Japonya-Türkiye Ekonomik İşbirliği Anlaşması ekonomik münasebetlerin kuvvetlendirilmesi için elzemdir

Türkiye Japonya arasındaki iyi ilişkiler ekonomik ilişkilerinde geliştirilmesi yönündeki çabaları destekliyor. Ticari ilişkilerin gelişimi ve geleceği ile ilgili görüşlerini aldığımız Japonya Ankara Büyükelçisi Suziki Kazuhiro, önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye ile Japonya’nın ticari ilişkilerinin geçmişini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Japonya’dan parça vesaire ihraç edilerek Türkiye’de ürün haline getirilmesi ve sonrasında bu ürünlerin Türkiye’den Avrupa Birliği ülkeleri gibi ülkelere ihraç edilmesi Türk-Japon ticari ilişkilerinin bir özelliğine örnek olarak verilebilir. Bu durum Türkiye’nin ihracatına, istihdamına ve ticaretteki gelir gider dengesinin iyileşmesine büyük katkı sağlamaktadır. Koronavirüs öncesindeki 2018 yılında Türkiye’deki Japon firmalarınca gerçekleştirilen ihracatın hacmi 5.8 milyar dolar olup (‘Türkiye İhracatçılar Meclisi’ (TİM) Türkiye’nin ilk 1.000 ihracatçısı listesindeki Japon firmalarının gerçekleştirdiği toplam ihracat), bu rakam Türkiye’nin Japonya’dan gerçekleştirdiği 4.1 milyar dolarlık ithalatın üzerindedir. Bu duruma iki ülkenin sadece birbirleriyle olan ticaret münasebetleri açısından değil, Türkiye’nin genel ticaret yapısı göz önüne alınarak daha geniş bir perspektifte bakıldığında, iki ülke ticari ilişkilerinde Japon firmalarının Türkiye’nin ihracatına katkı sunduğu bir kompozisyon karşımıza çıkmaktadır.

Ticaret hacmi hakkında ilaveten belirtmek gerekirse, 2020 yılında Japonya’dan Türkiye’ye 3 milyar 740 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl Japonya’nın Türkiye’den ithalatı 440 milyon dolar olmuştur. 2016 yılından bu yana yıllık 4 milyar dolarlık bir ticaret hacmi korunmuştur. Her iki ülkenin potansiyelleri göz önüne alındığında bu toplam ticaret hacminin yeterli olduğu söylenemez. ‘Japonya- Türkiye Ekonomik İşbirliği Anlaşması’ (EPA) hayata geçirilirse, her iki ülke firmalarının ihracat ve ithalat faaliyetleri canlanır ve karşılıklı olarak ticaret hacmi genişler. Bu sebeple EPA’da bir an önce mutabakata varılması beklenmektedir. 

Ticari ilişkiler ile ilgili güncel bilgiler verir misiniz?

2000’li yıllarda 60 Japon firması Türkiye’de faaliyet göstermekte iken, bu sayı günümüzde yaklaşık 200’e çıkmış, iki ülke ticari münasebetleri gerçek anlamda ilerleme kaydetmiştir. Geçtiğimiz günlerde inşaat sektörünün lider firmalarından olan ‘Nippon Koei’ ile pompa üretiminde söz sahibi ‘Ebara Corporation’ şirketleri de Türkiye’ye açılmışlardır. Öte yandan, 1994 yılında üretime başlayan Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş., gerçekleştirdiği 4 milyar 200 milyon dolarlık ihracat ile TİM’in 2019 yılı Türkiye’nin ilk 1.000 ihracatçısı listesinde 2. sırada yer almaktadır. Listede ayrıca, Brisa, Anadolu Isuzu, Honda Türkiye gibi Japon firmaları da bulunmakta ve bu firmalar uzun yıllardır Türkiye’nin ihracatına katkı sağlamaya devam etmektedirler.

Panademi sürecine aynı bir parantez açarsak, bu sürecin ticari ilişkilere yansıması ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre 2020 yılında dünya ekonomisi %3.3 oranında daralmıştır. Gelişmiş ülkelerde bu oran %4.4, Euro Bölgesinde %6.6, gelişmekte olan ülkelerde ise %2.2’dir. Türkiye ile Japonya arasındaki ticaret hacmine bakıldığında ise dünya ölçeğinde etkisini gösteren koronavirüs pandemisine rağmen Japonya’nın Türkiye’ye ihracatında 2019 ve 2020 yıllarında artış gözlemlenmiş, bu durum Türkiye’nin imalat sektörünün üretimine katkı sağlamıştır. Pandemi süreci ile iki ülke ticari münasebetlerinin güçlü olduğu bir kez daha kanıtlanmış olup, ikili ticaretin 2021 yılında da gelişimini sürdürmesi beklenmektedir.

Güncel bilgiler ışığında ticari ilişkilerin yeterliliği ile ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

İki ülkenin ekonomik büyüklükleri ve her iki ülkenin de G-20’ye üye ülkeler olmaları göz önüne alındığında, hali hazırdaki ikili ticaret ve yatırım seviyesinin malesef yeterli büyüklükte olmadığı anlaşılmaktadır. Bu duruma tersinden bakıldığında ise, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin önünde büyük bir potansiyelin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye için tarih boyunca medeniyetlerin kesişme noktasında, stratejik olarak son derece önemli bir konumda yer aldığı söylenegelmiştir. Bu ifadeleri son dönemin uluslararası iş dünyasının dikkat çekici slogan formatına uyarlayarak söyleyecek olursak; ‘Türkiye’den sadece 2-3 saatlik uçuş ile AB, Rusya, Orta Asya, Orta Doğu, Afrika gibi önemli marketlere ulaşılabilir’ diyebiliriz. Türkiye Japon firmalarının ihracat üssü olarak da son derece cazip bir konumdadır.

Bu cazibeyi mümkün olan en üst seviyede ortaya çıkarmak için hali hazırda müzakereleri devam eden ‘Japonya-Türkiye Ekonomik İşbirliği Anlaşması’ (EPA) fevkalade önem arz etmektedir. EPA, ticaret ve yatırımların karşılıklı olarak hızlandırılması amacıyla iki ülke arasında mevzuatlara dayalı bir teminat olup, gümrük vergilerinin düşürülmesi, ticaret ve yatırım kurallarının saydamlığının artırılması ile daha geniş anlamda istikrarlı bir iş ortamının tesis edilmesini sağlayacaktır. Hepsinden önce her iki ülke vatandaşları için büyük bir promosyon etkisi ortaya çıkaracaktır.      

EPA’nın neticelendirilmesinin Japonya’dan çok kaliteli yatırımların artmasına, Türk sanayi yapısının iyileşmesine ve ekonominin gelişimine katkı sunacağına olan inancım tamdır.

Japonya ve Türkiye’nin karşılıklı olarak yatırımları hakkında bilgi verir misiniz?

Son yıllarda Japon firmalarının Türkiye’deki faaliyetleri hızlanmış olup, firmaların yatırımları iyi durumdadır. Japonya’dan Türkiye’ye doğrudan yatırım miktarı 2010 yılından itibaren artış göstermiş, 2020 yılında gerçekleştirilen yatırım miktarı ise 113 milyon dolardır.

Öte yandan, 2020 ve 2021 yıllarında getirilen ilave gümrük vergileri ile kurumlar vergisinin artırılması gibi vergi sisteminde yapılan değişiklikler, sadece Türkiye’de faaliyet gösteren Japon firmaları için değil, Türkiye’ye yatırım yapmayı amaçlayan diğer Japon firmaları için de hali hazırdaki yatırımların yatırım miktarlarının artırılması ve yeni yatırım kararı alınması noktalarındaki belirsizliğin artmasına sebep olmaktadır.

Japonya’dan Türkiye’ye yönelik olarak yapılacak yatırımların genişlemesi ve üretim üssünün Japonya’dan Türkiye’ye kayacak olması, diğer bir ifadeyle, Japonya’dan ihraç edilen ürünlerin Türkiye’den ihraç edilir hale gelmesi, Türkiye’nin ticaret dengesinin iyileşmesine yardımcı olacaktır. EPA’nın yürürlüğe girmesiyle yüksek kalitedeki yatırımların artacağına inanıyorum.

Öte yandan, Türkiye’den Japonya’ya yapılan doğrudan yatırım tutarı 2017 yılında 1 milyon dolar seviyesinde olup, sonraki yıllar hakkında Japonya’daki istatistiklerde bir veriye rastlanmamıştır.

İki ülke ticari ilişkilerinin potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda ticari ilişkilerin geliştirilmesi için öngörülerinizi alabilir miyiz?

Yukarıda da belirttiğim üzere, ‘Japonya-Türkiye Ekonomik İşbirliği Anlaşması’, iki ülke ekonomik münasebetlerinin kuvvetlendirilmesi için elzemdir. Japonya’nın peş peşe mutabakata vardığı ‘Kapsamlı ve İlerlemeli Trans-Pasifik Ortaklığı’ (CPTPP), ‘Japonya-Avrupa Birliği Ekonomik İş Birliği Anlaşması’ (Japan-EU EPA), ‘Japonya- Amerika Birleşik Devletleri Serbest Ticaret Anlaşması’ ve ‘Asya Kapsamlı Bölgesel Ortaklığı’ (RCEP) gibi mega serbest ticaret anlaşmalarına ülkemiz firmaları açısından bakıldığında, Türkiye’nin küresel tedarik zincirinden koptuğu bir kompozisyon ortaya çıkmaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak Türkiye’nin yatırım ortamının Japonya’nın serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerin gerisinde kalacak olmasından endişe duyulmaktadır. ‘Japonya-Türkiye Ekonomik İşbirliği Anlaşması’, iki ülke arasındaki ticaretin serbestleşmesi ve sorunsuz bir hale getirilmesine ilaveten Japon şirketlerinin Türkiye’ye yönelik yapacakları yatırımlar için tanıtım aracı da olacaktır. Anlaşmanın bu süreçleri hızlandıracak olması sebebiyle bir an önce yürürlüğe girmesi beklenmektedir.

Japonya halkının Türkiye’ye yaklaşımı ve turizm konusuna verdikleri önemi aktarır mısınız? Osmanlı Fırkateyni ‘Ertuğrul’un 1890 yılında Kuşimoto’da batışı ve 1985 yılındaki İran-Irak Savaşı sırasında mahsur kalan Japonların kurtarılması Japonya içerisinde oldukça bilinen hadiseler olup, Türkiye’nin Japonya dostu bir ülke olduğu kabul edilmektedir. Bu sebeple çok sayıda dünya kültür mirası ile zengin yemek kültürüne sahip Türkiye, Japonlar arasında popüler bir turizm destinasyonudur ve geçmişte yılda 200 bin Japon turist Türkiye’yi ziyaret etmiştir. 2016 yılındaki darbe girişimi yüzünden turist sayısında azalma meydana gelmiş, son zamanlarda ise toparlanma sinyalleri verirken pandemi süreci başlamıştır. Japonlar da güvenlik ve salgın hastalık riskini önemsemektedir. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Türk Hava Yolları (THY) tarafından Tokyo-Haneda Havalimanı ile İstanbul Havalimanı arasında direkt uçuşlar başlatılarak bu alanda gerekli adımlar yavaş yavaş atılmaya başlanmıştır. Pandemi süreci sonrasında yaşanacak iyileşmeler ile birlikte turizm sektörü ile ilgili çalışmaları titizlikle yürüteceğiz. KASIM 2021