Turizmin gerçek anlamda kurumsallaşmalı
Ekonomide yaşanan sıkıntılar yanında turizm ile ilgili rakamlar sevindirdi. Önceki yıllarda yaşanan turist kaybının giderildiği hatta aşıldığı bir dönem yaşanırken, görüşlerine başvurduğumuz Taksim Otelcilik Genel Müdürü Remzi Altınok, sektörün sorunlarını ve çözüm yollarını paylaştı.
Turizm ülke ekonomisine önemli girdiler sağlayan bir alan ve bu alanda bazen sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sorunlarda, bu alandaki gelişimimizi engelliyor. Bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Herkesçe de bilindiği gibi, turizm gelirleri ülke ekonomileri için çok önemli bir hale gelmiştir. Hatta bazı ülkeler için bu sektör doğal petrol kaynakları kadar önem arzetmektedir. Ülkemizin petrolü yok ancak, bizce ondan daha değerli turizm imkanlarımız var. Ülkelerin sahip olduğu doğal kaynakları, dış politik ilişkilerinde ne kadar önemli ise, turizmin de buna benzer bir yer ve öneminin olduğunu düşünüyorum. Suudi Arabistan için petrol ne ise ülkemiz açısından sahip olduğumuz turizm imkanları aynıdır. Günümüzde ne olursa olsun, ilişkiler iyide/kötüde olsa enerji gibi bazı mallara olan talebimizi öteleyemiyoruz. Ancak geniş bir yelpazede de sahip olduğumuz turizm aktiviteleri açısından bunu söylemek mümkün değildir. En ufak bir olumsuzlukta talebin etkilendiği/ötelendiği ilk üründür.
Bu nedenle elimizdeki bu malzemeyi, orta ve uzun vadede çok iyi dizayn edecek, sürdürülebilirliğini sağlayacak mekanizmaları çok iyi oluşturmak gerekir. Örneğin, ilgili Bakanlığın bu projeleri devam ettirecek kadrolarının, uzun dönem görevde kalması ve bu alanı bir devlet politikası şeklinde sürdürmesi gerekir. Oluşturulacak Ülkemiz Turizm Politikası ve Muhtemel Riskleri, devletin en yetkili kurum ve kuruluşları ile paylaşmalı. Bu politikaların, diş ilişkilerimiz dahil, bütün sosyal ve ekonomik politikalarımızdaki değer ve önemini hissettirmek gerekir.
Turizm, Türkiye için çok önemli bir alandır. 3 semavi dinin de karşılık bulduğu bir bölgede yaşıyoruz. Gerek dinsel gerekse tarihsel açıdan birçok kesimin kendinden bir şey bulduğu bu coğrafya, kısacası eşsiz bir coğrafya. Türkiye’nin gerek deniz gerekse dinsel ve kültürel potansiyelini dünyaya pazarlarken kendimizi doğru bir şekilde tanıtıp anlatmamız lazım. Gelen turisti gittiği yörenin dışına gezmek için yönlendirir ve hatta bunun için cazip programlarla teşvik edersek, gelirlerimizi katlamamız mümkün. Ancak, her şey dahil sistem ile gelen turisti otele kapatırsak Ülke olarak kaybederiz. Bugün 30 Euro’ya Almanya da sadece kahvaltı yapabilirken, Türkiye de her şey dahil bir günlük tatil yapabiliyorsunuz. Bu şartlarda gelirlerimizi arttırmamız mümkün değil.
Dolayısıyla, ufak dokunuşlarla gelen turisti otellerin dışına çıkarıp, bölge esnafının da kazanmasını sağlamalıyız. Turizme gönül verenler ve yönetenlerin, çeşitli işbirlikleri ile ülke potansiyelinin daha efektif kullanılması adına çalışmalar yapmalıdır. Geçen ay Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ortak bir çalıştay yaparak, Bolu ili için, tabiat varlıkları ile turizm potansiyelini nasıl arttıracağı konusunu ele aldılar. Yapılan bu çalışmanın güzel bir işbirliği olduğunu düşünüyorum. Son derece başarılı olan bu tür çalışmaların artması, yeterli olmasa da çok olumlu gelişmelerdir. Bu birlikteliğe Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler gibi farklı kuruluşların bir araya gelerek Türk turizminin gelişimi için ne tür çalışmalar yapılabileceği görüşülmelidir.
Sektörün, fiyatların düşük olması ile ilgili bir serzenişi var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu konuyu geçmişte Türkiye Otelciler Birliği de dile getirmişti. O dönemde fiyatları düşürürsek üç beş yılda dahi eski seviyelerine çıkaramayacağımız ifade edilmişti. Bu tespitin doğru olduğunu bugünkü fiyat seviyelerine baktığımızda çok doğru olduğu görülüyor. Ancak sahada bunu uygulayamadık. Oda fiyatlarını düşürdük, ancak giderleri aşağı indirmeye muvaffak olamadık. Giderleri indirmenin bir sınırı var. O sınırın altına indiğinizde hizmet kalitenizi düşürürmüş olursunuz. Bizce verdiğimiz hizmetin bedeli bu olmamalı. Bu haliyle bunun sürdürülebilir olduğunu da düşünmüyorum.
Sn. Tayyib Erdoğan’ın da bu konudaki söylemlerinin arttığını görüyoruz. Bu durum sorunların çözülmesine fayda sağlar mı?
Devletin en üst düzeyinin ilgisi tabii ki çok önemli ve olumlu bir gelişme. Bu durum sadece Cumhurbaşkanı veya Başbakanın çabaları ile kısa vade de düzelebilecek bir husus değil. Turizm konusunda doğru tespitleri yapıp uzun vadeli planlar doğrultusunda çalışmalar yürütmeliyiz. Tarafların bu konuda da fazla ortak mesai yapması gerekir. Özellikle sektörden sorumlu otoritenin sevk ve idarede bütün tarafların bilgi, görüş ve beklentilerini iyi konsolide ederek, gerekli tedbirleri alması gerekir. Türkiye ucuz ülke imajı doğru değildir. Turizmde tekstilde yaşadığımız hüsranı yaşamayalım. Marka olalım. Kalite yaratalım. Kaliteli hizmetin karşılığı kaliteli, gelir olur.
Yöresel farklılıkları dikkate alarak çalışmalar yapmak gerekmez mi?
Haklısınız. Yukarıda da belirttiğimiz gibi turizm ürünleri açısında çok zengin bir çeşitliliğe sahip ülkeyiz. Bu çeşitliliklerimizi belirleyip, hangi paketi hangi lokasyona satacağımıza karar vermeliyiz. Örneğin. bizim tesisimizin olduğu Abant bölgesini bir İsveçliye pazarlayamazsınız ama Ortadoğu ülkelerine çok iyi pazarlayabiliriz. Bölge olarak düşünüldüğünde, Çanakkale’den Artvine kadar tüm bölgeyi Ortadoğu ülkelerine pazarlayarak dört dörtlük hizmet verebiliriz. Özellikle yaz aylarında Ortadoğu ülkelerinden gelen turistler için kuzey bölgelerimiz son derece cazip bir merkez olma yolunda ilerliyor. Güney bölgelerimizin daha çok güneş, deniz ve kum…
Abant’taki otelinizde bu yönde bir hareketlilik var mı?
Tabi ki, yabancı boyutunda, çoğunlukla Ortadoğu’dan gelen müşterilerimize hizmet veriyoruz. İç turizmde bir gün iki günlük ziyaretçilerimiz oluyor. Diğer yandan, son tadilattan sonra salon problemimizi hallettikten sonra kurumsal müşterilerimizin toplantı ve etkinliklerine aracılık etmeye başladık.
Toplantı salonunuzu yaptıktan sonra yeterli ilgiyi görebildiniz mi?
Abant otelimizde yaptığımız tadilat ile büyüttüğümüz toplantı salonlarımız ile gerek düğün organizasyonları, gerekse kurumsal müşterilere yönelik hizmetlerimizin artmasıyla çok daha verimli organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Tadilat öncesi %30-%50 olan doluluk oranımız, tadilat sonrasında %50-%65 bandına yerleşti.
Potansiyelimizi artırmak için yurtdışında sesimizi yeterince duyurabiliyor muyuz?
Yeterince sesimizi duyurup duyuramadığımız konusundan ziyade, yurtdışının ülkemize nasıl baktığı daha önemli. Çevremizde yaşanan olumsuzluklar, ülkemiz ve diğer ülkeler arasında yaşanan siyasi uyuşmazlıkların turizm potansiyelimiz üzerinde olumsuz etkileri yadsınamaz. Ancak bu olumsuzluklar azaldığı ölçüde pozitif yansımalarının olacağını düşünüyorum.
Sorunların çözümü için tanıtım yeterli olur mu?
Sorunların çözümü için öncelikli turizm iklimi ile ilgili ortamın düzelmesi gerekir. Gerisi kendiliğinde gelir. Bence günümüz şartlarında çevresel şartlar ve politik ilişkiler iyi olduğu ölçüde tanıtım çok daha kolay.
Güvenlik ile ilgili konular bir dönem ülkemize bakışı değiştirmişti. Bu doğrultuda da turizm temsilcileri konu ile ilgili açıklamalar yapmaya başladılar. Hatta Afrin’e yapılan harekat zamanı sanki bu harekat yapılmasa daha iyi diyen bir kesim de oldu. Sizin bu konudaki düşüncenizi alabilir miyiz?
Turizm için güvenlik önemli, ancak Afrin özel bir konu. Bence bu hareket veya güney sınırlarımızdaki buna benzer hareketler, ülke güvenliğini ve dolaylı olarak turizm güvenliğini de artırıcı önlemler olarak görülmeli. Ülkenin başka öncelikler olabilir. Bunun için beş milyon turist gelmeyecekse gelmesin, bu konu ile ilgili bizim farklı şeyler söylememiz doğru değil.
2018 yıl ile bir değerlendirme alabilir miyiz?
Taksim Otelcilik olarak 2018 yılında Abant otelimiz de planlamamız doğrultusunda bir sezon geçiriyoruz. Belirlediğimiz bütçeye uygun satışlarımız devam etmektedir. Alanya ve Çeşme otellerimizden beklentimiz de yine 2018 yılı bütçe hedeflerimiz doğrultusunda sürdürülüyor. Sektörde, psikolojik olarak fiyat indirimine yönelik yapılmaya çalışılan propagandalara rağmen, sezonu verimli ve bütçe beklentimiz doğrultusunda bir önceki seneye göre daha iyi geçireceğimize inanıyoruz.
Alanya’da yeni yatırımlar düşünülüyordu konu ile ilgili bir gelişme var mı?
Konu ile ilgili yeni bir gelişme yok. Ancak konu ile ilgili fizibilite çalışmalarımız devam etmektedir.