Projelere ticari gözle değil ordumuzun ihtiyaçlarının karşılanması gözüyle bakmaktayız

Ülkemiz zor bir dönemden geçerken savunma alanında yapılan üretimler önem kazandı. Bu önem çerçevesinde savunma alanında üretim yapan Samsun Yurt Savunma Genel Müdürü Cahit Utku Aral ile bir araya geldik.

SSM’nin Cumhurbaşkanlığına bağlanmasıyla birlikte bu yıl hem savunma bütçelerinin artması hem de yerli çalışmalarda artış beklenmektedir. Bu açıdan sizin düşüncelerinizi alabilir miyiz?

SSM’nin Cumhurbaşkanlığına bağlanması bizim tarafımızda memnuniyet yaratmıştır. Bilindiği üzere yeni geçiş yapmakta olduğumuz Başkanlık Sistemi ile Cumhurbaşkanlığımız sadece Savunma Sanayii özelinde değil tüm alanlarda daha aktif olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Bilginin ve ihtiyacın toplanmakta olduğu Cumhurbaşkanlığımızın seri karar almak ve uygulamaya geçilmesi açısından katalizör görevi icra edeceği düşüncesindeyiz. En son alınan SSİK kararları da bu çalışmanın uygulamaya dönüşünün bir göstergesidir.

Bugün yönetilmekte olan Zeytin Dalı Operasyonu Türkiye Ordusu’nun ve bu bağlamda Savunma Sanayimizin geliştirmesi gereken ürünleri net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu ihtiyaçların karşılanmasına amacı ile gerekli bütçenin de Savunma Sanayimize aktarılması gerekmektedir. Bu operasyon, 15 Temmuz sürecinden sonra ordumuzun kendini test etmesi açısından büyük önem arz etmekte aynı zamanda da Savunma Sanayimiz de kendini bu operasyon ile test etmektedir. Kullanılan mühimmatın %70 oran ile yerli olması Türkiye açısından muazzam bir gelişim olup, insansız hava araçlarındaki gelişimimiz de kendini bu operasyon ile göstermiştir.   Görüldüğü üzere sahada olmayan tek projemiz Altay Tankı ve Silahlı Hürkuş Projelerimizdir ve umarım en yakın zamanda seri imalat süreçleri başlayacaktır.

Uzun çalışmalar sonrasında bu yıl envantere girmesi beklenen ve seri üretim için farklı modelleri geliştirilen Hürkuş projesiyle ilgili gelinen noktayı alt yüklenici açısından aktarır mısınız?

TUSAŞ’ın büyük emekler ile son aşamaya getirdiği Hürkuş Projemizde, silahlı versiyonunun kullanıma geçmesi ile proje, başka bir aşamaya taşınacaktır.  Havacılık projelerinin hayata geçmesi, uçuşa uygunluk sertifikasyonları ve izinleri sebebi ile kara ve deniz projelerine nazaran daha uzun sürelere ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple bu projeleri değerlendirirken motivasyon kaybetmeden, iradeli bir şekilde proje yönetilmelidir ve aynı sabırla son kullanıcıdan beklenmelidir. Bu tip milli projelerde inancımızı kaybetmeden bu projede çalışan ekiplere olan güvenimizi vurgulayarak, sonuca hedeflenmeliyiz.

Bugün TUSAŞ uçağın silahlandırılması konusunda çalışmalarına başlamıştır ve umarız en yakın zamanda bu süreci tamamlar. Pervaneli uçaklar sınır güvenliği yönetimi açısından jet motorlu uçaklara nazaran daha kullanışlı ve maliyet etkindir. Örnek olarak Suriye’de yönetilen operasyon, Hürkuş ’un silahlı versiyonu envanterde bulunuyor olsa idi platform için mükemmel bir test sahası olacak ve ordumuzun gücüne güç katabilecekti. Fakat bu tip gecikmeler savunma sanayimizde ne ilk ne de son olacaktır.  

SSM ile Airbus havacılık alanında 7 milyar dolarlık iş birliğine giderek yerli üretimi destekleyeceklerini belirttiler. Bu anlaşmaların havacılık sektörüne katkısını aktarır mısınız?

Bizim inancımız, Türkiye Havacılık Sektörü ’nün artık Airbus, Boeing gibi firmalara parça üretimi yapmak yerine ortak platformlar, en azından alt sistemler geliştirmesi yönündedir. Türkiye artık talaşlı imalat yapmak vizyonundan kurtulmalı, sistemi geliştiren, projeleri yöneten konumu kendine hedeflemelidir. Bugün ALP Havacılık bu geçişin en güzel örneğidir ve bizlerin gurur kaynağı olmuştur. Airbus ile yapılan anlaşmanın detayını bilmemekle beraber, umarım iş birliğinin içeriği Türkiye’nin hak ettiği platform seviyesi, en azından alt sistem ürünler yaratmasını sağlayacak bir iş birliğidir.

Samsun Yurt Savunma olarak havacılık alanında yürüttüğünüz projelerle ilgili bilgi verir misiniz?

SYS olarak başlıca üretimimiz ve iş kolumuz olan hafif silah üretiminin yanında havacılık yerine bugün ülkemizin bize ihtiyaç duyduğu Roketsan ile olan işbirliğimize önem vermekteyiz.  Zeytin Dalı Operasyonu sebebi ile ordumuzun mühimmat ihtiyacı artmış, son aşamaya gelen projelerin seri üretime geçme gereksinimi hızlanmıştır. Bugün içerisinde bulunduğumuz Roketsan projeleri 122mm gibi operasyonda en çok kullanılan mühimmatların projeleridir. Şuan ülkemizin içinde bulunduğu durumdan ötürü firmamıza hangi üretimlerde ihtiyaç duyuluyor ise biz de tüm odağımızı ve gücümüzü bu üretimlere yöneltmekteyiz. Türkiye, tarih kitaplarında yer alacak kritik bir dönemden geçmektedir. Bu sebeple Samsun Yurt Savunma olarak projelere ticari gözle değil ordumuzun ihtiyaçlarının karşılanması gözüyle bakmaktayız. Firmamız Türkiye’nin en büyük 25 savunma şirketi içerisinde yer almaktadır ve bugün kendisini nöbetçi ve görevli olarak hissetmektedir.  

Şu anda yapılan Zeytin Dalı Operasyonu’nda en fazla üzerinde durulan konulardan biri de yerli ürünlerin kullanımı oldu. Bu noktada yerli ürün ürüten bir firmamız olarak duygularınızı aktarır mısınız?

Bu operasyonun ülkemiz adına önemine daha önce değinmiştik. Geçmişte Kıbrıs Harekatı’nda ülkemizin yaşadıklarının sonucu olarak bugün Zeytin Dalı Operasyonu’nda %70 oranında yerli mühimmat kullanır konumuna geldik. Zeytin Dalı Operasyonu’nun da Kıbrıs Harekâtı sonucunda olduğu gibi daha fazla yerli üretime yönelme çıktısı olacaktır. Kısaca sonuç ne olursa olsun hem ordumuz hem de sanayimiz bu operasyonun neticesinde kendini tekrar analiz etme imkânı bulacak ve geleceğin ihtiyaçları belirlenecektir. Son 15 yıldır başlatılan ve tamamlanan yerli projelerimiz, bu operasyon ile aktif kullanıma geçmiş ve kullanılan tüm ekipmanlar bu operasyon ile “Combat Proven” (Savaşta Kullanılmış) statüsüne ulaşmıştır. Ordumuzun bu operasyonu başarı ile neticelendirmesi ile kullanılan yerli ürünler tüm dünya tarafından kendi güvenlikleri için tercih edilecek ürünler kategorisine girecektir. Zeytin Dalı Operasyonu sonucu olarak ihtiyaç olan ama yerli olmayan ürünlerin projelerine başlanacak ve kullanılan mevcut ürünlerin de dünyadaki talepleri artacaktır.  

Yerli bir ürün olan Canik markamızın uluslararası arena da geldiği noktayı aktarır mısınız?

Canik 2017 yılını önceki yıllarda olduğu gibi çok hızlı bir büyüme ile tamamlamış ve %50 oranında büyüme gerçekleştirmiştir. Hem SSM ile imzaladığımız Milli Tabanca ve Hava Kuvvetleri Hazır Alım Projeleri hem de ihracat pazarlarındaki taleplerin artmış olması ile 2018 yılındaki büyüme hedefimiz yine %50 oranının üzerindedir. 2017 yılında müşterilerimiz arasına Polonya Polis Kuvvetleri ve Ukrayna Sınır Güvenliği eklenmiş ayrıca tabancalarımız Bangladeş ordusunun standart silahı olmuştur. 2017 yılında başlayan fakat 2018 yılında sonlanacak projeler kapsamında Danimarka Resmi Silahı ihalesinde dünyada son dört firmaya kalınmış ve Filipinlerdeki Polis ihalesinde son aşamaya gelinmiştir. 2018 yılında ayrıca Norveç Anti-Terörizm Birimi ve ABD Federal Sınır Güvenlik ihalelerine katılım sağlanmıştır. Söz konusu projeler 2018 satış hedeflerimiz içerisinde değerlendirilmiyor olup, söz konusu projelerden bir veya bir kaçının gerçekleşmesi bile Firmamızın 2018 hedeflerinin çok üzerinde bir yıl geçirmesini hatta 2019 yılının dahi üretimlerinin garanti altına alınmasını sağlayacaktır. Bilindiği gibi Canik, Türkiye’nin uluslararası platformda en değerli markalarından biridir ve bu başarının devamlılığının sağlanması amacı ile 2018 yılının firmamız adına bir yatırım yılı olması öngörülmektedir. Samsun’da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı aracılığı ile talep ettiğimiz yaklaşık 250 dönümlük arazinin ve Teknopark İstanbul’da talep ettiğimiz arazinin tarafımıza tahsis edilmesi ile beraber yeni inşaat çalışmalarımız başlayacaktır. Söz konusu alt yapı yatırımları firmamız için çok kritik öneme haiz olup, firmamızın geleceğinin vizyonunu çizmemizi sağlayacaktır. Samsun Yurt Savunma olarak bu zamana kadar devletimizden hiçbir destek almadan bugüne ulaştık fakat söz konusu arazilerin tahsisi bizim kendi irademizde olmayıp, sadece devletimizin kararı çerçevesinde gerçekleşebilecektir.  Bu sebeple ilk kez ve kendi kararlarımız ile halledemeyeceğimiz bir hususta devletimizden destek beklemekteyiz.