Gelecek nesiller için kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız
Dünya kaynaklarının hızla tükendiği bir dönemde endüstri verimliliği ile ilgili konular ve bu konuda atılacak adımlar önem arz ediyor. Gelişen şartlar çerçevesinde geri dönülmez bir yola girdiğimiz bir dönemde konu ile ilgili görüşlerini aldığımız Siemens Sanayi ve Ticaret AŞ Dijital Fabrika/Proses Endüstrileri ve Sürücüler Ülke Direktörü H. Kerim Oal, sorularımızı yanıtladı.
Son yıllarda endüstri verimliliği gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Endüstri verimliliği ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Yeni nesilleri korumak, küresel ısınmayı durdurmak ve kaynaklarımızı verimli kullanmak her zamankinden daha önemli bir konumda. Enerji tüketimindeki verimlilik bu konuların önemli bir parçası olarak ortaya çıktı ve şimdiye kadar yapılan çalışmalarla önemli bir mesafe kat edildi. Endüstri ise enerji kaynaklarının en hızlı tüketildiği yer. İnsan hayatına her geçen gün daha fazla endüstri ürünü giriyor. Artık araçlarımızı daha kısa sürede yeniliyoruz, daha fazla üretim yapıldıkça satın aldığımız ürünleri tüketim süremiz de daha fazla daralıyor. Eskiden evimizde bir adet telefon vardı ve herkes aynı telefonu yıllarca kullanıyordu. Bugün ise insanlar her yıl cep telefonunu yeniliyor. Bunların hepsi yeni bir imalat demektir. Dolayısıyla dünya kaynaklarını zorlamaya başladık. Bu noktada verimlilik, her açıdan çok önemli. Hazırlanan raporlarda önümüzdeki dönemde endüstriyel enerji talebinin yaklaşık %50 artacağı öngörülüyor. Bu nedenle artık kaynaklarımızı daha verimli kullanmamız gerekiyor; üretim sırasında doğaya ve çevreye verdiğimiz zararı en aza indirmek için verimlilik önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
İş adamlarımızın verimlilik konusuna yaklaşımını aktarır mısınız?
Türkiye’de hem verimlilik hem de çevre bilinci giderek artıyor. Şu anda arzu ettiğimiz noktada mıyız? Maalesef değiliz. Yine de bu konunun devletin, hükümetin, yatırımcıların, hatta tüketicilerin gündeminde olduğunu söyleyebiliriz. Ama daha alınacak çok yolumuz, yapılacak çok işimiz var. Bugüne kadar özellikle enerji verimliliği konusunda çok iyi çalışmalar yaptık. Çünkü enerji sektöründeki verimliliği herkes hemen hissedebiliyor. Enerji verimliliği konusunda Bakanlığın yaptığı çalışmalar, yenilenebilir enerji yatırımları çok olumlu adımlardı. Endüstri de bu gelişmeleri takip edecek ve endüstriyel verimliliğin artırılması hususunda daha fazla gelişme yaşanacaktır diye düşünüyorum.
Sanayicilerimiz verimlilik konusunda bütçe ayırabiliyor mu veya bu yönde çalışmalarını yaptığında giderlerini daha az bir seviyeye çekebiliyor mu?
Dilerseniz bütçe konusunu bir örnekle açıklayayım. Sanayici, verimlilik için öncelikle enerji alanına bakıyor. Siemens olarak biz de sanayiciler için enerji etütleri yapıyoruz. Enerji tüketimlerini analiz ediyoruz ve bu analizler sonunda hangi yatırımı yaparsa, nasıl geri dönüşler alacağını aktarıyoruz. Fabrikada yapacağı bir değişimin maliyetini ve bu yatırımın geri dönüşünün ne kadar süre içinde olacağını gösteriyoruz. Böylece sanayicimiz de yatırımının kısa zamanda geri döneceğini, kâra geçeceğini görebiliyor ve yatırım yapma kararını veriyor. Dolayısıyla verimlilik konusuna ayrılan bütçelerin artması için net sonuçları ortaya çıkarmamız ve yatırımcıya verimli bir çalışma sunmamız gerekiyor.
Verimlilik konusunda çalışmalar arttıkça dünyada da bir değişim olacağı belirtiliyor. Eskiden traktör ortaya çıktığında birçok kesim işsiz kalmıştı, bu çalışmaların sonunda da böyle bir gelişme bekliyor musunuz?
Bu konu, dünyanın her yerinde konuşuluyor. “Yarın her şeyi robotlar yapacak, insana ihtiyaç olmayacak” gibi düşünceler var. Fakat şu anda bu hayalden çok uzağız. Bizim hedefimiz, bir yandan verimliliğimizi diğer yandan da rekabetçiliğimizi artırmaktır.
Örneğin Almanya’da Endüstri 4.0 yatırımları sayesinde %3-5 seviyesinde bir büyüme hedefleniyor. Bu rakam ortalama 30 milyar Euro. Tüm Avrupa açısından bakarsak bu yatırımların 110 milyar Euro’luk bir fayda sağlayacağını görüyoruz. Bu rakamın bir kısmı verimlilik artışı, diğer kısmı ise istihdam artışıdır. Türkiye’ye bakarsak, Endüstri 4.0 ve dijitale yapılan yatırımları ile %5-8 arasında bir büyüme sağlayacağını öngörüyoruz. Bu büyümenin de bir kısmı verimlilik bir kısmı da istihdam alanında olacaktır. Öte yandan Endüstri 4.0 ve dijitalleşme, rekabetçiliğimizi artıracak ve yeni pazarlara açılmamızı olanaklı kılacak, böylece yeni istihdamların da önü açılacaktır. Üretim, artık küreselleşmeye hizmet ediyor. Bugün bir ürün bir pazarda üretiliyor fakat birçok pazara hizmet ediyor. Dolayısıyla ihracata yönelik bir ekonomiden bahsediyorsak, burada yapacağınız verimlilik çalışmaları ülkemizin üretim hacmini etkileyecek ve bununla birlikte istihdamı daraltmak yerine yeni istihdamın önünü açacaktır. Yeter ki bu yatırımları yapalım ve çağın gerisinde kalmayalım.
Sanayicilere avantaj oluşturan örnekler var mı?
Endüstri 4.0 ve dijitalleşme alanındaki çalışmaların şu anda özellikle otomotiv ve gıda gibi sektörlerde biraz daha gelişmiş olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni, bu iki sektörde otomasyonun çok ileri seviyede kullanılıyor olması ve dolayısıyla bu tip dönüşüm projeleri için sağlam bir alt yapıya sahip olmaları. Ayrıca küresel standartlarda üretim yapmak zorunda olmaları da onları verimlilik konusundaki çalışmaları geliştirmeleri için zorluyor. Biz de Siemens olarak hem bu iki sektör hem de diğer sektörler için verimliliği artırıcı çözümler sunarak Endüstri 4.0 ve dijitalleşme konusunda yol gösterici olmayı amaçlıyoruz.
Otomotiv sektöründeki yatırımların büyük bir kısmı yurt dışı yatırımlarıdır. Bu açıdan yurt dışındaki fabrikaların yaptığı çalışmalar ne ise aynısını mı yapıyorsunuz, yoksa burada yeni çalışmalar ortaya çıkıyor mu?
Üretim tesisleri, her ülkede hemen hemen aynı standartlara sahip. A noktasında ileri teknoloji kullanılıp, B noktasında bir başka teknoloji kullanılmıyor. Ana üretim merkezlerindeki standartlar her yerde mümkün olduğunca korunuyor. Dolayısıyla Türkiye’de de yurtdışındakine paralel bir değişim görülüyor. Bu değişimler Türk ekonomisine de katkı sağlıyor. Siemens tesisleri de buna güzel bir örnektir. Siemens Gebze Fabrikası’nda Orta Gerilim Hava İzoleli Pano üretiyoruz. Üretilen panoların büyük bir bölümü Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgeleri başta olmak üzere yaklaşık 90 ülkeye ihraç ediliyor. Yurtdışındaki fabrikalarımızda uyguladığımız yeni teknolojileri vakit geçirmeden burada da uyguluyoruz. Böylelikle Türkiye’nin rekabetçiliğini ve teknolojik gelişimini destekleme şansımız oluyor. Diğer firmalarda da böyle olduğunu görüyoruz.
Türkiye ile ilgili hazırlanan raporlarda iki konunun üstünde duruluyor. Birincisi kalifiye eleman için eğitim, ikincisi de teknolojinin üretimde kullanılmasıdır. Hükümetin teşvik vermesi bu konudaki gelişmeleri hızlandırır mı?
Kesinlikle hızlandıracaktır. Siemens olarak biz Türkiye’deki faaliyet alanlarımızın hiçbirinde nitelikli eleman bulmakta zorlanmadık. Türkiye de çok kalifiye eleman var. Bizim fabrikamızda da Ar-Ge çalışmalarımızda da en büyük kaynağımız, iyi yetişmiş personelimizdir. İnsan kaynağının desteklenmesi, rekabetçiliğimizi de hızla arttıracaktır. Bunun hem devlet hem de sanayici tarafından desteklenmesi önemlidir. Önümüzdeki dönemde daha fazla bilişimin gündeme geldiği, yazılımın ağırlıkta olduğu, dijital dünyanın daha fazla ön plana çıktığı bir ortam göreceğiz. Bu nedenle bugünden klasik meslekler yerine bu alanlara yönelmeye başlamamız yarına hazırlık açısından iyi olacaktır.
Sanayi Bakanlığı’nın Endüstri 4.0 çalışmaları ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Endüstri 4.0 konusunda yapılan çalışmalar hızla devam ediyor. Sanayi Bakanlığı, TÜSİAD ve üniversiteler bu konuda pek çok çalışma yapıyor. Ama en önemlisi, Türkiye’nin bu konudaki ana yol haritasının belirlenmesidir. Bu konuda bizi mutlu eden en büyük gelişme ise ülkemizde bu bilincin en üst seviyede olmasıdır. Siemens Türkiye olarak biz de son iki senedir Endüstri 4.0 alanında bu bilincin oluşması için rehberlik etmeye çalışıyoruz. Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy, bu işin bir elçisi olarak Türkiye’yi dolaştı, pek çok seminer verdi. Bu çerçevede bugüne kadar 50’den fazla seminer düzenledik. Bu etkinliklerle 13 bini aşkın kişiye Endüstri 4.0’ı detaylıca anlattık. Bu konuda bir nebze katkımız olduysa, bizim için çok büyük bir mutluluktur. Bundan sonraki isteğimiz, yapılan bu çalışmaları uygulamaya geçirmektir. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Endüstri 4.0 yol haritasının daha da netleşmesiyle birlikte yatırımların belirli teşviklerle desteklenmesi gerekebilir. Eğitim programlarında Endüstri 4.0’a daha fazla yer verilmesi verimlilik çalışmalarının daha da hızlanmasına yardımcı olabilir.
Ülkemizde ana sanayiciler genellikle yan sanayicilerin değişime tepki vermesinden yakınırlar. Böyle bir değişim sürecinde ülkemizdeki yan sanayinin değişime tepki vereceğini düşünüyor musunuz?
Bu konuda yine Siemens’ten örnek vereyim. Gebze’deki fabrikamızda en büyük avantajımız bizim beklediğimiz üretim kalitesini yakalamış yan sanayicileri çok yakınımızda bulabilmemizdi. Gebze fabrikamızın tedarik ihtiyacının çok büyük bir kısmını Türkiye’deki tedarikçilerimizden sağlıyoruz. Ürünlerin bir kısmını birlikte geliştirdik, eksiklikleri varsa birlikte çalışarak tamamladık.
EYLÜL 2017