projeksiyonlara göre, projemizin, başta otomotiv, tekstil ve turizm endüstrileri olmak üzere toplam milli ekonomimize yaklaşık 14-15 milyar TL. katma değer, 15,000 kişiye de ilave istihdam sağlaması beklenmektedir. Ayrıca, azalan yol boyu ve önlenen trafik sıkışıklığı ile ekonomide yılda yaklaşık 600-650 milyon dolar tasarruf sağlanacağı öngörülmektedir.
Osmangazi Köprüsü işletmeye açılınca, Gebze’den körfezi dolaşarak karşı yakaya geçiş yaklaşık 100 km. kısalmıştır. Böylece, daha önce mevcut devlet yolu üzerinden 90 dakika süren mesafe, köprü ile 6 dakikaya inmiştir. Bunun zaman ve yakıt açısından sağladığı fayda çok büyüktür.
Bursa ilimiz son yıllarda ekonomisi ve nüfusu en hızlı artan illerimizden biridir ve İstanbul-Kocaeli-Bursa hattını modern bir otoyol ile bağlamak ekonomiye önemli katkı sağlayacaktır.
Projenin geldiği nokta ve önümüzdeki dönem çalışma planı ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Proje kapsamında, 405 km. ana otoyol, 49 km. bağlantı yolları, 166 km. kavşak kolları ve yan yollar bulunmaktadır. Ayrıca, projeye, toplamda 3 km. ana açıklık olarak 1,550 m. uzunlukla dünyanın 4. uzun asma köprüsü, 1.4 km. uzunlukta çelik viyadük ve 38 ayrı viyadük dahildir. Projenin inşaatına 2013 yılında başlanmış ve hızla çalışarak Osmangazi Köprüsü’nünde dahil olduğu I. Kesim Haziran 2016’da, Orhangazi-Bursa arasını oluşturan II. Kesim ise Mart 2017 tarihinde işletmeye açılmıştır. Ayrıca, Bornova ile Kemalpaşa arasında 20 km’lik bir bölüm de yine Mart 2017’de hizmete açılmıştır. 2018 yılı içinde Kemalpaşa-Saruhanlı arasındaki 50 km’lik bölüm hizmete açılacak ve projenin tümü ise 2019 yılı 3. çeyreğinde hizmete girerek 405 km’lik otoyolumuz tamamlanmış olacaktır.