Türkiye’de de bireysel silahlanmanın önünü açmak gerektiğine inanıyorum
Savunma sanayi ve turizm alanlarında yatırımları ile dikkat çeken Uluer Group, pandemi döneminde de yatırımlarına devam ediyor. Bu zorlu süreçte yaptıkları çalışmalar ile ilgili bilgi aldığımız Uluer Group Yönetim Kurulu Başkanı Halil Uluer, sorularımızı yanıtladı.
Savunma sanayinde Türkiye’nin geldiği noktayı aktarır mısınız?
Türkiye 20 yıl önce hiçbir şey üretemez iken bugün savunma sanayinin çok ciddi oranlarda millileştiği ve ciddi yatırımların yapıldığını memnuniyetle gözlemliyoruz. Savunma sanayi de rahmetli Özal’ın deyimiyle çağ atladı. Hafif silahların hepsi Türkiye’de üretiliyor, insansız hava araçlarını üretiyor. Artık dünyada savaşın şekli ve yöntemi değişti. Savaşlarda en önemli güç ordu gücü, kara gücü ve ellerindeki silahlar şeklinde ifade ediliyordu. Ordunuzun kaç tane tankı var deniliyordu. 30-40 milyon Dolar vermenize rağmen bu tankları alamıyordunuz. Artık tankların hiç olduğu, orduların tek başına yetmediği yeni bir savaş modeli ortaya çıktı ve burada insansız hava araçları bütün stratejileri değiştirdi. 30 milyon Dolara tank alıyorsunuz, havadan gelen bir kuş bu tankı yok ediyor. Azerbaycan’da yaşanan savaş bu durumu net bir şekilde dünyaya gösterdi. Bunun dışında da ordunuzun tecrübesi ve savaş kabiliyetleri ön plana çıkmaya başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 40 yıldır terör örgütüne operasyonlar yaptığı için, Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatı, özel timlerimiz savaş konusunda Türkiye her zaman hazırdır. Dolayısıyla bizim askerimiz ve polisimiz sürekli operasyonlara gittiği için yerli silahları kullanıp kendi ihtiyaçlarını sektöre iletiyorlar, ellerindeki silahların eksik yanlarını ifade ediyorlar. Silah sanayi için en büyük Ar-Ge sahada kullanılıp eksikleri bilmektir. Bu açıdan sektör sürekli gelişiyor ve daha teknolojik silahlar üretmeye başlıyor. Bu açıdan Türkiye dünden daha güçlü ve yarın daha da güçlü olacaktır. Uluer olarak biz devletten hiçbir teşvik veya ihale almadık. Kendi imkanlarımızla silahlarımızı geliştiriyoruz. Ama teşvik alan firmalarımızda yatırım yapıyor. Cumhurbaşkanımız savunma sanayinin millileşmesi için gece gündüz çalışıyor. Birçok projeyi yakından takip ediyor. Daha öncesinde böyle şeylere Türkiye alışık değildi. Şuanda ise cumhurbaşkanının kontrolünde projeler yürütüyor.
Yerli silah sanayinin gelişmesi adına Savunma Sanayi Başkanlığı proje ve ihaleler gerçekleştiriyor. Uluer Group olarak siz bu çalışmalara katılmıyor musunuz?
Şuanda biz yeni bir fabrika yatırımı yapıyoruz. Kendi silahımızı üretiyoruz fakat kapasitemizi istediğimiz seviyelere getirmek için yeni yatırımlara hız veriyoruz. Dünyadaki silah sanayide olan gelişmeleri takip ediyoruz, fuarları tek tek geziyoruz. Şuanda ürettiğimiz silahları ABD’de, Asya’da veya Afrika’da kullanılıyor. Birçok ülkeye de teklifler veriyoruz. Şuanda bizim silahlarımız Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde bulunmuyor. Ama görüşmelerimiz devam ediyor. Yurt dışına ihraç ağırlıklı çalıştığımız için kendi ordumuza ürettiğimiz silahları tanıtamadık.
2020 yılında ABD’de özellikle hafif silah satışlarında ciddi bir artış olduğu belirtiliyor. Bu konuda sizin gözlemlerinizi alabilir miyiz?
Öncelikle silah satışında ABD her zaman dünyanın en büyük pazarıdır. Türkiye’de marketten deterjan alır gibi ABD’den silah alabiliyorsunuz. Bireysel silahlanma ABD’de çok rahat oluyor. Pandemi sürecinde ve ABD’deki seçim sürecinde insanlar çok tedirgin oldu ve silah alımına yöneldi. Amerika’da yarım saat elektrik kesintisi yaşansa hemen yağma olabiliyor. Amerika’nın alt yapısı buna müsait bir ülke. Dolasıyla 2020 yılında ABD pazarında silah satışlarının böyle artışının nedeni pandeminin uzun sürmesi, seçimlerdeki karışıklık ve ekonomik düzenin bozulmasıdır. İnsanlar iç karşılıklılık olacak silahımız olsun diye aldılar. ABD’de ortalama bir kişide 20 tane silah zaten oluyor. Amerika’nın bireysel silahlanması çok farklıdır. Bu açıdan Türkiye’de de bireysel silahlanmanın önünü açmak gerektiğine inanıyorum. 15 Temmuz gibi bir hain girişime maruz kaldık, insanların milli askerin ve polisinin yanında durmasıyla bu saldırıya karşı durduk. Bu nedenle bireysel silahlanmanın önemini anlamak için 15 Temmuz’a bakmak gerekir. Umarım bu durumu bir daha yaşamayız. Askerimizin güçlü olması gerekiyor dışarıdaki düşmana karşı, polisimizin daha fazla güçlü olması gerekiyor içerdeki düşmana karşı, halkın da bireysel silahlanması gerekiyor. Burada ruhsatlı silah alan insanların daha dikkatli hareket ettiğini belirtebilirim. Bir av tüfeği ne yapacak demeyin, bir av tüfeği ülkeyi kurtarabilir. Dolayısıyla bireysel silahlanma çok önemlidir.
Türkiye’de maalesef kadın cinayetleri veya en ufak olayda silahlı öldürmeler gerçekleşiyor. Bu açıdan bireysel silahlanmayı arttırmak için bilinçli davranmak gerekmiyor mu?
Ben Amerika gibi olalım demiyorum. Ama insanların ruhsatlı silah alınmasının önünü açmak gerekiyor. Devlet burada kuralları oluşturabilir. Devleti devlet yapan içindeki halktır, halk ne kadar güçlü ise devletinizde o kadar güçlüdür. Azerbaycan kendi topraklarını almak için savaşa girdi ne oldu, Türkiye onların yanında durdu. Oradaki savaşta en büyük kahramanlık yine bize aittir. Bayraktar’ın yaptığı silahların gücünü orada gördük. Türkiye ne kadar güçlü ise Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan veya Kuzey Kıbrıs o kadar güçlüdür.
Sayın Devlet Bahçeli Azerbaycan savaşında Türk devletlerinin yanımızda olmadığına dikkat çekti. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Ben Kazakistan fahri konsolosuyum. Kazakistan hiçbir zaman ben bir devletin arkasındayım demez. Türkiye, Rus uçağını düşürdüğünde Nazarbayev araya girmeseydi Ruslarla ilişkilerimiz bugün böyle olamazdı. Ruslarla bizim sorunumuz devam etseydi Azerbaycan bu başarıyı sağlayamazdı. Rusya ile Çin ile böyle sınırları olan Kazakistan var, dünya gerçekleri var dolayısıyla oturdukları yerlerden ahkam kesmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Bahçeli’yi kastetmiyorum, söylediklerinin de doğru olduğunu düşünüyorum. Ama Nazarbayev’in büyük devlet adamı olması, Rusya’yı tanıması sorunları çözdürdü.
Kazakistan FETÖ konusunda da Türkiye’ye destek olduklarını belirttiler. Bugün FETÖ, Kazakistan’da kaldı mı?
FETÖ artıklarının dünyanın her yerinde kaldığı bir gerçektir. Fakat Kazakistan’ın Türkiye ile kardeşliği devam ediyor. Kazakistan bir Türk devletidir. Dolayısıyla ticaretimiz, siyasi ilişkilerimiz devam ediyor. Kazaklar samimi ve dost insanlardır.
Uluer Gruop olarak ABD pazarının dışında hangi ülkelerde satış yapıyorsunuz?
Biz Afrika’da varız, Asya’da varız. Avrupa’da olmak için görüşmeler devam ediyor. Bu ülkelerde kamuya silah satıyoruz, bireysel kişilere silah satmıyoruz. Asker veya polis teşkilatlarına ürün veriyoruz. Yıllık 100 bin adet silah satışımız bulunuyor. Bu rakamı arttırmak için yeni fabrika kurma çalışmalarımız var. Sattığımız silahların hepsini biz üretmiyoruz, dışarıdan alıp sattığımız silahlarda var. Çünkü talep edilen her silahı üretemeyiz, zaten dünyada da öyle bir fabrika yok. Mühimmat alıp satıyoruz veya bizden istenen özellikle silahlar var ise onları alıp sattığımız oluyor.
Savunma sanayi dışında turizm yatırımlarınız var. Oradaki çalışmalarınızı aktarır mısınız?
Turizm hassas ve ulaşım sektörünün ayağına bağlı bir sektördür. İnsanlar bir yıldır seyahat edemiyor. Dolayısıyla turizm sektörü şuanda büyük bir sıkıntı yaşıyor. Gelen turist sayısı açısından bakarsanız %10 bile değildir. Bu sorun sadece turizm sektörünün sorunu veya Kapadokya turizminin sorunu değildir, global bir sorundur. Dünyada daha önce görülmemiş bir krizdir. Dolayısıyla bu süreçte dik durmak, mevcudiyetini korumak, gerekirse küçülmek, daha ileriye gitmek için bir iki adım geriye gitmek zorundayız. İnşallah bu sıkıntıları da atlatacağız.
Bu süreçte devletten beklentileriniz var mı? Allah devletimize zeval vermesin. Bugün Amerika’da Avrupa’da Covid hastalarından ne kadar para aldıklarını görüyoruz. Anormal rakamlar alıyorlar, yaşlılarını ölüme terk ettiler. Türkiye’de Allah’a şükür böyle bir şey yok. Türkiye’de uzay üssü gibi devlet hastaneleri kurulurken insanlar eleştiriyor fakat hastalandıklarında da ilk gittikleri yerler bu hastanelerdir. Dolayısıyla hep birlikte aynı hedefte ilerlersek Türkiye daha hızlı kalkınacaktır. Yapılan iyi işlere sahip çıkmak siyaset değil milli bir karakter gerektirir. Hangi partili olursanız olun devletimizin yaptığı hizmetleri takdir etmeniz gerekiyor. OCAK2021