Savunma sanayinde özgün tasarımlarla yer almak hedeflenmelidir

Savunma sanayinde, ülkemizde kara araçları alanında önemli bir deneyime sahip olan Nurol Makina, uluslararası arenada daha fazla adından söz ettiriyor. Sektörde gelinen nokta ve Nurol Makina’nın gelinen bu noktadaki yeri ile ilgili görüşlerini aldığımız Nurol Makina ve San AŞ Genel Müdürü Engin Aykol, sorularımızı yanıtlarken, ilgilileri ülkemizde gerçekleştirilecek olan İDEF’17’ye davet ediyor. 

Savunma sanayi alanında kara araçları konusunda geldiğimiz noktayı aktarır mısınız?

Ülkemizde, savunma sanayiinde en çok gelişen, sektörlerden birisi kara araçları sektörüdür. Geçmişe baktığımızda 1990’lı yıllarda ülkemizdeki savunma fuarlarında (IDEF) yabancı firmalar platformlarını getirerek sergilerlerdi. Bizde onların platformları üzerinde payloadlarentegre etmeyi düşünürdük. Bu gün, ülkemizin tekerlekli ve paletli araçlar dahil her çeşit zırhlı kara platformunu tasarlama ve üretme seviyesine geldiğini görüyoruz. Bunun en güzel göstergeleri Nurol Makina ve FNSS’dir. Türk firmaları yabancı fuarlara giderek kendi platformlarını sergileme ve kendilerine pazar yaratma yarışındadır. Eskiden bize gelerek, bizimle birlikte kendi lisansları altında araç üretmeyi teklif eden yabancı firmalara bu gün bizimle rekabet etme zorunda kalmışlarıdır. Bu gün ülkemizde muharebe tankı dahi tasarlama kabiliyeti vardır.

Bir yandan milli savunma sanayimizi kurarken diğer yandan, ileri kara araçları platformları seviyesinde tasarım ve üretim kabiliyetine platform seviyesinde.  Kara araçları sektörü savunma sanayimizin özgün tasarımlar yapma ve yerli katkı oranının en üst seviyede kullanımı açısından en gelişmiş sektörüdür. Günümüzde silahlı kuvvetlerimizin ve emniyet güçlerimizin ihtiyaç duyduğu paletli araçlardan tekerlekli araçlara kadar konvansiyonel platformlardan özel platformlara kadar her tür zırhlı aracın tasarımını yapıp, en kısa sürede üretimini yapabilecek konumundadır. Bu konuda kara araçlarının geldiği noktayı gösteren önemli bir diğer gösterge sektörün yapmış olduğu ihracat oranıdır. Ülkemizin platform seviyesi yaptığı ihracatın önemli bir bölümünü kara araçları oluşturmaktadır. Bildiğiniz üzere özellikle FNSS, Suudi Arabistan ve Malezya’ya satışları ile Türkiye’nin ihracat rekorlarını kırmıştır. FNSS bu ülkelere sadece araç satmamakta, o ülkelere teknoloji transferi ile ilgili kara platformlarının üretebilme ve idame edebilmeye yönelik yerel kabiliyetlerin oluşturulmasına yönelik bir eko-sistem oluşturulmasını sağlamaktadır.

Ülkemizin kara araçları alanında Nurol Makina’nın aldığı rolü aktarır mısınız?

Nurol Makina olarak, 2012 yılında, sektörde katma değer yaratmaya yönelik bir strateji çerçevesinde çalışmalarımız başladık. Hedefimiz teknolojide büyümek, segmentinde lider araçlar yapmak. Bu gün bu yolda ilerlediğimizi görüyoruz. 2012 yılında sektörde SSM’nin ana yüklenicisi olarak faaliyet göstermeye başladık. Emniyet güçlerinin artan tehdit karşısında ihtiyaçlarına cevap verecek özgün EJDER TOMA’yı geliştirdik. Bu aracı yaptıktan sonra emniyet güçlerimiz kritik bölgelerde toplumsal olayları daha kolay kontrol altına almaya başladılar. O yılakadar, Nurol Makina’nın 2002 yılında yaptığı TOMA teknolojisini kullanan firmalar baktılar ki bu alanda yeni bir dünya var. Hemen EJDER TOMA özelliklerinde bir aracı, bir firma kendi platformu üzerinde diğerleri ise gene hazır platformları kullanarak, ürettiler. Biz 2014 yılında EJDER YALÇIN 4×4 ZMA’nı Polis Özel Harekat güçlerinin envanterine kazandırdık. Bu araçla operasyon kabiliyetini arttıran emniyet güçleri yeni siparişlere başladılar. Bu alanda da yıllardır 4×4 zırhlı araç yapan firmalar bile hemen Ejder Yalçın sınıfında araçlar üretmeye başladılar, bazı firmalar yurt dışından getirdikleri çözümleri kendi çözümleri olarak sundu. Ülkemiz, Ejder Yalçın ile içinde mayın koruma, yüksek balistik koruma, EYP’ye karşı koruma gibi özellikleri EJDER YALÇIN ile öğrendi. Bu yıl IDEF’de yeni araçlar sergileyeceğiz, eminizki bu araçlarda kendi sınıflarını yaratacak ve diğer firmalar tarafından benzerleri üretilmeye çalışılacak.

Nurol Makina kara araçları sektöründe taktik tekerlekli araçlar üretiminde faaliyet göstermektedir. Bu segmentte  ağırlıklı olarak 4×4 araç ailesi üzerinde çalışmaktayız. Bu kapsamda ağır ve hafif zırhlı araçlar, askeri tip toplumsal olaylara müdahale araçları ürün yelpazemizi oluşturmaktadır. Özellikle Ejder Yalçın isimli Zırhlı Muharebe Aracımız segmentinde beka ve mobilite özellikleri bakımında ülkemizde bulunan en gelişmiş platform olup, muharebe alanında kendisini fazlasıyla kanıtlamış bir araçtır. 2013yılında 11 adet sözleşme başladığımız Ejder Yalçın, bu gün itibarı ile 300’ün üzerinde, Cumhurbaşkanlığı koruması da dahil olmak üzere, kritik bölgelerde, görevlerdedir. Son dört yıl içinde aylık üretim kapasitemizi yaklaşık 5 kat artırdık ama gelen talepler üretim kapasitemizi daha da artırmayı zorunlu kılmaktadır.

6×6 veya 6×4 zırhlı kamyonlar üzerinde müşterilerimize sunduğumuz Zırhlı Personel Taşıyıcı araçlarımız olmakla beraber 6×6 ve 8×8 segmentlerinde ön planda kardeş şirketimiz FNSS yer almakta olup, biz üretim alt yapımız ile bu segmentlerdeFNSS’e destek olmaktayız. Benzer şekilde 4×4 segmentinde FNSS faaliyetlerini Nurol Makina üzerinden planlamaktadır. Nitekim FNSS’in geçtiğimiz sene SSM ile imzalamış olduğu STA projesinde kullanılacak olan taktik tekerlekli aracın gerek tasarımı gerekse seri üretimi Nurol Makina tarafından gerçekleştirilecektir.

Ülkemizde savunma sanayinin gelişimi için bu alana ayrılan kaynağın artırılması ile ilgili bir beklenti söz konusudur. Kara araçları ile ilgili ayrı bir parantez açarsak bu alana aktarılan kaynakların sektörün gelişimi için yeterli düzeyde olduğu söylenilebilir mi?

Kara araçları sektöründe yaşanan gelişme, sektörü çekici hale getirmiştir. Tasarım kabiliyeti olmayan firmaları bile, zırhlı araç üretme çabası içinde görüyoruz. Kabul etmek gerekir ki her alanda bir yerden başlangıç yapılması gerekmektedir ama bu başlangıcın da taklit ederek veya yabancı firmaları ülkemize getirerek lisans altında üretimle değil, yeni konseptlerle özgün tasarımlarla yapılması gerekmektedir.

Ekonomideki kurallar bu sektör içinde geçerlidir. Arz/talep kuralı. Çok açık görülmektedirki, zırhlı araçlar herhangi bir tüketim malzemesi değildir. Bu nedenle sınırlı bir talep söz konusudur. Sektörde üretici sayısı arttıkça rekabet artmaktadır. Genellikle rekabet kaliteyi arttırır ama maalesef ülkemizde rekabet fiyatlara endeksli olduğu için kalitenin düştüğünü, kalitesini düşürmeyen firmaların da ihalelerde başarılı olamadıklarını görüyoruz. İkinci bir konu, platform üretirken, motor, trasnmisyon, süspansiyon sistemi vb, zırhlı araçlar için, alt sistem tasarım ve üretim kabiliyeti gerilerde kalmıştır. Bazı önemli sistemlerde maalesef yabancı kaynaklara bağımlı kalınmaktadır. Nurol Makina olarak tasarım kabiliyetimiz gerektiğinde b-c planları yapabilmemize olanak vermektedir ama keşke her firma platform üreticiliğine soyunacağına, nitelikli alt sistem üreticisi olmaya aday firmaları da sektörde yeter sayıda görebilsek.

Türkiye savunma ihtiyaçları için dünyanın önde gelen harcamalarını yapan ülkelerinden birisidir. Fakat içinde bulunduğumuz jeo-politik konum ve konjonktüre baktığımızda ülkemizin savunma harcamalarını malesef daha da artırması gerektiğini görüyoruz.  NATO üyesi olarak zaten %2 olan GSMH harcama hedefinin altındayız. Ülkemizin komşuları ile yaşamakta olduğu güvenlik ve terör sorunu özelinde baktığmızda kara araçlarının önemi tekrar öne çıkmaktadır. Ülkemizin güvenliğini sağlamak için terörist elementlerin yok edilmesinde hava operasyonları kritik bir rol oynamakla beraber nihai darbeyi vurup güvenliği sağlayan etken kara operasyonu olmaktadır. Dolayısıyla kara operasyonlarının etkinliğini artırma konusunda hem yeni araç teknolojilerine yönelik yatırıma hemde hafif zırhlı araçlardan muharebe tanklarına kadar araç tedariğinin artırılmasına ihtiyaç duymaktayız. Bu konuda altını çizmemiz gereken bir nokta, bu alana yapacağımız her yatırım kara sistemlerimizin etkinliğinin artmasına, iç süreçlerimizin daha etkin hale gelmesine ve ihracat pazarında daha rekabetçi olmamıza neden olacaktır. Dolayısıyla bu alana yapılan yatırımların finansal ve politik güç kapsamında katma değeri yüksek geri dönüşleri olacaktır.

Son dönemde savunma sanayi ile ilgili ihracat çalışmalarının arttırılması hedeflenmektedir. Bu doğrultu da Nurol Makina olarak yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Daha önce  bahsettiğim üzere bir firmanın başarısını belirleyen ana parametre yaptığı ihracat miktarıdır. Bizim araçlarımız her ne kadar kendini Türkiye pazarında fazlasıyla ispatlamış olsada bizim asıl hedefimiz yurt dışı pazarlarda etkin olmak ve global seviyede bir zırhlı araç tedarikçisi konumuna gelmektir. Bu amaç doğrultusunda başta Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere yoğun bir şekilde pazarlama faaliyetleri sürdürmekteyiz. Ürünlerimizin segmenlerinde üst sınıf ürünler olması bizim pazarlama faaliyetlerini yürütmemiz kolaylaştırmaktadır. Şimdiye kadar 10’dan fazla ülkeye muhtelif araçlarımızın ihracatını gerçekleştirdik. 2017 yılı içinde bir kaç adet yüksek adetlerde araç teslimatını içeren ihracat sözleşmesi açıklayacağımızı size müjdeleyebilirim. 

Romanya’da yaptığınız çalışmalar ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Romanya bizim Avrupa’da önem verdiğimiz ülkelerin başında geliyor diyebiliriz. Nitekim Romanya’yı Avrupa’ya açılan bir kapı olarak görüyoruz. Bu doğrultuda Romanya Savunma Bakanlığı’nın 4×4 zırhlı araç ihtiyacına yönelik yaklaşık iki yıldır titiz bir şeklide çalışıyoruz. Söz konusu çalışmaların kapsamı sadece araç satışı değil, Romen firmaların araç modifikasyonu, üretim, montaj ve bakım/onarım süreçlerine dahil olmasını sağlayacak şekilde bir yetkinlik kazandırma projesi şeklindedir. Romen partnerlerimiz ile böylesine derin bir işbirliğine yönelik kapsamlı bir plan oluşturduk ve Romen makamlarının oldukça önemli desteğini görmekteyiz. Bu işbirliğinin devamında kardeş şirketlerimiz Nurol Teknoloki ile zırh üretim tesisi ve FNSS ile 6×6 ve 8×8 araçlar konusunda da işbirlikleri gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz.

2017 yılı İDEF fuarıyla ilgili beklentilerinizi aktarır mısınız?

Her zaman olduğu gibi IDEF’17’in yoğun bir yabancı delegasyon katılımı ile geçeceğini düşünüyoruz. Bu sene IDEF’in bizim için ayrı önemi var çünkü 3 yeni özgün aracımızın lansmanını yapacağız. Bunlardan ikisi zırhlı muharebe aracı birisi zırhlı personel taşıyıcı olacak. IDEF’17’in bizim için bir diğer önemi Ejder Yalçın’ı sadece bizim standımızda değil, başka firmaların standında da sergilenecek olması. Bu konuda burada detay bilgi vermek istemiyoruz, okuyuculara fuarı gezerken sürpriz olmasını tercih ediyorum.

Yapılacak fuarda Nurol Makina hangi ürünleriyle ön plana çıkacaktır?

 Nurol Makina olarak 4 ürünümüzde fuarda yer alacağız. Bunlardan Ejder Yalçın segmentinde efsane olma yolunda ilerleyen bir araç. Fuarda yoğun bir ilgiye maruz kalacağını düşünüyoruz. Bunların dışında lansmanının yapacağımızyeni ürünlerin de en az Ejder Yalçın kadar ses getireceğine inanıyoruz. Bu ürünlerle ilgili bir tanıtımı burada yapmak istemiyorum, bu vesile ile, sizin aracılığınızla, sektörde her kesi şimdiden yapacağımız lansmanlara davet etmek istiyorum.