Hedefimiz Avrupa pazarında daha da büyümek
Romanya, Macaristan, Türkiye, Gürcistan, Polonya ve Almanya gibi ülkelerde faaliyet gösteren Synergy Group, yüzün üzerinde projeye imza atarak önemli bir başarıya imza atmış. Savaş Günata ve Hüseyin Karali tarafından 2001 yılında Romanya’da kurulan Synergy Group, uluslararası inşaat firması kimliği ile yeni yatırımlarına devam ediyor. Avrupa merkezli çalışmalarına devam eden Synergy Group’un faaliyetlerini değerlendirdiğimiz şirketin Yönetim Kurulu Eş-Başkanı Savaş Günata, sorularımızı yanıtladı.
Firmanızın geçmişi ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Şirketimizi ortağım Hüseyin Karali ile birlikte 2001 yılında kurduk. Rusya’da Enka ve Rönesans tecrübelerimden sonra Romanya’da şirketimizi kurarak çalışmalarımıza başladık.
Enka bir okuldur diye ifade edilir. Erman Bey Rönesans’ı Enka’dan ayrılarak kurdu. Sizin de Rönesans’tan ayrılarak kendi şirketinizi kurmanız okul geleneğinin devam ettiğine işaret ediyor diyebilir miyiz?
Doğru, Enka bir okuldur, devamında ise Rönesans’da bu geleneği devam ettirdi. Bugün geçmişi Rönesans tecrübelerine dayanan ve kendi şirketini kurmuş birçok arkadaşımız var. Bunlar arasında bayrağı Avrupa’ya dikerek en başarılı olmuş firmalardan birinin de Synergy Group olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada yirmi yıl sonra firmanızı en can alıcı noktası nedir denildiğinde, rahatlıkla AB içerisinde kurulmuş ve sürdürülebilir bir iş ortamı içerisinde 20 yıl devam ettirebilen tek Türk kokenli inşaat firması olduğumuzu gururla söyleyebilirim. Gelip gidenler oldu ancak devam eden tek firmayız. Hem Macaristan hem de Romanya’da sürekli işlerimiz var ve buraların en iyi on inşaat firması arasındayız. Bunun yanında da Almanya, Polonya’da da önemli işlere imza attık.
Gürcistan’da da önemli işlere imza attınız.
Gürcistan’da çalışmalarımız oldu. Şu an Tiflis’in en yüksek betonarme binası olan Biltmore Hotel projesinin betonarme paketini yüklendik, Avusturyalı Gebruder-Weiss firmasına ait olan ve de Gürcistan’ın ilk lojistik merkezi olan binasını yaptık. Özellikle Siemens firmasına bir iş yaptık ve bu yapılan çalışma Siemens’i o kadar memnun etti ki, Bandırma’da Enerjisa’nın santralı çalışmalarında da bizimle çalışmak istediler. Sonrasında Türkiye’de bir çevrim santral daha yaptık. Ancak odağımızın Avrupa olduğunu söyleyebilirim.
Bu çerçevede firmanıza uluslararası inşaat firması diyebilir miyiz?
Evet, Türk inşaat firması kimliği yerine uluslararası inşaat firması kimliğini tercih ediyoruz.
Son dönemde inşaat firmalarımızın Avrupa’dan daha fazla iş almak için çabaladığını görüyoruz. Bu çerçevede tecrübelerinizden yola çıkarak Avrupa pazarı ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Türk firmalarının Avrupa pazarından pay almaya başladığını görüyoruz, ancak kolay değil. Bizim tecrübemize gelirsek. Biz kendimizi daha çok özel sektöre göre konumlandırdık. Bu çerçevede yatırımcılara birim zaman içerisinde belli bir kalitede işler yapmaya yoğunlaştık. Macaristan’a ilk lüks konut projesinin müteahhidi olarak adım attık. Devamında özel bir fona ait olan Budapeşte Havalimanı’nın kargo binasını yaptık. Sonrasında Macaristan devletinin hisselerinin olduğu Macaristan’ın uluslararası petrol ve gaz şirketi MOL Group’un, 1,3 milyar avro yatırımla hayata geçireceği tesisin inşaat işlerinin sorumluluğunu aldık. Şuan itibari ile bu iş çerçevesinde 120 milyon avroluk bir kontratımız var.
Bu iş için Türkiye’den eleman temin ediyor musunuz?
Türkiye’den eleman temin ediyoruz. Onlara oturma izni almak zor olmasına rağmen hepsine oturma izni aldık. Tüm çalışanlarımıza, onların hakettikleri yaşama kosullarını sağlayacak çok güzel kamplar kurarak, sağlıklı ortamlarda insanları istihdam ediyoruz. Bu bizi Macaristan’da bir yerlere getirdi diyebiliriz. Macaristan’daki çalışmalarımızdan bahsederken uzun yıllar bizimle yönetici ortak olarak çalışan Umut Devrim Güney Bey’e teşekkür etmek isterim. Akabinde Nestle firmasının Macaristan’daki PURINA yatırımın hem proje hem de inşaat işlerinin anahtar teslim işini aldık. Bu ihaleyi de hem Avrupalı hem de yerel firmalarla rekabet ederek aldık. Bu da bizim için gurur verici bir durumdur.
Macaristan, Romanya gibi pazarlarda Türk yatırımcıların da yatırım yaptığını görüyoruz. Sizin Türk yatırımcıların yatırımlarının inşasında yer aldınız mı?
Başlangıç yıllarımızda, Romanya genelinde Finansbank şubelerini yaptık, sonra da Garanti Bankası’nın şubelerini. ETİ’nin yurtdışındaki ilk ve tek yatırımı olan Romanya’daki fabrikasını yaptık. Bunlar kurumsal Türk yatırımcı profilindeki firmalardı, bu nedenle çalışabildik. Ancak kurumsal olmayan firmalarla iş yapmak bizim için zor. Bu noktada elimizden gelen yardımı yapıyoruz ancak işi alma konusunda pek hevesli olmuyoruz.
Rusya tecrübesi edinmiş biri olarak Avrupa pazarı ile Rusya pazarını kıyaslamanızı istesek neler söylemek istersiniz?
Öncelikle, kendim de saha mühendisliğinden yetişmiş biri olmamdan ötürü çalışanlar açısından konuyu ele almak isterim. Ben 23 yaşında Rusya pazarı ile tanıştım yedi yıl sonra Romanya’ya geldim. Bu tecrübelerim içerisinde öne çıkaracağım fark, bulunduğunuz coğrafyadan da kaynaklı çalışanların içerisinde bulunduğu durumdur. Rusya’da insanlar özellikle zorlu bir bölgedeyse işiniz, proje başladığında insanlar şantiyeye kapanıp belli bir süre çalışır ve izne ayrıldığında da memleketine gelir. Burada ise biz çalışanlarımıza bir yaşam standardı sunabiliyoruz. Daha sağlıklı ve güvenli bir iş ortamı sunabiliyoruz. Aileleri ile gelip yerleşen arkadaşlarımız var. Rusya’nın bozkırlarında beton dök dök nereye kadar. Bu nedenle biz nitelikli iş kaynağı bulmakta zorlanmıyoruz. Bu durumda başarımızı daha sürdürülebilir bir noktaya taşıyor.
Rusya ve Türki Cumhuriyetlerde eski işler de yok.
Evet eski şaşalı işler yok. Örneğin Türkmenistan’da önemli firmalarımızın çok büyük işleri vardı ancak bir anda bıçak gibi kesildi. Biz de bunları yaşayınca, Avrupa kararımızın ne kadar doğru olduğunu görüyoruz. Burada işinizi doğru yaptığınız sürece herhangi bir sıkıntı çekmezsiniz. Ben şirket sahibi biri olarak gece rahat yatıp sabah rahat uyanabiliyorum. Herhangi bir problem olduğunda hakkımı arayabilmek için gerekli mercilerin yerinde olduğunu bilmek onemli.
Önemli çalışmalara imza atarak belli bir noktaya gelen Snergy Group, yeni hedefleri ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Yeni hedefler için Avrupa pazarının yeterli olduğunu düşünüyorum. Geçmişte farklı coğrafyalarda yer aldık ancak artık Afrika ve Türki Cumhuriyetlerden teklifler olsa da gitmiyoruz. Tamamıyla yüzümüzü Avrupa’ya döndük diyebilirim.
Buradan bir Rönesans çıkabilir mi?
Erman Bey, dünyaya nadir gelen insanlardan biridir ve de çok iyi insanlarla çalışma şansını yakalamıştır. O nedenle Rönesans gibi bir firma olabileceğimizi sanmıyorum. Rönesans kadar olmasa da daha önümüzde alınacak önemli yolların olduğunu söyleyebilirim. Bu çerçevede 2021 yılı içerisinde Snergy Almanya’yı kurmayı hedefliyoruz.
Bu pazarlarda kendi yatırımlarınız var mı? Romanya’da küçük ölçekte de olsa lüx villa yatırımlarımız oldu. Bu noktada da kendi yatırımlarımızı daha profesyonel yapabilmek için çalışmalar başlattık ve yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu çerçevede Romanya’da 150 konutluk bir yatırım planlıyoruz. Bunun yanında yine Romanya’da 7000 metrekare kiralama alanı olacak olan açık hava konseptinde bir alışveriş merkezi yatırımımızı hayata geçirmeyi planlıyoruz. Projelere Nisan ayı içerisinde başlamayı planlıyoruz. Macaristan’da da iki önemli arsaya teklif verdik. Bunların sonuçlanmasını bekliyoruz. Sonuç çerçevesinde de yatırımlara başlayacağız. MART2021