Türk savunma sanayi ürünleri artık yüksek itibar görüyor

Savunma sanayimizin gelişim seyri içerisinde önemli bir yere sahip olan Meteksan Savunma, faaliyet gösterdiği alanlarda uluslararası ölçekte ürünler çıkarıyor. Bu çerçevede ihracat rakamlarımıza da katkı sağlamanın gururu içerisinde olduklarını ifade eden Meteksan Savunma Genel Müdürü Selçuk Kerem Alparslan, ihracat anlamında Türk savunma sanayii sektörünün önemli bir başarı hikayesi yazdığını değerlendirmekle beraber, henüz atılması gereken çok adım olduğunun da farkında olmamız gerektiğini belirtiyor.

Pandemi süreci savunma sanayi sektörünü nasıl etkiledi?

Pandeminin başında herkesin bir panik yaşadığını söylersek sanıyorum yanlış bir ifade kullanmış olmayız. 2020 yılının ikinci çeyreği ile birlikte belirsiz bir sürece girildi ancak bunun  geçici bir süreç olduğunu düşündük. Şimdi ise belli ölçüde sistem oturdu, herkes pandemiden kaynaklı bu sürece alıştı. İlk başlarda o panik süreciyle iş kayıpları veya belli ölçüde duraksamalar yaşandı, fakat biz Meteksan Savunma olarak hiçbir zaman işimizden eksik kalmadık, çalışmalarımızı ara vermeden devam ettirdik. Savunma Sanayi Başkanlığı da, Milli Savunma Bakanlığı da bu süreci çok iyi yönetti. Elbette tüm dünyada pandemiden kaynaklı tedarik zincirinde sorunlar yaşandı, böyle olunca ürün teslimlerinde bazı gecikmeler oldu ve bu gecikmeler firmalarımıza ek maliyetler getirdi çünkü siz ürünlerinizi teslim edemediğinizde gelir elde edemiyorsunuz. Bu açıdan bazı dönemlerde kötü etkilendiğimizi söyleyebilirim. Yine de belirttiğim gibi işlerimizin başında durduk ve yürüttüğümüz projelerde önemli gecikmelere sebebiyet vermedik. Şunu da ayrıca belirtmek gerekiyor ki savunma sanayi alanında uzaktan çalışma bir yere kadar çözüm üretebiliyor çünkü tasarım yapıyorsunuz, üretim yapıyorsunuz. Sadece yazılımla iş yapmıyoruz. Uzaktan çalışma savunma sanayi açısından güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Meteksan Savunma olarak pandemi sürecinde verdiğimiz sözlerin hepsini tuttuk, büyük bir efor sergiledik. Bu açıdan Meteksan Savunma ekibine ve çalıştığımız paydaşlara teşekkür ediyorum. Şu anda ise sistemi iyice oluşturduk. Tedbirlerimizi alarak yolumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte Türkiye de önemli operasyonlar yaptı. Bu nedenle savunma sanayiindeki çalışmaların önemi daha da arttı diyebilir miyiz?

Bizim yaşadığımız bölgenin hikayesi böyledir. Bu durum da bir açıdan herkesi, özellikle savunma sanayi sektörünü güçlendiriyor. Savunma sanayi açısından baktığımızda birçok ürünü yerli ve milli yapar hale geldiğimizi görüyoruz. Çok önemli tecrübe elde ettiğimizi, büyük bir yol kat ettiğimizi söyleyebiliriz.

Eskiden yurt dışındaki firmalar Türk savunma sanayii firmalarını yabancılarla karşılaştırıyorlardı. Bugün ise yapılan operasyonlarda yerli ürünler kendini ispatlamış gözüküyor.

Bizim de yurt dışında ihalelere katıldığımız, rekabete girdiğimiz ürünler var. Örneğin Retinar PTR Çevre Gözetleme Radarı. Bu ürünle sahaya çıktığınız zaman sadece şirket içerisinde geliştirilmiş bir üründen bahsetmiyoruz. Sahada denenmiş, kullanıcıdan geri bildirimleriyle olgunlaşmış, operasyonlarda kullanılmış, kendini ispat etmiş gerçek bir üründen bahsediyoruz. Bunun yurt dışında çok büyük itibari var. Türkiye’nin çevresinde yaşadığı tehditler karşısında nasıl bir teknoloji ile yapılandığı ve sahada nasıl olgunlaştığı büyük saygı uyandırıyor. Aynı şekilde Milgem çok önemli bir projedir. Meteksan Savunma olarak biz de biliyorsunuz Karinaya Monteli Sonar Sistemi’ni yapıyoruz. Milgem Sonar Sistemi bütün dünya denizlerinde ve Mavi Vatan’da görev yapıyor. Bu büyük bir saygı uyandırıyor. Benzer bir gemi almak isteyen potansiyel müşteriler doğrulanmış bir sonar sistemini tercih ediyor. Türk ürünlerinin artık yurt dışında itibar gördüğünü çok yakından gözlemliyoruz. Yine elektronik harp ürünlerimizde de böyledir. Böyle bir sistemin gerçek arenada, operasyonlarda kullanılarak gelişmesi ve olgunlaşmasının ne kadar önemli olduğu görüldü.

İnsansız hava araçlarında da dünyada artık marka olduk diyebilir miyiz?

Bence de artık marka olduk. Burada pazarlama başarısı, ticari açıdan da marka algısını oluşturmak çok önemlidir. Diğer taraftan insansız araçlarda bir doktrin yazıyoruz. Çünkü robotik sistemler operasyonel sahaya yeni girdi ve bununla birlikte paradigmalar değişiyor. İnsansız hava araçlarıyla yapılan operasyonları TV karşısından hep birlikte izledik. Türkiye bu alanda öncü oldu. Bu şekilde bir ABD’nin, bir de Türkiye’nin bu şekilde başarılı operasyonlara imza attığını söyleyebiliriz. Şunu da ek olarak söylemek isterim ki en önemli unsur ürettiğiniz ürünlerle sahadaki verileri alıp karşılaştırmaktır. Türkiye’de bizlerin bunu çok iyi yaptığını düşünüyorum. Bu açıdan ürünlerimiz de kendini ispatlamıştır ve bu da dünya tarafından görülüyor.

Pakistan’a Milgem satışı oldu fakat ikili görüşmeler devam ediyor. Pakistan pazarını daha derinleştirebilir miyiz?

Hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki Dünyada savunma sanayi ticareti küresel büyük devletler üzerinden şekilleniyor. Rusya, Çin, Amerika ve biraz da Avrupa baskın rol oynuyor. Paralelinde, küresel ve bölgesel çatışmalar da yine bu devletler tarafından şekillendiriliyor diyebiliriz. Pakistan ise bizim için dost ve müttefik bir ülkedir. Dünyadaki bazı siyasi koridorları düşünürsek, Türkiye, Pakistan ve Azerbaycan bunlardan bir tanesidir. Ben stratejik yorumu, ürettiğimiz milli teknolojiyi dost ve müttefik ülkelerle birlikte harmanlayarak geliştirilmesi ve kullanılması şeklinde görüyorum. Pakistan da buna değer vererek Milgem gemisini ve Sonarını tercih etti. Bunu iki ülkenin savunma sanayi ilişkileri açısından önemli bir adım olarak görüyorum ve bundan sonra da devam etmesini umut ediyorum.

Meteksan olarak siz Pakistanlı yetkililerle görüşüyor musunuz?

Sürekli iletişim halindeyiz. Milgem sonar sadece bir satış değil, aynı zamanda bir teknoloji paylaşım ve ortak geliştirme kurgusu da içeriyor. Savunma ihracatı artık sadece ürün vermek değildir. Burada birlikte ne yapabiliriz sorusuna cevap arıyoruz. Nasıl kazan kazan modeli oluşturabiliriz. Aksi takdirde sadece bir kez ürün satabilirsiniz. Bu açıdan Meteksan olarak biz de Pakistan’a uzun vadeli yaklaşıyoruz. Sürekli iş birliği görüşmelerimiz var. Sadece Deniz Kuvvetleri değil, diğer kuvvet komutanlıkları ile de görüşüyoruz.

Pakistan dışında ihracat konusunda yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

İhracat konusunda çok heyecanlıyız ve agresif olmaya çalışıyoruz. Avrupa’dan Ortadoğu’ya Asya’ya kadar ihracat için faaliyetler gösteriyoruz. Bugüne kadar çok önemli başarılar elde ettik. Hatta bazı ihracat başarılarımız ile ezber bozduğumuzu söyleyebilirim. Örnek olarak Retinar PTR Çevre Gözetleme Radarımızı öz kaynaklarımızla geliştirdiğimiz bir ürün sistemi olarak kendi ülke ordumuza sunmadan önce ihracatını başardık. Bu çok önemli bir adımdır. Özetle şu anda birçok ülkede yeni fırsatları takip ediyoruz. 2020 yılında başlayan pandemi küresel ticaretin hızını biraz kesse de çalışmalarımız devam ediyor.

IDEF bu açıdan uluslararası arena ses getirir mi?

Bence getirir. IDEF sektörde bir markadır. Türkiye, kendi vatanını yerli ve milli savunma sanayi ile savunmak konusunda emin adımlarla ilerlerken bu ürünlerin IDEF’te sergilenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. IDEF bizleri hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki paydaşlarla buluşturan önemli bir platform. Ürünlerinizi ve teknolojilerinizi paylaşabildiğiniz önemli bir fuardır. İnşallah sağlık açısından da sorun olmazsa gayet iyi geçeceğine inanıyorum. Meteksan olarak bizim de yeni ürünlerimiz var ve bunları IDEF 2021’de sergileyeceğiz.

Meteksan Savunma olarak yeni projelerinizi aktarır mısınız?

Meteksan Savunma olarak 6 ana alanda faaliyet gösteriyoruz. Radar sistemleri, sualtı akustik sistemler, çevre gözetleme sistemleri, haberleşme sistemleri, platform simülatörleri ve lazer ve elektro optik sistemler olarak sıralayabilirim. Bu ana faaliyet alanlarında çalışmalar yürütüyoruz ancak bunların paydasında da ortak teknolojiler yatıyor. Mevcut durumda yürütmekte olduğumuz bizi heyecanlandıran çok önemli projelerimiz var. Bu projeleri seçerken de sektörde bugüne kadar ele alınmamış, diğer yerli firmalarımız ile çok örtüşmeyen ve yeni bir renk katabileceğimize inandığımız projelere yöneliyoruz. Mesela hava platformlarında kullanılan radarımız MİLSAR’ı yaptık. Bu radar sistemi ile bulut üzerinden görüntü alabiliyorsunuz. Bunu teknoloji olarak uygulayabilmek büyük teknoloji ve bilgi birikimi gerektirir. Bu konuda Meteksan olarak çok yol aldık. MİLSAR geldiğimiz noktada dünya çapında kendi kategorisinde en başarılı ürünlerden biridir. Bu açıdan yerli İHA üreticilerinin bu ürünü fark edeceğini tahmin ediyoruz. Yine sonar alanında bir dünya markası olduğumuzu düşünüyorum. Birkaç tane dünya üreticisi arasındayız ve referans gösterilen bir markayız. Milgem Sonar’ı dışında farklı sonar sistemleri üzerinde de çalışıyoruz, mesela denizaltı sonarları yapıyoruz. Bunlardaki potansiyel bizi çok umutlandırıyor. Haberleşme alanı bizim ana faaliyet konularımızdan bir tanesidir. İHA’ların haberleşme sistemlerini yapıyoruz. Bunlar ağ tabanlı veri paylaşımı yapabilen sistemlerdir. Burada çok önemli bir gelişim içerisindeyiz. Platform simülatörleri konusunda da bir dünya markası olduk. Birçok ülkenin deniz kuvvetleri tarafından bizim simülatörlerimiz seçildi ve bunları başarıyla teslim ettik. En son Akkuyu Nükleer Santrali için yangın simülatörü projesini kazandık. Bunlar dışında Meteksan olarak her yıl yeni bir ürün çıkarmayı hedefliyoruz ve bunlara öz kaynaklarımız ile önemli yatırımlar yapıyoruz. Tüm bunların yanında bildiğiniz üzere ULAQ projemiz var. ULAQ İnsansız Deniz Aracı konusunda Antalya merkezli Ares Tersanesi ile güzel bir işbirliği kurduk. Bu konuya çok stratejik yaklaştığımızı söyleyebilirim. Savunma teknolojileri artık insansız olmaya başladı. Bir kenarda siber güvenlik diğer yanda da robotik sistemler ön plana çıkıyor. Biz de ULAQ ile Dünya çapında bir teknolojiyi ortaya çıkartacağız. Bu projede bizi çok heyecanlandırıyor. Ek olarak elektronik harp savaş sahnesinde en kritik konulardan biri haline geldi. Burada da çok özel yeni ürünler ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla heyecanla işimizin başında çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Savunma sanayi de son dönemde vakıf firmalarının özel sektörle ortak çalışmalar yaptığını görmekteyiz. Bu açıdan Meteksan olarak siz de ortak çalışmalar yapabiliyor musunuz?

Savunma sanayi paydaşları olarak hepimiz aynı gemideyiz. Tabii ki ortak çalışmalar yapıyoruz. Vakıf firmalarımızın tamamı çok değerli firmalardır. Biz de onların çözüm ortağı olmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda vakıf şirketlerimizin alt yüklenicisi olarak görev aldığımız çeşitli projeler bulunuyor. Diğer taraftan bazı alanlarda özel sektör olmanın getirdiği avantajlar ile teknolojik bilgi birikimimizi kullanarak biz farklı bakışlar ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu tip projelerde de biz devletin ana tedarikçisi olabiliyoruz. Mesela ASFAT A.Ş de özel sektör misyonuyla önemli bir görev üstleniyor. Özellikle ASFAT’ın ihracat misyonun burada çok değerli olduğunu değerlendiriyorum. Bu kapsamda ASFAT ile de ortak çalışmalarımız var ve bu çalışmaların sonuca gitmesi bizi çok memnun ediyor. Dolayısıyla vakıf şirketlerimizle, ASFAT ile işbirliği yapıyoruz. Fakat bu konuda daha iyi olabilir ve daha etkin işbirliklerine imza atabiliriz. Eğer yurt içerisinde daha verimli işbirlikleri oluşturabilirsek bu bizi küresel savunma sanayi ihracatında da üst noktalara taşıyacaktır.

Önemli bir konuya değindiniz; savunma sanayi ihracatımızın çok daha yüksek olması gerekiyor.

Savunma sanayimizin büyüme hızı son on yılda ciddi oranlarda arttı. İhracat verilerine baktığımızda aynı yükseliş trendini orada da görüyoruz.  Mevcut durumda savunma ve havacılık sektörü olarak 3 milyar Dolarlık ihracatımız bulunuyor. Bu kötü bir ihracat rakamı değil ancak çok daha yüksek olması gerekiyor. Bugün baktığımızda bazı batılı şirketler bile bizim toplam ihracat rakamımızın 5-10 katı gelire sahip. Dolayısıyla Rusya, Çin, İngiltere ve Almanya’yı düşündüğünüz zaman bizim onları yakalamamız gerekiyor. Yoksa bardağın dolu tarafı kötü değil, ama boş tarafını da görüp orada da ciddi bir planlama yapmamız gerekiyor. Bu konuda girişimlerin ve planlamaların olduğunu memnuniyetle izliyoruz. Savunma Sanayi Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı bu konuda ciddi çaba harcıyorlar.

2021 yılı açısından Meteksan’ın hedeflerini aktarır mısınız? Elbette çok önemli hayallerimiz ve hedeflerimiz var. Fakat maalesef pandemi süreci bunu biraz yavaşlatıyor. İnsanlar evlerine gittiğinde büyük kaygılar yaşıyor. Belirsiz bir ortam olduğunu halen görüyoruz. Biz bugünlerin geçeceğini ve şartların değişeceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda tüm stratejilerimizi, planlamalarımızı yapıyoruz. 2021 yılı içerisinde yeni proje teslimatları ve ihracat başarılarına imza atacağımıza gönülden inanıyorum. MAYIS2021