Siyasi malzeme haline getirilen eleştiriler gerçekleri yansıtmıyor
Dilovası OSB’de çevre yatırımlarına devam ediliyor. OSB’de yapılan çevre yatırımlarının 500 milyon dolar mertebelerine geldiğinin ifade edilmesi oldukça sevindirici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada yapılan eleştirilerin, nedenlerini sorgulamak için bir araya geldiğimiz Dilovası OSB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Türker, zamana yayılarak yapılan yatırımların sonuçlarının alınmaya başladığını ifade ediyor ve bu konuda ortaya atılmaya çalışılan aksi durumun ise siyasi bir malzemeye dönüştüğünü ve gerçekleri yansıtmadığını belirtiyor.
Çevre yatırımlarının yoğunlukta olduğu 2015 yılını geride bıraktık. OSB’de yapılan yatırımlar ile ilgili bilgi verir misiniz?
2015 yılında enerji ve altyapı projelerinin yapımına devam ettik. 2016 yılı sonunda da bu yatırımları tamamlamayı düşünüyoruz. Yeni başladığımız ağaçlandırma çalışmalarına devam ediyoruz. Ağaçlandırma çalışmalarını yaparken ön görünümün daha güzel olması için farklı tür ağaçları kullanıyoruz. Kısmet olursa güzel bir idari bina yapmak istiyoruz. Bu sene onun temelini atacağız. Devamında güzel bir cami projemiz var, onu hayata geçirmek istiyoruz.
Yapılan çalışmalara OSB’deki sanayicilerimiz yeterli desteği veriyorlar mı?
Maddi olarak sanayicimizden aldığımız aidatlarla bu çalışmaları yapıyoruz. Bunun dışında geliştirilen özel projeler var, bu projeler için OSB kasasından para çıkmadan sanayicilerimiz destek verdiler. Örneğin karayollarının gerçekleştirdiği bir kavşak projemiz var. Bu projemiz için sanayicilerimiz büyüklükleri ve yolu kulanım oranına göre kabaca yaptığımız bir hesap üzerinden farklı miktarlarda destek oldular. On altı milyon TL gibi bir parayı toparladık ve kavşağın yapımını sağlıyoruz.
Bu özel proje ile ilgili ufak tefek sorunlarda oldu. Konu ile ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Birinci kavşak projesinde bir sorun çıkmadı. İkinci kavşağı yaparken, sağ olsun yine Valimizin çabaları ile bir araya geldik parayı topladık fakat o sırada kamulaştırmayla ilgili gecikme olunca doğal olarak sanayicilerimizden itirazlar geldi. Sonunda o projeyi de başarı ile sonuçlanmak üzere ve önemli olanda budur.
Son dönemde Polisan, Altıntel, Solventaş gibi firmaların bölgede yaptıkları tanklar ile ilgili bölge halkının ciddi tepkiler ve hukuki süreçler var. Konu ile ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Solventaş’a baktığınızda, firma yıllar önce arazisini satın almış. Zaman içerisinde peyder pey yatırımlarını gerçekleştirmiş ve bu yatırımların bugün ormana yapıldığı ile ilgili bir söylem var. Bu itirazın halkı olduğunu söyleyemem. Ama zamanla bu konu siyasi bir malzeme haline geldi. Birileri de bu malzemeyi kullanıyor. Altıntel ile ilgili bir mahkeme kararı ortaya çıktı. Bu konudaki gelişmeler devam ediyor.
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından Altıntel’e çevre ödülü verildi. Bu kamuoyunda farklı algılamalara neden oluyor.
Altıntel, çevreye zarar vermemek için tedbirler alarak depolama tesisini yapmış. Bunun neticesi olarak da bu tesisin çevreye zararı yoktur diye tespitini yapmışlar. Bu doğrultuda da o tesise doğal olarak ödül verilmiş. Birde olayın farklı bir çerçeveden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin çevreye zarar vermeyecek bir ürünü üreten fabrikanın doğal olarak çevre yatırımları daha az olurken çevreye daha fazla zarar verecek bir ürün ürettiğiniz zaman çevre yatırımlarınızda doğal olarak daha çok oluyor. Bu çerçevede yapılan yatırımların takdir edilmesi örnek teşkil etmesi açısından önemlidir.
Dilovası OSB sonradan organize sanayi bölgesi olduğu için yeni yatırımların yapılabileceği alan bulmak oldukça zor. OSB’de yeni yatırımların yapılabilmesi için yeni yerler açılabilir mi?
Evet, biz sonradan organize sanayi olduğumuz için, yapılan yatırımlar insanların kendi tapulu arazilerine yapılmış ve bugünkü şeklini almıştı. İnsanlar tapulu arazilerine önlerini gördükçe yeni yatırımlar yapacaktır.
Dilovası OSB’den çıkacak firmalardan bahsediliyor. Sizin bu konuda bir bilginiz var mı?
Unilever’in Konya’da bir tesis yaptığını biliyoruz. Ancak Unilever buradaki tesislerini kapatır mı bilemem, çünkü sanayicinin önem verdiği en önemli hususlardan bir pazara yakınlıktır. Bu açıdan bakıldığında en büyük pazarın İstanbul olduğunu düşünürsek, buradan çıkmanın karlı bir düşünce olmadığı kanaatindeyim.
Devletin OSB’lerde emlak vergisinin alınmayacağı yönünde bir çalışması olduğu ifade edildi. Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Yıllarca bunun mücadelesini yaptık ve sonucunu almak üzereyiz. Büyükşehir yasası gereğince insanlar iki kat vergi ödüyorlar. Bizler arazimizin %6’sı oranında vergi ödüyoruz. Hatta bu oranlar daha önce daha da yüksekti ve oranlar aşağıya çekildi. Bu konuda yapılan çalışmalara komisyon üyesi olarak katıldım. Bu çalışmalarda bizim önerimiz OSB’lerde emlak vergisi olmaması yönündeydi. Yapılan çalışmaları takip ettiğimiz kadarı ile şimdi belli sınırlar getirilecekmiş. Buradan da anlaşılacağı üzre tamamı ile kaldırılmayacak.
Asgari ücret ile ilgili getirilen düzenlemeler, bölgedeki sanayicimizi zorlar mı?
Çalışanın ücretlendirilmesi konusunda asıl olan insanın insanca yaşayabileceği oranda bir kazancının olmasıdır. Bana sorarsanız 1300 lira yeterli bir rakam değildir ama eskisine göre daha iyidir. Buradaki asıl sıkıntı, büyük tesislerde yani binlerce çalışanın olduğu tesislerde sadece asgari ücretle çalışan yok. Bu doğrultuda da asgari ücrete yapılacak zam diğer zamları da beraberinde getiriyor. Doğal olarak bu işyerlerindeki en büyük sıkıntı odur. Bu durum işletmecilerin maliyetini artırıyor. Bu sıkıntının ilerleyen dönemlerde ortadan kalkacağı kanaatindeyim.
Bu durum yapılacak yatırımları etkiler mi? Çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. Dediğim gibi zamanla her şey rayına oturacaktır.