Hedefimiz dünyanın en iyi katılım bankası olmak
Türkiye’de ki misyonlarını her dönemde gelişime dayalı dönüşüm olarak özetleyen Albaraka Türk Katılım Bankası Baş Ekonomist’i Ömer Emeç, “Albaraka olarak vizyonumuz, “Dünyanın en iyi katılım bankası olmak”. Bu hedefe ulaşmak amacıyla 5-6 yıl önce kapsamlı bir dönüşüm süreci başlattık. Dönüşüm programlarına baktığınız zaman genelde kurumlar sıkıntı yaşamaya başladıkları zaman böyle süreçlere yönelirler. Albaraka Türk olarak, biz ise performansımızın güçlü olduğu dönemlerde, geleceğe daha da emin adımlarla ilgili yürümek adına bu dönüşüme başladık” dedi
Eski adıylafaizsiz finans kuruluşu, bugün Katılım Bankacılığı adıyla Türk finans sistemi içerisinde önemli bir yeri olan, Katılım Bankacılığının Türkiye’deki ilk markası olan Albaraka Türk gerek ilk olma özelliği gerekse sektörde yarattığı fark ile her döneme damgasını vurmuş bir kurum. Geçmişten günümüze Katılım Bankacılığına kazandırdığı yenilikleri, gelecek projelerini ve nasıl bir 2019 yaşandığını Albaraka Türk Baş Ekonomist’i Ömer Emeç’e sorduk.
Ülkemiz ve dünya katılım bankacılığı sektörü ve Albaraka Türk açısından 2019 yılını değerlendirir misiniz?
Öncelikle 2019 yılına 2018’de maruz kaldığımız yüksek kur, yüksek faiz ve yüksek enflasyon koşulları altında giriş yaptığımızı belirtmek gerekir. Dolayısıyla her ne kadar bir dengelenme süreci olarak geçeceği öngörülüyor olsa da 2018 yılından gelen etkilerin bıçak gibi kesilmesini beklemek doğru olmayacaktır. Albaraka olarak ise 3,5 Milyar TL civarı sendikasyon ve sermaye benzeri kredilerimizi kapatmamıza rağmen 2018 yılsonundan 2019 yılı ikinci çeyreğe kadar varlıklarımızı %3,7 büyüttük. 3,5 Milyar TL’lik ödeme yapılmasaydı varlıklarımız %12 civarı büyüme performansı gösterecekti.
Hem bankamızın hem de bankacılık sektörünün bu dalgalı süreçte dahi beşte bir oranında büyümeyi başarmış olması esasında güçlü bir performans göstergesidir. Fakat her ne kadar varlıklar güçlü denilebilecek bir oranda artırılmış olsa da kredi iştahında benzer büyüme rakamları yakalanamamıştır. 2019’da bankalar kredi mekanizması tarafında, şirketler ise borçlanma tarafında ihtiyatlı bir tutum takındılar. Dolayısıyla verilen kredilerin bankacılık varlıklarında gördüğümüz büyümeyi yakalayamadığını görmekteyiz. Albaraka Türk olarak bu süreçte bankacılık sektörüyle paralel şekilde finansman kullandırımında daha ihtiyatlı bir duruş sergiledik. Yılın geri kalanı için 3’üncü çeyrek sonrasında şirket büyümelerinde ve kredi talebinde bir ivmelenme olmasını bekliyoruz. Bu süreçte hızlı bir kredi büyümesi ile hedeflerimize ulaşmayı planlıyoruz.
Albaraka olarak yılsonu hedeflerimize ulaşmak ve tüm müşterilerimize kesintisiz destek sunmaya devam etmek için çıtayı sürekli daha yukarıya taşıyacağız. KOBİ’lere bu noktada ayrı bir önem atfettiğimizi ve kendilerine gerek finansman gerek yenilikçi ürünler gerekse de tecrübe aktarımı yoluyla destek vermeyi sürdüreceğimizi özellikle belirtmek istiyorum.
Albaraka Türk Katılım Bankası olarak kuruluşunuzdan bugüne gelinen noktayı, şubeleşmeyi ve hedeflerinizi aktarır mısınız?
Albaraka Türk olarak, 1984 yılında Bahreyn merkezli Albaraka Banking Group’un iştiraki olarak faaliyete geçtik ve o zamanki adıyla Türkiye’nin ilk özel faizsiz finans kuruluşunu kurmuş olduk. Sonrasında katılım bankası olarak adlandırılan bu hizmet alanında ilk olmanın bilinciyle özellikle Katılım Bankacılığına birçok değer kazandıran bir kurum olarak sektörün gelişmesinde de öncü bir rol oynadık.
Albaraka olarak vizyonumuz, “Dünyanın en iyi katılım bankası olmak”. Bu hedefe ulaşmak amacıyla 5-6 yıl önce kapsamlı bir dönüşüm süreci başlattık. Dönüşüm programlarına baktığınız zaman genelde kurumlar sıkıntı yaşamaya başladıkları zaman böyle süreçlere yönelirler. Albaraka Türk olarak, biz ise performansımızın güçlü olduğu dönemlerde, geleceğe daha da emin adımlarla ilgili yürümek adına bu dönüşüme başladık. Son yıllarda daha yoğun olmak üzere geldiğimiz nokta itibariyle her alanda dijitalleşmeyi ve dönüşümü sürekli hale getirmiş durumdayız. Yeni teknolojiler, yeni yatırım alanları, yeni ürünler, işbirlikleri gibi birçok aksiyon bizim için sürekli olarak araştırma ve öğrenme alanı haline gelmiş durumdadır. Önümüzdeki süreçte bu hedefimiz kapsamında gerek yurt içinde gerekse de yurtdışında dijitali odağa alan bir bakış açısıyla ürünlerimizden süreçlerimize, operasyonlarımızdan dağıtım kanallarımıza tüm hizmet alanlarımızda “Dünyanın en iyi katılım bankası olma” hedefine yürüyeceğiz.
Şubeleşme alanında bankaların son bir yılda şube kapattığı ortamda yatırımlarımıza devam ederek 2018 yılının 2. Çeyreğinde yurt dışında Erbil şubemiz dâhil 224 olan şube sayımızı 2019 yılı 2.çeyrek itibariyle yurtdışında Bağdat şubemizi de açarak toplam şube sayımızı 232’ye yükselttik. Albaraka olarak sektörün ilerlemesinde ve kapsamlı fikirler bulunabilmesi için başlattığımız teknoloji odaklı girişim ve çalışmalarla bu alanda da öncü olmayı ve katılım bankacılığının başarısını artıracak dikkat çekici teknolojilerin kaynağı olmak istiyoruz. Bu noktada hem kurum içi girişimciliği desteklemeye, hem de girişimcilerimize destek olup, teknolojik ilerlemelere katkı sağlamaya devam edeceğiz.
Albaraka Türk Katılım Bankası olarak, fonlamada ağırlık vermek istediğiniz sektörler hangileri?
Albaraka Türk olarak finansman kullandırımında kapsamlı kriterlerimiz bulunmakta. Çalıştığımız müşterinin yaptığı iş, çalıştığı sektör, nakit akışı, teminatları, bankalarla yaşadığı geçmiş tecrübe gibi detaylar bizim açımızdan her zaman için önemli olmuştur. Önümüzdeki süreçte de bu kriterler önemini korumaya devam edecek. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki içinde bulunulan ekonomik durumun gerektirdiği bazı önlemler ve öncelikler olmaktadır. Müşteriler açısından bakacak olursak ihracat ağırlıklı çalışan müşteriler ve düzenli nakit akışı olan müşteriler bizim daha çok çalışmak isteyeceğimiz müşteriler olacaktır. Nitekim dış ticarete dönük bankacılık hizmetlerini sağlayabilmek noktasında ciddi çalışmalar içerisindeyiz.
Albaraka olarak şimdiye kadar kredi verirken yaptığımız araştırmalar ve dikkat ettiğimiz kriterlere yoğunlaşmaya devam edeceğiz. Bununla birlikte ekonomik gelişmelerin gerektirdiği iyileştirme ve öncelikler de gündemimizde olmaya devam edecek. Müşteri grupları bazında baktığımızda ise KOBİ’lere odaklanmanın değerli olduğunu düşünüyoruz. Bankamızın KOBİ’lere sunduğu destek toplam kredilerinin yaklaşık %50’sini oluşturmaktayken sektörde bu %25 seviyesindedir. KOBİ’lerimizin sahip olduğu yüksek potansiyeli ve bu yolla risklerimizi dağıtmayı değerlendirmeye devam edeceğiz.
Katılım bankacılık sektörünün gelişim ve yaygınlaşması adına kamudan yasal düzenlemelerle ilgili eksik ve beklentileriniz var mı?
Devletimizin katılım bankacılığı alanına göstermiş olduğu ilgi gerçekten de takdire şayandır. Ülke ekonomisine birçok açıdan güçlü desteği olan katılım bankacılığının devletimiz tarafından bu denli desteklenmesi oldukça değerlidir. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle gelişimin daha ileri noktalara taşınabilmesi amacıyla atılabilecek adımların olduğunu düşünüyoruz. Alınacak aksiyonlar ile ülkemizin katılım bankacılığı alanında dünyada söz sahibi olmasını ve özelde de İstanbul’un finans merkezi olmasını sağlayabileceğimizi düşünüyorum.
Katılım bankaları yapıları ve çalışma ilkeleri gereği konvansiyonel bankalardan oldukça farklıdırlar. Her ne kadar konvansiyonel bankaların karşıladığı ihtiyaçları biz de karşılayabiliyor olsak da bu noktada yöntemlerimizin gösterdiği farklılıklarda uygun düzenlemelerin faydalı olabileceğini ortaya koymaktadır. Örneğin, katılım bankaları olarak Merkez Bankası ve Exim Bank gibi kurumlar ile gerçekleştirdiğimiz işlemlerde katılım bankacılığı uygulamalarına ve işleyişine uygun yöntemlerin geliştirilmesinde fayda görmekteyiz. Katılım bankaları Merkez Bankasına yatırdıkları zorunlu karşılıklardan elde edilen getiriyi kullanamamaktadırlar. Dolayısıyla önemli bir dezavantaj durumu oluşmaktadır. Bu sebeple devlet kurumlarının katılım bankacılığı gözüyle değerlendirilerek, katılım bankalarımızın bazı dezavantajlı konumlarını iyileştirmekte fayda görüyorum.
Albaraka Türk’ün sektördeki farkı, yeri ve tercih edilme sebepleri nelerdir?
Türkiye’de katılım bankacılığının tarihi özel finans kurumlarının kuruluşuyla başlamış olup bundan yaklaşık 35 yıl öncesine dayanmaktadır. Bu süreçte Türkiye’nin ilk katılım bankası da 1984 yılında kurulan Albaraka Türk olmuştur. Bu yönüyle Albaraka Türk, Türkiye’de katılım bankacılığının yerleşmesi ve gelişmesi için her zaman lokomotif bir güç olmuş, sektörde birçok yeniliğe ve başarıya imza atarak katılım bankacılığındaki öncü rolünü yıllar boyunca sürdürmüştür. Çoğulcu, paylaşıma dayalı; ama aynı zamanda bireyi ve rekabeti önemseyen, reel ekonomiyi destekleyen bir anlayış. Çalışma prensibimiz gereği biz geleneksel bankalardan farklı olarak, doğrudan reel ekonomiyi finanse ediyoruz. Tabiatıyla, reel sektörün ihtiyaç duyduğu ürün veya hizmete yönelik finansman sağladığımız için gerçek bir ticari faaliyete destek oluyoruz. Böylece ticari hayatın canlandırılması ve kayıt dışı ekonominin sınırlandırılmasına önemli ölçüde katkı sağlamakla birlikte değer üretme kapasitesi sınırlı, salt risk transferine dayanan finansal işlemlerden uzak duruyoruz. Ayrıca faiz hassasiyetinden ötürü ekonomik sisteme dâhil olmayan ve atıl halde kalan sermayeyi faizsizlik prensipleri çerçevesinde etkin bir şekilde yöneterek önemli bir boşluğu doldurmuş oluyoruz.
Kurulduğu günden bu yana Albaraka ülkemiz reel sektörünün en büyük destekçilerinden biri olmuştur. Konvansiyonel bankaların mudilerden topladığı fonları finansal piyasalarda çeşitli enstrümanlarla değerlendirmeyi tercih edip, nispeten reel sektörde temkinli davrandığı yıllarda bile Albaraka olarak KOBİ’lerimize, esnafımıza, üreticimize, sanayicimize hep destek tam destek olduk, olmaya devam ediyoruz. Reel sektörün önemli bir paydaşı olan KOBİ’lerimizi, katılım bankacılığının varlık temelli finansman anlayışının önemli bir partneri olarak değerlendiriyoruz. Bunun dışında kullandırdığımız fonların amacı dışında kullanılmasını önleme gibi bir fonksiyonumuz da bulunmaktadır. KOBİ’lere sağlanan finansmanı fatura bazlı ticarete konu bir malı veya hizmeti fonlama şeklinde yaparak, paranın reel sektörde kayıt altına alınmış bir alışverişte kullanılmasını temin etmiş oluyoruz. Bu yönüyle hem devletimizin vergi gelirlerine katkıda bulunmuş oluyor, hem de fonlarımızın prensiplerimize aykırı toplum yararını zedeleyici sektörlerde kullanılmasının önüne geçmiş oluyoruz.
Bağlı olduğumuz Albaraka Bankacılık Grubu’ndan aldığımız birikim ve tecrübeyle Türk sanayicisine, ihracatçısına, üreticisine dünyaya açılmaları noktasında destek oluyor, 35 yıllık tecrübemizle her türlü dış ticaret işlemlerinde yardımcı oluyoruz. Özellikle, Körfez, Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyalarında geniş muhabir ağımızla üreticimizin ihtiyaç beklentilerine karşılık vermeye gayret ediyoruz. Bunun yanında özellikle Körfez sermayesinin ülkemizde değerlendirilmesi açısından da önemli bir konuma sahibiz. Oradaki yatırımcıların sermayelerini ülkemizde değerlendirmesi suretiyle yabancı sermayeye erişim noktasında önemli bir kanal görevi görmekteyiz. Sadece Müslüman coğrafyayla sınırlı kalmayıp özellikle Avrupa’da yeni atılımlar atma hedefindeyiz. Nitekim şu an Avrupa’ya da yelken açmış durumdayız. Avrupa’nın ilk faizsiz dijital bankacılık platformunu hizmete sunduk. İlk aşamada Almanya’daki Müslüman nüfus için hizmete aldığımız Insha, Avrupa’nın tamamına yakın zamanda yayılacak. Teknolojinin ve inovasyonun bankacılığın artık çok önemli bir unsuru olduğunun bilincinde olarak, “dünyanın en iyi katılım bankası olma” vizyonuyla bu yönde yatırımlarımıza hız vererek devam edeceğiz.
Alternatif dağıtım kanalları ve dijital bankacılıkta hangi enstrümanları kullanıyorsunuz?
Alternatif dağıtım kanalları çoğunlukla fiziksel banka şubesi dışındaki tüm kanalları kapsamaktadır. Bu bağlamda özellikle son dönemde artan dijital penetrasyonla birlikte bu kanallara alternatif demek yerine, dijital kanallar ya da tamamlayıcı kanallar demenin daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Bu alanda biz bankacılık sektörünün kullandığı kanalların tamamını kullanıyoruz. Alternatif dağıtım kanallarımız arasında en çok öne çıkan uygulamamız mobil bankacılık platformumuzdur. Mobil uygulamamızı 2018 yılı itibariyle tamamen iç kaynaklarımızla üreterek birçok yenilik ekledik. Mobil asistan uygulaması ve yüz tanıma bunların arasından öne çıkan özellikler olmaktadır.
Yine önemli bir kanalımız olan ATM’lerimizin kapsama alanını artırabilmek adına PTT ile işbirliği yaptık. PTT’nin 3500’den fazla noktada bulunan ATM’lerinden müşterilerimiz bakiye sorgulama ve para çekim işlemi yapabilmektedirler. Kredi kartında müşterilerimize birçok avantajlı indirim ve taksit olanağı sunmaktayız. Çağrı merkezimiz 7 gün 24 saat müşterilerimizin hizmetinde olup ilgili kanalı da sürekli olarak iyileştirmekteyiz. İnternet şube ise uzunca bir süredir hizmet vermekte olduğumuz ve geniş bir işlem olanağı barındıran bir hizmet kanalımızdır.
Yenilikleri destekleme platformumuz olan Albaraka Garaj’da edindiğimiz tecrübeler ile bu alanda birçok yeniliğe de imza attık. İnsha ile Avrupa’da dijital katılım bankacılığı hizmeti vermeye başladık. Bu iştirakimizin önümüzdeki süreçte hemen hemen tüm Avrupa’ya yayılmasını sağlamak istiyoruz. Böylece katılım bankacılığının tamamen dijital bire çehre ile Avrupa’da yayılmasını sağlamak istiyoruz. Alneo ise 2019 yılında müşterilerimize sunduğumuz ve oldukça pozitif geri dönüşler aldığımız bir ürünümüz. Alneo şu an için hala başlangıç aşamasında olduğu için geniş kapsamlı bir biçimde duyulması ve kullanılması biraz daha süre alacaktır. Fakat daha çok yeni olmasına rağmen kullanıcı sayısı 3000’i geçen bu ürünümüz ile iş yerlerimiz artık herhangi bir fiziksel POS cihazına ihtiyaç duymayacak. Üye işyerleri zaman ve mekândan bağımsız olarak tüm bankaların kartlarından ödeme alabileceklerdir.
Her aşamada paylaştıkça daha fazlasını müşterilerine öneren, evrensel, saygın ve lider bir katılım bankası olma hedefiyle ilerleyen Albaraka Türk, bugün bu hedefin neresinde?
Albaraka Türk’ün 1984 yılında başlattığı ve finansal piyasalara yeni bir soluk getiren hareketi bugün itibariyle Türkiye ekonomisinde etkin bir yapı haline gelmiştir. Bankamız müşterileriyle kurduğu köklü ilişki ile hem kendi bünyesini güçlendirmekte hem de çalıştığı şirketleri çok daha ileri noktalara taşımaktadır.
Kültür sanat etkinlikleri ve sosyal sorumluluk faaliyetleri içinde bulunduğumuz sosyal gerçekliğe ve tarihi birikimimize sahip çıkmaya devam ediyoruz. Bilhassa Albaraka olarak basımını gerçekleştirdiğimiz takvimlerimiz ve bunlarda yer alan hat sanatı eserleri birçok müşterimizin olmazsa olmazı haline gelmiştir.
Tabi kültür sanat alanında yahut klasik bankacılık hizmetlerinin yanında büyüme serüvenimizi modern araçlarla ve yeni alanlarda gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’de ilk defa bir katılım bankası bünyesinde start-up hızlandırma merkezi açtık. Albaraka Garaj olarak isimlendirdiğimiz bu merkez bünyesinde girişimcilerimizin fikirlerini gerçeğe aktarabilmesindeki tüm adımlarda kendilerine destek oluyor ve uygun bulduklarımıza yatırım yapıyoruz.
Albaraka Türk olarak 80’lerde o günün koşullarıyla başlattığımız hizmetlerimizi bugünün koşullarında dijital alanda sürdürüyoruz. Albaraka Türk kurulduğu günden bugüne kadar müşterilerinin bankacılık ihtiyaçlarını katılım bankacılığı ilkeleri çerçevesinde karşılayarak sürekli değerlerinin içerisinde değişimi de sürekli olarak gerçekleştirmiştir. Katılım bankacılığında yeniliklerin öncüsü olan Albaraka Türk, saygın yeri ve kaliteli hizmet yapısıyla önümüzdeki dönemde hizmetlerini devam ettirecek. EYLÜL 2019