THY Yatırım Yönetimi Başkanı Levent Konukcu: THY olarak önceliğimiz yerli üreticilerimizdir
Sivil havacılık alanındaki öncü kuruluşumuz THY, yaptığı yatırımlarla kendini geliştirmeye devam ediyor. Uluslararası rekabetin yoğun yaşandığı bir alanda atılması gereken adımlar ile ilgili görüşlerini aldığımız THY Yatırım Yönetimi Başkanı Levent Konukcu sorularımızı yanıtladı.
Sivil Havacılık alanındaki üretim ile ilgili genel bir değerlendirme yapmanızı istesek. Neler aktarmak istersiniz?
Havacılık alanında üretim ile ilgili dünyanın en büyük firmalarına baktığınızda, karşınıza Boeing ve Airbus firmaları çıkar. Bunlar sivil havacılık alanında üretim yaptıkları gibi askeri alanda da üretim yapmaktadırlar. Bu firmalar devletlerin verdiği işlerle yüksek karlılık oranlarını koruyarak kendilerini geliştiriyorlar. Bu nedenle bu alanda üretim yapacak diğer firmaların da devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Özellikle askeri alan için yapılan yatırımlar ve kurulan altyapı sivil havacılık alanında da aktif hale geldiğinde, ilk yatırım maliyetleri azalmış oluyor. Bu da firmaların finansal anlamda daha güçlü olmalarını sağlıyor. Bu çerçevede Savunma Sanayii Müsteşarlığımız’ın ihtiyaçlarını yerli kaynaklardan giderme çabası çok değerlidir ve sivil havacılık alanında yatırım yapan firmalarımızın gelişmesine katkı sağlayacaktır. Zaman içerisinde askeri alanda yakalanan başarıların sivil alana da yöneleceğini ve sivil havacılık alanındaki üretimin de gelişeceğini düşünüyorum.
Bu alanda üretim yapmak, standartların da önemli ölçüde yükseltilmesi ile mümkün olabiliyor. Bu çerçevede yapılan üretimin sertifikalandırılması ise güç bir süreci beraberinde getiriyor. Bu durum firmalarımızın gözünü korkutuyor. Bu korkuyu aşmak çok mu zor?
Aslında konu zor olmaktan çok, sabırlı, disiplinli ve planlı bir şekilde işinizi yürütmeniz ile ilgili bir durum. Aldığınız sertifika tüm üretim sürecinizin belli bir disiplin altında yürütülmesi gerektiği anlamına geliyor ve bu durumun şirketinize ilave maliyetleri olabiliyor. Havacılık alanında üretilen ürünlerin en önemli özelliği sürümünün düşük olmasıdır. Bu nedenle maliyetleriniz arttığı için bu alanda kendinizi geliştirmeniz zor hale geliyor. Piyasada iki firma varken bir üçüncü firmanın piyasaya girmesi zorlaşıyor ve firmaların bu alanda hareket etmeleri yönündeki motivasyonu azalıyor diyebiliriz. Ancak kabin içi ürünlerin bir fırsat oluşturduğu kanaatindeyim. Koltuk, mutfak ürünleri, halı gibi ürünlerdeki sertifikasyon süreçlerinin uçağın diğer temel donanımlarına nazaran daha kolay olmasının firmalarımız için iyi bir fırsat oluşturduğunu düşünmekteyim. Bu çerçevede yaptığımız ürünlerde önemli başarılar elde ettiğimizi söyleyebilirim.
Siz bu alanda yapılan ihalelerde önemli tecrübeler edinmiş biri olarak yerli firmalarımızın ihalelere katılıyor olması ile ilgili gözlemlerinizi aktarır mısınız?
Yaklaşık on – on iki yıllık tecrübeme dayanarak, yerli firmalar ihalelere girdiği zaman yurt dışındaki firmaların fiyatlarını aşırı düşürdüğüne tanık oldum. Bu noktada mevcut firmaların sektöre yeni bir oyuncu girmemesi için ortaya koydukları çabalara şahit oldum. Bu firmalar, yerli firmaların THY’ye mal satamaması durumunda yurt dışında da mal satamayacaklarını düşünerek hareket etmektedirler. Bu durumun firmalarımızın önünü kesmeyeceği ve yeni fikirlerle maliyetlerini düşürerek yurtdışında da kendilerine yer bulacağı kanaatindeyim.
THY olarak bu alanda yeni firmalarımıza destek oluyor musunuz?
Şirket politikası olarak yerli firmalarımıza elimizden gelen desteği sağlamaya çalışıyoruz. Bu alana dahil olmak isteyen firmalarımız iki farklı durumla karşılaşacaktır. Birinci durum yeni bir uçak alınması, diğeri ise varolan uçaklarımızın modifiye edilmesidir. Birinci durumda firmalarımız Boeing ve Airbus gibi firmaların üretim bantlarına ürünlerini verecekleri için bu firmaların üretim süreçlerine adapte olmaları gerekiyor. Bu süreçte THY olarak uçak üreticisi firma ile tüm iletişimi sağlıyoruz, firmaların o üretim bandına kendilerini adapte edebilmeleri için gerekli desteği veriyoruz. Bu adaptasyonu sağladıkları sürece bizim için öncelik yerli üreticidir. Diğer yandan yıpranan ürünlerin değişimi noktasında ise yine gerekli sertifikaları olan firmalarımızdan bu ürünleri temin ediyoruz.
Havacılık alanında rekabetin kıyasıya devam ettiği düşünülürse, uçak içinde sunulan hizmetlerinizin kalitesi, müşteri memnuniyeti ve dolayısıyla müşteri sadakatini beraberinde getiriyor. Bu açıdan bakıldığında da yerli üretimin önemi büyük diyebilir miyiz?
Elbette, yolcuya sunulan hizmetler önemli ve bu hizmetlerimizi yenilememiz ve geliştirmemiz ise ayrıca önem taşıyor. Eğer yenilemezseniz tabiri caizse bulunduğunuz ligden düşüyorsunuz. Yenilediğiniz zaman ise büyük maliyetlerle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bu çerçevede sizin kurmuş olduğunuz firmalar elinizi güçlendirmiş oluyor. Bu durum daha uygun maliyetlerle bu yenilikleri uygulamamızı ve devamında ise THY’nin daha rekabetçi bir pozisyon almasını sağlıyor.
Yabancı bir firma ile çalıştığınızda durum nasıl?
Yabancı bir firma ile çalıştığımızda oradaki mühendislik maliyetlerinin yüksekliği bize yansıtılacağı için rekabet gücümüzü zayıflatmaktadır. Özellikle standart bir ürün almayıp da özel bir şey istediğimizde bu oranlar daha da yükseliyor. Kendi mühendislik gücümüzü ortaya koymamız her açıdan faydalı olmaktadır.
Mühendislik gücümüzün artmasına en güzel örnek herhalde Havelsan ile yaptığınız çalışma olacaktır. Üretilen simülatörler bugün yurtdışı pazarlarda da Havelsan’ın kendisini göstermesini sağladı.
Elbette, hem Havelsan’ın gelişimi ile ilgili yol alındı hem de biz o dönem yapılan ihalelere bakıldığında, fiyatların inanılmaz derecede aşağılara çekilmesine tanıklık ettik. Yerli firmamızın rekabete katılmasının direkt faydasını görmüş olduk.
Simülatörlerin faaliyete geçmesi ile ilgili geri sayım başladı mı?
Tam olarak bir tarih veremesem de birkaç ay içerisinde açılışı yapacağımızı düşünüyorum. Şuan itibari ile 18 tane simülatör koyulabilecek bir alan oluşturuldu. Şimdi bunun dördü kuruluyor. Önümüzdeki dönemde de kalan kapasitenin doldurulacağını söyleyebilirim. İleride bu kapasitenin uygun işbirlikleri ile artırılması için çalışmalara da şimdiden başladık. Bu konuda İstanbul’un bir cazibe merkezi olabileceğini düşünüyoruz.
Yerli uçak üretimi ile ilgili girişimler var. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Bu konu hakkında atılacak adımlar sektörün gelişmesi açısından oldukça önemli. Eğer 2023 hedeflerine ulaşılmak isteniyorsa havacılık alanında belli bir noktaya gelmemiz gerekiyor. Havacılık sektöründe ileri teknolojiyi geliştirmek istiyorsanız, sivil havacılık var olmanız gereken bir sektördür ve bu alanda elde edilecek ilerleme diğer sektörlerin de gelişimine olanak sağlayacaktır. Doğal olarak bu da kişi başına düşen milli gelirimizin artmasına destek olacaktır. Yapılan çalışmalara göre koltuk kapasitesi daha düşük bir uçak üretilmeye çalışılıyor. Bu anlamda pazarda bir boşluğun olduğunu düşünüyorum.
İstanbul Yeni Havalimanı ile ilgili önemli beklentiler var, sizin bu konuda düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Açıkçası biz İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılmasını iple çekiyoruz. O bölgenin bir cazibe merkezi olacağını düşünüyoruz. Dünyada birçok havalimanı var ve bu havalimanlarının gelirlerinin büyük bölümü hava tarafından elde edilir, kara tarafından elde edilen gelirler daha azdır. Bazı havalimanları ise bunu tersine çevirip, kara tarafından elde edilen gelirlerinin daha fazla olmasını sağlamıştır. Bu anlamda ben İstanbul Yeni Havalimanı’nın da kara tarafından gelir elde etme noktasında öne çıkacağını düşünüyorum. Özellikle Uzakdoğu’dan Avrupa’ya yapılan seyahatlerde İstanbul çok önemli bir aktarma noktasıdır. Bu çerçevede bu havalimanını birçok havayolu şirketinin tercih edeceğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra bu havalimanının havacılık teknolojilerinin gelişimine ciddi katkıları olacağı kanısındayım. Havalimanının gelişimine paralel olarak bu bölgede bir takım yerli ve yabancı yatırımların olacağını düşünüyorum.
Son dönemde Afrika pazarından çokça bahsediliyor. THY Afrika’da önemli noktalara uçuşlar gerçekleştiriyor. Bu bölgede doluluk oranları istenilen düzeyde mi?
Biz Afrika pazarından çok memnunuz. Afrika pazarı 2006 yılından itibaren girdiğimiz ve son yıllarda büyüdüğümüz bir pazar. Şu anda Afrika’da 40’ın üzerinde noktaya uçuş gerçekleştiriyoruz. On yıllık süre içerisinde yakaladığımız büyüme bizi memnun ediyor. Afrika bizim için çok önemli bir adımdı. Uçuşlara ilk başladığımız dönemde lokal yolcu talebinin yeterli olmayacağını biliyorduk. O nedenle Avrupa’dan gelen transit yolcuları da hedefleyerek, daha küçük uçaklarla transit taşımacılık üzerine odaklandık. Riskleri minimize ederek adımlarımızı attık ve geldiğimiz nokta oldukça sevindirici bir düzeyde.