Paydaşlar bir araya gelip, diyalog ortamı sağlandıkça hızla krize çareler üretilir

Covid 19 salgınıyla birlikte üzerinde durulan en önemli hususlardan biri de şüphesiz gıda üretimi ve tüketimi hususunda beklenen değişimlerdir. İnsanlar toplu halde yaşadığı sürece çapraz bulaşma riskinin her zaman olacağına dikkat çeken OECD-BIAC Gıda ve Tarım Komitesi Başkanı ve Anako Yumurta Ürünleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Metin Akman, belki de Covid 19 ile birlikte alışkanlıklarımızdan vazgeçme zamanının geldiğine dikkat çekerek sorularımızı yanıtladı.

Yaşanan süreç güvenilir gıda ihtiyacını gözler önüne serdi. Bu doğrultuda dünya ölçeğinde ve Türkiye ölçeğinde konuyu değerlendirir misiniz?

Yaşanılan süreç insanları ve tüketicileri daha hassas ve dikkatli düşünmeye yönlendiriyor. Çapraz bulaşma riski hep vardı ve olmaya devam edecek. İnsanlar toplu halde yaşamaya devam ettiği sürece, şehirler büyüdüğü ve tedarik zincirlerinin karmaşıklığı arttığı sürece, çapraz bulaşmanın getireceği risklerde artmaya devam edecektir. Şehre yerleşik insanların doğaya olan özlemi arttıkça, köylerine ve doğaya dönme istekleri, harcama kalıplarında da kendisini buluyor, açık süt satışlarına, organik yumurta alımlarına, köyden lezzetlere, yerel markasız açık ürünleri aldıkça bu özlemlerini gideriyorlar. Covid 19 ile birlikte bu alışkanlıklardan vazgeçme zamanı geldi. Peki ya doğaya ve köye özlem?

Güvenilik gıda ihtiyacı doğrultusunda uluslararası pazar öngörülerinizi alabilir miyiz?

Covid 19 önlemleri tarım ve gıda üretimini nasıl etkileyecek bu ayrıca düşünülmesi gereken bir konu. Tedarik zincirinin her bir aşamasında hassas olarak irdelenmesi gereken bir konudur.  Düşünsenize üretim yapılan bir fabrikada Covid 19 vakası görüldü, ne yapılacak? Çapraz bulaşma riski sadece üretim personeli ile sınırlı değil. Peki üretilen ürünler el değmeden nasıl üretilecek? Üretimi durdurmak zorunda kalırsanız, kim üretim yapacak? İş hukuku açısından personelinize Covid 19 bulaştı, nerede bulaştı? İş kazası mıdır, değil midir? Çok karmaşık ve ele alınması zor bir konu. Yaşayarak göreceğiz. Ümidim düşen talep ile düşen arzın dengelenmesi. Tüm dünya aynı riskle karşı karşıya. Covid in tarım ve gıda zincirindeki etkilerini Ekim ve Kasım aylarında görebiliriz. Dünya ticaretinde de aksamalar bekliyoruz. Panik yok, dersimizi iyi çalışırsak, tarım ülkesi olarak bu krizi aşabiliriz.

Gıda tedarik zincirinin geliştirilmesi hususundaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Gelişim anahtar bir kelimedir. Gelişim olmadan hayat durur. Gıda tedarik zinciri de oluşan şartlara hızla adapte olacak, gelişmeye devam edecektir. Yeni yoktur, değişim ve dönüşüm vardır. Önemli olan değişeni ve dönüşeni okuyabilmek ve gelişmeye devam etmektir. Yaşayarak göreceğiz.

Yaşanan bu süreç sonrasında gıda konusunda tüketici alışkanlığında beklediğiniz değişimi aktarır mısınız?

Tüketici hem çok hassastır, hem unutkan ve affedicidir. Yaşanılacak krizin derinliği hassasiyetleri arttıracaktır. Unutur mu unutmaz mı bilinmez. Tüketiciye bir de yaş grupları açısından bakmak lazım. Yeni trendler, malum- mevcut, bu sosyal demografik yapı olduğu sürece, olan trendler hız kazanacaktır. Trendleri bir anda değiştiremezsiniz. Nedir bu trendler, online satış, sağlıklı yaşam, güvenilir gıda, sürdürülebilirlik kavramları, teknoloji ve dijital dünya. Yaşanılanlar sadece bu trendleri hızlandırır, dönüşüm ve değişim hızlanır, tekrarlamak istiyorum, Yeni yoktur, değişim ve dönüşüm vardır.  

OECD-BIAC Gıda ve Tarım Komitesi Başkanı olarak bu süreçte devletin tarım politikalarıyla ilgili önerilerinizi aktarır mısınız? Türkiye Dünya’nın 7. Büyük tarım ekonomisine sahiptir. Paydaşlar bir araya gelip, sağlıklı diyalog ortamı sağlandıkça hızla krize çareler üretilir. Hatta krizden yeni fırsatlar da yaratılabilir. Önemli olan değişimi ve dönüşümü içselleştirebilmek ve gerekli aksiyonları hızla, ortak akılla alabilmektir. Türkiye’nin bu krizden kuvvetlenerek çıkacağına inanıyorum, yeter ki dayanışma ve birlik içinde olalım. Şimdi politika zamanı değil, sonuçtur önemli olan! MAYIS 2020