Türk Reasürans şirketinin kurulması hepimizin faydasına olacaktır
Kırk yılı aşkın bir süredir hizmet veren ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği, öncelikle doğru bilgi, doğru poliçe, doğru tazminat ilkesi ile çalışmalarına devam ediyor. Müşteri ilişkilerinde ‘açıklık ve dürüstlük’ ilkesine önem verdiklerini ifade eden ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Cenk Ecevit, sektör ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Sigorta serüvenimizin kökleri 1967-68 yıllarına kadar iniyor. Babam Fahrettin Ecevit Bey İstanbul’da üniversite de okurken bir yandan da ek gelir olarak sigortacılık ürünlerini pazarlamaya başlıyor ve 1983 yılına kadar hem sigortacılık hem muhasebecilik konularını devam ettiriyor. 1983’te sadece sigortacılığa devam ediyor. Aynı zamanda o dönemlerde Sigorta Aracıları Birliği’nin (SAB) kurucu başkanlığını yapıyor. Dolayısıyla bizim çocukluğumuz da hep sigortacılıkla geçti. Ben de 1996 yılında okulumu bitirdim ve çalışmaya başladım. Kısa bir dönem Başak Sigorta’da çalıştım, bir dönem gene bir acente dostumuzun yanında çalıştım işleri biraz daha öğreneyim diye. Ardından baba mesleği olan acenteliğimizde çalışmaya başladım. 1999 yılına kadar beraber çalıştık. 1999 yılında sigorta ve reasürans brokerliği ruhsatımızı aldık ve o dönemde Türkiye’nin 13’üncü brokeri olarak faaliyete geçtik. Şirketimiz 35 kişiden oluşuyor, merkezimiz İstanbul’dur. Ankara, İzmir ve Samsun’da birer bölge müdürlüklerimiz var, dört farklı lokasyon da müşterilerimize hizmet veriyoruz.
Müşterilerinize ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Konvansiyonel sigortacılık ürünlerinin hepsinde varız. Ancak bunlarla beraber Türkiye’de uygulanmasında sıkıntı olan veya çok yapılamayan ürünlerle ilgili olarak bizim sigortacılık literatüründe özel riskler olarak adlandırdığımız risklerde aslında daha çok varız. Dünyada stok yönetim sigortaları dediğimiz malın müşterinin menfaatine girip menfaatinden çıkana kadar geçen bütün nakliye, depo, işleme gibi süreçlerin hepsinde geçerli olan bir sigorta poliçesi vardır. Nakliyat sigortası branşı altında geçer. Türkiye’de bunun uygulanmasında pazar lideriyiz. Gene aynı şekilde nakliyat sigortalarında ve taşıyıcının sorumluluğu sigortalarında, taşıma operatörlerin sigortalarında bunlarda da aynı şeklide pazar lideriyiz. Böyle birkaç alanda daha pazar lideriyiz. Bunlar finansal sigortalar ve kefalet sigortalarıdır. Kefalet sigortalarında brokerler arkadaşlar arasında pazar lideri olduğumuzu söyleyebiliriz.
Türkiye’de kaç broker var?
Şu anda piyasada yaklaşık 140 brokerlik firması var.
Pazar payınız nedir?
Türkiye’deki brokerlerle ilgili olarak açıklanmış bir data yok, bir kaynak söz konusu değil. Bununla beraber biz genel anlamda yapılan üretimleri aşağı yukarı bildiğimiz için kendimizi belli bir konumlandırmanın içerisine sokabiliyoruz. Bu 140 broker içerisinde tahminimiz 9 ile 11 arasında olduğumuzu düşünüyoruz.
Hazine ve Maliye Bakanlığına ait Türk Reasürans Anonim Şirketi kurulacak. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuyu?
Türkiye’de bir reasürans şirketi daha kurulması hususunda uzun zamandır bir fikir vardı. Bununla beraber farklı farklı havuzlar oluşturulmasıyla ilgili olarak da çalışma gerçekleşti. Ancak bu gerçekleşen çalışmalar çok verimli olamadı örneğin, tehlikeli riskler havuzu adı altında daha önce bir havuz kuruldu Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü bilgisi dâhilinde ancak çok verimli olmadı bu tür çalışmalar. Bununla beraber devletimizin öngördüğü ve gene tüketicinin özellikle de KOBİ olarak tabir ettiğimiz küçük ve orta boy işletmelerin ihtiyacı olan ürünleri temin edebilecek bu ürünlerin Türkiye’de uygulanmasını sağlayabilecek farklı yapılar üzerinde de çalışıldı. Bunlarda en güncel olanı devlet destekli alacak sigortasıdır. Ancak bu gibi ürünlerinde reasürans sitemiyle ilgili olarak ister istemez kısıtlamalar olduğundan dolayı son dönemlerde Türk Reasürans A.Ş. adında bir reasürans şirketinin mevcudiyeti zorunluluk haline gelmişti. Dolayısıyla Türk sigorta ve reasürans brokerleri olarak Türk Reasürans A.Ş.’nin kurulumundan dolayı çok mutlu olacağız ve kesinlikle de destekliyoruz. Çünkü burada bizim yapabileceğimiz farklı işlerde var. Birincisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin böyle bir şirkete ön ayak olması ve böyle bir şirketin kurumunu sağlaması milli sermayenin ülkede kalması açısından çok önemli bir kriter ve bir destektir. İkincisi Türk Reasürans A.Ş. ’ye eğer inşallah gerekli şartları temin edilebilirse biz aynı şekilde nasıl şuanda kendi risklerimizi Türkiye’deki riskleri yurtdışına transfer ediyorsak benzer şekilde Türk sigorta ve reasürans brokerleri olarak çevre ülkelerdeki riskleri de benzeri şekilde Türk Reasürans A.Ş.’ye transfer edebiliriz. Dolayısıyla şuanda heyecanla bekliyoruz. Türk Reasürans şirketinin kurulması hepimizin faydasına olacaktır.
2018 şirketiniz için nasıl bir yıldı?
2018 yılının ilk yarısı verimli geçti, ikinci yarısında kurda malum sıçramalar oldu, etkilerini bizde yaşadık genel anlamda verimli bir yıl oldu.
2019 hedefleriniz neler?
2019 yılının konuşulan ve beklenen kadar ağır bir yıl olmasını beklemiyoruz. Daha verimli ülkemizin daha güzel yerlere varması için ön ayak olabilecek ve bazı beklentilerinde bazı başlangıçlara sebebiyet olabileceği güzel bir yıl olmasını temenni ediyorum.
Yeni ürün çalışmalarınız var mı?
Biz özellikle kefalet sigortalarıyla ilgili çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. 2014 yılında yayımlanmış olan kefalet sigortası genel şartları Türkiye’de maalesef uygulamaya girememişti. Çünkü kamu ihale kurumu kefalet sigortalarını kabul etmiyordu. Bununla beraber başta o dönemdeki Bakanımız Mehmet Şimşek’in destekleriyle 2017 yılının aralık ayında kefalet sigortasının kamu ihale kurumundaki garantiler içerisine girmesiyle beraber biz sigortacılara Türkiye’de farklı bir saha açıldı. Banka teminat mektubunun muadili olarak da adlandırılan her ne kadar birebir olmasa da kefalet sigortaları dünya sigortacılık piyasası içinde alternatif bir üründür. Türkiye’de orta vadede artışının sağlanacağına eminiz. Biz bu alanla ilgili olarak yurtdışından Türkiye’deki müşterilerimize ve sigorta şirketlerine kapasite sağlayabiliyoruz. Bu kapasitemizi ciddi oranda artırmayı özellikle Türkiye’nin inşaat sektöründeki firmalarına alternatif bir garanti metodu getirebilmeyi ve onlarında özelikle kredi limiti boyutu itibariyle rahatlamayı umuyoruz.
Türkiye sigortacılık sektörünün genel olarak bir değerlendirmesini alabilir miyiz sizden?
Türkiye’de sigortacılık sektörü gayri safi milli hasıla itibariyle bakacak olursanız dünyadaki örneklerine göre hala daha emekleme aşamasındadır. Zaten yabancı sermayenin Türkiye’ye özellikle bir 10 sene içerisinde bu kadar fazla girişlerinin gerekçelerinden bir tanesi de buydu. Çünkü sigortacılık harcamalarıyla gayri safi milli hasıla arasındaki hesaba baktığınızda tüketicinin cebinden çıkan parada ciddi bir artış olması öngörülüyordu ama olmadı. Bunu yapabilmek için sigortacının beslendiği alan hukuk alanıdır regülasyonlar, yönetmelikler, genelgeler, ticaret kanunu gibi borçlar kanunu gibi kanunlar aslına bakarsanız bir yandan sigortacılık ürünlerinin gelişmesine katkı getiren unsurlardır. Biz zorunlu sigortaların özellikle bazı alanlarda biraz daha artmasını arzu ediyoruz. Tüketicinin lehine olabilecek tüketiciye avantajlar getirebilecek farklı poliçeler Türkiye’de zorunlu olarak da ihtiyari olarak da olabilir.
Sigortalanabilecek bir unsur olabilmesi için sigortalanır bir risk olması gerekiyor, bu riski de tüketiciye iyi tanımlamamız gerekiyor. Türkiye’deki sigortacılık primimin artmasını ve pazarının da aynı şekilde geliştirmesini sağlayabiliriz. Örnek vermek gerekirse, Türkiye inşaat sektöründe Çin’den sonra ikinci büyük ülkedir. Türkiye de müteahhitler harika işler çıkarıyorlar ve yurtdışında da birçok ülkede güzel inşaatlar yapıyorlar, ancak inşaat projelerinde de kullanılabilen politik risk veya siyasi şiddet poliçelerini almadıklarını görüyoruz, bu durumda bilinirliği artırmamız lazım.
Siz aynı zamanda Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği başkan yardımcısısınız. Dernek çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?
Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği olarak Sigorta sektörünün yüzde 12’sini temsil ediyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey birincisi üyelerimizin haklı çıkarlarını korumak ikincisi devletle olan ilişkilerini özellikle Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü ile olan ilişkiler hususunda brokerlarımıza mümkün olduğunca yardımcı olabilmektir. Bu doğrultuda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Türkiye sigortacılık sektörüne getirilebilecek yeni ürünler olsun, sunulabilecek yeni hizmetler olsun bu hususta bilgi vermeye çalışıyoruz.
MAYIS – HAZİRAN 2019