Savunma sanayi alanında dünyada ilk üç firma içine girmek istiyoruz
Yarım asrı aşkın bir süredir ülke ekonomisine katkı sağlayan BMC, yerli milli vizyonu ile savunma sanayi alanında kilometre taşları yaratmaya devam ediyor. Yapılacak yeni yatırımlarla; savunma sanayinde, Altay projesi başta olmak üzere özellikle kara araçları alanında ilkleri gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirten BMC Yönetim Kurulu Üyesi Taha Yasin Öztürk hedeflerini büyüttüklerini ifade etti.
Kamuda ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda bir değişim yaşandı. Yaşanan bu değişim sektöre nasıl yansıdı?
Yaşanan değişim sektördeki tüm işleri daha da hızlandıracaktır. Savunma Sanayi Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması da aradaki bürokrasiyi kaldırmış oldu. Bu durum da sektörde iş yapan firmaların daha hızlı hareket etmesini sağlayacaktır.
Yaşanan bu değişim sonrasında Savunma Sanayi Başkanlığı’ndan sizin beklentileriniz var mı?
Şu anda Başkanlık yeni bir yapılanmaya girdi, dolayısıyla bilinmezlikler çok fazla, bu nedenle bekleyip yeni sistemin işleyişini gözlemleyeceğiz.
Savunma sanayi çok zor bir alan ve firmaların genelde bu sektöre girmek istemediklerini görüyoruz. Siz ise Öztürk ailesi olarak BMC’ye ortak oldunuz. Sektörü daha öncesinden biliyor muydunuz?
Savunma sanayi ile daha öncesinde de çalışmalarımız vardı, fakat şimdi direkt sektöre büyük bir oyuncu olarak girdik. Cumhurbaşkanımızın Ülkemize gösterdiği yön doğrultusunda sektörü daha fazla yerlileştirmek için çalışmalar yapacağız. Bunu başarmak için de büyük bir çaba harcıyoruz.
Kara araçları konusunda ülkemizde bir algı vardı. İstanbul ve Ankaralı firmalar iş yapar, İzmir’deki BMC arka planda kalır şeklinde bakış açısı vardı. Bundan sonraki süreçte bu algı değişecek mi?
BMC’nin bizden önce savunma sanayi alanıyla ilgili çok büyük bir gayreti bulunmuyor. Bizim ortaklığımız ile birlikte, bu alanda çok daha fazla çaba sarf edilmeye başlandı. O dönemde sadece Kirpi aracıyla sektördeydi, onun dışında da bir araç geliştirmemişlerdi. Biz Fabrika’yı devir aldıktan sonra, ortalama 80 tane farklı proje ile uğraşmaya başladık. Bunun bir kısmı hayata geçti ve çalışmalarımız devam ediyor. Bu alanı daha da fazla geliştireceğiz.
Son olarak Altay Tank Projesi’nin seri üretim ihalesini kazandınız. Bu üretim ile ilgili yeni yatırımları aktarır mısınız?
Sakarya Karasu’da yatırım yapacağız. Ortalama 250 Milyon Dolar yatırım yapacağız. Altay Tankı ve paletli araçlar için bölgede bir yatırım yapıyoruz. Şu anda altyapı çalışmalarımız devam ediyor. Daha sonrasında üst yapıyı yaparak üretime geçmiş olacağız. 2019 yılının sonuna doğru yatırımların biteceğini düşünüyorum. Yıllık 70 adet Altay Tankı üretmiş olacağız. Onun dışında yine savunma sanayine 8×8 gibi araçların üretimi olacak. Orada da ortalama 500-600 adetlik üretim olacaktır.
Cumhurbaşkanı kara araçlarında özellikle insansız araçların yapılması gerektiğine vurgu yaptılar. Gelecek açısından siz bu alanlara yöneliyor musunuz?
Bu konuda biz çalışmalarımıza başladık. Şu anda ilk insansız kara aracımızı da ürettik. Yaptığımız araç uzaktan kumandalı bir araçtı, fakat bizim hedefimiz uzaktan kumandalı bir araç değildir. Biz otonom sistemli, yapay zekalı araçlar üretmek istiyoruz. Dostu düşmanı tanıyıp ona göre hareket edebilecek bir araç üretmeyi hedefliyoruz. 2-3 yıl içinde bu yönde geliştirilen bir araç üretimini tamamlayacağımıza inanıyoruz.
Yapay zeka konusunda üniversitelerimizin çalışmaları bulunuyor, bu konuda ara ara kamuoyuna da aktarımlar oluyor.
Dünya yapay zekaya doğru gidiyor. Teknoloji bu açıdan çok sağlıklı bir şey, fakat sıkıntılı olan yanları da bulunuyor. İyi yönetemediğiniz noktada bu çalışmalar başka bir yöne gidebilir. Bu nedenle elimizden geldiğince tedbirli ilerliyoruz.
Savunma sanayi alanında sektörün toplam büyüklüğünün 5,5 milyar Dolar seviyesinde olduğu belirtiliyor ve bütçenin artması isteniliyor. Hükümette bütçenin artması için çalışmalar yaptı. Bütçe artışı sektörün kendini geliştirmesi açısından fayda sağlar mı?
Türkiye ekonomik ilerlemeyi ve büyümeyi sürdürmek için, her alanda çok önemli adımlar atan bir ülkedir. Bu kapsamda, savunma sanayi alanına da aslına bakarsanız önemli ölçüde bir bütçe ayrılıyor. Bu bütçenin küçük olduğunu söyleyemeyiz. Ama tabii ki, yerli milli teknoloji küresel arenada da başarılara imza atmalı. Bu nedenle; sektördeki firmaların, sadece Türkiye pazarına bakarak hareket etmemesi gerekiyor. Ülkemiz ile birlikte, global arenaya da açılmak gerekiyor. İhracatımızı artırmamız milli görevimiz.
BMC olarak ihracat konusunda siz biraz daha şanslısınız. Katarlı bir ortağınız bulunuyor. Ortağınızın ihracat konusunda size desteği oluyor mu?
Ortadoğulu bir ortağınızın olması size belli ölçekte katkı sağlasa da, kendilerine satışını yaptığımız tüm araçlarımız rakip firmalara uygulanan testlerin aynını başarıyla geçmek durumunda. Yani, bu açıdan ayrıcalıklı bir durumdan bahsedemeyiz.
Bu yıl yaptığımız anlaşmalara gelirsek, Katar’a ile 85 araçlık bir satışımız oldu. Onun dışında Tunus ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ortadoğu’nun diğer potansiyel bölgelerinde de araştırma yapıyoruz.
BMC olarak asıl ihracat hedefimiz; Güney Afrika, Türk ülkeleri ve Ortadoğu Bölgesi’dir. Türkmenistan ve Azerbaycan ile de görüşmelere şimdiden başladık.
Eski SSBC ülkelerine ürün satmak çok zordur, genelde Rus ürünleri kullanmıyorlar mı?
Türkiye’nin bu konuda çok avantajlı yanları oldu, özellikle Eximbank’ın bu konuda önemli bir etkisi var. Şu anda Tunus ile yaptığımız görüşmelerde, 200 milyon dolarlık bir anlaşma yapıldı. Yapılan anlaşmada da; gördük ki uygun koşullarda kredi bulabildiğiniz takdirde, ürününüzün satışını yapabiliyorsunuz. Diğer ülkelerde de aynı yöntem kullanılabilir.
Ortadoğu’da artık yerinde üretim ön plana çıkmaya başladı. Firmalar ihale aldıkları ülkelerde üretim yapıyorlar. Sizde bu yöntemle mi çalışacaksınız?
O bölgelerde üretim yapılmıyor, sadece montaj yapılıyor. Biz bu yöntemle çalışmayacağımızı belirtiyoruz. Diyoruz ki biz orada montaj yapacağımıza; siz kendi mühendislerinizi verin, biz Türkiye’de yetiştirelim, ilerleyen dönemde fabrikayı siz kendiniz kurun, çok isterseniz size de ortak oluruz. Bu yönteme de çok fazla talep geliyor.
Ama prensip olarak dediğim gibi biz montaj üretimini tercih etmiyoruz.
BMC olarak Aselsan ile ortak çalışmalar yapıyorsunuz. Eskiden vakıf firmaları her işi kendisi yapmak isterdi, bugün ise ortak çalışmaları ön plana çıkartıyor. Bu durum bütün sektöre yansıyor sanırım.
Tabii ki, Aselsan sonuçta her işi kendi yapamaz. Şu anda vakıf firmalarının hepsi kendi alanlarında gelişmeye başlıyor. Roketsan roketlerini yapıyor, Aselsan yazılım yapıyor. Bizlere de destek oluyorlar. Aselsan bugün dışarıya açıldı ve birçok alt yüklenicisi oluştu. Bu sektörü bir örümceğe benzetirseniz, bu ağları oluşturmanız gerekiyor. Elbette ki herkesin bir uzmanlık alanı var ve tek başınıza her şeyi yapamazsınız.
Savunma sanayiyi üç sektöre ayırırsak kara araçlarında dünyada ilk on içerisine girdiğimiz belirtiliyor. Sizce de bu seviyeye ulaştık mı?
Birkaç eksik noktamız var sadece. Motoru daha yeni ateşledik. Yazılım, kamera gibi yerli ürünler yaptık. Şimdi zırh çelik konuşuluyor, hangi modelde üretim yapacağımız araştırılıyor. Şu anda %70 seviyesine ulaştık.
Altay projesinde prototipi başka bir firmanın yapması sizin açınızdan bugün sorun oluşturuyor mu?
Hayır, hiçbir sorun yaşamadık. Sonuç itibariyle ilk ihaleye çıkıldığında Otokar firması prototip yapacak, sonrasında ise seri üretim için yeniden ihale gerçekleştirilecekti. Burada değişen bir şey yok. Prototip çalışmasından sonra ihale yapıldı ve en uygun teklifi veren olarak ihaleyi kazandık. Bu ihaleyi kazanırken de çok para kazanma derdinde olmadık. Bizim amacımız ülkemize hizmet etmektir.
Durumun böyle oluşu diğer firmalar tarafından BMC’ye tepki oluşmasını sağladı mı?
Bizim amacımız devlete yüksek fiyatla ürün vermek değildir. BMC olarak yıl sonunda %50 oranında kar etmek için çalışmıyoruz. Ülkemize hizmet etmek için varız. Biz BMC’yi alıp ihaleye girdiğimizde; 350 bin Euro’luk araca, sektördeki firmalar 700 bin Euro fiyat veriyorlardı.
Artık fiyatlar bizim verdiğimiz seviyelere geldi. Herkes kendi fiyatlarını yeniden gözden geçirecektir. Biz de 350 bin Euro fiyat verirken zarar etmiyoruz. Fakat %100 karlı değiliz. BMC İzmir Fabrikası’na 150 milyon dolar bütçe harcadık.
BMC olarak gelecek hedeflerinizi aktarır mısınız?
BMC olarak dünyada kamyon üretiminde ilk üç sıraya girmek istiyoruz. Yine dünya pazarında otobüs üretiminde bir numaraya çıkmak istiyoruz. Savunma sanayi alanında da ilk üç firma içine girmek istiyoruz.
Cumhurbaşkanlığı yeni teşvikler verildi, sizde teşvik aldınız. Bu teşvikler hedeflere ulaşma adına yardımcı oluyor mu?
Bu teşvikler çok önemlidir ve yaptığınız çalışmalara büyük katkı sağlıyor. Maliyetlerinizi aşağıya çekmiş oluyor. Bugün bütün dünya maliyet hesabı yapıyor. Eskisi gibi sektörlerde yüksek karlılık bulunmuyor. %5-10 arasında kar edebiliyorsunuz. Dolayısıyla pazarda etkin olabilmek için maliyetinizi kontrol altına almanız gerekiyor.
Özellikle Savunma Sanayi Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığına bağlanmasıyla birlikte Cumhurbaşkanının projeleri birebir takip ettiği belirtiliyor. Siz de bu durumu hissediyor musunuz? Cumhurbaşkanımız bütün projeleri tek tek inceliyor ve kendisi onay veriyor. Bundan sonraki süreçte artık kimsenin bir bahanesi bulunmuyor. Şu anda herkesin önünde 2023 yılı hedefi var ve bizler bu hedefi gerçekleştirmek istiyoruz.