Türk otomotiv sektörünün Ar-Ge lideri; Ford Otosan

2015 yılında seçim ve bölgedeki siyasi sorunlar olmasına rağmen büyümeyi başarın otomotiv sektörü artık geleceğe umutla bakıyor. İç pazardaki büyümenin yanı sırasında Afrika pazarında yeni bayiler açtıklarının altını çizen Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, sektörün sürekli yenilendiğine dikkat çekerek sorularımızı yanıtladı.

Zor bir dönemden geçilmesine rağmen Türk otomotiv sektörü önemli başarılara imza atıyor. Bu açıdan gelinen noktayı aktarır mısınız?

2015 yılında toplam otomotiv pazarı 1.005.850 adet olarak gerçekleşti. Sene içerisinde döviz kurlarının hızlı değişim göstermesi sebebiyle pazarın düşüş göstermesi bekleniyordu. Ancak otomotiv pazarı, yılbaşındaki olumlu beklentiler çerçevesinde büyümeye devam etti ve seneyi uzun yıllardır hayali kurulan 1 milyon rekoruyla kapatmayı başardı.

2015 yılında biz de Ford Otosan olarak, en yüksek satış adedine, en yüksek üretim adedine ve en yüksek ihracat adedine ulaşırken tüm segmentlerde pazarın üzerinde büyüdük.

2015 yılında Ford Otosan olarak otomobil ürün gamımızı büyük yeniliklerle geliştirdiğimiz bir yıl oldu. Mondeo’dan Focus dizel otomatiğe, C-Max’ten Mustang’e uzanan geniş bir skalada yepyeni ürünlerimizi pazara sunduk. Özellikle 50 yıllık Amerikan spor otomobil efsanesi Ford Mustang’in ilk defa Türkiye’ye gelmesi müşterilerimizde büyük heyecan yarattı ve büyük ilgiyle karşılandı. Hafif ticari araçta Tourneo Courier modelimiz büyük beğeni görmeye devam ederken, yıl sonuna doğru Tourneo Connect’in dizel otomatik versiyonunu müşterilerimizle buluşturduk. Hem ticari hem binek araçlarımızdaki yenilenmeden aldığımız güç ile Ford Otosan olarak 2015 yılında geçen yıla oranla toplamda %35 artışla 126 bin 468 adetlik satışa ulaştık. Binek otomobil satışlarımız 47 bin 158 adet seviyelerinde, bir önceki yıla göre %26 artış yakalarken, hafif ve orta ticari pazarında da satış rakamlarımızı 71.482 seviyesine çıkartarak geçen seneye göre %44’lük bir artış elde ettik. Ağır ticari satışlarında da 7.828 adet seviyelerine ulaşarak bir önceki seneye göre %16’lık artış elde ettik. 2015 yılında, Ford olarak yılın en çok satılan hafif ticari araç markası ve Ford Courier modelimiz ile yılın en çok satılan hafif ticari araç ünvanlarına sahip olduk.

2015 yılı, ağır ticari markamız Ford Trucks ile kaydettiğimiz önemli gelişmelere de sahne oldu. İç pazarda pazarın üzerinde bir büyüme yakalarken, global pazarlarda da büyüme adımlarımıza hız kazandırdık. Afrika pazarındaki stratejik üssümüz olan Fas’ta bayi açılışımızı gerçekleştirerek, Rusya ve Ortadoğu’nun ardından büyümemizi Afrika’ya taşıdık. 2016 yılı başında ise Umman, Bahreyn ve Katar’da açtığımız bayiliklerle Ortadoğu büyümemizi önemli bir ölçüde tamamladık.

Avrupa pazarının giderek düzeldiği ve bu durumun bizdeki satışları arttırdığı belirtildi. Avrupa pazarındaki gelişimin Ford Otosan’a yansımasını aktarır mısınız?

2015’te Türkiye ticari araç satış liderliğinin yanı sıra ihracatın da lokomotifi olan Ford Otosan, ürettiği araçlarla 2015 sonu itibarıyla Ford’u Avrupa’nın bir numaralı ticari araç markası konumuna taşıdı.

Biz Türkiye’de 2015 yılında büyük başarılara imza atarken, Ford da Avrupa’da 1 numaralı ticari araç markası oldu. 2012’de 7. sıradayken, 2015’te liderliğe yükseldi. 260.400 adet ticari araç satışı ve %12,6 pazar payıyla Avrupa lideri oldu. Avrupa’da ticari araç pazarının bir önceki yıla göre %11,6’lık artış göstermesi de bu sonuçlarda etken oldu. Ford’un Avrupa’daki en büyük ticari araç üretim merkezi Ford Otosan olarak, Courier’den Transit’e uzanan geniş ürün portföyümüzle Ford’u Avrupa’da ticari araç liderliğine taşımış olduk.

2015 yılında otomotiv pazarı seçim gibi birçok önemli etkilere rağmen yeni bir rekorla kapandı. 2016 yılı için beklentileriniz nelerdir?

2016 yılı toplam otomotiv pazarının 1.020.000 adet olarak gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Perakende satış hacminin toplam 132 bin, ihracatın toplamda 269 bin, toplam satış hacminin 400 bin ve üretim hacminin toplamda 347 bin olarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz.

Ford Otosan olarak Arge’ye verilen önemle birlikte OSD tarafından teknoloji ödülü aldınız. Bu ödülün sizin açınızdan önemini aktarır mısınız?

Türkiye otomotiv sektörünün Ar-Ge lideri olarak, bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene kadar, motoru da dahil olmak üzere komple tasarlayacak, geliştirecek ve test edecek tüm yetenek ve altyapıya sahip tek Türk otomotiv şirketiyiz. Ağır ticari araç, dizel motor ve motor sistemleri konusundaki Ar-Ge çalışmalarımızla Ford’un küresel merkezi durumunda olmakla birlikte, binek ve hafif ticarideki mühendislik çalışmalarıyla da Global Ford’a ve dünya otomotiv sektörüne de hizmet veriyoruz.

Geçmiş yıllarda teknoloji ithal ederken, bugün yüksek Ar-Ge yeteneğimiz ile teknoloji ihraç eder hale geldik. Dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de, Ecotorq motorlarının üretimi için JMC firması ile motor dahil olmak üzere komple kamyon üretimi için teknolojisi lisans anlaşması imzaladık. Yüzde 100 yerli mühendislik gücü ile geliştirilen çekici, kamyon ve Ecotorq motorlarımız  Çin pazarı için Çin’de üretilecek ve satılacak. Bu vesileyle gerçekleştirdiğimiz mühendislik ihracatımız ile Türkiye ekonomisine katma değer sağlamaya devam edeceğiz.

Son 5 yılda 320 milyon doların üzerinde mühendislik ihraç eden şirketimiz, önümüzdeki dönemde yeni nesil Ecotorq’un da katkılarıyla yüksek katma değerli bu faaliyetini artırarak sürdürecek. Ayrıca şirketimiz, ülkemizde yan sanayi, üniversite ve KOBİ işbirliklerini de içeren bir yüksek teknoloji altyapısına da öncülük ediyor.

Bakan Fikri Işık, Arge merkezlerinin artık ihtisaslaşması istediğini ifade ettiler. Böyle bir çalışmayı nasıl yapabiliriz?

Ford Otosan olarak, 1.500’e yakın Ar-Ge çalışanımız ile sektörümüzün en büyük Ar-Ge  organizasyonuna sahibiz. Gerek kurum olarak yaptığımız Ar-Ge yatırımlarımız gerek yan sanayimize verdiğimiz Ar-Ge desteği ile de sektörümüze öncülük yapıyor ve Ar-Ge’nin gelişimine destek veriyoruz.

Hem şirketimiz hem de sektörümüz açısından sürdürülebilir ilerlemenin Ar-Ge faaliyetleri ve inovasyon yatırımları ile mümkün olacağını düşünüyoruz. Rekabetin yoğun olduğu sektörümüzde, hem yabancı ortaklarımıza hem de yan sanayimizin global markalara hızlı, esnek, yenilikçi ve maliyet etkin çözümler üretmesi için Ar-Ge kritik önem taşımaktadır. 

Yaptığımız görüşmelerde sektör temsilcileri ağırlıklı olarak pazarın artık doyma noktasına geldiğinin üstünde durdu. Bu açıdan iç pazarın geleceğiyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?

2016 yılında yurt içi satışların geçen yıla benzer ve bir miktar altında gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Türkiye’de otomotiv sahipliğinin Avrupa ülkelerine oranla çok daha düşük seviyelerde olduğunu biliyoruz, bu sebeple pazarın uzun vadede potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Ford Otosan olarak ihracat odaklı bir büyüme stratejimiz bulunuyor, bundan dolayı iç pazardaki dalgalanmalardan çok düşük seviyede etkilendiğimizi de ayrıca belirtmek isterim.

Türk otomotiv sektörünün yeni başarılara imza atması için kamudan beklentileriniz nelerdir?

Otomotiv sanayi, sürekli büyüyen ve gelişen bir sektör. Değişen müşteri kitlesi ve artan ürün özelliklerine göre sektör kendini yeniliyor. Bu kapsamda uzun vadede Ar-Ge ve inovasyonunun desteklenmesini önemli buluyoruz.

Ford Otosan olarak, Ar-Ge ve inovasyonu sadece ürün için değil işimizin tamamında, her kolunda etkin kılmaya gayret ediyoruz. Doğru portföy yönetimi ile gücümüzü ve enerjimizi en verimli şekilde kullanmaya gayret ediyoruz. Devletimizin de Ar-Ge’ye bu yaklaşımı benimsediğini ve farklı kolları destekleme gayretinde olduğunu memnuniyetle görüyoruz.  Bu  da bize çalışmalarımızda cesaret veriyor.