Hedeflenen sağlık turizmi, ülkemizi ön plana çıkaracaktır
Elli yılı aşkın bir süredir sağlık sektöründe faaliyet gösteren bioMérieux, ülkemizde ise 1997 yılından itibaren faaliyetlerine devam etmektedir. Firmanın 150’den fazla ülkede faaliyetlerine devam ettiğini belirten bioMérieux Türkiye Genel Müdürü Can Orhun, Türkiye bioMerieux’in Fransa ve ABD’den sonra bölgesel bir eğitim merkezi olduğuna dikkat çekti.
Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Bir büyükelçinin oğlu olarak hayatımın büyük bir kısmını yurtdışında geçirdim. Çin, İsveç, Yugoslavya, Belçika, Türkiye ve Fransa’da okudum. Üniversiteyi Fransa’da, bünyesinde INRA, INSERM, CNRS gibi çok önemli ulusal araştırma kuruluşları barındıran, üniversite statüsünün bir üstü kurum olarak bulunan INSA’da (Institut National des Sciences Appliquées de Lyon) mühendislik okudum. 5 yıllık olan biyokimya dalını bitirdim. 25 yılı aşkın bir süredir sağlık sektöründe ArGe ve laboratuvarda araştırmalardan, üretim, satış, pazarlama, regülasyon, tedarik zinciri ve müşteri hizmetleri gibi sağlık sektörünün tüm kollarında görev aldım; halen görevime bioMérieux Türkiye Genel Müdürü ve İran, Kafkaslar, Orta Asya ve Moğolistan Bölgelerinin Müdürü olarak devam ediyorum.
Şirketiniz hakkında bizi kısaca bilgilendirebilir misiniz?
Köklü bir aile geleneğine sahip bioMérieux, 1897 yılında Louis Pasteur’ün yanında görev alan Marcel Mérieux’nün Institut Mérieux’ü kurması ile başlar. Firma, aşı ve serum üretimine odaklanmıştır. 1963 yılında ise, enstitünün bünyesinde kurulan bioMérieux, özellikle mikrobiyolojik analizlerde kullanılan reaktiflerin üretimi ile varoluşuna adım atmıştır. Halen Institut Mérieux bünyesinde, halka açık kurumsal bir firma statüsünde faaliyetlerine devam eden firmayı ailenin 4. kuşak üyesi Alexandre Mérieux tarafından yönetilerek “aile ortamında” çalışma huzurunu, 150’den fazla ülkede çalışmalarını sürdüren 10’000 üzerinde çalışanı ve 45 şubesi ile paylaşmaktadır. bioMérieux, teknolojiyi iyi kullanmasıyla, yenilikçi çözümleri ile hem klinik hem de endüstriyel mikrobiyoloji alanında lider, acil teşhis alanında ise öncü bir konuma sahip olarak halk sağlığına hizmet etmektedir.
Ben de halk sağlığına adanmışlığı ile tanınan Mérieux ailesinin 3 kuşağı ile çalışarak aynı insani değerlere hizmet etmenin gururunu yaşıyorum.
bioMérieux Türkiye’deki faaliyetlerine ne zaman başladı? Etkinlik alanlarından bahsedebilir misiniz?
Kuruluşumuz 1997’dir. Diğer şubelerden farklı olarak, çeşitli dönemlerde grup içerisinde ön plana çıktığımız etkinliklerimiz olmuştur. Örneğin, çözümlerimizi tamamlayıcı farklı marka dünya ürünlerinin Türkiye’de münhasır dağıtımcılığı, müşteri geri bildirimlerini ISO 10002 standardı çerçevesinde takip eden ilk şube, Davinci otomasyon sisteminin klinik validasyon ve lansman çalışmasında görev alan ülke, bazı OEM dağıtım ürünlerinin dünya çapında dağıtımı… Türkiye pazarına ürünlerin sunulması ve müşteri memnuniyeti ile hasta / tüketici güvenliği için satış sonrası hizmetlerin sağlanmasının yanısıra, Türkiye bioMerieux, Fransa ve ABD’den sonra bölgesel bir eğitim merkezidir. Ayrıca, İran-Moğolistan hattındaki ticari sorumluluğumuz etkinliklerimiz arasında yer almaktadır.
Asli işimizin yanısıra sosyal sorumluluğumuzu da unutmadan, gönüllülük esası ile çalışanlar tarafından yürütülen sosyal yardımlaşma grubumuz, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ihtiyaç sahiplerini tespit ederek kendilerine asli ihtiyaçların yanısıra, çocukların daha keyifli bir ortamda eğitim görmesi adına okul renovasyonu, bisikletlendirme gibi faaliyelerimizi sürdürüyor.
Ürün guruplarınızı anlatır mısınız?
Bugün tanı ve teşhislerin rahatça konulması hayatı kurtarmak için kullanılan bir güçtür. Efektif halk sağlığı sistemlerinin kurulması ve iyi kullanılması, devletlerin sağlık maliyetlerini azaltan bir olgudur. Tanı teşhislerin erken yapılmasıyla, insanların yaşam kalitelerinin ve uzun soluklu çalışma verimliliklerinin düşmemesine, dolayısıyla sürdürülebilir ekonomiye olan büyük bir katkıdır. İnsana odaklı, çevre ve iklim değişikliklerine önem veren firma politikalarımız çerçevesinde akıllı binalarda üretilen ürün gruplarımız da sürdürülebilir sağlıklı yaşam için ileri teknolojileri barındırmaktadır.
Sunduğumuz tüm ürünler, atık tasarrufu sağlayarak yıkmama poltikasıyla çevre sorumluğumuzu yerine getirmemizi sağlıyor. Ayrıca, kolay kullanıma sahip olan ürünlerimizi, daha da hatasız kullanımını sağlamak amacı ile Türkçe yazılım ile beraber sunuyoruz. Bu sayede hem kullanıcı, hem hasta, hem de tüketici güvenliği azami şekilde sağlamaya yardımcı oluyoruz.
Yenilikçi yaklaşımlara bir örnek olarak, birkaç yıldır “sendromik teşhis” yaklaşımı ile, normal şartlarda günler süren veya hiç teşhis edilemeyen üst solunum yolu, menenjit, sepsis, gastro-intestinal enfeksiyon veya pnömoni gibi ölümle sonuçlanabilen vakalarının (ister viral, ister bakteriyel ve isterse de paraziter olsun) etkenini 1 saat gibi kısa bir sürede tanıyıp, doğru tedavi uygulanmasını sağlayabiliyoruz. Örneğin şiddetli baş ağrısı ile hastaneye müracaat eden 12 yaşında bir kız çocuğu, doğru tanı konamadığı için ertesi gün hayatını kaybetmiş, post-mortem menenjit tanısı konmuştur; şu an sunduğumuz teknoloji bu vakada tanı amaçlı kullanılmış olsaydı, vaktinde doğru tedavi ile genç bir hayat kurtarılabilirdi.
Şu anda dünyada sağlık sisteminde diagnostiğin payı nedir?
Klinik kararların %70’ini etkileyen vücut dışı tanı testleri, sağlık giderlerinin en fazla %2’sini oluşturuyor. Bu durum Türkiye’de farklı değil. Hükümetin Avrupa pazarları ile yapmakta olduğu aynı ürün fiyat kıyaslaması ile çok uygun koşullara ürün alması ve bazı sunulan hizmetlerin de ucuz olması sayesinde OECD pazarına göre kişi başı sağlık harcamalarında düşük kaldığımız görünüyor.
Türkiye’de diagnostik alanındaki pazar payınız nedir?
bioMerieux ürünleriyle; her hasta için, her seferinde, doğru tanı ve teşhis sayesinde, doğru tedavinin, doğru zamanda uygulanmasıyla tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de klinik ve endüstriyel (gıda ve ilaç) mikrobiyolojide lider bir konuma sahiptir.
İnsan sağlığının maliyeti parayla ölçülemeyeceği kadar büyük olduğu gibi yanlış kurulan halk sağlığı uygulama sistemlerinin de devletlere olan maliyeti çok yüksektir. Bugün doğru ve hızlı tanı teşhisin konulması, eldeki kaynakların doğru kullanımıyla mümkündür. Sağlık sonuçlarının güçlendirilmesi; bilgisayar teknolojileri, matematik ve istatistik işlemleri, taksonomi, referanslar, ilaç teknolojileri, moleküler bilimin ve daha sayacağımız birçok kaynağın doğru korelasyonuyla sağlanır. bioMerieux Türkiye, Türkiye’de hem kullanıcı hem de tüketici ve halk sağlığı açısından bu bilinci geliştiren yapıdır.
Geri ödeme sistemi ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye’de uygulanan geri ödeme sistemi, gelişmiş ülkelerde uygulanan ve işlediği kanıtlanmış sistemlerden çok farklı değildir. Ancak, yenilikçi ve katma değerli yeni parametrelerin dahil edilme zorluğunu ülkemiz sisteminin olumsuz bir gerçeği. Bunun yanısıra, paçal yaklaşımda bir sorun gözükmemesine rağmen, geri ödeme sisteminde bulunan parametreler arasındaki bazı dengesizlikler nedeni ile kurumların satınalma işlemlerinde zorluklar yaşanabilmektedir.
Diğer yandan, statüleri ve barındırdıkları uzmanlık nedeni ile daha zor ve maliyetli vakaları ele almak durumunda olan ve genelde yüksek hasta kapasitesine üniversite hastanelerine yaklaşımda, bu kurumların oluşan bütçe açıkları sistemde bir iyileştirme gerektirdiğinin göstergesi olduğunu düşünüyorum.
Türk sağlık sektöründe yaşanan gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?
Hasta başına düşen hekim sayısının düşük olması nedeni ile gördükleri vaka sayısı sayesinde çok deneyimli hekimlere sahibiz. Buna ek olarak, sürdürülen başarılı uygulamalar ile hastalar hem daha kaliteli hizmet alıyor, hem de hakları konusunda daha bilinçliler. Özel sektörün kendini sürekli yenilediği gibi, altyapıya yapılan ve yapılmakta olan yatırımlar sayesinde kamu sektöründeki hastanelerimizden de gelişmiş ülkeler seviyesinde bir hizmeti hastalarımız alabiliyor. Şehir hastaneleri sayesinde de yatak kapasitelerinde artış hedeflenerek artan nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması hedefleniyor. Tüm bunların ışığında, hedeflenen sağlık turizmi, ülkemizi ön plana çıkaracaktır.
İçerisinde bulunduğunuz pazarın zorlukları nelerdir?
Her pazarın kendine özgü zorlukları vardır, ama birkaç ana başlıkta Türkiye pazarında karşılaştıklarımız;
geri ödeme sistemi üzerinden tasarruf girişimleri; klinik kararların %70’ne etki eden ama sağlık giderlerinin en fazla %2’sini oluşturan in vitro diagnostik alanında tasarruf aramak, sağlık harcamalarına olumlu bir katkıdan ziyade eksik / yanlış teşhis, gereksiz yatak işgali, yanlış tedavi uygulaması, hastane enfeksiyonları gibi dolaylı maliyetlere neden olabileceği gibi, hasta memnuniyetsizliği ve ölüme varan komplikasyonlarla neden olabilmektedir.
Maliyet etkinden ziyade fiyat odaklı bir satınalma modeline sahip olmamız, bazı kalitesiz ürünlerin alınması ile sonuçlanarak laboratuvar uzmanlarını ve klinisyenleri zor duruma sokabilmektedir.
Yönetsel değişimler; özellikle kamu sektörü hastanelerinin yönetimi konusunda son yıllarda yaşanan, örneğin İl Sağlık, akabinde Kamu Hastaneler Birliği, sonrasında tekrar İl Sağlık Müdürlüğü yönetimine devir edilmeleri gibi değişimler sürdürülebilir politikaların uygulanmasını yavaşlatabilmektedir.
Son olarak, sadece sektörümüze özgü olmayan genel bir sorunumuz ise, her uluslararası firmanın gereksinimi olan ingilizce dilbilgisine sahip kalifiye personel sayısının yetersiz oluşudur.
İleriye dönük hedefleriniz nelerdir?
Birkaç senedir ülkemizde üretim tesisi açmayı hedefliyoruz, ancak geri ödeme sisteminde yaşanabilen değişiklikler, regülasyon konusunda diğer ülkelere göre daha hızlı değişimleri uygulama niyetimiz ve en önemlisi ekonomide yaşanabilen dalgalanmalar nedeni ile, tutarlı bir orta vadeli plan yapma zorluğu, yatırımcıyı endişelendirmektedir.
Bünyemizde barındırdığımız uzmanlık ve deneyim sayesinde, Türkiye’nin bioMérieux bünyesindeki bölgesel üs görevini daha da pekiştireceğiz. Son olarak, Sağlık Bakanlığı’nın şu anki politikalarına paralel, örneğin akılcı antibiyotik kullanımı konusunda, pazarın bilincinin artması yönünde etkinliklere ve çalışmalara devam edeceğiz.