Özar Endüstri Bölgesi’nde yatırımlar başladı

Yeni yatırımlara ihtiyaç duyulan bir dönemde 09 Mayıs 2019 Tarihli 1039 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ilan edilen Özar Endüstri Bölgesi, kamuoyunda ilgiyle karşılandı. Yaşanan süreci değerlendirmek için bir araya geldiğimiz S.S. Özar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Yavuz ve Yönetim Kurulu Üyesi Fatma Vardar, yaşanan gelişmeler ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

S.S. Özar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi ile ilgili kısa bir değerlendirme alabilir miyiz?

Nazif Yavuz: S.S. Özar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi 1993 yılında kuruldu. Deliklikaya ve Ömerli mahallelerinde, şahıslardan uzun yıllar pazarlık yoluyla satın almalar yaparak araziyi topladık. Bu süreç uzun sürdü, çünkü yaptığımız çalışma gönüllülük esasına dayalıydı. 2011 yılına gelindiğinde 1/1000 uygulama imar planları yapıldı. Süreç içerisinde Teskoop ve Bahçeşehir kooperatifleri ile beraber hareket edildi. Sonuçta Deliklikaya Sanayi Bölgesi ortaya çıktı.

Son süreçte Bahçeşehir Kooperatifi’nin bölgesi ilan edilen endüstri bölgelerinin dışında kaldı.

Nazif Yavuz: Evet, onlar bu uygulamanın dışında kaldı. Bu bölgede Özar ve Teskoop Özel Endüstri Bölgesi olarak ilan edildi. Özar’ın bu bölgede 775 bin metrekare alanda yer alırken bunun 450 bin metrekaresi net sanayi parselidir. Endüstri bölgesi olarak ilan edilen alanımız ise 638 bin metrekaredir.

775 bin metrekare ile 638 bin metrekare arasındaki fark neden oluştu?

Nazif Yavuz: Yavuz Sultan Selim Köprüsü bağlantı yolu tapulu arazimizden geçtiği için bu aradaki fark kamulaştırılacak Kuzey Marmara bağlantı Otoyolu yapımında kullanılacak. Buradan da bölgemize yapılacak gişelerle doğrudan bağlantı kurulacak. Kooperatifimizin 114 parseli var. Ortak sayımızda 150 civarında. Kapalı alan emsalimiz 1.5 tur. Bu oran bodrum ve otopark ile beraber değişebiliyor.

Altyapı ile ilgili çalışmalarınız bitti mi?

Nazif Yavuz: Biz burada devletten hiç yardım almadan altyapının tamamını kendimiz yaptık ve altyapımızı % 98 oranında tamamladık. İmar planımız çıktıktan sonra 7.200 metre yol, 7.450 metre yağmursuyu, 8.510 metre içme suyu, 8.000 metre atık su, 6.000 metre doğalgaz,  8.000 metre haberleşme altyapısı, 4.300 metre AG elektrik, 11.500 metre OG elektrik ve bölgenin içinden geçen 3.000 metre derenin ıslahı gibi çalışmaları tamamladık.

Eğer özel endüstri bölgesi olmasaydık yaptığımız tüm bu yatırımları ayrı ayrı ilgili kurumlara devretmek zorundu kalacaktık. Bu durumda da ileriki dönemde bakım onarım gibi durumlarda ilgili kurumların insafına kalacaktık. Ancak şimdi tüm bakım ve onarımı kendimiz yapabileceğiz. Bu bize hızlı, pratik, verimli hizmet etme şansı verecek.

Altyapıyı modern bir anlayışla planlayıp inşa ettik. Altyapıyı yoldan değil kaldırımın altından geçindik. Dolayısıyla bölgemizde hiçbir zaman yollar kazılmayacak. Kaldırımların kapaklarından hızlıca arızaya müdahale edebileceğiz. Burada vurgulamamız gereken önemli bir husus da elektrik iletimi ile ilgili, biz bölgede TEİAŞ’a 35 bin metrekare bir yer verdik. Buraya TEİAŞ indirici merkez yaptı. Burada elektrik trafolarda kullanılabilir hale getiriliyor. Bu yolla sanayicimiz kaçak kayıp bedeli ödemeden, voltaj dalgalanmaları olmadan, kesintiler olmadan elektriğe ulaşabilecek.

Özel endüstri bölgesi olmak yatırımcıya ne kazandırıyor?

Nazif Yavuz: Ortaklarımız Özel endüstri bölgesi olmasını heyecanla bekliyorlardı. Özel endüstri bölgesi ile ilgili kanun, organize sanayi bölgesi kanunundan farklı bir kanun. Organize sanayi bölgeleri yönetimsel anlamda sorunlar yaşıyor. Özel endüstri bölgeleri organize sanayi bölgelerine göre daha büyük işletmeleri bünyesinde barındırabiliyor. Özel endüstri bölgelerinin imar avantajları var. Bu da yatırımcıyı rahatlatan bir durumdur. Altyapı yatırımlarının devamında yönetiminin biz tarafından yapılması da yatırımcı için önemli bir avantajdır. Bunun yanında Özel endüstri bölgesinin tek elden yönetimi yatırımcının verimliliğini artıracaktır. Buna ilaveten, inşaat ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, işyeri çalışma ruhsatını bakanlıkla koordineli olarak biz vereceğiz. Bu işler belediyelerden çıktı. Dolayısıyla belediyelerin yetkilerini kısmi olarak biz kullanacağız.

Belediyeler bu durumdan memnun olmamıştır.

Nazif Yavuz: Memnun olmadılar.

Sanayicimizin bu konuda ciddi sıkıntıları olduğunu söyleyebiliriz.

Nazif Yavuz: Haklısınız, sanayicinin belediyeler konusunda ciddi sıkıntıları var. Bizim açımızdan baktığımızda hal böyle olmasaydı tüm altyapıyı biz yapmamıza rağmen belediyeler bizden katılım payı ve harç adı altında neredeyse her yatırımcı için ortalama 500 bin TL civarında bir para talep edecekti. Bu rakamların yatırımcının cebinde kalması yatırım maliyetlerini düşürülmesi açısından oldukça önemlidir.

Fatma Vardar: Burada en önemli husus sanayicinin işlerinin hızlandırılmasıdır. Bizim bu noktada bakanlıkla beraber verdiğimiz onaylar sanayicinin işlemlerini hızlandıracaktır. Belediyelerin de bu noktada sanayiciyi gelir kapısı olarak görmemesi gerekiyor. Belediyelerin ülkemiz açısından gerekli olan sanayileşmenin hayata geçirilmesi ve önünün açılması için destek olması gerekiyor.

Yabancı ortağınız var mı?

Nazif Yavuz: Yabancı ortağımız var ve ileride bunun artacağını düşünüyorum. Ortaklarımız yatırımlarına başladı. Bu çerçevede yurtdışı ile yeni sözleşmeler yapıp organizasyonlarını şimdiden büyütmeye başladılar.

Bölgeye verilecek teşvikler var mı?

Nazif Yavuz: Endüstri bölgeleri için özel teşvikler çıkarılabilir. Bugün için bir düzenleme yok ancak Cumhurbaşkanlığı makamının takdiri ile teşvikler çıkarılabilir. Kanunda özel endüstri bölgeleri için teşvikler düzenlenir deniliyor.

Endüstri bölgesi niteliği nasıl olacak?

Biz bölgemizi yeni bir üretim modeli olan Endüstri 4.0’a göre planladık. Bu model ile bölgemizde maliyetleri düşüren, rekabetçi, sürdürülebilirlik avantajıyla istikrarlı yeni bir üretim modelini hayata geçecektir.

Endüstri bölgesi içerisinde çevre ile ilgili bir yatırım düşünülüyor mu?

Nazif Yavuz: Biz bölgemizi doğa dostu Akredite Çevre Sertifikaları almak ve yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmak üzerine kurduk. Planlamamızı bacasız sanayi ve evsel atık üzerine yaptık. Bir arıtma tesisi yapmaya gerek duymadık. Bunu Eşkinoz deresi boyunda İSKİ yapacak. Kimyasal atık konusunda ortaklarımız kendi kapalı alan depolarını yapacaklar ve kimyasal atık tesislerine buradan nakledecekler.

Fatma Vardar: Gelecek ne gösterir bilinmez ancak, biz bölgemizde ÇED raporuna ihtiyaç duymayan firmaların çalışabileceği şekilde planladık. Hemen yanımızda Kanal İstanbul projesi geçecek, dolayısıyla burada baca kirliliği olmayacak firmalar çalışabilecek.

Bu durum size olan ilgiyi azaltır mı?

Fatma Vardar: Azaltmaz aksine nitelikli sanayiyi ve teknolojik üretimi bu bölgeye toplar. Şuandaki ortaklık yapımız bir arıtmayı gerektirmiyor. Gelecek neyi gösterecektir onu bekleyip göreceğiz.

Kanal İstanbul Projesi buraya değer katar mı?

Nazif Yavuz: Kanal İstanbul Projesi’nin geçeceği Sazlıdere Barajı bizim 1 kilometre arkamızdan geçmektedir. Bu çerçevede projenin bizi ilgilendiren tarafı yükleme ve boşaltma limanının içeride yapılacak olmasıdır. Dolayısıyla burada üretilen mamullerin pazara ulaştırılması açısından çok stratejik bir konuma sahibiz. Daha önce söylediğim gibi Avrupa’ya ulaşan karayoluna sıfır çıkışımız var. Bir kilometre ötemizde de yükleme boşaltma limanı olduğu takdirde, gümrüklü mallarınız denizaşırı ülkelere hızlıca gönderilebilir. Bu çok büyük avantajdır. Bunun yanında hemen yanı başımızda demiryolu var ve büyük bir ihtimalle Devlet Demiryolları buraya lojistik merkez kuracak. Bu çerçevede demiryolu, karayolu ve denizyolu bağlantısı olan bir endüstri bölgesi olacağız.

Bölgede farklı kooperatifler olmanıza rağmen beraber altyapı çalışmalarını tamamlayabilmek oldukça zor bir durum olsa gerek. Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Nazif Yavuz: Üç farklı kooperatif olmamıza rağmen iki milyon iki yüz elli bin metrekarelik sahanın projesini bir bütün olarak yaptık. Nitelikli bir çalışmanın ortak hareket ederek meydana çıkarılabileceği gerçeğinden yola çıkarak birlikte çalıştık. Bütün ihalelere beraber çıktık ve projeyi aynı müteahhitte yaptırdık. Bunu da sadece bir centilmenlik anlaşması ile gerçekleştirdik.

Sonuç olarak ve özetle

Projemizin toplam yatırım bedeli 6 milyar Türk Lirasını aşmaktadır. Endüstri Bölgemiz yaratacağı 15.000 yeni istihdamla ülkemizin ve bölgenin istihdam sorununa büyük katkı sağlayacaktır. Bunun yanında; bölgedeki katma değerli ve teknoloji yoğun üretim, ülkemizin ihracatına ve sanayimizin yüksek teknolojili ürün üretme kapasitesine de büyük katkı sağlayacaktır.

Bir bütünün parçalarını üreten sanayiciler kooperatif çatısı altında bir araya gelip güçlerini birleştirerek, ilave ekstra maliyetleri üstlenmeden ortak hedef, ortak akıl, ortak tecrübe ile büyük işler yapabileceklerdir.  Dünyada ticari rekabetin arttığı bu dönemde ülkemizde tasarruf ve sermaye birikimini çoğaltıp kıt kaynakları verimli kullanarak sanayiye ve teknolojiye aktarmak, ihtiyaç olan ara eleman işgücünün eğitim altyapısını da oluşturarak istihdam etmek, üretmek, ihracat yapmak amacıyla Kooperatiflerin de çalıştığını ve başarılı işler yapabildiğini göstermenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Dünyadaki en iyi örnekleri inceleyerek burada çağdaş, vizyoner hizmetleri sunan, Türk Sanayisine örnek teşkil edecek uygulamaları hedef alan bir yönetim sergileyeceğiz ve bunun için azami gayret göstereceğiz.

Bölgede yatırımcıların ihtiyacı olan her türlü hizmeti sunmaya gayret edeceğiz.

TEMMUZ – AĞUSTOS  2019