İki kardeş ülkenin birbirini daha iyi tanımasını amaçlıyoruz
1950’li yıllarda Kuzey Kore-Güney Kore savaşıyla başlayan ilişkilerimizin geldiği noktasında iki kardeş ülke olarak anılan Türkiye ile G. Kore bugün kardeşliği daha fazla pekiştirmek için halkların birbirlerini daha iyi tanımaları amaçlanıyor. Kore halkının, Türklere karşı minnettar olduğunun altını çizen Kore Turizm Organizasyonu İstanbul Müdürü KuenSoo Kim, sorularımızı yanıtladı.
Türkiye-G. Kore ilişkileriyle ilgili gelinen noktayı aktarır mısınız?
Öncelikle G.Kore ve Türkiye ilişkilerini aktarırken öncelikle Koreli vatandaşlarımızın Türkiye’ye kardeş ülke olarak gördüklerini belirtmek isterim. Koreliler, Türklere karşı çok minnettarlardır. Bu durumun sebebi ise K. Kore ve G. Kore savaşında Türklerin bölgeye gelerek bizlere yardım etmesidir. Bu savaş sırasında G. Kore’ye 16 ülke asker göndermiştir. Fakat ABD’den sonra en büyük askeri yardımı Türkiye yapmıştır. Koreliler bu savaştan sonra kendilerini geliştirmek için çok büyük çaba harcadılar ve bu nedenle ilk olarak Amerika ve Avrupa ile bağlar oluşturmaya çalıştılar. Bugün ise Türkiye’ye olan ilginin daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Bundan dolayı da G. Kore yönetimi daha fazla Türkiye vatandaşlarının Kore’ye gelmelerini istiyorlar.
Ticari açısından geldiği noktayı aktarır mısınız?
2015 yılı itibari ile iki ülke arasındaki ticaret hacmi 7 milyar dolara, Kore Cumhuriyeti’nin Türkiye’deki yatırımı ise 1,6 milyar dolara ulaştı. Türkiye’de yatırım yapan Koreli şirketler bugün 10.000 civarında personel istihdam etmekteler. Ayrıca yatırım konusunda belirtilmesi gereken önemli bir nokta var. Türkiye’de yatırımı olan Koreli firmaların üretimlerinin %80’i Avrupa Birliği ülkelerine, Türk malı ürün olarak ihraç ediliyor. Sadece %20’si iç pazarda kullanılıyor. Ticarette Kore’nin ihracatı Türkiye’ye kıyaslandığında çok fazladır. Ticaret hacminin büyük bir kısmı Kore’nin Türkiye’ye ihracatından kaynaklanmaktadır. Ancak burada önemli olan nokta şu iki ülkelerimizin ihraç ürünü skalası, dolayısı ile ürettikleri ürün skalası birbirinden çok farklı, Kore daha çok teknoloji ürünü ihracatı yapıyor ve Türkiye’nin ürettiği birçok ürüne ise, şu anki ithal ettiği miktarlardan çok daha fazla ihtiyaç duyuyor. Bu da aslında konunun gelişime ne kadar açık bir alan olduğunu gösteriyor. Aslında ticaretteki durumun tam tersi Kore ve Türkiye arasındaki turizm için geçerlidir. Koreliler, Türkiye’nin olağanüstü turizm zenginliklerinden her geçen gün daha fazla faydalanmayı seçiyor ve Türkiye’ye geliyorlar. Oysa Türkler henüz Kore’nin güzelliklerini görmek için istenen oranda Kore’ye gelmiyorlar, gelemiyorlar. Ama bu da Kore Turizm Organizasyonu olarak İstanbul’da ofis açma sebebimizi teşkil etti. Biz bu açığı gördük ve geliştirilebileceğine inandığımız için buradayız. Her geçen gün de hedeflerimize yaklaştığımızı görüyoruz ve biliyoruz. Turizm elbette ticaretten farklı olarak, iki ülkenin yakınlaşması için daha özel bir platform oluşturuyor. Turizmin arttıkça, iki ülke arasında geliş-gidişler çoğaldıkça, insani ilişkiler artacak, dolayısı ile her alanda eğitim, kültür, sanat ve birçok başka alanda işbirliğini de tetikleyecektir. Bu sebeple Türkiye’de bulunarak, coğrafi olarak uzak ama birbirine tarihi bağlarla bağlı ve birbirini kardeş gören, iki ülke halklarının birbirini daha fazla tanıması için çaba gösterebiliyor olmaktan dolayı çok mutluyuz.
Bu ilişkileri oluşturmak için geç kaldığımızı düşünüyor musunuz?
Hayır. Bugün turizm ve ticaret alanına baktığınızda G. Kore, Türkiye’ye çok fazla ihracat ve turist gönderiyor. Bu nedenle iki ülkeyi dengede tutmak istiyoruz. Türklerin, Kore’yi gezip görmesini istiyoruz. Böylelikle Kore’de Türk ürünlerinden neler satılabileceğini görmelerini istiyoruz. Böylelikle ticarette artacaktır.
İki ülke ilişkisi daha fazla nasıl geliştirilebilir?
Bu çok zor bir sorudur. Bu konuda kesin bir yanıt veremeyebilirim. O nedenle Kore Turizm Organizasyonu açısından bu soruya cevap vermek istiyorum. Türkiye’de beyaz eşya üreticilerinden bir kısmı Kore’ye geldiler. Onların amaçları Türkiye’de üretilen ürünleri Kore’ye satmaktır. Bizim amacımız ise o ticareti yapmak isteyen Türk girişimcilerine Kore’yi gezdirmektir. Aynı şekilde Kore’den Türkiye’ye gelmek isteyen yatırımcılarımız içinde çalışmalar yapıyoruz. İki ülke bağlarını güçlendirmek için Büyükelçiliğimiz başta olmak üzere önemli çalışmalar yürütüyoruz.
İki ülkenin turizm açısından gelinen noktayı özetler misiniz?
2014 yılında G. Kore’den Türkiye’ye 250 bin kişi ve 2015 yılında ise 230 bin kişi turist olarak gelmiştir. Çok büyük bir düşüş olmamıştır. 2015 yılında bölgede terör olaylarına rağmen büyük bir düşüş göstermedik. Koreliler, turistlik gezi için Türkiye’nin çok iyi bir ülke olduğunu bildikleri için gelmeye devam ediyorlar. Bizim bölgemizdeki diğer ülkelerle karşılaştırdığınız zaman Türkiye’ye gelen turist sayısı bakımından Kore önde gitmektedir. Örneğin Japonya’dan geçen yıl Türkiye’ye 105 bin turist gelmiştir. Çin’den gelen turist sayısına baktığınızda da Kore’den gelen turistlerin daha fazla olduğunu göreceksiniz. Bir başka önemli konu ise Japonya veya Çin’in ülke nüfusları çok yüksek olmasına rağmen gelen turist sayısının düşük olduğunu göreceksiniz. Kore’nin ise nüfusu sadece 51 milyondur. Bu durum Kore halkının Türkiye’ye verdiği önemi gösteriyor.
Kore Turizm Organizasyonu olarak Kore’den gelen turistlere de yardımcı oluyor musunuz?
Birkaç ay önce Çorum’da bir etkinlik düzenlendi. Kore acentelerinin hepsi Çorum’a gittiler. Kore’den gelen turistler İstanbul, Kapadokya, Fethiye, Antalya, Efes ve İzmir’e gidiyorlardı. Bizler gelen turistleri Çorum’un tarihini anlatacak bir organizasyon yapıldı. Tarihi yerler gösterildi. Hititlerin yaşadığı dönemler aktarıldı ve Kore’den gelen turistlerde bu organizasyona büyük talep gösterdiler.
Türkiye’den Kore’ye turistlik açıdan ilgi nedir?
2015 yılında 22.400 turist Türkiye’den Kore’ye gittiler. Şuanda Türkiye’deki gençlerin Koreli müziklere ve dizilere ilgi duyduğunu biliyoruz. Fakat gitmek isteyen kesimin genç oluşu ve Kore’ye giderken bütçe açısından sorun yaşadıkları için gençler açısından zor olduğunu görüyoruz. Fakat bu gençlerin ilerleyen dönemde gideceklerine dair potansiyelin yüksek olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda Türkiyeli gençlerin Kore’nin teknolojik ürünlerine de ilgi duyduğunu görüyoruz. Bu ilginin de Kore’ye gitmek isteyen gençlerin arzularını arttırdığını görüyoruz. Bu konuda Kore’yi araştırdıklarını biliyoruz. Bizde Kore Turizm Organizasyonu olarak daha fazla gencin Kore’ye gitmesi için fiyatlarımızı elimizden geldiğince düşürmeye çalışıyoruz.
Bu konuda devlet uçak fiyatlarının düşürülmesi için bir çalışma yapabilir mi? Beklentiniz var mıdır?
Kore’de devlet Türkiye’ye gelmek isteyenlere aynı zamanda Yunanistan turlarını da birleştiriyor. Böylelikle Kore’den gelen bir turist hem Türkiye’ye hem de Yunanistan’a gelmiş oluyor. Bu durum fiyatları da düşürmüş oluyor. Havayolu firmalarını da etkileyerek fiyatlarını aşağıya çekmeleri sağlandı. Şu anda en düşük fiyatların olduğunu söyleyebilirim.
Kore Turizm Organizasyonu olarak iki ülke turizminin gelişmesi için yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Kore Turizm Organizasyonu kurulduğu dönemde Türkiye’den Kore’ye giden turist sayısı 17 bin civarındaydı. Bugün 23 bin seviyelerine geldi. Bizimle birlikte artışın net olduğunu söyleyebilirim. İstanbul’dan Kore’ye hafta da 21 uçuş yapmaya başladık. Kore’den bu bölgeye, Balkanlar dahil hepsi Türkiye üzerinden gerçekleşmektedir. Bu açıdan Türkiye’ye verilen önemi gösteriyor. Türkiye’den ise maddi imkanı biraz daha iyi insanları Kore’ye çekmek istemekteyiz. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi derneğiyle ortak çalışmalar yaptık. Fakat TL’nin değer kaybı nedeniyle Kore masraflarını düşürmemize rağmen fiyatlar yüksek kalmaktadır. Fiyatların yüksek olmasına rağmen Kore’ye giden turist sayısında yüksek bir düşüş olmamaktadır. Aynı şekilde Türkiye’deki terör olaylarına rağmen Kore’den gelen turist sayısında da ciddi bir düşüş olmamaktadır. Yaşanan olaylar sakinleştikçe Kore’den gelen turist sayısında da ciddi oranlarda artış olacaktır.
Geçen yıl Sultanahmet’te Çin’e karşı bir eylem yapılırken Kore vatandaşı zarar gördü. Bu durum nasıl etkiledi?
Her şeyden önce Ayasofya’da böyle bir olayın olması Koreli vatandaşlarımızı çok şaşırtmıştır. Çünkü Kore vatandaşları tarihi yerlere çok büyük ilgi gösterirler. Bu nedenle Koreli vatandaşlarımız Çin’de yaşayan Uygur Türklerinin neler yaşadıklarını biliyorlar. Bunun dışında Kore, Japonya ve Çinli vatandaşların yurt dışında her zaman karıştırıldığını biliyoruz. Hepsini insanlar bir görüyor. Yaşanan olayda da yanlış düşünüldüğünü bildikleri için Koreli vatandaşlar pek umursamadılar. Alman vatandaşlarına yapılan saldırının hemen yanında da Koreli vatandaşlarımız vardı. Burada yaşanılan olaylarda Koreliler çok şaşırmışlar. Çünkü Koreli vatandaşlar İstanbul’a geldiklerinde ilk gittikleri yer Ayasofya oluyor. Bu olayda Ayasofya yakınında olması nedeniyle biraz tedirginliğin var olduğunu söyleyebilirim.
Kuzey Kore sürekli olarak dünyayı tehdit ediyor. Bu durum G. Kore turizmini etkiliyor mu?
Etkiliyor elbette. Turizm hassas bir sektör, özellikle de güvenlik mevzu bahis olunca daha hassas olur. Biz Kore’yi tanıtmak için çok ciddi bir çaba harcıyoruz ve dönem dönem Kuzey Kore kaynaklı tehditler turistlerin kafasında soru işareti uyandırıyor. Maalesef çabalarımız özellikle bu dönemlerde sekteye uğruyor. Ama dönemsel olarak bu tip sıkıntılar yaşasak da, genel resme baktığımızda Kore’ye gelen turist sayısı her geçen gün artıyor. Çünkü Kore yılın belli dönemlerinde rutin ve bilinçli olarak Kuzey Kore kaynaklı yayılan nükleer haberlerinin dışında, dünyanın en güvenli ve gelişmiş ülkelerinden biridir. Numbeo.com’un araştırmasına göre 2015 yılında Kore, 14.15 suç indeksi ve 85.85 güvenlik indeksi ile 120 ülke içinde en güvenli ülke olarak açıklandı. Kore’nin geri de bıraktığı ülkeler arasında, İsveç, Norveç, İzlanda, Danimarka, İsviçre gibi dünyanın en güvenli kabul edilen ülkeleri de var. Dolayısı ile Kore güvenli bir ülke ve artan turizm ivmemiz de bunu kanıtlıyor. Bunun dışında da Kore’de bir çok ülkede olmayan turizm polisi uygulaması var. Dolayısı ile turistin kendini güvende ve evinde gibi hissetmesi için hertürlü önlemi almaya çalışıyoruz. Kore, en fazla Çin’den turist ağırlıyor. Her yıl ortalama 6 milyon Çinli geliyor Kore’ye. Biz kendi aramızda bu Kuzey Kore kaynaklı haberlerle ilgili şöyle de bir espiri yapıyoruz; eğer Kuzey Kore, G. Kore’yi bombalamak istese, 6 milyon Çinli’ye de zarar vermiş olur, dolayısı ile bunu yapmak istemez diyoruz. Bu nedenle biz Çinlileri daha fazla ülkemize çekmeye çalışıyoruz. Elbette bu işin esprisidir.
İki ülkenin yan yana oluşunun getirdiği sorunlar var mıdır?
Psikolojik olarak yabancı turistler bu konuda biraz rahatsızlık duyuyorlar. Fakat Koreliler bu konuda bir rahatsızlık duymuyorlar. Çünkü savaşın üstünden 60 yıl geçti. Artık Amerika, Rusya ve Çin gibi ülkelerle iş birliklerimiz var, Kore Cumhuriyeti gelişmiş ve dünyada saygı gören,lider konumda bir ülke. Biz güvende olduğumuz biliyoruz ve bu konuda Kore’li çok rahat. Turistler de Kore’yi gezip tanıdıkça bu konudaki farkındalıkları artıyor.
Türkiye’den G. Kore’ye gitmek isteyen turistlerimize önerileriniz nelerdir?
Kore’yi tüm renkleri ile tanımalarını isteriz. Kore yüzölçümü olarak yaklaşık Türkiye’nin marmara bölgesi büyüklüğünde bir ülke olmasına karşın, görülmesi gereken çok fazla cazibe noktası mevcuttur. Aynı Türkiye gibi Kore’de bir yarım adadır. Üç tarafı denizlerle çevrilidir ve olağanüstü bir tarih, kültür, doğa destinasyonudur. Kore’ye giden turistlere bol bol alışveriş yapmalarını öneriyoruz. Kore’de ister lüks devasa AVM ve şık caddelerde, ister gece bile açık olan geleneksel pazarlarda alışverişin tadını çıkartmak mümkündür. Kore’de modanın tüm trend markaları bulunabilirken, ayrıca Kore’li tasarımcılar da kendi markaları ile çok ciddi işler yapmaktadırlar. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan kozmetik ürünlerini Kore’de bulmak mümkündür. Özellikle Seoul’deki Myeondong, ışıl ışıl caddeleri ile göz kamaştırıcı bir alışveriş semtidir. Seoul’de teknolojinin, eğlence hayatının ve alışverişin tadını çıkarırken, Türk turistlere bu tarihi başkentin saraylarını, müzelerini, geleneksel Kore dokusunu tecrübe edebilecekleri folk köylerini de gezmelerini öneriyoruz.
Bunun dışında, hem turistlere hem de seyehat acentalarına yönelik olarak özellikle dikkat çekmek istediğimiz bir başka nokta da; mevcut tur programlarının çoğu Kore’yi başka destinasyonlarla birleştirerek gezdiriyor. Kore’nin başka destinasyonlarla birlikte sunulduğu tur programları bizim de desteğimizle oldukça arttı. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Ancak bu durumun yarattığı bir de sıkıntı da var. Başka destinasyonlarla Kore birleştirilince, Kore’ye sadece bir-iki gün yer veriliyor programlarda ve genelde de sadece Seoul gezdiriliyor. Oysa Kore’de Seoul’ün dışında, görülmesi gereken Andong,Gyeongju,Busan ve Jeju Adası gibi birçok önemli turistik alan var. Seyehat acentalarını da programlara birşekilde buraları da dahil etmelerini öneriyoruz. Ancak bu şekilde turist gerçekten Kore’yi doğru ve yeterli tanıyabilecektir.