Türk savunma sanayii yoluna emin adımlarla devam edecektir
Askeri deniz platformlarından taktik mini İHA sistemlere, siber güvenlikten uydu ve uzay teknolojilerine kadar geniş bir skalada, yerli ve milli ürün ve çözümler geliştiren STM Savunma Teknolojileri ve Mühendislik A.Ş. yenilikçi ve akıllı teknolojik çözümler sunarak ülkemizin savunma ihtiyaçlarını karşılıyor. Gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarla dünyanın en büyük elli savunma sanayi firması arasında yerini alan STM’nin bugünü ve geleceği ile ilgili görüşlerini aldığımız STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, merak edilen soruları cevapladı.
STM’nin güncel projeleri ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
STM olarak kurulduğumuz 1991 yılından beri, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde savunma sanayiinde ülkemizin bağımsızlığı ve insanlarımızın yarınlarını korumak motivasyonuyla çalışıyor; günümüzde kıyasıya süren global güç dengelerinde Türkiye’nin elini daha da güçlendirmeyi vazifemiz olarak görüyoruz. Yürüttüğümüz mühendislik, teknoloji ve danışmanlık faaliyetlerimizle, askeri deniz platformlarından taktik mini İHA sistemlere, siber güvenlikten uydu ve uzay teknolojilerine kadar geniş bir skalada, yerli ve milli ürün ve çözümler geliştiriyoruz. Bugün, bu çözümlerimiz ana yüklenicisi olduğumuz ülkemizin ilk milli fırkateyni olan TCG İSTANBUL (F-515) gibi askeri deniz platformlarından, sahada askerimizin başarıyla kullandığı KARGU gibi taktik mini İHA sistemlerine varıncaya kadar farklı alanlarda şekillendi.
Ana alt yüklenici olarak önemli görevler üstlenerek teslim ettiğimiz Türkiye’nin ilk milli korvet Projesi’nde, 4 adet MİLGEM Ada Sınıfı Korvet, Türk Deniz Kuvvetleri tarafından aktif bir şekilde kullanılıyor. İSTANBUL (F-515) Fırkateynini en az %75 oranında yerlilik oranıyla 2023 yılında teslim etmek üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Ana yüklenicisi olduğumuz Test ve Eğitim Gemisi TCG UFUK (A-591)’u da Cumhurbaşkanımızın katıldığı törenle 14 Ocak 2022’de teslim ettik. Türk Deniz Kuvvetlerimizin lojistik ihtiyaçları doğrultusunda başlatılan Lojistik Destek Gemisi Projesi’nin ilk gemisi TCG GÜNGÖR DURMUŞ (A-574) Aralık 2021’de göreve başladı. Projenin ikinci gemisi ÜTĞM. ARİF EKMEKÇİ (A-575)’yi ise 2024 yılının ilk çeyreğinde envantere kazandırmayı hedefliyoruz. Dizayn ana yüklenicisi olduğumuz Türk Tipi Hücumbot Projesi’nde de bu yıl ilk prototipin inşa edilmesi planlanıyor.
Türk Donanmasının denizaltı modernizasyon ve inşa projelerinde önemli görevler üstleniyoruz. Ana yüklenicisi olduğumuz 2 adet AY Sınıfı Denizaltının Modernizasyonu sürecini başarı ile geride bıraktık. 4 adet Preveze Sınıfı Denizaltının modernizasyonun da ise lider yüklenici olarak görevimizi sürdürüyoruz. Türkiye’nin Milli Denizaltı Projesinin hayata geçirilmesinde önemli bir aşama olacak Havadan Bağımsız Tahrik Sistemli Yeni Tip Denizaltı Projesi’nde (Reis Sınıfı) sorumluluklarımız bulunuyor. Bu kapsamda, dünyada sayılı ülkelerin üretimini yapabildiği, denizaltı torpido kovanlarının yer aldığı baş kısım Section 50’yi, ilk kez Türkiye’de yerli endüstriyel kuruluşlarımızın kapasitelerini geliştirerek ve mühendislik desteği vererek ürettirdik. Milli denizaltı tasarım çalışmaları ve STM 500 küçük tonajlı denizaltı konularında da yoğun bir çalışma içerisindeyiz.
Taktik mini İHA üretiminde Türkiye’nin öncü şirketlerinden biriyiz. Ürettiğimiz Döner Kanatlı Vurucu İHA Sistemimiz KARGU, Türk Silahlı Kuvvetlerimizce 2018 yılından beri etkin şekilde kullanılıyor. Aynı ürün ailemizin üyelerinden; Sabit Kanatlı Vurucu İHA Sistemimiz ALPAGU da ise geçen yıl mühimmatlı atış testlerini tamamladık ve çok yakın zamanda TSK’ya teslim edeceğiz.
Gözetleme ve istihbarat görevleri için geliştirdiğimiz Gözcü İHA sistemimiz TOGAN ise önemli bir diğer ürünümüz. Üç sistemimize de yurt içi ve yurt dışından yoğun bir talep söz konusu. Öte yandan, bu sınıfta geliştirdiğimiz mühimmat bırakan İHA BOYGA, RF Arayıcı Başlıklı KARGU ve zırh delici mühimmat taşıyan KARGU’yu da IDEF’te geçen yıl görücüye çıkardık. Taktik Mini İHA Sistemlerimizi; kara, deniz ve hava araçlarına entegre etmek için de çalışmalarımız var.
Milli platformlarımıza önemli yetenekler kazandıracak ve güvenlik güçlerimize sahada çarpan etkisi oluşturacak kabiliyetlerimiz bulunuyor. İHA platformlarının GPS’ten bağımsız görev yapabilmelerine imkân sağlayacak KERKES Projesi ve Sürü İHA çalışmalarımızda da ciddi ilerlemeler kaydettik.
Son dönemde katılım sağladığınız fuarlar ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Özgün mühendislik çözümlerimizle, Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar 20’den fazla ülkede iş birlikleri, ihracat ve iş geliştirme faaliyetleri yürütüyoruz. Bu kapsamda, son dönemde yurt içi fuarlarının yanı sıra yurt dışında, önemli fuarlarda yerimizi aldık.
Kolombiya’nın başkenti Bogota’da 29 Kasım-1 Aralık 2021 tarihleri arasında düzenlenen Expodefensa Fuarı’na katılım sağladık. Ardından, Katar’ın başkenti Doha’da 21-23 Mart 2022 tarihleri arasında yapılan Doha Uluslararası Deniz Savunma Fuarı ve Konferansı (DIMDEX) 2022’de yerimizi aldık ve Körfez bölgesi ile ürünlerimizi buluşturduk. DIMDEX’ten rotamızı Güneydoğu Asya’ya çevirdik. Malezya Kuala Lumpur’da 28-31 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen, Asya Savunma ve Güvenlik Fuarı’na (DSA 2022) katılım sağladık. Güney Amerika, Körfez ve Asya Pasifik bölgesinde katıldığımız bu fuarlarda, askeri deniz platformlarımızı ve taktik mini İHA sistemlerimizi sergiledik. Fuarlarda, pek çok farklı ülkeden üst düzey askeri heyetleri standımızda ağırladık, ülkelerin ihtiyaçlarına karşılık verecek modern projelerimiz hakkında verimli görüşmeler gerçekleştirdik.
Savunma sanayi ürünlerimizin sahadaki başarısı, ihracatımızı nasıl etkilemektedir?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dünyanın en aktif ordulardan biri olması ve çok sayıda tatbikat ile sınır ötesi harekât gerçekleştirmesi, savunma sanayi üretimimizin itici güçlerinden birini oluşturmaktadır. Türk savunma sanayii şirketleri, sahada Mehmetçiğimizin ihtiyacını milli ve kaliteli silah sistemleri ile karşılamak için var gücüyle çalışırken, güvenlik güçlerimizle sağladığı birlikte çalışabilirlik ve koordinasyonun meyvelerini de toplamaktadır. Bu sayede, ürünlerin sürekli güncellenmesi, iyileştirilmesi sağlanmaktadır. Sahadan gelen anlık geri bildirimlerle beslenen ürünler, kendini gerçek harp ortamında kanıtlayarak, farklı coğrafyaların ve ülkelerin dikkatini çekmeyi başarmaktadır.
Tam bağımsız savunma sanayii hedefi ile yola çıkan Türk savunma sanayii bugün geldiği noktada, edinmiş olduğu tecrübe, teknoloji ve birikimi, dost ve müttefik ülkelere açarak, ülkeye döviz girişini artırmaktadır. 2000’li yıllarda, savunma ve havacılık ihracatı 248 milyon dolar olan Türkiye, 2021 yılında bu rakamı 3 milyar 224 milyon dolar seviyesine çıkarmayı başardı. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke sayısı 170’e; İHA ve SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi 228’e çıktı. Geldiğimiz seviyeyi yukarılara çekmek için ihracat çalışmalarına daha da yoğunluk vermemiz elzemdir.
Ukrayna-Rusya arasında süren savaş, siber güvenlik konusunu da ön plana çıkardı. STM’nin siber güvenlik alanındaki çalışmalarını anlatır mısınız?
Siber güvenlik konusu artık kimsenin kayıtsız kalabileceği bir alan değil ve NATO da bildiğiniz üzere operasyon alanlarına (kara, hava, deniz) Siber Uzayı ekledi.
Siber Güvenlik, STM’nin stratejik faaliyet alanlarından birini oluşturuyor ve Siber Vatan’ı koruyacak milli sistemleri geliştirmeyi bir vazife olarak görüyoruz. Bu kapsamda entegratör kimliğimiz ile siber tehdit istihbaratından karar destek sistemlerine, uygulamaların güvenliğinden güvenlik seviyelerinin belirlenmesine kadar bütüncül hizmetler sunuyoruz. Bu bakış açısıyla Türkiye’nin ilk Siber Füzyon Merkezi olan STM Siber Füzyon Merkezimiz (SFM) 2016 yılından beri önemli bir rol oynuyor.
TSK için yaptığımız Siber Savunma Merkezi Projesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Siber Suçlar Daire Başkanlığı’nın Bilgi Güvenliği Projesi yürüttüğümüz kritik milli projeler arasında yer alıyor.
Şirketlerin ilgili ekiplerinin siber güvenlik süreçlerini yönetmelerine destek olan Siber Güvenlik Karar Destek Sistemimiz CyDecSys ile de zafiyetlerin otomatik tespit edilmesinden, risk yönetimi yapılması ve zafiyetlerin kapatılmasına kadar olan süreci otomatikleştiriyoruz. STM Bugshield ise, ‘hacker’ bakış açısıyla, sistemlerde bulunan zafiyetlerin keşfedilmesini sağlıyor. Ayrıca siber güvenlik alanındaki uzman personelin artırılması için her yıl düzenli olarak, Türkiye’nin en uzun soluklu siber güvenlik etkinliği ‘‘Capture The Flag-CTF’’ yarışmalarını düzenliyoruz. Üç ayda bir olmak üzere yayınladığımız Siber Tehdit Durum Raporları ile güncel siber güvenlik gelişmelerine ışık tutuyoruz. Bu kapsamda, hazırladığımız Ocak-Mart 2022 dönemi raporumuz da Ukrayna-Rusya arasındaki siber saldırıları da ele aldık.
NATO Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da gündeme getirdiği ülkemize yönelik ambargolar ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Ülkemizin maruz kaldığı gizli-açık ambargolar, kritik teknolojilerde yerlileştirme ve millileştirmeyi hızlandırmıştır. Bugün geldiğimiz noktada, kararlı ve sürdürülebilir politikaların da etkisiyle savunma sanayiindeki yerlilik oranı yüzde 71’i geçmiştir. Ambargolar bizi üretmeye teşvik ediyor. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, kötü komşu ev sahibi yaptı.
Türkiye’nin teknoloji odaklı ilk düşünce merkezi STM ThinkTech olarak, “Türk Savunma Sanayiinin Yükselişi ve Ambargolar” isimli kitabını geçtiğimiz aylarda yayımladık. Alanında uzman 23 ismin görüşlerini topladığımız bu kitapta, Türkiye’nin gelecekte başka devletlerin ambargo, yaptırım, kısıtlama ve tehditlerine maruz kalmayan bir ülkeye dönüşmesi için ne gibi strateji ve yaklaşımlar izlemesi gerektiğini detaylandırdık.
Savunma sanayimizin bugününe bakarak geleceği ile ilgili bir değerlendirme yapmak istesek neler söylemek istersiniz?
Bilindiği gibi Türk savunma sanayii özellikle son yıllarda çok ciddi bir atılım hamlesi gerçekleştiriyor. 2000’li yılların başında 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayı 750’yi aşmış durumda. Savunma sanayi projelerinin bütçesi yine 2000’li yılların başında 5,5 milyar dolar iken bugün bu rakam, 70 milyar dolara ulaştı. Sektörde faaliyet gösteren firma sayısı da 1500’ü geçti. Sektörün yine o yıllarda olan 1 milyar dolarlık cirosu da bugün 11 milyar dolar rakamını yakaladı. Dünyanın ilk 100 savunma şirketleri listesinde Türkiye’den firmalar yer alıyor. Tüm bu veriler, Türkiye’nin savunma sanayiinde önemli bir çıkış gerçekleştirdiğini gösteriyor. Türk savunma sanayii; nitelikli insan kaynağı ve kritik sistemlerin millileştirilmesi ile daha da güçlenerek, başta ordumuzun tüm ihtiyaçlarını karşılayacak ve ihracatta da yoluna emin adımlarla devam edecektir.MAYIS2022