Metro iz bırakmak hedefi ile çalışmalarını sürdürüyor
Metro Toptancı Market olarak kuruluşumuzdan beri anlamlı bir ‘iz’ bırakmak hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu ülkeden kazandığımızı yine bu ülkeye yatırma içgüdüsüyle ülkemizin değerlerini hak ettiği yere ulaştırmak konusunda sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayacak iş modelleri geliştirerek çalışmalarımızı 19 şehirde yer alan 35 satış noktasında gerçekleştiriyoruz. Türk mutfağına olan tutkumuzla işlerimizi yürütürken Türk mutfağı ve değerlerine sahip çıkma amacıyla çalışıyoruz.
Sürdürülebilirliği iş modelimizin temeli olarak görüyoruz. Bir yandan Türk gastronomisi ve değerlerinin şampiyonu olmak diğer yandan ise HORECA sektörünün 1 numaralı iş ortağı olmak hedefimize ulaşmak için ekosistemimizde yer alan tüm paydaşlarımızla el ele vererek iş modelleri geliştiriyor, projeler üretiyoruz.
Bu çerçevede, kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan ürünlere sahip çıktığımız coğrafi işaretli ürünler projesi ile Türkiye’nin lezzet haritasını oluşturmak için çalışıyoruz. Bugün, Finike portakalı, Taşköprü sarımsağı, Aydın inciri, Denizli Kale biberi, Giresun tombul fındığı, Zile pekmezi gibi coğrafi işaret tescili alan 80’den fazla ürünü raflarımızda müşterilerimize ulaştırıyoruz.
Balığı sadece ticari bir ürün olarak değil gelecek nesillere bırakılması gereken bir değer olarak görüyor ve balık kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı konusunda projeler hayata geçiriyoruz. Hayata geçirdiğimiz ‘Kızına Bak, Anasını Al’ projesi ile Türkiye’de yakalanan lüferin boyutu ile ilgili hiçbir yasaklama olmamasına rağmen, boyu 20 cm’nin altında olan iki lüfer türü sarıkanat ve çinekopu satmama kararı aldık. 2011 yılında uygulamaya koyduğumuz bu projemiz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından da benimsenmiş ve bu yasaklar Türkiye’deki yasal mevzuata temel teşkil etmiştir.
Sürdürülebilir balıkçılık konusunda hayata geçirdiğimiz bir diğer projemiz ise Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ile birlikte hayata geçirdiğimiz “Palamutlar Nerede?” projesi ile birlikte, Akdeniz ile Karadeniz arasında göç eden ve stokları bilinmeyen palamut balığının korunmasını amaçladık.
Gelecek nesillere bırakılacak kültür mirasımızı korumak için yürüttüğümüz sürdürülebilir balıkçılık projelerinin en yenisini ise geçtiğimiz günlerde hayata geçirdik. Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği’ne (Sür-Koop) bağlı 572 kooperatifle ve binlerce balıkçıyla bir araya geldiğimiz projemizde balığın ağdan çatala uzanan tüm tedarik sürecini kayıt altına alarak QR kod etiket sistemiyle balığın yüzde 100 izlenebilirliğini sağlıyoruz. Proje kapsamında lüfer, palamut, hamsi ve istavrit balıklarını, Türkiye denizlerinde avlanan Merkez Birliği’ne bağlı (Merkez Birliği’ne bağlı İstanbul, Rize, Çanakkale ve Adana) kooperatiflerden de tedarik etmeye başlarken, bu satın alma süreci sayesinde ağdan çatala uzanan yolculuğu izlenebilir kılıyor ve geleneksel balıkçılığı koruma altına alıyoruz.
Gastronometro projemiz ile Metro Türkiye ekosistemi içerisinde yer alan tüm odak noktalara dokunduğumuz bir gastronomi keşif merkezi yarattık. Dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefleri Türk şefler ile buluştururken, foodpairing.com organizasyonun Türkiye temsilcisi olarak gastronomi dünyasındaki son trendleri Türk/yerel gastronomi profesyonellerinin kullanımına sunuyoruz. 2016 yılında Gastronometro’da 3000 sektör profesyonelini ağırladık, hedefimiz bu sayının çok daha üzerine çıkmak.
En son projemiz Metro Gıda Hareketi. Bu proje ile amacımız, Türkiye’nin önde gelen şefleriyle ve restoranlarıyla iş birliği yaparak gıda kayıplarını ve atıklarını azaltma konusunda kamuoyunda farkındalık yaratmak.
EYLÜL 2017