Mercedes-Benz olarak Türkiye ihracatına katkı sunmaya devam edeceğiz

2015 yılında otomotiv sektörüne katkı sunan firmalarımıza ödül veren Otomotiv Sanayi Derneği, 2015 yılında ihracatta başarı yakalayan Mercedes-Benz’e ödül verdi. Bundan sonraki yıllarda da aynı başarıyı yakalayarak ödül almaya devam etmek istediklerini belirten Mercedes Benz Türk Satış ve Pazarlama Direktörü Süer Sülün, sektörle ilgili sorularımızı yanıtladı.  

OSD toplantısında Mercedes-Benz olarak ödül aldınız. Bu ödülün sizin açınızdan önemini aktarır mısınız?

OSD tarafından ödül almak güzel bir duygu. Mercedes olarak bu yılda ihracat ödülü aldık. Yıllardır bu alanda ödül alıyoruz. Üretimimizin büyük bir kısmı ihraç ediliyoruz. Şu anda Aksaray’daki kamyon ve çekici fabrikamıza yeni bir yatırım yaparak kapasitemizi artıracağız. Bu yatırımın bitmesiyle birlikte 2018 yılında ihracatımızın üç katı artmasını hedefliyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin de ihracatına ciddi bir katkımız olacaktır.

Ciddi bir potansiyel görüyor musunuz?

Öncelikle Türkiye’nin bir potansiyeli var. Türkiye otomotiv sektörü açısından iyi bir üretim üssüdür. Biz de bunu değerlendirerek Aksaray’daki fabrikamızın kapasitesini 34 bin âdete çıkardık ve bu rakamın 17 binini ihracat yapacağız. Böylelikle en az bir milyar Euro ilave ihracat yapmış olacağız.

Otomotiv sanayinde yeni yatırımların gelmesini istiyoruz ve bu konuda gerekli adımlar atılıyor. Bu doğrultuda yapılan çalışmalarda başarıdan bahsedebilir miyiz?

Ben başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bugün otomotiv sanayi zaten ihracatçı bir sektördür. 2015 yılında ülkemizde hem imalat açısından hem de satış açısından yeni bir rekor kırıldı. Bu başarılar yeni yatırımlar olmadan olamaz. Çok ciddi oranda kapasite artışı yapan firmalarımız var. Mercedes olarak Aksaray’daki fabrikamızda %100 oranında bir artış olacak.

Türkiye ticari araç konusunda dünya üssü olmak istiyordu, bu treni kaçırdık mı?

Ticari araçlar konusunda hafif ticari ve ağır ticari araçlar olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Hafif ticari araç konusunda Avrupa içinde Türkiye çok iyi bir noktaya geldi. Ağır ticari de özel otobüs alanında Avrupa’da bir numarayız. Bir de ağır ticari araç üretiminde işçiliğin yoğun olduğunu söyleyebilirim. Bu açıdan da Türkiye’nin AB’ye karşı ciddi avantajları bulunuyor. Artık kalifiye elemanlarımız var, çalışma koşullarımız onlara göre daha iyi, genç, sağlıklı ve eğitimli çalışma arkadaşlarımız var. Bunların hepsi Türkiye açısından bir avantajdır. Bunların yanında dezavantajlarımızda var. Enerji pahalı, yollarımız da yapılacak çalışmalar var. Bunların dışında da yine pazarımızın büyüklüğü ve lokasyon açısından da avantajlarımız bulunuyor.

2015 yılı birçok sektör açısından zorlu geçmesine rağmen otomotiv sektörünün büyüdüğünü görüyoruz. Bu durumun size yansımasını aktarır mısınız?

Mercedes-Benz olarak tüm ürün gruplarımızı rekor satışla kapattığımız bir yıl oldu. 2015 yılının ilk yarısı ile ikinci yarısı çok farklı geçti. İlk yarısında hızlı bir büyüme oldu. İkinci yarıda ise seçimle birlikte düşüşe geçtik. Fakat 2015 yılının tamamına baktığınızda gayet verimli bir yıl olduğunu söyleyebilirim. Zor bir yıl olmasına rağmen iyi bir yıl oldu.

2016 yılında da büyüme devam ediyor mu?

Ticari araçlar kısmında ciddi bir yavaşlama görülüyor. Özellikle kamyon satışlarında bir düşüş var. Bölgemizde yaşanan siyasi sorunlar ticareti olumsuz etkiledi. Yine 2016 yılında Türkiye’nin ihracat ve ithalat düştü. Böylelikle mal dolaşımı azaldı. Ürün dolaşımının azalması da ağır ticari kamyon alanına ihtiyacın azalması anlamına geliyor.

Lojistik sektöründe kara taşımacılığından daha çok deniz taşımacılığa yönelim var. Bu durum sektörü etkiler mi?

Mutlaka etkileyecektir, fakat bu yatırımlarla birlikte ihracatımız da artacaktır. Çünkü hiçbir ürün üretildiği yerde tüketilmiyor. Mutlaka bir başka bölgeye taşınacaktır. Hiçbir yere taşınmıyorsa limana taşıma yapacaksınız. Böylelikle yurt içi taşımacılık artacaktır. Burada önemli olan Türkiye’nin ihracatının artmasıdır. Dış ticaretin artması ve ülkemizin büyümesidir.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık bir açıklama da bulundu. Otomotiv sektöründe artık ihtisaslaşmış Ar-ge merkezi kuracağız dediler. Böyle bir çalışma yapılabilir mi?

Mercedes’in Türkiye’de bir Ar-ge merkezi bulunmaktadır. Verilen teşviklerle de buradaki çalışmaları arttırmaktayız. Şu anda mühendislik ihraç eder konuma geldik. Hem otobüs hem de kamyon üretimlerinin Ar-ge merkezleri Türkiye’dir. Yeni yatırımla birlikte yaklaşık 100 kişilik ek çalışma ortamı hazırlayacağız. Verilen teşviklerle birlikte bu oluşum katlanarak büyüyor. Türkiye’deki insan gücü ve kalitesi belirli bir seviyeye geldi. Bu alanda devletin verdiği teşviklerin çok yerinde olduğunu düşünüyorum.

Devlet bu alanda teşvikler veriyor, fakat halen beklenilen gelişmelere ulaşamadığımız belirtiliyor.

Burada ne beklediğiniz önemlidir. Bu alandaki gelişmeler de kolay gelişmeler değildir. Kısa sürede cevap alamazsınız. Bu teşvikler ve yatırımlarla birlikte üniversitelerde temel bilimler fakültelerine önem verilmeye başlandı. Bu çok önemli bir gelişmedir. Türkiye’nin Ar-ge yaparak belirli markalar oluşturması hemen olmuyor. İnsanların yetişmesi gerekiyor. Şuanda yapılan çalışmalar ülkemizin geleceği açısından önemli adımlardır. Ümit ediyorum ki geleceğe ciddi katkıları olacaktır.

Ar-ge teşvikleriyle birlikte otomotiv sektöründe yerlilik oranının artması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşabilir miyiz?

Bu hedeflere ulaşılır. Bunun için bir engel yoktur. Önemli olan bu işin bir süreç olduğunu anlamak gerekiyor. Bu konuda doğru politika yapmak önemlidir. Bugün ülkemizde fizik, kimya ve matematik olan bölümlere geçişler yapılıyor. Bunlar ne kadar artarsa, üniversite sanayi iş birliği ne kadar artarsa gelişim de o kadar hızlı olacaktır.

Bu konuda gelişimi hızlandırmak için yerli motor çalışmaları yapılıyor. Bu çalışma sektörü nasıl etkiler?

Bu çalışmalar yapılabilir çalışmalardır. Burada önemli olan ekonomik olmasıdır. Motor yapmak pahalı bir iştir. Fakat dünyanın en zor işi değildir. Bugün içten yanmalı motor teknolojisi uzay sanayi değildir, yaparsınız. Fakat üretimin arkasında bir planınızın olması gerekiyor.

Sektörle ilgili stratejik belge hazırlanıyor. Hazırlanan rapor sektörün gelişimine katkı sağlayabiliyor mu?

Sektöre hem mikro hem de makro açısından bakacak olursak gideceğiniz yol haritanızın olması önemlidir. Saha da ne yapacağınızı bilmeniz gerekiyor. Bu açıdan yapılan bu çalışmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün bizim de şirket olarak stratejik çalışmalarımız var. Burada belirlenen hedefler tutar veya tutmaz önemli değildir, önemli olan bir yol haritanızın olmasıdır.

İstanbul’da metrobüs çalışmasında varsınız, bu çalışmanın önemini aktarır mısınız?

Bu hatta günde 850 bin ile bir milyon arasında yolcu taşımacılığı yapılıyor. Bu rakam dünya ortalamasının çok üstündedir. İETT ise bu konuda artık bir dünya markası haline geldi. Çünkü böylesine büyük bir operasyonu çok iyi yönettiğini söyleyebilirim. Belediye otobüslerine baktığınız zaman İstanbul’da günde ortalama 60-70 km çalışırken, metrobüs araçlarının 140 km yol yaptığını görüyoruz. Uluslararası nakliyecilik yapan çekici bir aracın yaptığı yoldan daha fazla yol yapıyorsunuz. Çok önemli bir operasyondur. Bu açıdan müthiş bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Farklı illerimizde de böyle bir çalışma yapılabilir mi, sizin önerileriniz var mı?

Bizde öneriyoruz ve bazı illerimizde de bu çalışmaların yapılabileceğini düşünüyoruz. Özellikle yoğun olan belirli hatlarda sorunu metrobüs ile çözmenin fizibıl olacağını düşünüyoruz. Hem çok hızlı, hem maliyet açısından avantajlı, hem de verimli bir çalışma olduğunu belirtmek gerekiyor. Diğer illerimizde de bu tür uygulamaların artmasını bekliyoruz.