Güney Gaz Koridoru Ve Enerji Politik Önemi
Enerji, bilgi çağına girilmekte olunan bu dönemde giderek daha da artan bir öneme sahip bulunmaktadır. Elektrik kullanımının yanı sıra ısınma, transport, sanayi kullanımı vb. gibi nedenlerle fosil yakıtların hâlâ büyük ölçüde kullanılırlığını devam ettirdiği gözlenmektedir.
Doğal gaz, çevre sorunları açısından diğer fosil yakıtlara göre nispeten düşük sera gazı salımına neden olması ve katı atık bırakmaması nedeniyle fosil yakıtlar içinde tercih edilir bir konuma sahip bulunmaktadır. Son yıllarda, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı teşvik edilmekle beraber halen ve uluslar arası kuruluşlarca yapılan gelecek projeksiyonlarda fosil yakıtlar ve doğal gaz kullanımının arta giden bir trend gösterdiği gözlenmektedir. Kısaca ifade edilmek istenirse; günümüzde doğal gazın yadsınamaz miktarlarda kullanılan bir enerji kaynağı durumunda olduğu görülmektedir.
Burada önemli bir husus, doğal gazın dünyanın her yerinde bulunmamasıdır. Buna karşın günümüzde kanıtlanmış ve çıkarılmakta olan doğal gaz rezervleri önemli ölçüde Avrasya ile Ortadoğu’da yer almakta ve kaya gazı olarak ta Amerika’da bulunmaktadır. Öte yandan, Avrupa’nın doğal gaz talebi yüksek olmasına karşın doğal gaz rezervi hayli limitlidir. Bu durumda Avrupa’ya en yakın kaynak bölgesi olan örneğin; Avrasya’dan taşınması söz konusu olmaktadır. Doğal gaz taşımasında ise büyük ölçüde boru hatları kullanılmaktadır.
Öte yandan, Avrupa doğal gaz gereksinimi daha çok Rusya tarafından karşılanmaktayken, son dönemlerde Hazar bölgesi rezervleri de Avrupa doğal gaz talebini karşılamakta önemli bir alternatif oluşturmaya başlamıştır. Bu bağlamda Bakü-Azerbaycan başlangıçlı olarak doğal gazın Hazar’dan Avrupa’ya ulaştırılması gündeme gelmiş bulunmaktadır.
Hazar Bölgesi – Avrupa doğal gaz bağlantısını sağlayan bir hat olarak “Güney Gaz Koridoru (Southern Gas Corridor)” 31 Aralık 2020 itibariyle tamamlanmış ve ticari gaz akışı sağlanmış bulunmaktadır. Bu hat üç parçadan oluşmaktadır. Bunlar; Genişletilmiş Güney Kafkasya Doğal Gaz Boru Hattı (South Causcasian Pipeline-SCPX), TANAP (TransANatolian Pipeline) Doğal Gaz Boru Hattı ve TAP (TransAdriatic Pipeline) Doğal Gaz Boru Hattıdır. Söz konusu bu üç doğal gaz boru hattını önce, ayrı ayrı incelemek yerinde olacaktır. Şekil 1’de Güney Gaz Koridoru bütün olarak görülmektedir.
Şekil 1 Güney Gaz Koridoru
Genişletilmiş Güney Kafkasya (SCPX) Boru Hattı
Güney Kafkasya (South Caucasus Pipeline – SCP) Boru Hattı, Hazar Denizindeki Şahdeniz Bölgesindeki doğal gazı Bakü’deki Sangaçal Terminali’nden başlayarak Gürcistan üzerinden Türkiye’ye taşıyan 690 km uzunluğunda bir doğal gaz boru hattıdır. Hat, iki paralel hattan oluşmaktadır. Hatlardan ~105 cm (42 inç)’lik boruların kullanıldığı ve yıllık kapasitesi 7,4 milyar m3 olan birinci hat, Türkiye ve Gürcistan’ın ihtiyacı olan doğal gazı karşılamak üzere kullanılmaktadır.
Genişletilmiş Güney Kafkasya (SCPX) Hattı olarak betimlenen boru hattı ise ~120 cm (48 inç)’lik bir boru hattı olup birinciye paralel olarak döşenmiş bulunmaktadır. Böylelikle, doğal gaz taşıma kapasitesi yıllık 16 milyar m3 kadar artırılmıştır. Gürcistan sınırları içinde iki “Kompresör İstasyonu” ve bir “Basınç Düşürme ve bir de Ölçüm İstasyonu” bulunmaktadır. SCPX hattı TransAnadolu Boru Hattı’na (TANAP) bağlanmış bulunmaktadır. Söz konusu bu hat, Hazar Denizi doğal gazını Anadolu üzerinden Avrupa’ya taşımak üzere inşa edilmiştir. BP, TPAO ve SOCAR söz konusu bu hattın en büyük üç hissesine sahip bulunmaktadır.
TANAP Doğal Gaz Boru Hattı
TANAP (TransAnatolia Pipeline) olarak nitelenen söz konusu bu boru hattı, SCPX hattı ile Türkiye’ye ulaşan doğal gazı Anadolu’yu baştanbaşa kat ederek Yunanistan sınırına taşıyan boru hattı olmaktadır (Şekil 1). Toplam olarak 1850 km uzunluğa sahip olan TANAP doğal gaz boru hattının, ulusal doğal gaz şebekesine doğal gaz vermek üzere Türkiye sınırları içerisinde iki çıkış noktası bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Eskişehir’de diğeri de Trakya’da yer almaktadır. Esas itibariyle karada yol alan TANAP boru hattının, Marmara Deniz geçişi bağlamında deniz geçişi de bulunmaktadır. Deniz geçiş uzunluğu 19 km. kadardır. Ayrıca, Türkiye sınırları içerisinde; 7 adet kompresör istasyonu, 4 adet ölçüm istasyonu, 11 adet pig istasyonu, 49 adet blok vana istasyonu yer almaktadır
TANAP Doğal gaz Boru Hattı, Türkiye’yi doğuda batıya kat ettiğinden, ülkenin birçok ilinden geçmektedir. Dolayısıyla Türkiye-Gürcistan sınırından başlayarak 20 il (Kars, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ ve Edirne) ile 67 ilçeden ve 600 köyden geçmektedir. Batıda ise İpsala-Edirne’de Yunanistan sınırına ulaşmaktadır (Şekil 2). Türkiye’yi baştan başa kat eden bu boru hattı yaklaşık 7 Milyar USD yatırım bedeliyle tamamlanmıştır. TANAP Doğal gaz boru hattına Güney Gaz Koridoru (SGC) Şti % 58, BOTAŞ % 30 ve BP % 12 ile hissedar olarak bulunmaktadır. (17 Aralık 2013’te TANAP ile ilgili alınan nihai yatırım kararını takiben 24 Aralık 2013’te Türkiye’nin % 20 olan payı % 30’a çıkarılması kararı alınmıştır.) Ayrıca, hâlihazırda Avrupa’da tek bir ülkede yol alan en uzun boru hattı niteliğini taşımaktadır.
Şekil 2 TANAP Doğal Gaz Hattının Türkiye Sınırları İçinde Geçtiği İller
TAP Doğal Gaz Boru Hattı
TAP (TransAdriatic Pipeline) Doğal Gaz Boru Hattı, İpsala Türk Sınırından başlayarak Yunanistan’dan geçerek Arnavutluk üzerinden Adriyatik denizini aşarak Güney İtalya’ya bağlanmaktadır. TAP doğal gaz boru hattının 550 km.lik kısmı Yunanistan’da, 215 km.lik kısmı Arnavutluk’ta, 105 km.lik kısmı Adriyatik Denizi’nde ve 8 km.lik kısmı da İtalya’da bulunmaktadır.
Bu boru hattının Adriyatik Denizi altından geçen kısmı, 810 metreye ulaşan derinlikten geçmekte olup yaklaşık 9 bin boru döşenmesiyle tamamlanmıştır. TAP Boru hattının % 20’şer hisseleri SOCAR, BP ve Snam’e, % 19’u Fluxys’e, % 16’sı Enagas’a ve % 5’i Axpo’ya ait bulunmaktadır. TAP doğal gaz boru hattının toplam maliyeti 4,5 milyar Euro mertebesindedir.
Güney Gaz Koridoru ve Enerji Politik Önemi
Enerji kaynağı bölgelerinde bulunan rezervlerin boru hatlarıyla taşınması; dünyanın neresinde olursa olsun her aşamada dikkatleri üzerine çeken, enerji-politikalarının pragmatik argümanını oluşturmaktadır. Ancak, Güney Gaz Koridoru (SCPX-TANAP-TAP Doğal Gaz Boru Hatlarından oluşan Southern Gas Corridor) diğer birçok enerji boru hattından daha istisnai bir duruma sahip bulunmaktadır.
Projenin kronolojik olarak gelişimi ifade edilmek istenirse; SCP (Güney Kafkasya) Boru Hattına ilave olarak SCPX (Genişletilmiş Güney Kafkasya) Boru Hattı için 07 Şubat 2014 tarihinde kontrat imzalanmış ve 2017 yılında proje tamamlanmıştır. TANAP’a ilişkin olarak ta 24 Aralık 2011’de Azerbaycan ile Türkiye bir “Mutabakat Zaptı” hazırlandıktan sonra takiben 26 Haziran 2012’de iki ülke arasında “Hükümetler Arası Anlaşma imzalanmıştır. Bu bağlamda 17 Mart 2015’te Kars’ta TANAP’ın “Temel Atma Töreni” yapılmış ve 23 Ocak 2018’de boru hattına ilk test gazına yol verilmiştir. 12 Haziran 2018’de de Resmi Açılış Töreni yapılmış ve 30 Haziran 2018’de ise ticari operasyon faaliyeti başlamıştır. 02 Aralık 2019 tarihinde de Türkiye ve Azerbaycan Devlet Başkanları’nın katılımıyla Edirne-İpsala Sarıcaali Köyü’nde TANAP MS4 Ölçüm İstasyonunda geçekleşen törenle boru hattının Avrupa bağlantısı sağlanmış bulunmaktadır.
TAP Boru hattı ise 4,5 yıllık inşaat süresinin ardından 13 Ekim 2020’de tamamlanmıştır. 31 Aralık 2020’de ise ticari gaz akışı başlamıştır. Böylece Güney Gaz Koridoru tamamlanarak (SCPX-TANAP-TAP Boru hattı, bütün olarak) hizmete girmiş olmaktadır.
İlk aşamada 10-16 milyar m3 doğal gaz taşıma kapasitesine sahip olan bu doğal gaz boru hattının 24 milyar m3 ekleme kapasitesine de sahip olduğu ifade edilmektedir. Taşınan doğal gazın 10 milyar m3’ünün Türkiye ihtiyacı için kullanılması planlanmış bulunmaktadır. Kapasitesi itibariyle de enerji politik açıdan dikkat çeken bir boru hattı durumundadır.
Şu hususu da belirtmek yerinde olacaktır ki; Güney Gaz Koridoru, Avrupa ve Orta Doğu’nun en geniş çaplı en uzun boru hattı özelliğine sahip olup, Azerbaycan’ın Şah Deniz-2 Sahasından çıkarılan doğal gazı Avrupa’ya taşımaktadır. Dolayısıyla, Rusya doğal gazının Ukrayna üzerinden Avrupa’ya taşınmasına alternatif olarak Hazar doğal gazının Avrupa’ya taşınması bağlamında, Avrupa için yeni bir seçenek oluşturan doğal gaz boru hattı durumundadır. Bir başka deyişle, enerji politik olarak Avrupa arz güvenliği için bir teminat oluşturmaktadır.
Burada, Güney Gaz Koridorunun güzergâhı üzerinde durulması yerinde olacaktır. Bir başka deyişle, Hazar Denizi’nden başlayarak Kafkasya, Anadolu ve Güney Balkanlar’da yol alarak Adriyatik denizine ulaşan ve bu denizi aşarak İtalya’ya geçen hat, tüm bölge ülkeleri için enerji politik bağlamda stratejik öneme sahip bulunmaktadır. Bir başka deyişle, hâlihazırda Güney Gaz Koridorunun fiilen geçtiği ülkelerin; (Şekil 1’den de izlendiği üzere) Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya olduğu görülmektedir. Tüm bu ülkeler için enerji güvenliği açısından önem arz etmektedir
Güney Gaz Koridorunun başlangıç ülkesi olan Azerbaycan için boru hattı ele alındığında, ülke için önemli bir seçeneği oluşturduğu söylenebilir. Azerbaycan, Hazar Denizi’nden çıkardığı doğal gazı farklı hatlarla (Bakü-Supsa, Bakü-Novorisisysk, Bakü-Tiflis-Ceyhan Hatları ile) satabilmektedir. Ancak, doğrudan Avrupa’ya bağlantılı olan bu hattın direkt bağlantı açısından stratejik önemi farklılık ifade etmektedir.
Öte yandan, Türkiye için; TANAP, (yukarıda belirtildiği üzere) ülkeyi doğuda batıya boydan boya kat etmektedir. Dolayısıyla, hattın taşıyacağı doğal gazın Türkiye’de kullanılacak kısmının, var olan doğal gaz alt yapısıyla bağlantısı, oluşturulan iki çıkış noktasıyla mümkün ve uyumludur. Bir başka deyişle, TANAP Doğal Gaz Boru Hattının giderek enerji ihtiyacı artan Türkiye’nin gereksinimi olan doğal gazın karşılanması için önemli bir çözüm hattı olduğu söylenebilir.
Yine Türkiye açısından Güney Gaz Koridoru içinde yer alan TANAP’ın hayata geçirilmesiyle, doğal gazının çok önemli bir kısmını Rusya’dan temin eden Türkiye’nin kendisine yeni ve önemli bir seçenek oluşturduğu da söylenebilir. Bu durum, enerji politik açıdan stratejik bağlamda ayrı bir ehemmiyete sahiptir.
Güney Gaz Koridoru, boru hatlarının geçtiği Gürcistan, Türkiye, Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya açısından konu ele alınırsa;, ülkeler enerji arz güvenliği açısından kendileri için önemli bir seçenek yaratmış olmaktadırlar. Fazla olarak böylesi bir enerji hattı üzerinde bulunmaları kendilerine geçiş ülkesi olarak stratejik önem kazandırmış olmaktadır.
Ayrıca, Hazar Denizinden daha fazla doğal gaz beslenmesinin sağlanmasıyla birlikte hattın gelecek projeksiyonu bağlamında Balkanlara ve batıya doğru dallanması çok mümkündür. Bu bağlamda Güney Gaz Koridoru (Southern Gas Corridor) etkinlik alanı Şekil 3’teki gibi olması beklenmektedir. Bir başka deyişle, Güney Gaz Koridoru etkinlik bölgesi; Kafkasya, Anadolu, Balkanlar ve İtalya yarımadası olarak betimlenebilir.
Şekil 3 Güney Gaz Koridoru Etkinlik Alanı
Fazla olarak hattın Avrupa’da (kuzey Balkanlar bağlamında) bağlantıları da hayata geçirildiği takdirde kapasitesi artırılabilecektir. Bu husus, Hazar Bölgesinin farklı bölgelerinden de hattın beslenebilmesini gündeme getirecektir. Böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde Azerbaycan sadece kendi kaynağını satan değil, Hazar Doğal gazına yol veren, kilit bir ülke durumuna gelebilecektir.
Sonuç
Güney Gaz Koridoru ile Hazar bölgesi doğal gazının doğrudan Avrupa’ya taşınması hayata geçirilmiş olmaktadır. Burada şunu belirtmek gerekir ki; Güney Gaz Koridoru’nun en uzun boru hattı (TANAP) Türkiye’de bulunmaktadır. Bu durum Türkiye jeopolitiğinin önemini pekiştirmektedir.
Güney Gaz Koridoru’nun zaman içinde başlangıç rezerv bölgesi olarak Hazar Bölgesindeki Şahdeniz sahası dışındaki bölgelerden beslenmesi de söz konusu olabilir. Bir başka deyişle, Azerbaycan’a ilaveten Hazar bölgesinin diğer ülkelerinin rezervlerinden de beslenebilir. Böylelikle Orta Asya ülkelerinin de doğal gaz transportu bağlamında Avrupa’ya doğrudan bağlanması mümkün olabilecektir.
Bu durum iki yönden önem taşımaktadır. İlki, başlangıç ülkelerine Türkmenistan, Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkelerinin katılımıyla Güney Gaz Koridorunun kapasitesi zaman içinde hayli yükselebilir. Dolayısıyla bu ülkelerin arasındaki iletişim artacak ve enerji politik açıdan işbirliğini takiben her bakımdan var olanlara yeni ortaklıklar eklenebilecektir. Bu bağlamda özellikle Türkiye için, Türk Devletleri arasındaki stratejik işbirliği şimdikinden çok daha fazla önem kazanıyor olacaktır.
İkincisi ise, doğal gaz girdisi artınca daha çok uç ülkenin doğal gaz gereksinimi karşılanabilecektir. Örneğin, Güney Gaz Koridoru üzerindeki ülkelere ilaveten Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Karadağ, Kosova, Hırvatistan, Sırbistan ve Malta vb. gibi ülkelere kadar hattın dallanması olasıdır. (Nitekim TANAP’ın tamamlanmasına ilişkin olarak düzenlenen Açılış Töreni’nde Güney Gaz Koridoru ülkeleri olan Azerbaycan, Türkiye, Gürcistan, İtalya, Yunanistan’dan üst düzey temsilcilerin katılmasının yanı sıra Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Bulgaristan ve AB’nin üst düzey yetkilileri de katılmışlardır.)
Tüm bu hususlar Güney Gaz Koridoru’nun enerji-politik açıdan ne ölçüde stratejik olduğunu açık olarak göstermektedir. Bir başka deyişle kıtalararası ve bölgesel bir enerji boru hattı olan Güney Gaz Koridoru, güzergâhı üzerindeki ülkeler arasında çok farklı ilişkilere alt yapı oluşturacağından bu hattın, bir doğal gaz iletim hattı olmaktan çok öte bir nitelik taşıyacağı söylenebilir.
Bir başka husus ta, gelecek projeksiyonu bağlamında Güney Gaz Koridoru’nun (Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Türk Akım vb. hatlardan) farklı girişlerle beslenmesinin koordineli şekilde yürütülebileceği konusudur. Böyle bir seçeneğin hayata geçirilmesi, Balkanlar ve AB için hayli farklı enerji politik metaforu oluşturması olasıdır. Böyle bir durum, Türkiye’yi enerji politik açıdan kilit ülke konumuna getirecektir.
Bu durum, dünyada giderek artan enerji rekabetinde dengeleri değiştirebilecek bir niteliğe sahip olup, sadece enerji-politik değil, dünya siyasetini düzenlenmesinde ve de Türkiye’nin jeopolitiğinin daha da etkin olmasında rol oynayabilecektir. Önümüzdeki zaman sürecinde bu etkileme özelliği, kendini çok daha net olarak gösterecektir.
Öz olarak belirtilmek istenirse; Hazar bölgesi çıkışlı Güney Gaz Koridoru (SCPX, TANAP ve TAP hatları) ilgili ülkelerin yanı sıra olası dallanma ülkeleri için stratejik öneme haiz olmakta, ancak Türkiye açısından hem iç ve hem de dış enerji politiğini kuvvetle etkileyecek özelliğe sahip bulunmaktadır. Ancak böylesi bir pozisyon, enerji politikte çoğu kez karşılaşılan acımasız rekabetin bu hat üzerinden yaşanabileceğini ve hedef olunabilineceğini de düşündürmektedir. Bu durumda; (son dönemde oluşturulmaya çalışılan ve Türkiye ile KKTC’nin dışlanmaya çalışıldığı, kıyıdaş olma şartı aranmaksızın) yapılmaya çalışılan “Doğu Akdeniz Gaz Forumu”na benzer bir oluşumun “Hazar Bölgesi ve Ön Asya Gaz Forumu” gibi bir oluşum yapılanmasına gidilmesi iyi bir çözüm olarak düşünülebilir. MART 2021