Havacılık alanına küçük bir katkı sağlayabiliyorsak ne mutlu bize
Son dönemde yerli otomotiv, Gökmen Projesi gibi yatırımlarla ön plana çıkan Bursa’nın, bu gelişmeler doğrultusunda bir sanayi kenti olduğu tescilledi. Konu ile ilgili görüşlerini alabilmek için bir araya geldiğimiz Bursa’nın önemli sanayi yatırımcılarından BPlas CEO’su Celal Gökçen ve BPlas Genel Müdürü Mustafa Menkü, BPlas İş Geliştirme Yöneticisi Hayrettin Topel, sorularımızı yanıtladılar.
Celal Bey, Bursa Büyükşehir Belediyesi Gökmen Projesiyle birlikte havacılık ve uzay alanında şehrin bir üst olması için çalıştıklarını belirttiler. Havacılık alanında yatırımı olan bir firma olarak bu projenin sizin açınızdan önemini aktarır mısınız?
BPlas CEO’su Celal Gökçen: Gökmen projesi Türkiye’de uzay ve havacılık açısından tek ve çok önemli bir projedir. Ben İsviçre’de yaz okuluna gitmiştim ve orada uzayı gördük, anlatımını dinledik. Bu bahsettiğim 1970’li yıllarda yaşadım. Beni uzay ve havacılık konusunda ilk etkileyen yer burası olmuştu. Şuanda Bursa’da da böyle bir yerin oluşması benim açımdan çocukluk hayalimin gerçekleşmesi şeklinde oldu. Bursa’da böyle bir yerin olması bence çok değerlidir. Belki bu proje neye yarar, faydası olur mu olmaz mı diye düşünülebilir. Fakat 10’lu yaşlardaki çocukları burası etkiler ve uzaya ilgisini çekerse çok önemli bir görevi yapmış olur. Bu çocukların içinde bende bu alana ilgi duyuyorum diyerek bu alanda çalışmalar yapmaya başlarsa buna da çok sevinirim. Bunun dışında Gökmen’de verilecek eğitimlerle gençler hazırlanırsa harika bir iş yapılmış olur. Türkiye’nin her yerinde havacılıkla ilgili böyle bir tesisin kurulmasına gerek yok. Sadece Bursa’da olması da yeterlidir. Bu projeyi görmek için Bursa’ya gelen kişilerde artış olabilir. O açıdan da çok iyi bir vizyon olduğunu düşünüyorum. Bu projenin gerçekleşmesinden de ben mutluluk duyuyorum. B Plas olarak bizde bu projede yer almak istiyoruz. Türkiye olarak bu konularda biraz geç kaldık. B Plas olarak AQUILA fabrikasını aldığımızda ilk düşüncem para kazanmak değildi. Uçak yaparak para kazanıyor musunuz, diye insanlar soru soruyor. Uçak yaparak para kazanmayı hedeflemek çok yanlış bir düşüncedir. Bu işler uzun süreli işlerdir. Zaman içinde gelişim oluyor. Gökmen Projesi’de böyledir. Hemen para kazanacak diye bakmamak gerekiyor. Buradan yetişen gençlerin ülkeye katkıları çok daha büyük olacaktır. Buradan yetişen çocuklar yarın biz uçakta yapabiliriz derlerse çok büyük katkı olur. Biz B Plas olarak şuanda uçak yapabiliyoruz, başka uçaklar geliştirebiliyoruz. Bunların hepsi bize uzak kalmış veya uzak kalması istenmiş.
Havacılıkla ilgili şöyle bir düşünce var. Havacılık önce ABD’de ön plana çıktı, sonra Avrupa’da önemli bir yer tuttu. Şuanda da Türkiye ve Asya ülkelerinde havacılık gelişiyor. Bu değişim ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
BPlas CEO’su Celal Gökçen: Dünyada akıl sadece batı da yok. Herkeste var. Ben Almanya’da üniversite okumaya giderken, dedem bana ‘oğlum unutma sen 40 tane Avrupalıya bedelsin’ derdi. Bu inançla git diyordu. Herkeste aynı akıl var. Kullanma kabiliyeti, kullandırılma imkanları her yerde olmadığı için birileri öne geçmiş. Tüm dünyanın değerlerinden faydalanarak bir bütçe oluşturmuşlar ve gelinen noktada biz üstünüz demişler. Bizim kendimizi küçük görmemiz için bir sebep yok. Biz aynı şeyleri yaparız daha iyilerini de yaparız. Ata sözlerimiz var, ‘el elden üstündür’ diye. İmkanlar nerede sağlanırsa orada yaparız. AQUILA uçak fabrikası Almanya’da kapanmış bir şirketti. Şuanda 5 yıldır bizim kontrolümüz altında üretim yapıyor. Türkiye’ye üretimi yapmak istiyoruz. Bu uçaklar Asya’da da olacak. Ekonomik geçerliliği de olacak şekilde gelişecek.
Türkiye’de yaptığınız bu alandaki yatırımlar gelişim için bir örnektir diyebilir miyiz?
BPlas CEO’su Celal Gökçen: Ben ülkemizdeki gençlerimizin önündeki bir kapıyı açmış oluyorum. Bunu üniversiteler ve eğitim kurumları nasıl değerlendirir buna bakmak gerekiyor. Biz Türkiye’de tek uçak yapan firma değiliz. TAI gibi kurum var ve çok başarılı çalışmalar yapıyor. Yine insansız hava araçlarını üreten firmalarımız var. Üniversitelerimizde çalışmalar yapanlar var. Bizde bu çalışmalarının içinde küçük bir çalışma yapan firmayız. Havacılık alanına küçük bir katkı sağlayabiliyorsak ne mutlu bize.
Bursa’da yerli otomotiv yatırımı gündemde, konu ile ilgili değerlendirme alabilir miyiz?
BPlas CEO’su Celal Gökçen: Yerli araç üretimine seviniyorum. Türkiye 1970’li yıllardan itibaren araç üreten bir ülkedir. Yerli veya değil gibi düşüncelere itibar etmiyorum. Ford Otosan firmasının en üst düzey yetkilisinin söylediği bir şey vardı. Ben bu alanda dünyadaki en iyi akla müracaat eder, kullanır ve en iyisini yapmaya çalışırım, derdi. Biz de yerli aracımızı üretiyorsak, TOFAŞ, Renault, Ford gibi markalarımız var. Bunların denedikleri yerli araçlar var. Anadolu, Renault 12, Murat 134 gibi araçlar var. Türkiye’de otomotiv yapılıyor ve bir otomotiv yapma becerisi zaten var. Yerli otomotiv ile bir adım daha ileriye gitmeye çalışıyoruz. Nerede gitmeye çalışıyoruz. Şuanda dünyada elektrikli ve hibrit araç konusunda bir boşluk var. Bütün ana sanayiler bu konuda çalışmalar yapıyorlar ve bizde bu boşlukta kendi markamızı yaratıp bu alanda yer almak istiyoruz. Bu konuda dizayn konusunda kiminle çalışırsınız.? Türkiye’de bir firma ile mi çalışırsınız yoksa Avrupa’da araç dizaynı konusunda isim yapmış bir firma ile yerli firmayı bir araya getirip mi çalışırsınız? Soruları oldukça değerlidir. Bana göre birlikte çalıştırıp bizdeki insanların da tecrübe edinmesini sağlamak daha mantıklı. Akü konusunda yine dünyada çok fazla firma var. Çok daha iyi ve yeni aküler gelecek. Dolayısıyla buradaki çalışmalar çok yaygın bir şekilde devam ediyor. Bu konuda siz tek başınıza çalışırsanız kaç senede bitirirsiniz sorusuna öngörülü bir cevap verebilmeliyiz. Diğer taraftan mevcut anlaşılabilir kimselerle ortak çalışmalar yapabilirseniz, o üreticileri de bir süre sonra Türkiye’ye getirerek burada üretim yaptırabilirsiniz. Bu şekilde karma bir yapı ile yapılması en makul şekildedir. Şuanda da bu yöntem kullanılıyor. İşin içindeki tüm arkadaşlar otomotiv sektöründe yetişmiştir. Tecrübeli insanlar ve bu konuların hepsine vakıflar. Türkiye’de bir otomobilin nasıl yapılacağı konusunda bir tereddüt yok. Yan sanayimiz de var.
Ford Otosan Türkiye’de fabrika yatırımı yaparken, Süleyman Demirel gerekirse Çankaya Köşkünün bahçesini veririz, yeter ki üretim yapılsın diyordu. Bugün otomotivde geldiğimiz nokta hiçte kötü değil.
BPlas CEO’su Celal Gökçen: Bir ülkenin zenginliği üretim kabiliyeti ile ölçülür. O ülkenin üretim kabiliyeti yeterliyse o zaman zenginliği de konuşulur. Bir şeyleri sürekli satarak zenginlik olmaz. O kısa süreli bir gelişmedir. Ama üretim kabiliyetini bir grafikle göstersek son elli yılda nereden nereye geldiğimizi net görmüş oluruz. Neleri yapabildiğimizi görebiliriz. Üretim kabiliyetimizi arttırmamız gerekmektedir. Tarım olsun, üniversitedeki bilgi üretimi olsun, sanayi üretimi olsun bu alanlarda gelişmemiz gerekiyor.
Sizde yakın bir zamanda Rözmaş Çelik’i satın aldınız. Bu fabrikadan beklentilerinizi karşıladınız mı?
BPlas CEO’su Celal Gökçen: Rözmaş Çelik fabrikasını birazda talep üzerine almış olduk. İlk edatta firmayı kendi başına çalışır hale getirmeye çalıştık. Yapısını güçlendirmeye çalıştık. Bundan sonrası içinde yatırımlarla ilgili çalışmalarımız olacak. Rözmaş Çelik hem yurt içi hem de yurt dışı çalışmaları bulunmaktadır. Bunun dışında gıda sektöründe Zey-tur-san firmamız var. Burada %50-55 yurt dışına, geri kalanı yurt içine satış yapmaktayız.
Mustafa Bey, pandemi süreci kurumların çalışmalarını olumsuz yönde etkiledi. Süreci firmanız açısından değerlendirir misiniz?
BPlas Genel Müdürü Mustafa Menkü : Pandemi sürecini biz sadece BPlas olarak değil, tüm grup şirketlerimiz olarak ele aldık. Yemekhanelerden hijyen, toplu olarak bulunmamak, toplantılarımızı düzenlemek gibi birçok önlemi aldık. Daha sonrasında endüstride uygulanan tüm önlemleri bizde almaya başladık. Bu süreçte devletin de önemli desteği oldu. Özellikle bizim üretim yaptığımız ana sanayiciler Ford Otosan, Tofaş gibi firmaların pazarları kapatılınca bizde kapanış süreci yaşadık. Çalışanlarımızın mağdur olmaması ve bu hastalığa yakalanmaması için herkesi izlemeye başladık. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanarak çalışanların mağdur edilmemesi sağlandı. Bu dönemde bizde koruyucu yüz siperlik üreterek bağışta bulunduk. Bu üründen 100 bin adet ürettik. Salgının ikinci dalgası düşünülerek maske üretmeyi de hedefliyoruz.
Pandemi sürecinde en fazla turizm ve havacılık sektörü etkilendiği görülüyor. Bu açıdan siz havacılık sektörünün geleceğiyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
BPlas Genel Müdürü Mustafa Menkü : Pandemi sürecinde etkilenmeyen sektörler ortadadır. Gıda, sağlık gibi sektörler etkilenmedi. Fakat ticaretin aksamasından dolayı ticarete bağlı tüm sektörler durma noktasına geldi. Nakliye sektörü bu süreçten etkilendi. Nakliye sektörünü düşününce kara, hava ve deniz taşımacılığı bu süreçten etkilenmiş oldu. Özellikle havacılık açısından bakacak olursak sektör bir süre durmadı fakat sonrasında uçaklar artık yapılmamaya başladı. Uçaklar kalkmayınca uçak siparişleri gelmedi, üretim tarafı durdu, bakım onarım işleri yapıldı. Havacılıkta duran uçağın dahi bakımı yapılması gerekir. Bizim havacılık sektöründeki amiral gemimiz AQUİLA uçağımızdır. Almanya’da üretimi yapıyoruz. Havacılıkta her bir parçanın üretim metottu var. Avrupa’da havacılıkla ilgili EASA’ya bağlı üretim yapıyorsunuz. Bunların hepsi pandemi sürecinden etkilendiği için bizim işlerimizde bu süreçte etkilenmiş oldu. Almanya’da uçak geliştirme ruhsatımız var, uçak üretim ruhsatımız var ve uçak bakım yetkisi verme ile uçuşa elverişlilik verme gibi ruhsatlarımız var. Bu ruhsatlar çok önemlidir, çünkü bu ruhsatlar çok uzun sürelerde alınıyor. Dolayısıyla bizim Almanya’da bir gücümüz var. Biz bu bilgi birikimini zaman içinde Türkiye’ye almak ve arge ile ürün geliştirmeyi de Türkiye’de yapmak istiyoruz. AQUİLA güçlü bir markadır ve bu marka ile Türkiye üzerinden hizmet vermek istemekteyiz. Türkiye üzerinden bu işleri yapmak için bir planlama yapmıştık fakat maalesef pandemi süreciyle birlikte bu planda 4-5 ay gecikme yaşadı. Bu zaman zarfında biz Avrupa’dan ve Türkiye’den gerekli onayları alacaktık, Türkiye’den Almanya’ya bir ekip göndererek onların uçak üretimiyle ilgili eğitim almalarını sağlayacaktık. Bunlar maalesef aksamış oldu. Şimdi Almanya’daki ekibi buraya getirerek bu süreci kapatmak istiyoruz. Yine uçuş okulu kuracaktık orada da 4 ay gibi bir süre uzamış oldu. Bundan sonra bizim için en büyük hedef eski takvimimize uyarak hedefimize ulaşmak istiyoruz. Almanya’daki tesisimize Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, gelerek bizlerden AQUİLA uçağımızın Türkiye’de üretimi için söz almışlardı, fakat pandemi süreci bu hedefimizin biraz geçişmesine neden oldu. Havayollarının etkilenmesi de aslında havacılıkla ilgili her alanı etkiledi. Uçuş okulu kurarak pilot açığını gidermek istiyorduk. Fakat uçuş okullarında da biraz daralmalar yaşandı. Pilot eğitimi konusunda Çinle’de anlaşmamız vardı, onların pilotlarını burada eğitime almak istedik, o anlaşmamızda maalesef biraz uzamış oldu.
Bu süreçte gençlerin havacılık sektörüne bakışında bir değişim var mı?
BPlas Genel Müdürü Mustafa Menkü : Biz uçuş okulumuzda 3 yılda maksimum seviyeye getirmek istiyoruz. Uçuş okulumuz ağustos ayı itibariyle açılacak ve ilk 2 yıllık planlarımıza yakın bir seviyede gidiyoruz. Dolayısıyla kayıtlar pandemi sürecinden etkilenmedi. Bu süreçte Çin’den öğrenci gelseydi, diğer ülkelerden öğrenci gelseydi bu sefer eğitim uçağı yetiştiremeyebilirdik. Bizim için böyle de bir yanı var. Kendi ürettiğimiz uçaklarla, kendi yaptığımız eğitim kurumumuzla bu eğitimleri vermek istiyoruz.
Türkiye’deki diğer uçuş okullarının eğitim uçağına ihtiyaçlarıyla ilgili bir çalışma yaptınız mı?
BPlas Genel Müdürü Mustafa Menkü : Şuanda uçuş okullarının eğitim uçaklarına ihtiyaçları var. İhtiyaç duyulan uçağın bulunabilirliği ve istenilen bütçeye uygun olmasıyla bu sorunlar aşılacak. Burada iki unsur önemli, istenildiği zaman uçağı teslim etmeniz ve finans olarak da bunu karşılamak.
Bunun dışında eğitim uçaklarının bakımı da sürekli gündeme gelmekte.
BPlas Genel Müdürü Mustafa Menkü: Bu nedenle kurmak istediğimiz hangarda bu ihtiyaca cevap vereceğiz. Biz uçuş okuluyla birlikte sektörün ihtiyaçlarını da görmeye başlayacağız. Sadece sektöre uçak verme niyetinde değiliz. Ürün sonrası hizmetleri de sunmak ve Türkiye dışında da bu uçakları satabilmek istiyoruz. Türkiye’de yaptığımız çalışmalar aslında bizim sıfırdan bazı şeyleri tecrübe etmemizi sağlayacaktır. Bizim AQUİLA uçağı dışında da uçak üretimi yapmak istiyoruz. Yeni modellerimiz olacak, 4 kişilik uçağımız olacak, suya inen uçaklarımız olacak, hem insan hem de ürün taşıyan uçaklarımız olacak. Pazar araştırmasını yaptığımız ülkelere de giderken, Türkiye’de kurduğumuz sistemin aynısını kurmuş olacağız. Dolayısıyla Türkiye’de now how kazanacağız. Havacılık sektöründe herkes kendi uçağını yapmak istiyor. Çünkü var olan uçakların beklentileri karşılamadığını düşünüyor. Dolayısıyla herkes uçak yapabilir fakat önemli olan bu uçağı sizin ihtiyacınız dışında satabilmek ve sektörde büyüyebilmektir. Herkesin kabul edebileceği, satış yaptıktan sonra bir sorun olduğunda sorunun hemen giderileceği bir hizmeti sunmak gerekiyor.
AQUİLA uçağı için Türkiye’de hangar kuruyorsunuz ve projenin başında bulunuyorsunuz. Kurmak istediğiniz hangarın özelliklerini aktarır mısınız?BPlas İş Geliştirme Yöneticisi Hayrettin Topel: Almanya’da üretimi yapılan AQUİLA uçağının bakım merkezi var. Burada AQUİLA uçağının bakım servisliğinin dışında bünyesinde 29 farklı marka uçağın bakım servisliğini üstlenmiş durumda. Dolayısıyla iyi bir teknik desteğe sahibiz. Bu açıdan bakıldığında Avrupa’daki tüm uçuş okulları ve AQUİLA uçağını kullanan insanların hepsi bu sistemden memnun olduklarını dile getiriyorlar. AQUİLA uçağı Avrupa’da ikinci el satışı dahi gayet iyi bir şekilde yapabiliyorsunuz. Bu da uçağımızın ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. Bu amaçla Türkiye’ye getirilecek uçaklarda da iyi bir teknik destek mutlaka olmalıdır şekilde düşündük. Bu nedenle Bursa Yenişehir Havalimanında bir hangar inşaatı başlattık. Şuanda biz bu tesisi bitirme aşamasına getirdik. Tesis diyorum çünkü içinde birçok farklı unsuru barındırıyor. Diğer klasik hangarlar gibi yer kurmadık. Burası büyük ve geniş bir tesis oldu. Hangar, hem Avrupa hem de Türkiye’deki havacılık otoritelerinin 145 bakım yetkisiyle donatılmış, bakım, klima, iklimlendirme, aydınlatma gibi alt yapıya sahip bir tesistir. Yakın bir zamanda resmi açılışı yapılacak. Burada kurulan hangarda da AQUİLA başta olmak üzere diğer uçaklara da bakım hizmeti vermiş olacağız. EYLÜL 2020