Güney Doğu Asya’daki en büyük Türk yatırımını hayata geçirdik

Evyap’ın Malezya’da yaptığı yatırımlar 210 milyon doları buldu. Palm yağı ve sabun ile ilgili yapılan yatırımların meyvelerinin alınmaya başlandığı bir dönemde yatırımın geldiği nokta ve geleceği ile ilgili merak edilen soruları yönelttiğimiz Evyap Holding AŞ CFO’su Ekrem Erdem, yatırımın başlangıcı olan tarihte ve sonraki yedi yıllık dönemde Malezya’daki Finans operasyonunu yöneten kişi olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan yatırımın bilinmeyen yönleri ile okuyucularımızla paylaşan başarılı yönetici Ekrem Erdem, aktardıkları ile bölgede yatırım yapmak isteyen yatırımcılara da ışık tuttu. 

Evyap Malezya’da önemli bir yatırıma imza attı. Yapılan yatırımla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Evyap sabunu hayvansal yağlardan yapan bir firmaydı. Uzun yıllar bu şekilde sabun ürettiğimizi söyleyebilirim. Sabun üretimi dünyada ise hem hayvansal yağdan hem de bitkisel yağdan üretilmektedir. Bitkisel yağın en önemli hammaddesi palm yağı ve bu ürünün de iki tane büyük üreticisi var. Bunlar Endonezya ve Malezya’dır. Evyap olarak yıllar önce üretimimizi hayvansal yağdan, bitkisel yağa geçirme kararımız bizi Malezya’da bu yatırımı yapmaya yönlendirdi.

Burada araya girmek gerekirse, bu kararın nedeni öğrenebilir miyiz?

En önemli faktör hammadde olarak hayvansal yağın bitkisel yağa göre fiyat açısından dezavantajlı olmasıdır. Hayvansal yağın tedarikinde bir numaralı ülke ABD’dir ve bu alanda yapılan üretimlerde yıllar itibari ile bir artışın olmadığını gözlemliyoruz. Palm yağı ile ilgili ise böyle bir sıkıntı yok.

Siz bu noktada yatırım için Malezya’yı seçtiniz.

Evet, yaptığımız değerlendirmeler sonucunda Malezya’da yatırım yapmaya karar verdik. Bu kararı almamızdaki önemli etkenlerden bir tanesi ülkenin lojistik altyapısının Endonezya’ya göre daha iyi olmasıydı. Oraya giderek fabrikanın hemen yanından ürünü tedarik edebildik. Dolayısıyla lojistik maliyetlerden de kurtulduk. Biz İstanbul’da üretim yaparken hayvansal yağ ABD’den geliyordu ve bu maliyeti ödeyip, üretim yapıp ürünü Rusya ve benzeri pazarlara gönderiyorduk. Bu organizasyonda dezavantajlı bir pozisyonumuz vardı ve Malezya’ya yatırım yaparak bunu avantaja çevirdik. Özetlersek oraya gitmemizin en önemli nedeni rekabette maliyet avantajı yakalamaktı, bugün itibari ile onu başardık.

Oraya gidişimizin bir başka sebebi ise dünyada sabun pazarının artış gösterdiği iki bölge var. Bunlardan birisi Güney Amerika, diğeri ise Güney Doğu Asya pazarıydı. Güney Doğu Asya içinde Endonezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam gibi pazarlara ulaşmak için Malezya önemli bir merkez. Malezya’ya yatırım yaparak da Güney Doğu Asya pazarında gelişen sabun pazarına yakınlaştık. Yaklaşarak o pazarlardaki ürün tercihi ile ilgili detayları daha iyi anlama fırsatı bulduk. Bakıyorsunuz bazı ülkelerde küçük gramajlı sabunu seviyorlarken, bir başka ülkede daha büyük sabunlar tercih ediliyor. Sabunun kokusu, rengi, ambalajı her ülke tüketicisi farklılık sergileyebiliyor. Tüketici alışkanlıklarını anlayabilmemiz oldukça önemliydi, bu yatırımla pazara yaklaşarak bu konuda büyük avantaj sağladık.

Avantajlar içerisine bölgede yaşayan yüksek nüfusu da katabilir miyiz?

Elbette, bölgede yüksek bir nüfus var ve bu bizim için büyük avantaj. Bu insanlar için sabun hala güzellik sembolü ve bu durum tüketici ile farklı bağlar kurmanızı sağlıyor.

Bölgede satışlarınız başladı mı?

Pazar araştırmalarını yaptık ve çok kısa bir süre içerisinde bu pazarlarda satışlarımız başlayacak.

Malezya’daki fabrikadan biraz bahseder misiniz?

Yaptığımız yatırımlar 210 milyon doları buldu. Yaptığımız yatırımları ikiye ayırmamız gerekiyor. Bunlardan birincisi sabun ile ilgili yapılan yatırımlardır. Bir diğeri ise yağ asidi işidir. Yağı alıp işlediğinizde, sabun ile ilgili bir ürün ortaya çıkarken diğer yandan yan ürünler ortaya çıkıyor. Bu yan ürün olan yağ asitleri de hayvan yeminden tutun, araba lastiğine kadar çok çeşit endüstrilerde kullanılıyor. Bu fabrikada yaptığımız yatırımların yarısı sabun üretimi ile ilgili ise diğer yarısı da yağ asidi üretimi ile ilgilidir.

Yan ürünleri işlemeden satamaz mıydınız?

Satılabilirdi. Ancak işlenmeden satılacak bu yan ürünleri çok düşük ücretlerle satabilirdik, işleyerek daha katma değerle bir ürün haline getirmemiz bizim için daha karlı bir durumdu. Fırsatı gördük ve bu alandaki yatırımlarımızı artırdık. Bu yatırımda Güney Doğu Asya’daki en büyük Türk yatırımı oldu.

Malezya devlet olarak yatırımınızı teşvik ediyor mu?

Yatırıma on yıl bir vergi tatili verdiler. Bunun yanında çok ilgili davrandılar, hatta bizi referans olarak kullanıp diğer Türk yatırımcıları da yatırım için davet ediyorlar.

Yatırımcılar hangi alanlarda yatırım yapabilir?

Gıda alanında yatırım yapılabileceğini düşünüyorum, tekstil sektörünün oraya ilgi duyduğunu duyuyorum. Bu bölgelerde alışveriş merkezleri ve alışveriş çok ciddi bir kültürdür. Bu ülkelerde insanlar, iklimden dolayı dışarıda dolaşmak yerine alışveriş merkezlerinde dolaşmayı seviyorlar. Bu noktada perakendeciliğin önemli bir yatırım alanı olduğunu söyleyebilirim.

Malezya gibi bir ülkede yatırım yapmak ve onu yönetmek oldukça zor olsa gerek.

Haklısınız, bu nedenledir ki, Türk yatırımcılarda yurtdışında yaptıkları yatırımları genelde yakın coğrafyada olmuş. Bu anlamda Evyap’ın yaptığı yatırımı çok cesaretli bir iş olduğunu söyleyebiliriz. Kolayda bir iş değil, baba mesleğini alıp Malezya’ya taşımak, çok ciddi bir karardı. Ayrıca proses olarak da bilmediğiniz bir alana girmek oldukça zordu. Dolayısıyla çok iyi bildiğimiz bir işten keşfedeceğimiz bir işe yönelmiş olduk ama firma sabun konusunda dünyanın sayılı firmalarından biri olduğu için bir şekilde bu geçişi iyi yönetti.

Kültürel olarak yakınlıklarımız yatırıma avantaj sağladı mı?

Sağladı, pazara girmek için yaptığımız çalışmalarda pazarı anlamamız açısından bize büyük katkılar sağladı. Malezya’da sabun, sabun demek, böyle bir yakınlıktan bahsediyoruz. Diğer taraftan ülkenin üçte ikisi Müslüman ve bu yapı bize büyük sempati duyuyor. Onlar için Avrupa’dan gelen her marka Hıristiyan markasıdır. Bu anlamda çalışanlarımızda bizimle çalışmaktan mutlu. Malezya’da olduğum dönemde yaptığım görüşmelerde neden bizimle çalışmak istiyorsunuz diye sorduğumda, uluslararası bir marka olmamız ve Müslüman bir ülkeden geliyor olmamızın onlar için önemli olduğunu ifade etmişlerdi.

Malezya’yı merkezden mi yönetiyorsunuz?

Orada Malezya Çinlisi bir başkanımız var. Değişik pozisyonlarda üst yönetim, buradan giden o bölgede yaşayan insanlardan oluşuyor. Başkanımız bu alanı çok iyi biliyor. Başkanımız özellikle oleo kimya konusunu çok iyi biliyor. Bu konudaki tecrübesi bize büyük avantaj sağlıyor. Yerli bir yönetici ile çalışmanın çok sayıda avantajı var

Malezya’daki yatırım 210 milyon dolara ulaştı. Her şeyin yolunda gittiğini düşünüldüğünde yeni yatırımlar düşünülür mü?

Orada bizim 55 dönüm arazimiz var. Kurulu olan fabrikamız 30 dönüm üzerinedir. Yatırım yapabileceğimiz 25 dönüm arazimiz daha var. Gelişmelere göre hareket alanımızı genişletebiliriz. Ancak şu an için adı konmuş bir şey yok. MART 2019