Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet BOLAT: Türk Hava Yolları’nın uçuş ağı 130 ülkeyi kapsıyor

Türk Hava Yolları, havacılığın Oscar’ları olarak bilinen 2024 Dünya Havayolu Ödülleri’nde Skytrax tarafından üst üste 9. kez “Avrupa’nın En İyi Havayolu” seçilerek büyük bir başarıya imza attı.Bu çerçevede ülkemizin en değerli markası olan Türk Hava Yolları’nın bu günü ve geleceği ile ilgili sorularımızı Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet BOLAT’a ilettik.

Gelişen Türkiye-ABD ticari ilişkilerinin havacılık alanına yansımasını aktarır mısınız?

Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ticari ilişkiler, son 20 yılda istikrarlı bir şekilde gelişim gösteriyor. 2002 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 6,4 milyar dolar seviyesindeyken, 2023 yılının sonunda bu rakamın yaklaşık beş kat artarak 30,6 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Bu artış, ticaret ve turizm faaliyetlerinin havacılık sektörüne olan etkisini artırmıştır.

Türk Hava Yolları olarak, son 20 yılda İstanbul’dan Amerika’ya 12 yeni hat açtık ve bunların 5’i son 3 yılda hizmete girdi. Newark, Dallas, Seattle, Detroit ve Denver gibi önemli destinasyonlar bu dönemde açıldı. Bugün itibarıyla ABD’de 14 farklı noktaya direkt uçuşlar gerçekleştiriyoruz. İçinde bulunduğumuz 2024 kış döneminde, ABD’ye haftalık uçuş sayımız 138’e ulaştı. Yolcu sayılarına baktığımızda 2024’ün ilk 10 ayında iki ülke arasında 3,2 milyon yolcu taşıdığımızı ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11’lik bir artış sağladık. Gelir bazında ise geçen seneye oranla yüzde 14’lük bir artış kaydettik. Taşıdığımız yolcuların yüzde 27’si lokal yolculardan oluşurken, yüzde 73’lük büyük bir kısmın aktarmalı yolculara ait olduğunu görüyoruz.

Ayrıca ABD’li taşıyıcılarla iş birliği anlaşmaları yaparak yolcularımıza ABD içinde bağlantı imkânı sunuyoruz. United, JetBlue, Delta, Alaska, Hawaiian ve American gibi 6 farklı havayoluyla yaptığımız Codeshare ve SPA anlaşmalarının 2023 yılı toplam interline hacmi 52,5 milyon dolar civarında gerçekleşti.

Turizm verileri açısından bakıldığında ABD’den ülkemize gelen turist sayısı 2023 yılında 1,3 milyona ulaşarak rekor kırmıştır. 2024’ün ilk 9 ayında ise şimdiden 1,1 milyon ABD’li turisti ülkemize taşıdık. Bu sayı, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 2,6 daha fazla. Türk Hava Yolları olarak, ülkemize 2 milyon ABD’li turist getirme hedefine emin adımlarla ilerliyoruz.

Türk Hava Yolları’nın Afrika’daki çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz?

Türk Hava Yolları olarak, Afrika bölgesi dışından Afrika’da en fazla noktaya uçan havayolu konumundayız. Afrika’ya ilk uçuşumuzu 1956 yılında Kahire’ye başlattık. 2003 yılında bu sayı 6 noktaya, 2011’de ise 18’e ulaştı. 2012’de gerçekleştirdiğimiz büyük Afrika atılımıyla, uçtuğumuz nokta sayısını 33’e yükselttik. Bugün, Afrika uçuş ağımızda toplam 65 nokta bulunuyor. Esnek ve çeşitli filomuz sayesinde farklı havaalanı altyapılarına uygun uçaklarla kıtanın geniş coğrafyasına hizmet sunabiliyoruz.

Afrika’da Türk Hava Yolları’nın güçlü varlığı, bağlantılı uçuşlar ile kıtalararası ticaret, turizm ve lojistiği kolaylaştırıyor. Bu strateji hem Türkiye’nin hem de Afrika’nın ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlıyor. Uçuşlarımızda çeşitli dillerde hizmet sunarak, yerel halklarla uyumlu bir yaklaşım sergilemeye özen gösteriyoruz. Ayrıca, bölgede eğitim, sağlık ve sosyal sorumluluk projelerinde de aktif rol alıyoruz.

Türk Hava Yolları olarak, Afrika kıtasında sadece bir havayolu şirketi değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel bir köprü olarak önemli bir rol üstleniyoruz. Kıtadaki geniş uçuş ağımız ve stratejilerimiz sayesinde hem Türkiye’nin hem de Afrika’nın küresel havacılık ve ticaret piyasasındaki etkinliğini artırıyoruz.

Son dönemdeki verilerimize baktığımızda 2024’ün ilk 10 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla Afrika bölgesine sunduğumuz kapasite yüzde 10,8 oranında arttı. Bu artışın sonucunda, Afrika’da taşınan yolcu sayımız yüzde 7,3 artarak 3,5 milyona ulaştı. Aynı dönemde taşınan kargoda da yüzde 9’luk bir artış kaydettik. İlk 10 aylık dönemde toplam doluluk oranımız, bütçe hedeflerini aşarak 1,2 puanlık artışla yüzde 78,5’e çıktı. Business Class doluluk oranımız ise 2,3 puanlık bir artışla yüzde 60,4’e ulaştı. Ayrıca, Afrika çıkışlı ve varışlı pazarlardaki pazar payımız geçen yıl yüzde 10 seviyesindeydi ve bu yıl da bu oranı koruduk.

İstanbul Havalimanı’nın sektöre katkılarını aktarır mısınız?

İstanbul Havalimanı hem Türkiye hem de küresel havacılık sektörü için önemli katkılar sağlayan bir altyapı projesidir. Önemli bir transfer merkezi olarak altyapısı, teknolojisi ve sunduğu üst düzey yolculuk deneyimiyle pandemi sürecinde ve sonrasındaki normalleşme döneminde Türk havacılık sektörüne büyük katkılar sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. Bunun yanı sıra, dünya ticaretindeki hızla artan kargo taşımacılığında da kritik bir merkez olmayı sürdürmektedir.

Özellikle hub havalimanı olarak, Türk Hava Yolları’nın global genişleme stratejisine büyük destek sağlıyor. Genişleyen filomuz ve ağımız nedeniyle operasyonel kapasite büyük önem taşımaktadır. İstanbul Havalimanı ise tam kapasiteye ulaştığında yılda 200 milyondan fazla yolcuya hizmet verebilecek şekilde tasarlandı, bu da onu dünyanın en büyük havalimanlarından biri yapıyor. Son yıllarda çok sayıda yeni uçuş noktasının eklenmesi, Türkiye’nin havacılık ağını daha da genişletti. Daha fazla uluslararası uçuş ve kolay ulaşım sayesinde Türkiye’ye gelen turist sayısında artış gözlendi.

Öte yandan, hızla büyümeye devam eden sivil havacılık sektörümüze İstanbul Havalimanı, inşaat ve işletme aşamalarında on binlerce kişiye iş imkânı sağladı. Doğrudan 60 bin, dolaylı olarak 330 bin kişiye istihdam sağlayarak önemli bir katkı sunmaktadır. 2023 yıl sonu itibarıyla İstanbul Havalimanı’nın Türkiye’nin ekonomisine doğrudan ve dolaylı katkısının 24,2 milyar dolar olduğunu, bu rakamın milli gelirin yüzde 2,2’sine tekabül ettiğini görüyoruz.

Eurocontrol verilerine baktığımızda 2024 Kasım itibarıyla günlük ortalama 1.359 uçuş ile İstanbul Havalimanı, Avrupa’nın en yoğun havalimanı durumunda. Ayrıca havalimanımızın Dünya Yolcu Trafiği sıralamasında 7., Avrupa Yolcu Trafiği sıralamasında 2. sırada olduğunu görüyoruz. Türk Hava Yolları olarak biz ise, yoğun kapasite kullanımımız sayesinde günde ortalama 1.368 uçuş ile Avrupa’da network taşıyıcılar arasında lider havayoluyuz.

Yurt dışı çıkış harcı güncellenmesinin sektöre etkisini aktarır mısınız?

Son zamanlarda ülkemizde sıkça gündeme gelen yurt dışı çıkış harcı, aslında 1963 yılında hayatımıza giren bir uygulama. “Dış Seyahat Harcamaları Vergisi” olarak kanunlaştıktan sonra, belirli dönemlerde yasalarla değişiklik gösteren bu harç, son olarak 2007 yılında Yurt Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanunu ile düzenlenmiştir. İstisnai durumlar dışında, yurt dışına seyahat eden her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşından hava, kara veya deniz yolu fark etmeksizin, bütün çıkış noktalarında tahsil ediliyor.

1984 yılında 100 USD, 2001 yılında 50 USD olan harç bedeli; 1 Nisan 2007’de 15 TL, 1 Ağustos 2019’da 50 TL, 18 Mart 2022’de 150 TL ve son olarak 12 Ağustos 2024’te 500 TL oldu.

Yurt dışı çıkış harcı veya benzeri uygulamalar sadece Türkiye’de değil, dünyada farklı ülkelerde de bulunuyor. Bazı ülkeler, yurt dışı seyahatini biletleme sırasında farklı şekillerde ücretlendiriyor. Örneğin, Avustralya’da “Yolcu Seyahat Harcı” olarak adlandırılan ve yaklaşık 70 USD olan bir ücret, yolcunun uçak biletine yansıtılıyor. Bu ücret, havayolu firması tarafından ilgili bakanlığa aktarılıyor. Japonya ise “Güle Güle Vergisi” olarak adlandırılan bir uygulama ile ülkeden ayrılacak her yolcunun biletine yaklaşık 6 USD’lik vergi ekliyor. Bu örnekleri Meksika, Mısır, Filipinler ve İran gibi ülkelerle genişletmek mümkün. İngiltere’de ve Almanya’da ise uçuş mesafesi ve rotalara göre değişiklik gösteren ve yolcudan tahsis edilen ücretler var. İngiltere’de ücretlerin Nisan 2025’te güncellenmesi beklenirken, şu an ekonomi sınıfında kısa mesafede 13 GBP, uzun mesafede ise 92 GBP’lik ücret biletlere ekleniyor. Almanya’da da farklı rotalara göre ücretler 15 EUR ile 70 EUR arasında değişiyor.

Genel olarak, dünyanın çoğu yerinde havayoluyla seyahat eden yolcular, dolaylı veya dolaysız yoldan bu ücretleri ödüyor. Bu ücretler, her ülkenin kendi otoritesi tarafından zaman zaman güncelleniyor. Genel olarak ele aldığımızda, dünyanın en çok ziyaret edilen ülkeleri dahil pek çok ülkede havayolu yolcuları için yıllardır var olan bu uygulamalar, yolcuların seyahat etme eğilimlerini önemli ölçüde değiştirmiş görünmüyor. Türkiye için son yıllarda ücret değişikliği olduğu dönemlere baktığımızda, yurt dışı yolcu trafiğinin etkilenmediği görülmektedir. Bu sebeple, yurt dışı çıkış harcı güncellenmesini, Türkiye için de havayolu yolcu trafiğini etkileyen majör bir faktör olarak ele almamız mümkün değil.

Havacılık sektöründe de yakıt giderlerinin azaltılması için yeni nesil motor çalışmaları yapılmaktadır. Sektörde yakıt giderleri ve yapılan çalışmaların önemini aktarır mısınız?

Havayolları 2019 yılında 96 milyar galon yakıt için yaklaşık 190 milyar dolar harcadı. Küresel havayolu sektöründe 2024 yılında bunun 99 milyar galon yakıt için 291 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu da havayollarının 2024 yılında benzer hacimdeki yakıt için 2019 yılına kıyasla yüzde 53 daha fazla ödeme yapması anlamına geliyor. Bu artış, beş yıl önce yüzde 25 olan toplam havayolu harcamalarının içerisindeki yakıt giderleri oranının 2024 yılında yaklaşık yüzde 32’ye ulaşması anlamına geliyor. Türk Hava Yolları’nda da 2024’ün ilk dokuz ayında bu oran yüzde 31 olarak gerçekleşerek, gider kalemlerimiz arasındaki en büyük payı oluşturmuştur.

Mevcut durumda yeni nesil uçaklarımız filomuzun yüzde 36’sını oluşturuyor. Filomuzda bulunan yeni nesil uçaklarımız ile yüzde 13-16 oranında daha az yakıt tüketmekteyiz. Bu sayede uçuş operasyonumuzu hem maliyet hem de sürdürülebilirlik açısından daha verimli bir hale getiriyoruz.

Bizim de müşterisi olduğumuz, dünyada yolcu uçağı jet motoru üreten dört ana üretici bulunuyor. Böyle özel bir sektörde yeni nesil uçak motoru teknolojilerine geçişler, beraberinde riskleri de getiriyor. Geçiş süreçleri, yüksek deneyim ve uzun zaman gerektirmesinin yanı sıra büyük bütçeler gerektiren inovasyon çalışmaları olarak görülebilir.

Uçak motorlarının yanı sıra, yakıt verimliliğini sağlamak amacıyla uçak üreticileri tarafından uçakların aerodinamik yapılarını daha da iyileştirmeye yönelik birçok inovasyon yapılıyor. Geliştirilen kanat tasarımları, yenilikçi kabin tasarımları, özel kaplama gövde malzemeleri ve kompozitler gibi iyileştirmeler, uçakların ağırlığını ve hava direncini azaltarak yakıt verimliliğini artırıyor.

Türk Hava Yolları olarak, yakıt maliyetini azaltmak ve yakıt verimliliğini artırmak amacıyla 15 yıldır başarıyla yürüttüğümüz Yakıt Tasarruf Politikamız doğrultusunda, uçuş planlama, uçuş operasyonları, yer operasyonları ve teknik bakım çalışmaları başlıkları altında uçuşun her aşamasına ilişkin gerçekleştirdiğimiz yakıt tasarruf uygulamalarımız bulunmaktadır.

Yakıt tasarruf uygulamalarına ilişkin globalde gerçekleşen gelişmeleri yakından takip ederek (filo modernizasyonu, teknolojik gelişmeler, hava sahası kullanımına yönelik iyileştirme çalışmaları, veri analitiği/analiz sistemleri vb.) yakıt tasarrufu uygulamaları kapsamımızı dinamik olarak güncellemekteyiz.

Türk Hava Yolları açısından 2024 yılıyla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

2024 yılı, finansal ve operasyonel başarıların yanı sıra, sürdürülebilirlik ve inovasyon alanlarında da önemli ilerlemelerin kaydedildiği bir yıl oldu.

2024 yılının ilk 9 ayında elde ettiğimiz başarılar, sürdürülebilir büyüme stratejimizin bir yansımasıdır. Toplam gelirlerimiz bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,8 artış göstererek 17,1 milyar USD’ye ulaştı. Kargo gelirlerimiz, özellikle Uzak Doğu’dan gelen güçlü talebin etkisiyle yüzde 40,7 artışla 2,5 milyar USD’ye yükseldi. Net karımız, güçlü yatırım portföyümüzün katkısıyla 2,7 milyar USD olarak gerçekleşti.

Operasyonel alandaki başarımız da istikrarlı büyümemizi pekiştirmektedir. Kapasitemiz (AKK) yılın ilk 10 ayında yüzde 8,0 artış gösterdi. Doluluk oranımız, yılın ilk 10 ayında yüzde 82,3 olarak gerçekleşti. Yolcu sayımız, yüzde 1,3 artarak 72,2 milyona ulaşmıştır. Dıştan dışa transfer yolcu sayımız ise yüzde 6,0 artışla 26,5 milyona çıkarken, taşıdığımız kargo miktarı yüzde 24 artarak 1,7 milyon tona ulaştı.

2024 yılında Avustralya’da Melbourne uçuşlarına başlayarak 6. kıtayı da uçuş ağımıza dahil ettik. Bunun yanı sıra, Denver uçuşlarımızla birlikte ABD’de uçtuğumuz nokta sayısını 14’e çıkardık. Yıl sonuna kadar Avustralya’da Sidney’i, Güney Amerika’da ise Şili’nin başkenti Santiago’yu da uçuş ağımıza eklemeyi planlıyoruz.

20 Kasım 2024 itibarıyla Türk Hava Yolları’nın uçuş ağı (AJet dahil) 130 ülkeyi kapsıyor. Uçuş ağımızda toplamda 297’si dış hat olmak üzere 351 nokta bulunuyor.

Kargo uçaklarımız da dünya genelinde 106 noktaya uçuyor, bunlardan 76’sı aktif. Ayrıca, bu noktaların 17’sine yalnızca kargo uçuşları düzenleniyor.

Düşük maliyetli markamız AnadoluJet, bir dönüşüm sürecinden geçerek AJet olarak yeniden markalaştı. Önümüzdeki 10 yıl içinde AJet filosunu 200 uçaktan oluşan bir filoya ulaştırmayı hedefliyoruz. Yeni nesil uçakların oranını hızla artırarak, filomuzun modernleşmesi için önemli adımlar atıyoruz. Sene başında 33 olan yeni nesil uçak sayısını 41’e, AJet filo büyüklüğünü ise 91’den 117’ye çıkarmış durumdayız. Bu dönüşüm, bize hem önemli bir maliyet avantajı sağlayacak hem de rekabet gücümüzü artıracak.

Ayrıca, AJet’in uluslararası uçuş ağını da hızlı bir şekilde genişletiyoruz. AJet’in dış hat uçuş ağı 35 ülke 66 noktaya ulaşmış durumda. AJet, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda tam anlamıyla düşük maliyetli bir havayolu şirketi olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Bu, yolcularımıza çok daha pratik ve ekonomik bir uçuş deneyimi sunacağımız anlamına geliyor.

Hedefimiz büyük. 2033 yılına kadar dar gövde uçak sayısını 546’ya, geniş gövde uçak sayısını 223’e, kargo uçak sayısını ise 44’e çıkarmayı planlıyoruz. Bu büyüme sayesinde filomuzdaki uçakların yüzde 95’i yeni nesil olacak ve toplam uçak sayımız 800’ü aşacak. Böylece kapasitemizi yaklaşık 2 katına çıkarmış olacağız.

2024 yılında gösterdiğimiz üstün başarı ve performansımızı kazandığımız prestijli ödüllerle taçlandırarak, havacılık sektöründe gurur verici bir yılı daha geride bırakıyoruz.

Türkiye’nin en değerli markası Türk Hava Yolları, havacılık sektörünün en prestijli organizasyonlarından biri olan APEX tarafından üçüncü kez ‘World Class’ ödülüne layık görüldü. Bu ödül, yalnızca 5 Yıldızlı havayolu markalarının aday gösterildiği bir kategoride kazanılıyor ve biz, global ölçekte misafir deneyimi ve hizmet kalitesindeki liderliğimizi bir kez daha kanıtladık.

2024 APEX Yolcu Değerlendirmesi kapsamında İrlanda’nın Dublin kentinde düzenlenen törende ‘Avrupa’nın En İyi Yemek & İçecek’ ve ‘Avrupa’nın En İyi Uçak İçi Eğlence’ ödüllerine layık görüldük. Yolcularımızın geri bildirimleriyle kazanılan bu ödüller, uçuşlarımızdaki üstün hizmet kalitemizi ve zengin uçak içi deneyimimizi bir kez daha taçlandırdı.

Türk Hava Yolları, havacılığın Oscar’ları olarak bilinen 2024 Dünya Havayolu Ödülleri’nde Skytrax tarafından üst üste 9.kez “Avrupa’nın En İyi Havayolu” seçilerek büyük bir başarıya imza attı. Londra’da düzenlenen törende, bu prestijli ödülün yanı sıra “Dünyanın En İyi Business Class İkram Servisi” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Havayolu” ödüllerini de kazandık. Bu ödüller, yolcularımıza sunduğumuz hizmet kalitesini, eşsiz uçak içi ikramlarımızı ve Türk misafirperverliğini uluslararası arenada bir kez daha tescillemiş oldu. Yolcularımıza bulutların üzerinde unutulmaz bir gastronomi yolculuğu sunarak sektör standartlarını belirleyen bir marka olmanın gururunu yaşıyoruz. Misafirlerimize her zaman en iyisini sunma kararlılığıyla hizmetlerimizi yenilemeye ve geliştirmeye devam edeceğiz.

Türk Hava Yolları, 2024 yılında finansman alanındaki başarısını da önemli ödüllerle taçlandırdı. Airline Economics tarafından verilen ödüllerde “Avrupa’da Yılın En İyi Garantili Finansmanı”, “Avrupa’da Yılın En İyi Finansmanı”, “Yılın En İyi Finansmanı” ve “Yılın En İyi JOLCO Finansmanı” ödüllerini kazandık. Ayrıca Global Banking & Markets (Bonds & Loans) tarafından “Yılın En İyi Kaldıraçlı Finansmanı” ödülüne layık görüldük. Bu başarılar, Türk Hava Yolları’nın finansal alandaki stratejik gücünü ve yenilikçi yaklaşımını uluslararası düzeyde bir kez daha ortaya koyuyor.

Hava kargo açısından Türk Hava Yolları’nın hedeflerini aktarır mısınız?

Havayolu kargo sektöründe liderlik yolculuğumuz hız kesmeden devam ediyor. 2033 yılına kadar, havayolu kargo sektöründe pazar payı açısından dünyanın ilk 3 havayolu arasına girmeyi hedefliyoruz. Yalnızca kapasite artışıyla değil, aynı zamanda birim gelirlerimizi artırarak büyümeye odaklanıyoruz. Bu kapsamda, özel kargo segmentine yoğunlaşarak gelirlerimizin verimliliğini artırmayı amaçlıyoruz.

2023 yılında toplam kargo gelirlerimizin yüzde 37’sini oluşturan özel kargo gelirlerini, 2033 yılında yüzde 55’e çıkarma hedefimiz bu stratejik önceliğimizin bir sonucudur. Özel kargo, hem daha yüksek katma değer sunması hem de müşteri odaklı çözümlere daha fazla ihtiyaç duyması nedeniyle stratejimizin merkezinde yer alıyor.

Ayrıca, havayolu kargo pazarımızın büyük bir kısmı Türkiye lokal pazarından ziyade dıştan dışa taşımalardan oluşmaktadır. Bu küresel pazarın dinamiklerine daha etkili bir şekilde uyum sağlayabilmek ve buradaki payımızı artırabilmek için kargo iş birliklerimizi güçlendiriyoruz.

Destinasyon genişleme hedeflerimiz bu stratejiyi destekliyor. 105 olan kargo uçağı destinasyon sayısını 2033 itibarıyla 150’ye çıkararak daha geniş bir küresel ağ oluşturacağız. Bu, daha fazla müşteriye ulaşmamıza ve lojistik çözümlerimizi çeşitlendirmemize olanak tanıyacak.

E-ticaret pazarının hızla büyümesi, kargo sektöründe kapıdan kapıya hizmetlerin önemini artırıyor. Biz de bu büyüyen pazarda yer alabilmek için WIDECT firmasını kurduk. WIDECT, hem e-ticaret oyuncularına hem de son kullanıcıya özel çözümler sunarak kargo hizmetlerimizi daha entegre hale getiriyor. Bu stratejik girişim, kapıdan kapıya kargo pazarındaki etkinliğimizi artırmamızı sağlayacak.

Filomuzu büyütmek de bu hedeflerimiz arasında kritik bir yere sahip. Yeni nesil uçakların filomuza dahil edilmesi ve yolcu uçaklarının kargo uçaklarına dönüştürülmesiyle, 2033 yılı itibarıyla ekosistem uçaklarımız dahil toplam filomuz 44 uçağa ulaşacak.

Ayrıca, SmartIST kapasitemizi 2 katına çıkararak kapasite artışı ile birlikte operasyonel verimliliğimizi de artıracağız. Bununla birlikte, kargo sektöründe ortaklıklar, e-ticaret ve teknoloji yatırımlarıyla entegre bir lojistik ekosistemi oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu stratejiler doğrultusunda 2033 yılında kargo ve ekosistem gelirlerimizi toplamda 9,6 milyar USD’ye ulaştırmayı planlıyoruz.