Türkiye, Iraklı kardeşlerimize her türlü desteği vermeye hazırdır

Ticari ilişkilerimizin üst düzeyde olduğu komşumuz Irak, yaşadığı yıkıcı sorunlar nedeni ile zor bir dönemden geçiyor. Bu zor dönemde iki ülke ticari ilişkilerin geliştirilmesi hiç olmadığı kadar önem arz etmektedir. Ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi hususunda önemli katkılar sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız, yaşanan son dönem ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Bölgesel refahın gelişimine katkı sağlamak adına ne tür sosyoekonomik projeler geliştirilmelidir?

Ortadoğu’nun son yüzyılda içerisinden geçmekte olduğu sürekli çatışma ortamı ve istikrarsızlığın, Türkiye ve diğer komşu ve kardeş ülkelerin insani, siyasi ve ekonomik refahı açısından son derece olumsuz sonuçlar doğurduğu açıktır. Türkiye, tarihi ve kültürel olarak güçlü bağlara sahip olduğu bu bölgede güvenliğin, istikrarın ve refahın temin edilmesine çalışmakta, sorumluluktan kaçınmamakta ve sorunların uluslararası işbirliği çerçevesinde çözülmesini hedeflemektedir.

Irak özelinde ise, bu ülkenin istikrarı, toprak bütünlüğü ve güvenliğini Türkiye’nin istikrarı, toprak bütünlüğü ve güvenliğinden farklı görmüyoruz. Bu açıdan, Irak’ın terör belasını def etmesinin ardından girilen yeniden imar sürecinde, Türkiye tüm devlet kurumları ve özel sektörü ile Irak’ın kalkınması ve refah düzeyinin artmasına katkı sağlamaya hazırdır. Bu açıdan ülkemiz, Irak’ın fiziki ve kurumsal alt yapısının yeniden inşasında ve terörün sebep olduğu yaraların sarılmasında aktif ve destekleyici bir rol oynamakta, bunun bölge refahına katkı sağlayacağına inanmaktadır.

Türkiye-Irak siyasi ilişkisinin gelişmesi bölgeye etkisi ile ilgili bilgi verir misiniz?

Türkiye – Irak ilişkileri inişli çıkışlı bir seyir izlemiş olsa da, Türkiye’nin Irak’ın istikrarı, siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne olan desteği hiçbir zaman değişmemiştir. Bu itibarla, 2017 yılından bu yana iki ülke ilişkilerinde kazanılan olumlu ivme, Irak Devleti’nin de bu vizyonumuzu benimsediğinin göstergesidir.

Özellikle 2019 yılında bu olumlu hava karşılıklı ikili üst düzey ziyaretle daha da perçinlenmiştir. 2019 yılında, Irak Başbakanı Sayın Adil Abdülmehdi ve Cumhurbaşkanı Sayın Berham Salih’in Türkiye ziyaretleri, Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Irak’ı iki defa ziyaret etmesi, Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın yüzü aşkın iş insanı ile Bağdat’a gerçekleştirdiği ziyaret ve bu ziyaretlerde verilen olumu mesajlar, karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesinin iki ülkenin de en önemli gündem maddeleri arasında yer aldığının ispatıdır.

Son günlerde ABD – İran çatışması Irak’ı siyasi ve ekonomik açıdan zor bir durumda bırakmıştır. Bu itibarla, önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin dengeleyici ve alternatif üreten yapıcı politikaları ile Irak için güvenilir bir dost ve komşu olmayı sürdüreceği ve bölge istikrarına katkı sağlayacağı açıktır.

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in Türk firmalarını yeniden imar kapsamında, Irak’ta yatırım yapmaya çağırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2017 Aralık ayında DEAŞ terörüne karşı zafer ilan edilmesinin ardından, uluslararası kamuoyunun Irak’a sağlamayı taahhüt ettikleri desteğin açıklandığı ve 2018’in Şubat ayında gerçekleştirilen Kuveyt Konferansı öncesinde, Irak Hükümetinin Dünya Bankası’nın katkıları ile yayımladığı “Zarar ve İhtiyaç Değerlendirme” çalışmasına göre, Irak’ın yalnızca terörden doğrudan etkilenen bölgelerinin yeniden imarı için 88 milyar Dolar kaynağa ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak, Irak’ın kendi yatırım bütçesi, dış borçlar ve uluslararası yardımlar ile bu ihtiyacı karşılaması mümkün değildir. Bu nedenle, Irak Devleti özel sektör yatırımlarını artırmaya ve ülkeye yabancı yatırım çekmeye çalışmaktadır.

Ülkemiz Irak açısından, teknik birikimi, yetişmiş insan gücü ve iş deneyimi, disiplini ve kültürü ile bölge ülkeleri içerisinde bir model olarak öne çıkmakta olup, Iraklılar Türkiye’nin bu tecrübelerinin Irak’ın yeniden imarında kullanmasını arzu etmektedirler. Irak Bakanlar Kurulunun üyeleri ve Iraklı bürokratlar ile yaptığımız görüşmelerde Türkiye’ye gösterilen bu teveccühü yakinen görebiliyoruz. Aslında, Türkiye’yi çok yakından tanıyan Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih’in bu çağrısının, Irak halkının genel eğilimini yansıttığını düşünüyorum. Türk iş insanlarının Iraklı muhatapları ile işbirliği ve ortaklık ilişkilerini artırması ve yatırımları ile Irak’ın yeniden imarına katkı sağlaması şüphesiz iki ülkenin siyasi ve kültürel ilişkilerini de çok daha ileri bir düzeye taşıyacaktır.

Türk müteahhitlerinin Irak pazarına bakışı ile ilgili gözlemlerinizi alabilir miyiz?

Irak’ın Türk Müteahhitlik sektörü açısından önemini görmek için Türk Müteahhitlerinin uluslararası pazarda gerçekleştirdikleri projelerden Irak’ın aldığı paya bakmak yeterlidir. Müteahhitlerimiz tarafından 1972 yılından bugüne kadar Irak’ta 26 milyar doların üzerinde proje üstlenilmiş olup, bu rakam müteahhitlik sektörümüz açısından Irak’ı tüm ülkeler içerisinde 4. sıraya yerleştirmektedir.

Komşu ve kardeş Irak, müteahhitlerimize coğrafi konumu sayesinde sağladığı lojistik avantajların yanında, ülkemize siyasi ve kültürel yakınlığı ile de Türk müteahhitlerine önemli işbirliği ve ortaklık fırsatları sunmaktadır. Bu itibarla Irak, DAEŞ’in mağlup edilmesinin ardından girilen yeniden yapılanma sürecinde Türk Müteahhitleri için tekrar bir cazibe merkezi konumuna gelmiştir. Büyükelçiliğimizin de katkılarıyla Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından 25 Nisan 2019 tarihinde Bağdat’ta gerçekleştirilen “Irak’ın Yeniden İmarı İçin İnşaat Forumuna” ülkemizin önde gelen müteahhitlik firmalarının gösterdiği yoğun ilgi de bunun işaretidir.

Irak da hangi sektörlerde Türk yatırımcısına ihtiyaç var?

Irak’ın birbiri ardına yaşadığı savaş, işgal ve ambargoların, ülkenin fiziksel altyapısı yanında insani sermayesi ve gelişmişlik düzeyi üzerinde de yıkıcı etkileri olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, Irak’ın fiziki ve insani altyapısını geliştirmeye yönelik her alanda yatırıma ve yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Öte yandan, Irak’ın kısa ve orta vadede yatırım ihtiyaçları açısından, geleneksel olarak Irak ekonomisinin can damarını oluşturan petrol ve gaz sektörü öne çıkmaktadır.  Ayrıca terör olaylarından en çok etkilenen sektörlerin başında konut ve inşaat sektörü gelmekte olup, ülkenin 3,5 milyon yeni konuta ihtiyacı olduğu tahmin edilmektedir. Ülke halkının ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olan fiziki alt yapının da (elektrik, su, ulaşım, iletişim) yeniden elden geçirilmesi gerekmektedir. Bunun yanında Irak halkının en çok eksikliğini hissettiği hizmetler olan eğitim, sağlık ve turizm alt yapısının geliştirilmesi gerekmektedir. Bütün bu alanlarda Türk iş insanları Irak’ın ihtiyaçlarına en uygun koşullarda ve en hızlı şekilde cevap verecek donanıma sahiptir.

Irak pazarının Türkiye için önemi ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Irak geleneksel olarak her zaman Türkiye’nin en önemli ekonomik ve ticari ortaklarından biri olmuştur. Irak ile ticaret hacmimiz, 2005 yılında 3,2 milyar Dolar seviyesinde iken 2018 yılı sonunda 13,1 milyar Dolar seviyesine ulaşmış olup, bunun 8,35 milyar Dolarını Irak’a yaptığımız ihracat oluşturmaktadır. Bu da Irak’ı net ticaret fazlası verdiğimiz en önemli pazar konumuna sokmaktadır. Irak’ın 2018 yılında 19 ilimizin en fazla ihracat yaptığı ülke olması da göz önüne alındığında, Irak pazarının ülkemiz sanayicisi ve tüccarı için önemi daha açık görülecektir.

Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih’in Ocak 2019’da gerçekleştirdiği Ankara ziyareti sırasında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından iki ülke arasındaki ticaret hacmindeki hedef 20 milyar Dolar olarak belirlenmiştir. Irak’la ticaret önünde engel oluşturan, tavuk eti ve yumurta gibi önemli ihraç ürünlerimizde Irak’ın uyguladığı ithalat yasakları ile 80’i aşkın üründe uygulanan ek vergiler, sevk öncesi inceleme uygulaması gibi tarife dışı engeller ve lojistik sorunlarının aşılması halinde mezkûr hedefin yakalanması ve çok daha ötesine geçilmesi mümkün olacaktır. Söz konusu engellerin aşılması için yoğun girişimlerimize devam ediyoruz.

Öte yandan sadece mal ticaretiyle değil; hizmet ticaretiyle de Irak’ta önemli işler yapıyoruz. Müteahhitlik sektörümüz, Irak’ın her köşesinde üstlendiği önemli projelerle Irak’ta hizmet sunmaya devam ediyor. Bunun yanında, mağazacılık, sağlık turizmi, eğitim gibi hizmet sektörlerinde de Türk şirketleri Irak halkının teveccühüne mazhar oluyor. Bununla birlikte, Irak’ın arz ettiği büyük potansiyelden çok daha fazla müteşebbisimizin yararlanmasını arzu ediyoruz.

Irak’lı yatırımcılar Türkiye’de hangi alanlarda yatırım yapıyor?

Irak’ta geçirdiğim süre boyunca Iraklıların Türkiye’ye gösterdiği teveccühe yakından tanık olma fırsatım oldu. Bunun en önemli göstergelerinden biri olarak da; Iraklıların birikimlerini Türkiye’de değerlendirme arzularını görüyorum. Malumunuz olduğu üzere 2015 yılından bu yana Iraklılar Türkiye’de en çok konut edinen yabancılardır. 2018 yılında bu alanda bir rekor kırılarak Iraklılara 8.205 adet konut satılmıştır. Başka bir ifadeyle ülkemizde geçen yıl yabancılara satılan her beş konutta birini Iraklılar satın almıştır.

Türkiye coğrafi ve kültürel yakınlığının yanında, doğal güzellikleri, yaşam standartları ve yatırımcılara sunduğu imkanlar ile Iraklılar için dünyaya açılan bir kapı durumundadır. Iraklıların kendi ülkelerinde yatırımlarını değerlendirecekleri araçların da kısıtlı olması nedeniyle, Türkiye Iraklıların yatırımları için en cazip ülkelerden biri konumuna gelmiştir. Iraklı kardeşlerimizin ülkemizdeki yatırımlarının önümüzdeki yıllarda da artarak devam etmesini umuyoruz.

Irak’a yatırım yapmak isteyen yatırımcılar ne tür sorunlarla karşılaşıyor, sorunları aşmak adına neler yapmalı?

Ne yazık ki, siyasi ve ekonomik istikrar konusundaki sorunlar nedeniyle firmalarımızın Irak’taki toplam yatırımı potansiyelin çok altında kalmaktadır. Dünya Bankasınca her yıl yapılan “Doing Business” çalışmasına göre 2019 yılında Irak, 190 ekonomi içerisinde iş yapılabilirlik açısından 171’inci sırada yer almaktadır.

Güvenlik kaygıları, Irak’ın kurumsal kapasitesinin yetersizliği ve karmaşık bürokrasi, bankacılık sisteminin gelişmemiş olması, ödemelerde yaşanan gecikmeler, yolsuzluk ve bölünmüş sosyal yapı, Irak’ta iş yapmak isteyen iş insanlarımızın karşısına çıkmaktadır.

Bunlar Irak’taki hemen her yabancı yatırımcının karşılaşabileceği sorunlar olmakla birlikte, Türkiye ile Irak arasında halihazırda Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması (YKTK) ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi (ÇVÖ) anlaşmalarının imzalanmamış olması da önemli eksikliktir. ÇVÖ anlaşmasını yakın bir zamanda imzalayabileceğimizi anlıyoruz.

Irak’ın yapısal sorunlarını aşabilmesi adına kurumsal işbirliği ve tecrübe paylaşımına çok önem veriyoruz. Ülkemiz Iraklı kardeşlerimize her türlü desteği vermeye hazırdır. Bu açıdan Irak’la ikili ilişkilerimizin son dönemde kazandığı ivmeyi çok sevindirici buluyorum.

Öte yandan, iş insanlarımızın, firmaları adına veya bireysel olarak Irak’ta karşılaştıkları bütün sorunların çözümü için, Büyükelçiliğimiz, Erbil Başkonsolosluğumuz ve Süleymaniye Konsolosluk Ajanlığımız büyük çaba sarf etmekte, ilgili kurum, kuruluş ve kişiler nezdinde mümkün olan en üst düzeyde ve ivedilikle gerekli girişimlerde bulunulmaktadır. Yakında, Basra ve Musul’daki Başkonsolosluklarımızı da yeniden faaliyete geçirerek, başta iş insanlarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımıza Irak’ta en yaygın şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz.

Son olarak, birlikte gururla görevimi ifa ettiğim mesai arkadaşlarım ile, her daim iş insanlarımız, yatırımcılarımız ve ihracatçılarımızın yanında güçlü bir şekilde durduğumuzu belirtmek isterim. Irak’ta ve dünyanın diğer köşelerinde iş insanlarımızla, yatırımcılarımızla, ihracatçılarımızla sahada gücümüze güç katmaya ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz. KASIM 2019