Türk şirketlerine tavsiyem Macaristan’ı lojistik üs seçmeleridir
Macaristan ile Türkiye arasında gerçekleştirdiğimiz stratejik iş birliği, hiç kuşkusuz ticari ilişkilerimizin gelişmesine katkı sunuyor. İki ülke ticari ilişkilerinin gelişimi ile ilgili sorularımızı yanıtlayan DEİK Türkiye Macaristan İş Konseyi Başkan Yardımcısı ve Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Avrupa Bölge Komitesi Başkanı Suat Gökhan Karakuş, ticari ilişkilerin geleceği ile ilgili detayları paylaştı.
Türkiye Macaristan ticari ilişkilerinin gelişimini aktarır mısınız?
2013 yılında Türkiye ve Macaristan arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi’nin kurulmasıyla birlikte iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin artışı da hız kazanmaya başladı. Konseyin kurulmasıyla biz de Macaristan’daki çalışmalarımızı hızlandırmış olduk. Öncelikle iki ülke arasındaki ticareti geliştirmek için 1. dönem ve 2. dönem DEİK seçimlerine katılırken, Macaristan’da yatırımı veya şirketleri olan ve ülkeyi iyi tanıyan kişilerden üyelerimizi seçmeye çalıştık. Bu çerçevede 1991 yılından beri Macaristan ve bölge ülkelerde yatırımları bulunan Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, DEİK Türkiye-Macaristan İş Konseyi Başkanı oldu. İş Konseyi’nin yürütme kurulunda ise Koç Holding bünyesinde yer alan Otokoç, Çelebi Holding, Özaltın Holding, Çarmıklı Holding, Ekol Lojistik, Türk Telekom, Özyer, Ravaber şirketlerinin gerek sahipleri gerek üst düzey yöneticileri yer aldı. Adı geçen bu şirketlerin faaliyetlerinin iki ülke ekonomisinin gelişmesinde çok büyük katkıları oldu. 2000 yılında iki ülke ticaret hacmi 350 milyon dolar seviyelerindeyken, 2019 yılında bu rakam 2.8 milyar dolar seviyesine ulaştı. Ayrıca Türk ve Macar devlet liderlerinin, yaptığı görüşmelerde ticaret hacmi hedefi 6 milyar dolara yükseltildi. Elbette, bu yeni ticaret hacmi hedefi bizim sorumluluğumuz ve çalışmalarımızı daha da artırdı. Şu an her iki ülkenin Büyükelçilikleri, Konsoloslukları, Ticari Ataşeleri, Türk Konseyi, Eximbank, HIPA (Macar Yatırım Teşvik Ajansı), HEPA (Macar İhracatı Teşvik Ajansı, Ticaret Odaları ve ilgili kurumlar ile koordineli bir çalışma içerisinde gösterilen hedeflere varmaya çalışıyoruz.
2019 yılında Türkiye’den Macaristan’a önemli yatırımlar yapıldı. Maalesef 2020 yılında pandemi süreciyle birlikte seyahat kısıtlamaları ve ikili görüşmelerdeki aksaklıklar sebebiyle ticarette birtakım aksamalar yaşandı. 8 Aralık 2020’de hedefe uygun olarak birtakım düzenlemeler de yapıldı ve bu düzenlemelerle bizim gibi yatırımcıların önü daha da açılmış oldu. Örneğin transit geçiş konusunda yıllardır çözülemeyen bir sorun vardı. Çok başarılı bir çalışmayla birlikte transit geçiş belge sayılarında artış yapıldı. Bu anlamda Türkiye ve Macaristan’daki yetkililer, UND ve İş Konseyleri’yle birlikte ortak çalışmalar yapıldı. İlgili Bakanlıklarımızın, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanlığı’nın, her iki ülkenin elçiliklerinin de değerli katkılarıyla bu sorun çözüldü.
Pandemi sürecinde Macaristan’a tıbbi malzeme konusunda ilk yardımı Türkiye yaptı. DEİK Türkiye-Macaristan İş Konseyi üyesi şirketleri olarak 50 bin yüz siperliği, 16 bin el dezenfektanı, 20 bin kolonyayı üç tır olarak Macaristan’a teslim ettik. Devir teslim töreninde Macaristan Dış İşleri ve Dış Ticaret Bakanı Sayın Levente Magyar ve Büyükelçimiz Arif Ahmet Oktay da bulundu. Bu yardımın yerine ulaştırılması ile DEİK Türk-Macar İş Konseyi olarak birçok olumlu tepki aldık.
Macaristan, tarihi ve kültürel bağlarımızdan dolayı Avrupa’da bize en yakın ve ilişkilerimizin en iyi olduğu ülke. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, Macaristan’ın Doğu’ya Açılım projesi kapsamında, 2018 yılında Çolpan-Ata’da düzenlenen 6. zirvede Macaristan’ı da gözlemci statüsünde konseye aldı. Bu konsey aynı zamanda ticaret odalarıyla da çalışmalar yapıyor. DEİK Türk Macar İş Konseyi olarak, Macaristan İhracat ve Teşvik Ajansı (HEPA), Macaristan Yatırım Teşvik Ajansı (HIPA), Macar Eximbank ve ilgili ticaret odalarıyla da eşgüdümlü görüşmeler yaparak iyi bir sinerji yarattığımızı düşünüyoruz.
İki ülke ticaret hacminin geleceğiyle ilgili öngörüleriniz nelerdir?
Macaristan, 90’lı yıllardan günümüze yabancı yatırımcı çekme konusunda oldukça başarılı. Özellikle 2019 yılında teşvik sistemini de kullanarak yurt dışından rekor seviyede yabancı yatırım aldı. Sunulan teşvikler, AB ve Macar mevzuatına dayandırılmıştır. Teşvikler, karşılıksız nakit desteği, vergi indirimi, indirimli faizli kredi, Ar-Ge indirimi şeklinde cezbedici bir şekilde düzenlenmiş olup, her geçen gün Macaristan’da AB ülkelerinin, Amerikan ve Rus şirketlerinin yanı sıra, Güney Kore, Japon ve Çin menşeli şirketlerin de sayısı artmaktadır. Eximbank’ın 150 milyon USD+ihracat kredi sigortası da Türk şirketlerinin gözünden kaçmamalıdır.
Macaristan, coğrafi konumu bakımından oldukça önemli. Ülkeden çıktığınız an kendinizi 500 milyonluk bir coğrafya içerisinde buluyorsunuz. Çevresine baktığınızda 7 ülke, 5 Avrupa Karayolu ve 3 uluslararası taşımacılık koridoru da burada bulunuyor. Dolasıyla Türk şirketlerine tavsiyem Macaristan’ı lojistik üs olarak seçmeleri. Demiryolu, Adriyatik üzerinden denizyolu+demiryolu kombinasyonu, karayolu ve hatta Tuna nehri üzerinden nehir taşımacılığı ile Macaristan’ı Avrupa için bir lojistik üs olarak değerlendirebilirler.
Macaristan aynı zamanda Avrupa’nın innovasyon merkezi haline de geldi. Avrupa ve ABD’de bu sektörde rakamlar aşağı yönde inerken, Macaristan’da ise tam tersi yukarıya doğru çıktı. 2020 yılının ilk altı ayına bakıldığında bu yönde 45 tane yatırım kararı alındığı görülüyor. Bu yatırımların tamamı pandemi sürecinde yapıldı ve yaklaşık 3 bin yeni istihdam oluşmasına katkı sağladı. Elbette bu yatırımcılar arasında Türk şirketleri de bulunuyor. Yatırım ve teşvik konusunda bir diğer avantaj ise Macar Eximbank’ın Türkiye’deki yatırımlar için açıkladığı 150 milyon dolarlık paket.
Türkiye’de yurt dışında kurulacak lojistik üsle ilgili bir tebliğ yayınlandı. Bunun Macaristan’daki lojistik çalışmalarınıza katkısı oldu mu?
Lojistik üsle ilgili yayınlanan tebliğe bizim de katkılarımız oldu. Kamu yöneticileriyle yaptığımız tüm görüşmelerde lojistik üs, Avrupa’da kurulacaksa Macaristan’ın da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirttik. Hem jeopolitik konumu, hem ulaşım ve dağıtım kanallarının çok varyasyonlu olması ülkeye büyük avantaj sağlıyor. Bunun yanı sıra pandemi probleminin halen devam ediyor olması ve özellikle perakende dağıtım zincirinin etkilenmemesi için Avrupa’ya üretim ve ihracatı olan Türk firmalarının Macaristan’da lojistik üs kurmak konusunu iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Macaristan’ın 31.000 km otoyolunun 1200 km’si ülkeleri birbirine bağlıyor.
Macaristan, inovasyon konusunda bugüne kadar 13 Nobel Ödülü almış. Ülkede bilgi ve iletişim teknolojilerinde çalışanların oranı %15 ve bu oldukça büyük bir oran. Macaristan da bu alanda yeni patentlerin oranı da son 10 yılda arttı. Patent oranı tüm Avrupa ülkelerinde düşerken Macaristan’da hala artış göstermekte. Macar hükümeti bu endüstrinin gelişmesi ve dış ticaretteki rolünün artması için destekleme ve teşviklere önem veriyor. Türkiye’de özellikle bu konuda faaliyet gösteren firmaların dikkatini çekmek isterim.
Yine Macaristan’da su ve su teknolojileri alanında da birçok sektörde ortaklık ve beraberinde yatırımlar değerlendirilebilir. Macaristan’ın Türkiye için Avrupa’ya açılan bir kapı, Türkiye’nin de Macaristan için Afrika, Ortadoğu ve Asya’ya açılan bir kapı olarak iyi değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Akıllı şehir teknolojileri, atık su, tarım teknolojileri konularında Macaristan’da ortaklıklar yaparak üçüncü ülkelere açılmak mümkün. Türk yatırımcılara baktığınızda özellikle müteahhitlik açısından Afrika açılımı da çok önemli. Macaristan, özellikle termal su kaynakları açısından da dünyada dördüncü en büyük termal su kaynağına sahip. Bu stratejik bir elementtir, yarın petrolden daha önemli hale gelecektir.
Yapay zeka, geleceğin sektörlerinden biri ve bu alanda da iki ülke arasında ortak bir çalışma başlatıldı. Ekim 2020’de Türk-Macar Yapay Zeka ve Yüksek Teknoloji Konferansı düzenlendi. Bu oldukça yeni bir sektör, yine bu alanda da teşvik paketleri açıklandı. İki ülkenin Sanayi ve Yatırım Bakanlıkları da görüşmelerde bulunuyor.
Macaristan’daki Gül Baba Vakfı ile ilgili yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?
Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı, Macar Dışişleri ve Dis ticaret Bakanlığı tarafından bizlere emanet edildi. Vakıf başkanlığını Adnan Polat, başkan yardımcılığını ise ben yürütüyorum. Yine yönetim kadromuzda Macar devlet yetkilileri de yer alıyor. Tabii aradan geçen uzun yıllar sonrasında binada bir yorgunluk vardı. Hem Türk Devleti hem de Macar Devleti aracılığıyla 2018 yılında çok büyük bir restorasyon projesiyle burası tekrar açıldı. Vakıfla ilgili asıl amaç 1543 ve 1548 yılları arasında inşa edilen Gül Baba Türbesi’nin restorasyondan sonra manevi ruhuna uygun bir şekilde korumak, işletme ve bakımını yapmak ve ziyarete açmaktı. Ayrıca genç kuşaklar arasındaki bağlar ve iki ulusun kültür ve değerlerinin karşılıklı olarak tanınması, tanıtılması da görevleri arasındadır. 1543 yılından bugüne gelen Gül Baba’nın asıl hedefi iki ulus arasında anlayış, sevgi, hoşgörü ve bir arada yaşama kültürünü geliştirmek olmuştur. Hayatını buna adamış. Türbesi, 1914 yılında Macar Devleti tarafından ulusal anıt eseri ilan edilmiştir. Türbe, Covid öncesinde yıllık 70-80 bin civarında turist ağırlamaya başladı. Bugün Türk vatandaşları ve diğer Müslüman ülke vatandaşları türbeyi ne sıklıkta ziyaret ediyorsa Macar ve diğer yabancı vatandaşların ilgisi de bir o kadar yoğun. Gül Baba Türbesi, konumuyla Avrupa’nın en kuzeyindeki Osmanlı dönemi eseri olma özelliği taşıyor. Bunun dışında Macaristan’da Güzelce Rüstem Paşa Hamamı, İdris Baba Türbesi, Yakovalı Hasan Paşa Camii, Türk Evi, Yeşil Direkli Ilıca, Malkoç Bey Camii gibi eski Osmanlı eserleri bulunuyor. Bu eserlerde de bir restorasyon ihtiyacı söz konusu olursa yine bu görevi biz üstlenmeyi çok isteriz. MART2021