Teknolojik ve mühendislik yoğun makineler üreterek ekonomimize katkı sağlarız
32 yıllık tecrübeyi yüksek teknoloi ile bir araya getiren Keramik Makina, 1985 yılından bu yana bilgi birikimini ile inovasyonu bir araya getirerek üretime devam ediyor. Üretim çerçevesinde ilkleri başardıklarını belirten Keramik Makina Sanayi ve Tic AŞ Genel Müdürü Cem Büyükcıngıl, önemli açıklamalarda bulundu.
Keramik Makina hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
Keramik Makina 1985 yılında kuruldu. Kurulma amacı, Türkiye’de üretilmeyen, ithal edilen teknolojik makine ve ekipmanlarını yerli olarak üretmekti. Bu alanda birçok sektöre Türkiye’nin ilk yerli makinelerini üretip, tasarladık. Keramik Makina olarak 1987 yılında Türkiye’nin ilk yarı otomatik palet şirinkleme makinesini ürettik. 2000 yılında Türkiye’nin ilk tam otomatik naylon giydirmeli şirink makinesini ürettik. Devamında 2002 yılında Türkiye’nin ilk otomatik palet çemberleme makinesini ürettik. Özellikle 2005 yılından sonrada genel sektörlere endüstriyel makine ve proses hatları imalatında paletleme, paketleme ve ambalajlama makine ve hatları konusunda uzmanlaşmak için konsantre olduk. Bugün geldiğimiz noktada Keramik Makina, sektörden ve üründen bağımsız olarak hat sonu anahtar teslim çözümler sunar hale geldi. Yani, ürünün üretimden çıkışından itibaren ihtiyaca göre kutuya veya kaba konması, kutunun otomatik olarak açılması, bantlanması, kolilenmesi ve o kolilerin ya da direk ürünün paletin üzerine istiflenmesi, paletlendikten sonrada gerek stok sahasında gerekse sevkiyat esnasında sağlıklı ve stabil şekilde kalabilmesi için çemberlenmesi, streçlenmesi, şirinklenmesi işlemlerinden bir ya da birkaçını uygulayarak son barkod ve etiketlemenin yapılmasıyla sevkiyata veya depolamaya hazır hale getirilmesi işlemlerini yapıyoruz.
Gıdadan, yapı malzemelerine, camdan, mobilya sektörüne ve ahşap sektörüne kadar birçok sektöre hem standart makinelerimizle hem de sektöre ve ürüne yönelik özel hat çözümlerimizle yaklaşık olarak 65 kişilik kadromuzla faaliyette bulunmaktayız. 2012 yılından itibaren de Avrupa’ya başlattığımız ihracat stratejilerimizle, bugün ihracatımızın %80’ini Almanya, İspanya, Fransa ve Hollanda olmak üzere Avrupa ülkelerine gerçekleştirmekteyiz. İleri teknoloji ve yüksek mühendislik gerektiren makine ve hatları ihraç ediyoruz. Bu bağlamda yaklaşık on sene önce dünyanın en büyük robot üreticisi olan Japon Fanuc Robotics’in sistem entegratörü olarak başladığımız robotlu paletleme ve paketleme sistemlerinde bugün onuncu senemizi doldurduk. Robot kullanarak birçok farklı sektöre birçok farklı ürünle paletleme ve paketleme hizmeti vermekteyiz.
Firmanızın sektördeki pazar payı ve konumu hakkında bilgi verir misiniz?
Anahtar teslim paletleme ve paketleme çözümü konusunda yabancı rakiplerimizden sonra pazar payı en büyük firmalarından biriyiz. Çok büyük bir mühendislik kadromuz var. Dolayısıyla teknoloji ve mühendislik konusunda uzman bir ekibimiz var. Doğru çözümü doğru teknoloji ve verimlilik ile bulma konusunda çok ciddi bir tecrübemiz var. Yurtdışında katıldığımız fuarlarla ve bu sene özellikle üç yılda bir yapılan paketleme ve ambalajlama sektörünün en büyük fuarı olan Almanya’daki Interpack fuarına katıldık. Bu fuarla ilgili çok güzel geri dönüşler aldık. Bunun katkısını 2018 ve 2019 yılında daha da fazla göreceğimize inanıyoruz. Bu doğrultuda ciddi anlamda pazar genişletmemiz mevcut diyebilirim.
Yeni üretim tesisinizden bahseder misiniz?
Yeni tesisimiz yaklaşık 3.600 metrekare kapalı alanda faaliyet göstermektedir. Özellikle malzeme depolama konusunda akıllı depolama yatırımlarımız oldu. Boya kalitemizi, çevreye duyarlı boyama teknolojisi yatırımı yaparak gerçekleştirdik. Makinelerimiz için modern bir boyama hattı kurduk. Kalite kontrol sistemimizi otomasyonla entegre hale getirdik. Aynı şekilde stok kontrol yönetimimizi akıllı depoyla entegre ettik. Departmanlarımızı daha fazla büyütme imkânımız oldu. Ar-Ge merkezi çalışmalarında son aşamaya geldik. Büyük bir Ar-Ge merkezi kuruyoruz. Ayrıca organize sanayi bölgesinin içerisinde olmanın verdiği birtakım avantajları da kullanıyoruz.
Orta ve uzun vadeli planlarınız nelerdir?
Özellikle kendi makine ve hatlarımızı endüstri 4.0 ile uyumlu halde, global pazarda rekabetçi bir şekilde çalışmasına yönelik tasarım yapma konusunda çok yoğun çalışmalarımız devam ediyor. Artık geleceğin teknolojisi endüstri 4.0 ile adlandırılıyor. Endüstri 4.0 demek, kendi arasında haberleşen makinelerin yapay zeka kullanarak çok verimli bir şekilde çalışması diyebiliriz. Bunun içerisinde altyapınızın, kullandığınız ekipmanların buna uygun olması lazım. Her şeyden önce maksimum verimlilik ile çalışmaya yönelik tasarlanmış olması lazım. Orta ve uzun vadedeki ana stratejimiz, kendi makine ve hatlarımızla bu doğrultuda yoğunlaşmaktır.
Satış ve pazarlama anlamında Avrupa’daki referanslarımızı çoğaltarak büyümemizi sağlıklı bir şekilde devam ettirmeyi planlıyoruz. Ar-Ge merkezinin bize bu strateji konusunda çok büyük bir avantaj sağlayacağını düşünüyoruz. Her geçen gün ekibimiz daha nitelikli daha vizyon sahibi olma yolunda büyümekte ve gelişmektedir. Ülkemize, ekonomimize katkının ancak teknolojik, katma değerli ve mühendislik yoğun makineler üreterek ve ihraç ederek olacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda da elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Endüstri 4.0 hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Bu konuda gerek endüstri 4.0 tabanlı ekipman üreten firmaların gerek sanayi ve ticaret odalarının gerekse bakanlığın çok ciddi anlamda eğitim ve seminerlerle bunu anlatmaya çalıştığını görüyoruz. Her şeyden önce bu durum mutluluk verici bir gelişmedir. Bunu birçok kitleye duyurabilmek ve anlatabilmek için ciddi anlamda eğitimler ve seminerler veriliyor. Biz kendi derneğimiz olan Ambalaj Makinecileri Derneği(AMD) olarak kendi üyelerimize ve sektöre bunu duyurabilmek için birçok konuşmacı davet ediyoruz. Eğitimler ve seminerler veriyoruz. Ana üst çatımız olan Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu(MAKFED) bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyor. Bu uzun bir yol ama yılmadan bu çalışmayı devam ettirmemiz lazım. Henüz istenilen duyarlılık ve bilgilendirmeye ulaşamamış olsak da, açıkçası çalışmaya devam etmemiz lazım. Çünkü dünyanın geleceği artık endüstri 4.0’da görülmektedir.
Endüstri 4.0 ile ilgili bakanlığın çok ciddi çalışmaları var. Bizim şunu yapmamız gerekiyor. Bugünden itibaren bütün üreticilerin bu konuda çok ciddi bilgi sahibi olup, kendi ürünlerini buna uygun hale getirmesi için çalışması lazım. Ayrıca sadece bu üretici boyutunda yetmiyor. Tüketicilerimizin satın aldıkları ürünlerde verimliliğe ve endüstri 4.0 uyumluluğuna bakarak sorgulamaları gerekiyor. Ülke olarak bunu teşvik etmemiz lazım. Nihayetinde bununda ucu yine Ar-Ge’ye, nitelikli mühendisliğe dayanıyor. Fabrikalarımızın dijitalleşmesi gerekiyor. Özelliklede seri üretim yapan fabrikalarımızın bu doğrultuda ilerlemesi gerekiyor. Endüstri 4.0 bir fabrika bir insan mantığı ile çıkmış bir sistemdir. Dolayısıyla makinelerin kendi aralarında haberleşmeleri, belli birtakım kararları kendi alabilmeleri verimliliğin artmasına ve kapasitenin artmasına yol açacaktır. Bu da sizin hem iç pazarda hem de global pazarda daha rekabetçi olmanızı ve bu rekabetçi olmanızın karşılığında daha fazla pazar payı almanızı sağlayacağı için, bu sistem ülkeyi ayağa kaldıracak bir hamledir. Türkiye’nin bu konuda yorulmadan, vazgeçmeden çalışmaya devam etmesi gerekiyor. İhracatın, düşük teknolojili ürünlerden ziyade daha yüksek teknolojili ürünlerden elde edilmesi endüstri 4.0’ın adapte edilmesiyle olacağına inanıyorum.