Okuma-yazma ile birlikte kodlama zorunlu hale getirilmeli
Yarım asırlık geçmişi ile eğitime önemli katkı sağlayan İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, ülkemizin farklı kuşaklarını eğiterek ülke gelişimine önemli katkılar sağlamış. Günümüzde Z kuşağını eğittiklerini belirten İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, eğitim alanındaki gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye’de özel öğretim sektörü 2016’da % 7 seviyesini geçti. Bu konuyla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Bu büyümeye en büyük etken devletin vatandaşa sağladığı teşviktir. Bunun önemli bir rol oynağını düşünüyorum. Son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, özel okul işletmeciliğini artırma ve özel okullarda okuyan öğrenci sayısını artırma yönünde bir hedefi var. Bu hedef doğrultusunda da tabi ki ailelere her yıl belli bir ölçekte sunduğu teşvikle özel okul eğitimi almaya özendiriyor ve ciddi bir ekonomik destek sağlıyor. Bu ebeveynlere yapılan destek ve kolaylıktır. Diğer taraftan da girişimcilere yapılan kolaylıklarda var. Vergi muafiyetleri, ötelemeler ya da sağlanan krediler gibi. Bu ikisi birleşince tabi ki özel okulların pastadaki payı artmış oluyor.
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları hakkında bilgi alabilir miyiz?
İstanbul Kültür Koleji’nin tarihi 1960’a dayanıyor. Türkiye’nin köklü eğitim kurumlarından biri. 2000’li yılların başında Büyükçekmece’de Kültür2000 kampüsü açılıyor. Devamında bir yıl sonra İstanbul Kültür Üniversitesi açılıyor. Bu yıl üniversitenin 20. yılını kutlayacağız. Genel yapımız kolej düzeyinde, Ataköy yerleşkemiz ve Büyükçekmece yerleşkemiz olmak üzere iki büyük kampüsümüz var. Üniversitemizde üç yerleşkeden oluşuyor. Şu anda üniversite ile ilgili dördüncü yerleşkede planlanıyor. Kültür çok büyük bir camia ve yıllardır kendi kültürünü oluşturmuş bir yapıya sahip.
Kampusleriniz Kültür Koleji ve Kültür 2000 diye ayrılıyor. Bunun özel bir nedeni var mı?
Kültür2000’in açıldığı yıllarda milenyum çağına yönelik çocuklar yetiştirme ve kampüsün bulunduğu yerde Alkent 2000 olunca Kültür 2000 markasının yaratılmasına karar verdik. Okulun konsepti çok farklı ve çok farklı dilde eğitim veren bir okul. İtalyanca, Almanca, İngilizce, Amerikalı sanat öğretmenleri gibi birçok unsuru içinde barındırıyor. Aynı zamanda Kültür 2000 Koleji uluslararası bir okul, bakalorya okuludur. Uluslararası çift diploma veren bir okuldur. O yüzden oranın yapısı çok dillilik, yabancı dil üzerinedir.
Okullarınızda uyguladığınız eğitim modelleri hakkında bilgi verir misiniz?
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, yarım asırlık geçmişi boyunca birçok ilke ve başarıya imza attı. Sektörün hep ilklerini gerçekleştirdi. İlk psikolojik danışma ve rehberlik, ölçme değerlendirme birimi, servis bürosu ve test biriminin kurulması bunlardan sadece birkaçıdır.
Son yıllarda ise, bilim ve teknolojik gelişmeleri takip ediyoruz. Şu anda Z Kuşağına eğitim veriyoruz. Z Kuşağı daha önceki kuşaklardan çok daha farklılar, dijitaller. Haliyle bu durum sizin eğitime bakışınızı ve içeriklerinizi güncellemenizi gerektiriyor. Bu noktada biz son iki yıldır inovasyon-bilim-teknik üzerine biraz daha ağırlık veriyoruz. Okullarımızda geçen yıl inovasyon merkezleri kurduk. İnovasyon merkezlerimizin bünyesinde green bagstan dijital tasarım stüdyosuna, internet tabanlı okul radyosundan robotik laboratuarına kadar çok farklı alanlarımız var. Tabii ki sadece bu fiziki ortamları yaratmak değil, bunlarla birlikte alternatif programları, kulüpleri, ders içeriklerini de organize etmek gerekti. İstanbul Kültür Üniversites’inin varlığı bu noktada çok önemli. Eğitim fakültemiz, fen-edebiyat fakültemiz, mimarlık fakültemiz bunların hepsi öğretmen eğitiminde ve bu alanların dizaynında bize danışmanlık yaptılar, bizzat görev alan öğretim üyelerimiz oldu.
Yakın zamanda her iki kampüsümüz de bilim merkezimizi açtık. Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji kampüslerimizde yer alan laboratuvarlarımızı güncelleyerek, bahçemizde yeni alanlar tasarlayarak Bilim Merkezlerimizi oluşturduk. Öğrenciler, bilim merkeziyle deneyimleyerek öğrenecek. Merak, düşünme, yaratıcılık ve girişimcilik kültürünü en küçük yaştan itibaren öğrencilere yaşatabilmeyi ve fen okur yazarı bireyler yetiştirmeyi hedefleyen bilim merkezlerinde mekanik, elektrik, meteoroloji, uzay, basit makineler, çevre ve yaşam döngüsü, sanal gerçeklik gibi tematik, eğlenceli öğrenme ortamları oluşturuldu. Toplam bin 500 metrekarelik alan üzerine kurduğumuz bilim merkezimizde; öğrencilerimizin deneyerek, uygulayarak, yaparak, yaşayarak öğrenmelerini, öğrenme heyecanının keyfini yaşamalarını, içinde bulundukları ortam sayesinde bilime olan ilgi ve meraklarını en üst seviyeye çıkartmalarını sağlamayı amaçlıyoruz.
Bununla birlikte bilim merkezi kapsamında küresel ısınmaya yönelik her iki kampüsümüz de meteoroloji istasyonu kurduk. Küresel ısınma çok önemli bir konu ve dünya küresel ısınma tehdidi ile karşı karşıya, bu durum ülkelerin ve dünyanın ekonomisini değiştirecek çok önemli bir gelişmedir. Baktığınız zaman bu durum inovatif çözümlerde getirebilir. İnovasyonun devamında girişimcilik becerisinin de olması gerekiyor. Kurguladığınız alanlar, dünyanın karşı karşıya kaldığı büyük sorunları çözmede öğrencilerin bu durumlara yönelik yetişmesini sağlıyor. Yani bugün kampüslerimizdeki meteoroloji istasyonlarımızda, öğrencilerimiz 7/24 meteorolojik ölçüm yapabiliyorlar. Aslında burada üst düzey zihinsel becerilerin gelişi var.
Üst düzey zihinsel beceriyi biraz açacak olursak.
Öğrencilerin zihinsel basamaklarını ezberle kalmayan, kavrayan, uygulayan, analiz eden, sentez yapan ve değerlendirerek bu basamakları çıkmasıdır. Üst düzey zihinsel beceri aslında uygulama sonrasında başlıyor. Ülkemizin en büyük problemlerinden bir tanesi teoriyi uygulamaya geçiremememizdir. O yüzden PISA sınavlarından maalesef istemediğimiz sonuçlar çıkıyor. Tabi tek başına bunu böyle açıklamakta doğru değil. Çok farklı parametreler de var. Genel olarak ülkenin eğitim sistemine baktığımız zaman, öğretmenlerimizin ders içeriklerini düzenlerken kullandıkları içerik, seçtikleri öğretim teknikleri ve ölçme araçları üst düzey zihinsel beceriyi kazandıran ve ölçer nitelikte olması lazım. Bunu da ezberci anlayışla ya da salt bilginin öğretilmesiyle gerçekleştirmemiz mümkün değil. Tam tersi deney-gözlem yaparak, yaşayarak, araştırma-sorgulamayla yapılabilecek ders senaryosu gerektiren süreçlerle olacaktır.
Bir taraftan öğretmen eğitimi bir taraftan ortamın hazırlanması bir diğer tarafta da bu işin yayına dönmesini amaçlıyoruz. Önümüzdeki aylarda sektörle paylaşacağımız çocuk ve gençlere yönelik bir inovasyon dergisi hazırlığı içindeyiz. Bu dergide tamamen öğretmelerin yazıları, öğretmenlerin çocuklara atölyeler yaptırması ve Türkiye’nin inovasyon alanında hakikaten söz sahibi kişilerinde danışmanlık verdiği bir yayını hayata geçireceğiz. Eylül ayında inovasyon merkezimizle, bilim merkezimizle ve yayınımızla daha güçlü bireylerin yetişmesi için hazırlıklarımızı tamamlamış olacağız.
Öğrencilerin bilime olan ilgi ve merakı nasıl?
Bilişim ve inovasyon ağırlıklı eğitim sistemimize yönelik çok heyecanlılar diyebilirim.
Öğrencilerin bilime olan ilgi ve merakını üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Ben genelde öğrencilerimiz için “dijital yerliler’’ ifadesini kullanıyorum. Zaten bu çağın içerisinde dünyaya geliyorlar. İki yaşındaki çocukların ellerinde akıllı telefonları görüyoruz. Bunun zararlarını bir tarafa bırakacak olursak, bu teknoloji zihinsel beceri ve psikomotor beceri anlamında da farklılıklar sağlıyor. Haliyle bu çağın içerisindeki bir öğrenciye algoritmik düşünmeyi, kodlamayı ve İngilizceyi öğretmek zorundasınız. Okullar artık okuma-yazma öğretimi ile birlikte birde kodlama öğretiminin zorunlu hale gelmesi gerekiyor. Okuma-yazma öğretimi ile yetinmiyoruz, artık kodlamayı öğreniyorum da ilkokul birinci sınıf hedeflerimizden bir tanesi.
İnovasyon ve bilime yönelik diğer özel okulların yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özel okulların inovasyon ve bilime yönelik yaklaşımı oldukça yoğun, tabi bunlar aynı zamanda şu anda çok da trend konular. Trend olması yapılan çalışmaların köklü olması anlamına gelmiyor. Kültür Koleji olarak bizim bu konuda yıllardır üzerinde durduğumuz konu bilimdir. Yani eğitim bilimlerinin yolunda ilerlemektir. Eğitim bilimleri bize diyor ki, üst düzey zihinsel becerinin geliştirilmesidir. Bugün bunun adı STEM olur MAKER olur yarın bir başka şey olur. Trend isimlerin bir önemi yok. İnovasyon ifadesi hayatımızda yoktu ama artık hepimiz bugün telaffuz ediyoruz. Ama üst düzey zihinsel beceri hep vardı hep var olacak. O yüzden biz eğitimcilerin üstüne düşen şey, tabii ki pozitif bilimlerin ışığında üst düzey zihinsel beceriyi harekete geçirecek öğrenme ortamları ve içerikler yaratmaktır. Bunu bugün teknoloji ile yapıyoruz. Yarın daha ileri bir teknoloji çıkacak ve bizler farklı araçlar kullanacağız. Sonuç olarak buradaki asıl konu üst düzey zihinsel becerilerin kazandırılmasında öğrenme araçları, seçilen öğrenme yöntem teknikleri ve sadece test ile değil alternatif ölçme araçlarıyla ve açık uçlu sorularla çocukların ölçme ve değerlendirmesinin yapılmasıdır.
Öğretmen kadronuzu oluştururken hangi kriterleri gözetiyorsunuz?
Kültür Koleji, öğretmenlere çok önem vermektedir. Çünkü çocuğa dokunan öğretmen ve eğitimin gücü öğretmendedir. Öğretmen kadrosunun gücü de sizin verdiğiniz nitelikli eğitimin yansımasıdır. Biz, öğretmen eğitimini çok önemsiyoruz. Hatta bunun için kurduğumuz ve yıllar içinde bir marka haline gelen KÜGEM (Kültür Eğitim ve Geliştirme Merkezi) var. KÜGEM, kendi içimizde var olan bir yapıdır. Her yıl hem Ağustos ayında hem de okul açıldıktan sonra yıl boyunca öğretmenlerimize KÜGEM eğitimleri yaparız.
Kültür Koleji’nin geleneğinde öğretmen sirkülasyonu yoktur. Öğretmen çok iyi seçilir ve sürekli hizmet içi eğitimle öğretmene yatırım yapılır. Öğretmen çocuğu tanır, aynı şekilde çocuk öğretmeni tanır. Kültür Koleji’nde, ilkokuldan başlayan bir öğrenci liseden mezun olur. İlkokuldaki öğretmeni de o öğrenciyi liseden mezun oluncaya kadar görür.
Okulunuzun yabancı dil eğitimi hakkında bilgi verir misiniz? Yabancı dil, anaokulundan itibaren yoğun olarak devreye giriyor. Anaokullarımızda yarım gün Türkçe yarım gün İngilizce eğitimi yabancı öğretmen eşliğinde veriliyor. Küçük yaşta dil edinimini kolaylaştırıyoruz. Birinci sınıflarımızda12 saatin üzerinde yoğun bir İngilizce eğitimi var. Devamında ikinci yabancı dil devreye giriyor. Beşinci sınıf İngilizce hazırlık sınıfımızda 18 saat İngilizce eğitimi var. Bu açıdan baktığımızda 3 yaştan itibaren Kültür Koleji’nin saç ayaklarından bir tanesi İngilizcedir ve bu konuda çok etkindir. Bununla birlikte Anadolu liselerimiz yabancı dilde eğitim veren liseler statüsündedir.