Gelişen Türkiye Senegal ticari ilişkileri

Gelişmeye devam eden Türkiye Senegal ticari ilişkileri, karşılıklı atılan adımlarla belirlenen hedeflere doğru ilerlemeye devam ediyor. İkili ilişkilerde yaşanan olumlu hava sonucunda alınan neticeler ile ilgili bilgi almak için sorularımızı yönelttiğimiz T.C. Dakar Büyükelçişi Hatice Nur Sağman, iki ülke ticari ilişkilerinin geleceği ile ilgili açıklamalarda bulundu.  

Türkiye Senegal ticari ilişkilerinin geldiği noktayı anlatır mısınız?

Türkiye ve Senegal arasındaki ticari ilişkiler olumlu bir seyir izlemektedir. 2022 yılında Senegal’e olan ihracatımız %33 artışla 705 milyon dolara ulaştı. Ticaret hacmimiz ise %34 artışla 723 milyon dolara yükseldi. Elbette bu artışlarda iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin önemi çok büyüktür. Bu çerçevede Şubat 2022 döneminde Senegal’e yapılan üst düzey ziyaret ve beraberindeki ticaret heyeti, devam eden süreçte Senegal heyetinin ülkemize gerçekleştirdikleri üst düzey ziyareti, ticari ve siyasi ilişkilerin oldukça olumlu seyrettiğinin kanıtı. Bu noktada özellikle Türkiye’nin 2022 yılında tahıl krizinde aldığı rol ve bunu çözüme kavuşturması da Senegal gibi tahılda ithalatçı konumda olan bir ülke için oldukça önemli oldu.

Diğer bir husus, Türk firmalarının Senegal’de 1,5 milyar dolardan fazla yatırımı mevcut. Bu tutar giderek artıyor. İmalat, enerji, inşaat, tarım, madencilik, tekstil, turizm, ulaştırma, demir-çelik, teknik müşavirlik gibi hemen her sektörden firmamız Senegal’de faaliyet gösteriyor. Demir-çelik, makine, gıda ürünleri, elektrikli ürünler, mobilya, inşaat malzemeleri öne çıkan ihraç ürünlerimiz. Özellikle COVID-19 kısıtlamalarının da kalkması sonrası gerek ziyaret amaçlı gerek yatırım amaçlı Türkiye’den Senegal’e gelen firma sayısı da giderek artıyor. Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması’nın da önümüzdeki günlerde yürürlüğe girmesi durumunda yatırım sayısının ve dolayısıyla ticaret hacminin daha da artması gündeme gelecektir. Mevcut durumdaki hedefimiz ticaret hacminde en kısa sürede 1 milyar dolara ulaşmak.

Diğer taraftan, ticari konularda iki ülke arasındaki kamu kurumları arasında teknik ve ticari iş birliklerine yönelik girişimlerde bulunuyor. Bu girişimlerden birisi de küçük ve orta boy işletmelere yönelik girişimler. Bu girişimlerin somutlaşması sonrası, ticari, teknolojik ve teknik işbirliğinin ve en nihayetinde ticari ilişkilerin tabana yayılarak ticarete konu ürün çeşitliliğinin artmasını umuyoruz.

Senegal tarafına baktığımızda da 2023 yılında ve sonrasında Senegal’in petrol ve doğalgaz üretimine başlaması ve bu kaynağı gerek ihracatta gerek ülke içinde enerji üretimi noktasında kullanması bekleniyor. Böylesine önemli bir kaynağın devreye girmesi ile birlikte Senegal ekonomisine dair olumlu bir tablo ortaya çıkıyor. Bunun dışında Senegal’in ülke içerisinde imalatı artırmak ve küresel değer zincirlerinde daha fazla yer almak üzere ortaya koyduğu bir vizyon mevcut ve bu vizyon doğrultusunda son dönemde oldukça hızlı aksiyon aldıklarını görüyoruz. Sanayinin gelişimi için olmazsa olmaz altyapı yatırımlarında da hızlı bir ilerleme var. Tüm bunlar göz önüne alındığında son dönemdeki yükselen ikili ticaret hacminin daha da artmasını bekliyoruz.

Senegal’deki fırsatları Türk yatırımcılara aktarır mısınız?

Senegal, Yükselen Senegal Programı çerçevesinde birçok sektörü kapsayan ekonomik ve sosyal boyutu olan bir program, bir vizyon ortaya koymuştur. Bu vizyon ile; Senegal’in sanayi kapasitesinin artırılmasını, tarımda kendi kendine yeterli bir konuma gelinmesini ve gıda güvenliğinin sağlanmasını, dijital ekonomiye ilişkin altyapının sağlanmasını esas alan, mevcut global ekonomik yapıya uyumu artırıcı, ithalata bağımlılığı azaltıcı, sürdürülebilir bir ekonomi anlayışı benimsenmiştir.

Bu plan çerçevesinde, altyapı ve üstyapı projeleri, enerji projeleri, barınma ihtiyacını gidermek üzere sosyal konut projeleri yürütülmektedir. Ekonomik ve ticari eklemlenmeyi artırmak ve lojistik süreçleri iyileştirmek üzere liman yatırımları hızla hayata geçirilmektedir. Tarım sektöründe ülkenin kuzey, güney ve orta bölgesinde ham ürünlerin işlenmesine ve katma değer yaratılmasına yönelik girişimler mevcuttur.

Enerji sektörüne özellikle ayrı bir parantez açmak gerektiğini düşünüyorum. 2023 yılından sonra, petrol ve doğalgaz kaynaklarının ticarileşmesi ile birlikte, enerji projelerinde ve enerji ile ileri ve geri bağlantılı sektörlerde (elektrik üretimi ve dağıtımı, elektrik malzemeleri, enerji güvenliği) ciddi bir potansiyel ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde temiz enerji projeleri kapsamında güneş enerjisi projelerine olan talep artmaktadır.

Söz konusu projeler dışında sanayileşme projeleri kapsamında Senegal yeni iş ortaklıklarına açık durumdadır. Söz konusu fırsatlardan her iki ülkenin karşılıklı olarak en iyi şekilde faydalanması için gerekli ortamı oluşturmak, kazan-kazan stratejisi çerçevesinde ticaretimizi artırmaya katkı sağlamak önceliklerimiz arasında yer almaktadır.

Türkiye-Senegal ticari ilişkilerindeki potansiyeli aktarır mısınız?

Senegal ile karşılıklı ticaretimizin kompozisyonuna baktığımızda, 2022 yılı itibarıyla demir-çelik ürünleri toplam ihracatımızın %31,4’ünü oluşturmaktadır. Gerek ürün bazlı konjonktürel riskleri ortadan kaldırmak gerek ticarete konu ürün adedini artırarak Senegal pazarına daha derinlemesine eklemlenmek adına ürün çeşitliliğini artırmamız gerekiyor.

Dünya genelinde rekabetçi olduğumuz geleneksel ihraç ürünlerimizin Senegal’deki pazardan aldığı paya baktığımızda önümüzde hâlâ çok ciddi bir potansiyelin söz konusu olduğunu görüyoruz.

Diğer taraftan ithalatın en önemli belirleyicilerinden olan GSMH büyümesine ilişkin Senegal için oldukça olumlu bir tablo söz konusu. IMF verilerine göre Senegal’in 2023 yılında %8,1, 2024 yılında %10,4 büyüme beklentisi mevcut. Reel mal ve hizmet ithalatı talebinde ise 2023 yılında %4,8, 2024 yılında %13,45 artış beklentisi var.

Bu çerçevede bu potansiyele ulaşmak adına firmalarımızı daha çok bir araya getirmeli ve iki ülke özel sektörünün iletişimini artıracak ortamı onlara hazırlamalıyız.

Yakın zamanda Türk müteahhitlerin üstlendiği büyük bir stadyum açılışı yapıldı. Müteahhitlik sektörü açısından Senegal’in önemini aktarır mısınız?

Türk müteahhitlerinin Senegal’de oldukça olumlu bir imajı var. Türk müteahhitlik firmalarının işleri “kaliteli, estetik ve hızlı” olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla bu imajı korumak ve geliştirmek çok önemli.

Özellikle Yükselen Senegal Programı çerçevesinde yapılması planlanan altyapı, üstyapı işleri, yol projeleri, hastane, liman, havaalanı, konut projeleri mevcut.

Diğer taraftan Senegal için oldukça önemli olan su arıtım, içme suyu temini, su iletim, su deposu gibi su projeleri de yine oldukça önem arz ediyor.

Müteahhitlik projelerinde bir diğer önemli husus elbetteki finansman. Dünya genelinde müteahhitlik sektöründe oldukça önemli bir yeri olan Türk firmalarının bu anlamdaki güvenilirliği sayesinde firmalarımız çok çeşitli finansman çözümleri oluşturabiliyor. Keza yine Türk Eximbank’ın da bu konuda müteahhitlik firmalarına verdiği ciddi bir katkı var. Ayrıca üçüncü ülkelerde işbirliği kapsamında farklı ülkelerle Senegal’de işbirliği fırsatları da ortaya çıkabilir.

Senegal’in ekonomi açısından geleceğiyle ilgili öngörülerinizi aktarır mısınız?

Daha önce de belirttiğim üzere Senegal Yükselen Senegal programı ile bir vizyon ortaya koydu, bir yol haritası belirledi. Mevcut gelişmelere baktığımızda bu konuda önemli adımlar atıldığını görüyoruz.

Ekonominin gelişimi için olmazsa olmaz konuların en başında gelen enerji ve altyapı konularında ve küresel değer zincirlerine girmede artık çok önemli bir husus olan dijital ekonomide çok önemli gelişmeler yaşanıyor.

Enerji konusunda bulunan petrol ve doğalgaz yatakları ülkenin sanayileşmesi noktasında gereken enerjinin sağlanması için çok önemli bir husus olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca Senegal’in güneş enerjisi potansiyeli ve kırsal bölgelerin elektrifikasyonunun sağlanması hususları ekonominin geleceği açısından oldukça önemli gelişmeler.

Dakar Limanı’na ilave olarak Bargny Limanı ve Ndayene Limanı yatırımları lojistik süreçlerin hızlanması ve ticaret esnasındaki maliyetlerin azalması noktasında çok önemli. Hız kazanan yol projeleri yine lojistik ve iç ticaretin canlanması noktasında çok önemli yatırımlar olarak ortaya çıkıyor.

Tarım sektöründe ithalata bağımlılığın azalması kapsamında da içerde üretimin artırılması ve kendi kendine yeterlilik vizyonları mevcut. Özellikle ülke içinde yetişen ham maddelerin yine ülke içinde yetiştirilip, işlendikten sonra, işlenmiş ürünlerin iç piyasaya arz edilmesi konusunda oldukça kararlı bir niyet görüyorum. Bu nedenle, gerekli işgücünü sağlamak üzere uygulama laboratuvarı olan tarım liseleri projeleri gibi orta-uzun vadeli projeler hayata geçiriliyor. Özellikle tüketici enflasyonunda çok önemli bir yeri olan gıda ürünlerinin ülke içinde üretilmeye başlanmasının enflasyona da aşağı yönlü çok önemli katkısı olacaktır.

Dijital dönüşüm noktasında da Senegal’in dijital altyapısını geliştirmeye yönelik olarak Teknoloji Parkı yatırımı gerçekleştirildi. Küresel üretim fonksiyonunda teknolojinin daha fazla yer aldığı bir dönemde bu yatırım, küresel değer zincirlerine uyumlanma açısından oldukça önemli.

Sonuç olarak genel çerçeveye baktığımızda ekonomik, sosyal ve hukuki boyutlarıyla komple bir kalkınma hamlesi görmekteyiz. Orta-uzun vadede bu yatırımların meyvesini vermeye başlayacağını düşünüyorum.

Batı Afrika’da görev aldınız. Türkiye’nin bölgeyle 75 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi bulunuyor. Bu açıdan Afrika pazarının gelişimiyle ilgili öngörülerinizi alabilir miyiz?

Türkiye’nin Afrika’daki Büyükelçilik sayısındaki artış, Türk Hava Yolları’nın bölgeye olan uçuş sayısını artırması, DEİK, MÜSİAD, TİM gibi kuruluşlarımızın bölgedeki faaliyetlerini, ilişkilerini sıklaştırması, bölgeye olan yatırım tutarının giderek artması kuşkusuz bölgeye olan ticaretin artışını oldukça olumlu yönde etkiliyor.

Diğer taraftan, bu konuda firmalarımıza devletimiz tarafından verilen çok ciddi destekler söz konusu. İhracat destekleri, e-ihracat destekleri, hizmet sektörü destekleri ve yurtdışı teknik müşavirlik destekleri gibi önemli destekler bulunuyor. Bu destekler sayesinde firmalarımız uluslararası alanda rekabetçiliğin geliştirilmesi, pazara giriş noktasında önemli avantajlar sağlıyorlar.

Tüm bu girişimlerin sonucunu da aldığımızı görüyoruz. 2021 yılına göre Afrika’ya ihracatımız %13,3 artış ile 24 milyar dolar seviyesine ulaştı. Daha uzun vadeli bakacak olursak 2013 yılına göre artış yaklaşık %57’dir.

Elbette Afrika pazarında altyapı eksikliği, finansmana erişim, yetişmiş işgücü, kamu finansmanındaki problemler gibi riskler de mevcut. Bu riskleri de yönetmeyi başararak bölgedeki varlığımızı daha da kuvvetlendirmek ve bu rakamlara ulaşabilmek oldukça mümkün. MART2023