Torkam İnşaat Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile 100 bin konut üretimi anlaşmasını imzaladı
Torkam İnşaat’ın Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde imzaladığı konut projesi Türk müteahhitlik sektörü açısından yeni bir model olabilir. Yapılacak konutların finansmanı için ülkedeki bazı maden sahalarının işletmesinin Torkam İnşaat’a devredildiği model ile ilgili bilgi aldığımız Torkam İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Dereli, sorularımızı yanıtladı.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile önemli bir konut anlaşması imzaladınız. Yapacağınız çalışma ile ilgili bilgi verir misiniz?
Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile 100 bin konut üretimi anlaşması imzalandı. Toplamda üç tane anlaşma yaptık. Toplam 100 bin konut, bunun içerisinde sosyal konut üretimi ve başkentte nitelikle karma konut projesi var. Bölgenin en yüksek katlı binası, alışveriş merkezi ve ofislerden oluşan karma bir proje olacak. Diğer yandan da maden anlaşması yaptık. Devlete ait olan bazı maden sahalarının işletmesi bize devredilecek ve buradan elde edilen gelir de sosyal konut yapımında kullanılacak.
Torkam olarak biz Demokratik Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı önderliğinde üç ayrı bakanlıkla bu sözleşmeleri imzaladık. Bu anlaşma kapsamında oluşacak finansal tutar 7.8 milyar Dolar’dır. Biz bu projeleri hayata geçirdiğimiz zaman Türk müteahhitlik sektörü olarak bölgede önemli bir sınavdan geçmiş olacağız. Şuanda Cezayir’de 15 tane Türk şirketi toplamda 120 bin konut yapıyoruz. Bu açıdan bakıldığında çok önemli bir anlaşmadır. Ayrıca Demokratik Kongo Cumhuriyeti madencilik açısından da önemli bir ülkedir. Dünya kobalt ihtiyacının %60’ını tek başına karşılayan bir ülkedir. Bu çerçevede bakıldığında çok önemli bir adım attık. Şuanda Afrika’da 10 milyon konut açığı bulunmaktadır. Bu konutlarla ilgili finansman sorunu yaşıyorlar, bizim yaptığımız anlaşma ile finansal modeli oluşturmuş olduk. Orada devletin tasarrufunda bulunan madenleri bizler işleterek finansal sorunu çözebiliriz. Bugün Demokratik Kongo Cumhuriyet’inde çok iyi su kaynakları var fakat ülkede halk susuzluk çekiyor. Çünkü suyu dağıtacak alt yapıları yok. Şebeke yok, alt yapıları yok, barajları olmadıkları için elektrik sorunu yaşıyorlar. Dolayısıyla bu tür anlaşmalarla madenlerini ekonomiye kazandırarak kendi sorunlarını çözebilirler.
Türk müteahhitler daha öncesinde böyle bir anlaşma hiç imzaladı mı?
Böyle bir anlaşma ilk defa imzalanıyor.
Yapılan bu anlaşma ile ilgili hükümetten beklentiniz var mı? Devletlerarasında da anlaşma yapılması gerekiyor mu?
Türkiye yapısı gereği yurt dışı temsilcileriyle Türk yatırımcılarının ve müteahhitlerin hizmetindedir zaten. Biz tabi bağımsız olarak bu anlaşmayı yaptık. Fakat tüm gelişmelerden ilgili makamlara bilgi veriyoruz.
Afrika ülkelerinde sürekli askeri müdahale görülüyor ve yönetimler değişerek anlaşmalar tanınmıyor. Bu açıdan baktığınızda siz finans bulabilecek misiniz?
Doğru. Fakat Kongo Cumhuriyeti açısından 2012 yılı sonrasında bu olaylar artık eskide kaldı. 2019 yılında seçimler yapıldı ve yeni seçile Cumhurbaşkanı da, kabinesi de kalkınma için bu tür söylemlerin önüne geçmek istiyorlar. Ayrıca işleteceğimiz madenlerde araştırması yapılmış olan ve işletmeye hazır madenlerdir. Bunun dışında 60’a yakın maden şuanda işletiliyor. Bunlarda dünya tarafından kabul edilmiş maden işletmeleridir. Ekonomik dinamikler içinde bir sorun görünmüyor.
Kongo Cumhuriyeti dışında yaptığınız çalışmalar var mı?
Kongo dışında Almanya’daki çalışmalarımız devam ediyor. Onun dışında Cezayir’deki çalışmalar sürüyor. Cezayir’de 6000 bin konut teslim edeceğiz, ayrıca otel projelerimiz devam ediyor. Biz herhangi bir ülkede sistemi oluşturduktan sonra başka ülkelere yöneliyoruz, şuanda bu ülkelere yoğunlaştık fakat ilerleyen süreçte yeni ülkeleri katabiliriz. Kongo Cumhuriyeti’nde oluşturulan bu modeli geliştirmemiz doğrultusunda ülkemize ciddi bir katma değer oluşturacaktır. Müteahhitlik sektörü açısından yurt dışından önemli bir kaynağı buraya getirmiş olacağız. Aynı zamanda inşaat malzemeleri ihracatı yapmış olacağız. Yine Türkiye’den işçileri oraya götürmüş olacağız.
Cezayir’de de seçim oldu, yeni Cumhurbaşkanı seçildi. Yeni yönetimin ekonomiye yaklaşımını aktarır mısınız?
Cezayir’deki yeni yönetim reformlar yapıyor, son derece memnuniyet verici gelişmeler var. Cezayir’de üretimin artması, turizmin gelişmesi ve alt yapının iyileştirilmesi anlamında yeni bir dönem başlıyor. Bu açıdan yeni yönetimden memnunuz.
Pandemi süreci sizleri nasıl etkiledi?
Pandemi süreci işlerimizi biraz yavaşlattı fakat biz yasal mevzuatın izin verdiği ölçüde çalışmalarımızı yaptık. Bize tek zararı işleri biraz yavaşlatarak ilerlemek oldu. Bu dönemde dünyada ekonomi yavaşladı. Gelişmiş ülkelerde biraz daha fazla yavaşladı. Pandemi sürecinin bitmesiyle birlikte ben ekonominin hızla büyüyeceğini düşünüyorum. Talep konusunda bir patlama olacaktır. Türkiye’de pandemi süreci sonrasında dünyada büyüyebilecek ilk beş ülkeden biri olarak görülüyor.
Torkam olarak Türkiye’deki çalışmalarınızı aktarır mısınız?
Türkiye’de 3 tane projemiz bulunuyordu. Bunlardan bir tanesini teslim ettik, diğeri de Şubat 2021 tarihinde teslim edeceğiz. Üçüncü projemizi de Haziran 2021 tarihinde teslim etmeyi planlıyoruz. Yeni projeler oluşturmak istiyoruz. Konut ve ticari projeler yapmak istiyoruz.
Bu yıl gayrimenkul açısından faizlerin düşüşü önemli etki yaptı, sizin gözlemleriniz nelerdir? Bu yıl gayrimenkul sektöründe son on yılın rekoru kırıldı. 2017 yılında bir milyon dört yüz yedi bindi, bu yıl bir milyon beş yüz bini bulacağız. Pandemiye rağmen böyle bir rekorun kırılması Türkiye’nin konut sektöründe ciddi bir dinamik ve ekonomide lokomotif sektör olduğunu gösterdi. OCAK2021