Niteliği olanın yetkinliği olması gerekiyor
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için inşa edilecek Lojistik Destek Gemisi Projesi ile ilgili çalışmaların devam ettiği Selah Tersanesi’de projede herşey yolunda. Bu çalışmalarda edinilen tecrübeleri ve savunma sanayine üretim yapmanın zorlukları ile ilgili görüşlerini aldığımız Selah Makine ve Gemicilik Endüstri Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Selah, sorularımızı yanıtladı.
Gemi inşa sektörünün içerisinde bulunduğu durumu ile ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Gemi inşa sektöründe genel anlamda bir durgunluk var. Bu duruma Avrupa’da yaşanan ekonomik sorunların ve Çin’deki büyüme oranlarının etkisi büyüktür. Son Davos toplantılarında bu tablonun tersine döndüğü yönüde sinyallerin varlığı bizleri umutlandırıyor. Avrupa’da görecelide olsa iyileşmenin olması yakın bir dönemde gemi inşa sektörünü olumlu etkileyecektir. Bütün bu iyileşme söylemi beraberinde mal dolaşımını getirmektedir, dolayısıyla bu artan dolaşım gemi ihtiyacını artıracağı için, gemi inşa alanında olumlu gelişmelerin olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yeni dönemde daha az enerji tüketimi yapan teknolojik üstünlükleri olan green sertifikalı gemilerin siparişlerinde artışlar olacağı kanaatindeyim.
Yaptığınız genel değerlendirmeden sonra savunma sanayii ile ilgili çalışmalarınıza dönersek, bu alanla ilgili görüşlerinizi de almak istiyoruz. Özellikle savunma sanayiine girmek isteyen firmalarımızın ilk etapta çok hevesli ve istekli bir şekilde ortaya çıktığına tanık oluyoruz ancak bu alana girdikten sonra bin pişman olanda yok değil. Savunma sanayinin koşullarının zor olduğunu söyleyebilir miyiz?
Savunma sanayine bir platform inşa ediyorsanız, o alandaki standartların yüksekliğini bilmeniz gerekir. Doğal olarak bu durum da firmalarımızı zorlamaktadır. Özellikle yerli üreticilerimiz piyasaya sunduğu ürünle bu alanda ihtiyaç duyulan ürünlerin arasındaki standart farlılığını görünce zorlanabiliyorlar. Bu zorluğa prosedür zorlukları da eklenince şartlar daha zorlaşıyor.
Bu zorluklar firmalarımızın gelişimine katkı sağlıyor mu?
Elbette, firmaların gelişimine katkısı oluyor ancak ilk etapta bu duruma alışmak oldukça zor. Biz de doğal olarak bu duruma alışmakta zorluk çektik. Bu durum imalat sürecini olumsuz etkiledi. Bu durum ayrıca maliyetleri de artırmaktadır. Bizim dışımızdaki karar merciindeki kişi sayısının yetersizliği de süreçleri olumsuz etkiliyor. Ayrıca SSM ile kuvvet komutanlıkları arasındaki irtibat sürecide bu karar alma süreçlerini uzatınca bizler işin içerisinden çıkmakta zorlanıyoruz.
Süreçler işlerken SSM ile kuvvet komutanlıklarının senkronize olamaması gibi bir durumla karşılaşıyor musunuz?
Bu süreçler işletilirken görüş ayrılıkları minimize edilmesi lazım. Aksi takdirde bizim yaptığımız çalışmalara bu durum olumsuz yansıyor. Görüş ayrılıkları elbette ki olacaktır ancak bu görüş ayrılıkları ihale şartnamelerinin hazırlandığı dönemde ortadan kaldırılırsa, sonraki süreç daha sağlıklı işleyecektir. Bu yapılara tersaneler alışınca sonraki projelerde daha rahat sonuca gideceğimiz kanaatindeyim. Biz bundan sonraki projelere elimizden geldiğince daha hazır bir şekilde dahil olacağız ancak karar verme meciinin de maliyeti artırıcı uygulamalardan uzaklaşması herkes için daha hayırlı olacaktır.
Bu zorlu uygulamalara gidilmesinde kurumların geçirdiği soruşturmalarında etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim bu konuda ilgili kurumlarla yaptığımız söyleşilerde değinildi.
Tabii o açıdan bakıldığında onlarda kendilerince haklılar. Bu noktada denetleme yapan kurumların uygulama süreçlerini etkileyecek yaklaşımlardan kaçınması gerektiğini söyleyebiliriz. Mühendislik gerektiren işlerde mühendisin inisiyatif kullanabileceği bir alan olmalı, denetleme yapan yapı bu inisiyatifi yok edici bir tutum sergilerse uygulama yapmakta zorlanırız. Niteliği olanın yetkinliği olması gerekiyor. Nitelikli insanın altına imza attığı işte tacize uğramaması projelerin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlayacaktır.
Eğer kötü bir niyet yoksa hatanın tecrübeye dahil bir durum olduğunu kabul etmek gerekmez mi?
Amaç bir şeyi geliştirmekse ve bildiğim kadarı ile SSM’de Türkiye’de harp sanayini ve yerli özel sanayini geliştirmek maksadı ile kurulduysa, o zaman geliştirmenin doğasında olan hataların normal karşılanması gerekir ve bu doğrultuda da işin nihayetindeki kazanıma bakılır.
Bu anlayışa yavaş yavaş geliyoruz.
Muhakkak gelinecektir ama bu arada bizim gibi firmalar ağzı yananacaktır. Devletinde bunu göz önünde bulundurarak biraz koruyucu ve kollayıcı olması lazım. Aksi taktirde daha önce olduğu gibi yurtdışından hazır alımlarla yola devam edilir. Bunun sonucunda da milli kabiliyetleri geliştirme şansı bulamayız ve dışa bağımlılığımız devam eder.
Gelinen noktada, milli kabiliyetlerimizin gelişimi ile ilgili kazanımlarımız var mı?
Son yıllarda yürütülen projeler çerçevesinde büyük kazanımlarımız oldu.
Be gelişimler sağlanırken bilgi birikiminin devlet kuruluşlarında kalabilmesi için projeleri devlet kuruluşlarına verilmesinin daha doğru olacağı yönünde bir anlayışta var. Siz bu yaklaşımı doğru buluyor musunuz?
Kesinlikle doğru bulmuyorum. Amerika’yı bir daha keşfetmenin manası yok. Özellikle ABD’de bu gibi projelerin tamamını özel sektör kuruluşları hayata geçiriyor. Özel sektörün dinamizminden faydalanılmalı. Özel sektör yurtdışındaki imkanları daha kolay değerlendirebilir.
Yurtdışından talep var mı?
Talep var ve bu talep kabiliyetlerimiz arttıkça daha da artıyor. Hem körfez ülkelerinden hem de kuzey ülkelerinden talep alıyoruz. Kuzey ülkelerinden aldığımız talep bugün itibari ile daha çok sivil amaçlı.
Son dönemde yaşanan gelişmelere baktığımızda milli kabiliyetlerimizle geliştirdiğimiz savunma araçlarına ihtiyacımız olduğu gerçeği ön plana çıktı. Sizin bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin, zorlu bir coğrafyada olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda savunma anlamında kendimizi geliştirmemiz gerekliliği hep olmasına rağmen, son dönemde daha fazla göz önüne gelmesi, bu alandaki eksikliklerimizi gidermemizi sağlayacaktır. Bu doğrultuda uçak gemisi yapabilecek seviyeye gelmemiz oldukça sevindiricidir. Bunlar belli hedefler doğrultusunda kazanımlardır.
Tersaneler proje bazında savunma alanında ortak çalışmalar yapabilir mi?
Yapılabilmeli, daha önce biz sivil alanda yaptığımız çalışmalarda kabiliyetleri doğrultusunda farklı tersanelerle ortak çalışmalar yürüttük. Bu açıdan ortak çalışmanın önünde bir engel yok.
Savunma sanayi projelerini yürütürken alt yüklenicileriniz belirlendi mi?
Belirlendi ve bir plan doğrultusunda çalışmalarımız devam ediyor.
Alt yüklenicilerinizden bahsetmişken, alt yüklenicilerinizden olan Aselsan gibi firmalarla çalışmanın zorlukları ile ilgili bir değerlendirme de almak isteriz.
Aselsan ile tabir yerinde ise güreşçilerde olduğu gibi birbirini test etme yöntemi olan el ense çekme zorluklarını yaşadık, birbirimizi test ettik ve şimdi uyumlu bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Savunma projelerinde yer alan özel sektör kuruluşlarının yaşadığı zorluklardan bahsettik. Bu noktada stratejiyi belirleyen yapıdan beklentilerinizi de öğrenebilir miyiz? Eğer bu projelerin ülkeye bir faydası olmasını istiyorsak, projelerin devamlılığı olması lazım. İnsan kaynaklarının doğru yönelimi ve gelişimin devamı açısından bu yaklaşım önemlidir. Özel sektör, devamlılık noktasında bir güvencesi olursa, çekilen tüm zorluklara rağmen memnuniyetle yoluna devam edecektir.