Türkiye, İtalya’nın Akdeniz’deki en önde gelen ticari ortağıdır
İtalya Türkiye Büyükelçisi Massimo Gaiani; “İkili ticari ilişkilerimiz olgun yapıdadır, ancak hedefimizi yüksek tutmalıyız: Türkiye, İtalya’nın Akdeniz’deki en önde gelen ticari ortağıdır ve yakın gelecekte önemli bir artış hedefine ulaşabileceğimize inanıyorum”
Türkiye İtalya ticari ilişkileri pandemi sürecinde zorlu bir dönemden geçsede gelişmeye devam ediyor ve önümüzdeki dönemde de ticari ilişkilerin artarak devam etmesi konusunda önemli işaretler mevcuttur. Bu bilgiler ışığında iki ülke ticari ilişkilerini değerlendirmek için sorularımızı yönelttiğimiz İtalya Türkiye Büyükelçisi Massimo Gaiani, kamuoyunu aydınlatıcı bilgiler aktardı.
Türkiye İtalya ticari ilişkilerinin yakın geçmişi ile ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Karşılıklı ticaretimiz zengin fırsatlarla dolu olup 3 özelliğe sahiptir. Bunların ilki istikrarlı olmasıdır, çünkü İtalya her zaman Türkiye’nin ilk beş ticaret ortağı arasında yer almaktadır, Avrupa ülkeleri arasında ise ikinci büyük ticaret ortağıdır; ikinci özelliği ise ithalat ve ihracat oranında dengeli olmasıdır, bunun kazan-kazan ilişkisi açısından oldukça önemli olduğuna inanıyorum. Üçüncü özelliği olarak da çok çeşitli olmasıdır ki bu sadece enerji ürünlerine bağlı olmayıp tüm üretim sektörlerini ve bilhassa makineleri kapsamaktadır. İkili ticari ilişkilerimiz olgun yapıdadır, ancak hedefimizi yüksek tutmalıyız: Türkiye, İtalya’nın Akdeniz’deki en önde gelen ticari ortağıdır ve yakın gelecekte önemli bir artış hedefine ulaşabileceğimize inanıyorum.
İki ülke ticari ilişkilerinin geldiği nokta ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
İtalya, otomotiv, tarımsal gıda, altyapı, enerji, imalat, bankacılık ve savunma gibi başlıca tüm sektörlerde 1500’ün üzerinde faaliyet gösteren yerleşik İtalyan şirketleri sayesinde Türkiye’deki en büyük yatırımcılar arasında yer almaktadır. Nitekim 2020 yılında 900 milyon euronun üzerindeki yatırımla dünyada Türkiye’de yatırım yapan ülkeler arasında ilk sırada yer aldık: bu, İtalyan şirketlerinin Türkiye’ye duyduğu güvenin önemli bir göstergesidir. Aynı şekilde İtalya’ya yönelik Türk yatırımları da artış göstermektedir, bizim için pozitif olan bu gelişme Hükümetimiz tarafından da teşvik edilmektedir. 2015 yılında İstanbul’da, Türk yatırımcılarının İtalya’daki ilk adımlarına yardımcı olmayı amaçlayan bir Yatırım Destek Ofisi açtık, oldukça mükemmel sonuçlar almaktayız. Türk yatırımcılara verdiğimiz öneme ilişkin somut bir örnek de, Başbakan Giuseppe Conte’nin geçtiğimiz Aralık ayında ŞİŞECAM’ın İtalya’daki yeni fabrikasının açılışını bizzat gerçekleştirmesidir. Özellikle belirsizliğin olduğu bir dönemde, portföylerini çeşitlendirmek ve Avrupa pazarına doğrudan giriş amacıyla, İtalya’ya yatırım yapma konusunda teşvik edilen Türk şirketlerini motive ve istekli görüyorum.
Pandemi sürecinin ticari ilişkilere etkisi ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Bu, muhtemelen on yılın en önemli zorluğudur. Bu bağlamda iki kritik unsur söz konusu: Tüketim ve ticarette daralma ve bunun sonucunda ortaya çıkan içe kapanma refleksi İtalya ve Türkiye gibi işlemeye dayalı ekonomiler için bunlar çok tehlikeli olgulardır, ancak teşviklerle ve pazarları açarak bunlara karşı koyabiliriz. Bildiğiniz üzere İtalya, bu süreçte olağanüstü kaynaklara ihtiyaç duyulduğu için iddialı bir Avrupa teşvik planının öncüsü oldu. Türkiye de böylesi zor bir dönemde büyümeyi desteklemek ve güven tazelemek için çok şey yapıyor. Her ne kadar Covid-19 öncesindeki seviyelere dönmek zaman alacak olsa da tüketim talebi toparlanıyor. Ayrıca, piyasaların açılmasını sağlamak, korumacılıktan ve sınırların tekrar kapanmasından kaçınmak da aynı derece de önemli olacaktır.
İtalya, 2021’de Türkiye’nin de içinde olduğu önemli bir çoktaraflı forum olan G20 Dönem Başkanlığını üstlenecek; İtalya’nın belirlediği stratejik çizgiler ve eylem öncelikleri arasında, pandemiyle koordineli ve etkili bir şekilde mücadele etmenin en önemlilerinden biri olduğunu söylemek isterim. Ayrıca, İtalya’nın G20 Dönem Başkanlığında “population, planet, prosperity” (nüfus, gezegen, refah) sloganları yer bulacak: bu, İtalya’nın bu stratejik forumun diğer ortaklarıyla birlikte sağlığa (ve insanlara) aynı zamanda ekonomik iyileşmeye de güçlü önem vereceği anlamına gelmektedir, çünkü bunlar olmadan pandeminin sonuçları daha ağır olacaktır.
AB Türkiye ilişkileri, Doğu Akdeniz denklemi gibi son dönem gelişmelerin iki ülkenin ticari ilişkilerine yansımalarıyla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Önemli ticari ilişkilerimiz, iki ülke girişimcilerinin uzun süreli ve güçlü bağlılığının, uygun yasal bir çerçevenin ve her şeyden evvel karşılıklı ticaretin sürekli artışına ilaveten her iki taraflı yatırım akışının olmasını sağlayan karşılıklı güvenin sonucudur. Bütün bunlar, siyasi düzeydeki iyi ilişkiler ve ülkelerimizin de dahil olduğu organizasyonlardaki ortak bağlılık sayesinde mümkün oldu. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne entegrasyon süreci de olumlu anlamda önemli bir rol oynadı. Girişimciler ve özellikle yatırımcılar gerginlik ve kriz durumlarından hoşlanmazlar. Umarım Türkiye ile Avrupa Birliği’nin tüm üye ülkeleri arasındaki diyaloğu güçlendirmeye, kriz durumlarını iyi niyet ve diyalog yoluyla ele almaya geri dönebiliriz. Bunun, ekonomilerimizin çok ihtiyaç duyduğu ticaret ve yatırımlar üzerinde çok olumlu etkileri olacaktır.
Hub (merkez) kavramı üzerine de yoğunlaşmalıyız: Türkiye, Ortadoğu ve Türkmen bölgesi gibi daha geniş bir pazara yayılma için giriş kapısı, yatırım yeridir. İtalya ise Avrupa Birliği pazarına açılan bir kapıdır.
Türkiye İtalya ticari ilişkilerinin üçüncü ülkelere yansıması ve ticari işbirliklerinin üçüncü ülkelerde ortaya çıkaracağı potansiyel ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
İtalyan ve Türk firmalarının üçüncü ülkelerdeki ortaklıklarına yürekten inanıyorum ve önceliğim bu ortaklıkların teşvik edilmesi yönünde. Çok güçlü rekabet avantajlarının sağlandığı altyapı ve savunma alanlarında bunun olumlu örnekleri zaten mevcut. Özellikle, Türkiye’nin güçlü mevcudiyetinin olduğu Libya, Orta Asya ve Afrika gibi coğrafi bölgelerde de daha fazla işbirliği için alan olduğuna inanıyorum. Turk Eximbank ve İtalyan SACE arasında üçüncü ülkelerdeki ortak projelerin finansmanı için bir anlaşmanın da olduğunu, bu anlaşmanın güçlendirilip genişletilmesi için görüşmeler yaptığımızı da ayrıca hatırlatmak isterim
İki ülke ticari ilişkilerinin geleceği ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
COVID krizi tüm dünyada şirketlerin yatırımlarında yavaşlatıcı bir etki yarattı. Ancak İtalyan şirketlerinin Türkiye’deki yeni yatırımlara olumlu bakmalarında iki temel neden görüyorum: 1- Piyasa koşulları ve rekabetçi ortam, yatırımları daha avantajlı hale getiriyor 2- Tam da Covid krizi sebebiyle çok sayıda şirket üretim zincirlerinin yönetimi ve dağıtımı üzerine değerlendirmeler yapıyor ve bu anlamda Türkiye yatırım yapılabilecek yakın ve rekabetçi bir yer olabiliyor. Türkiye’yi tanıyan yabancıları bir tarafa bırakırsak, daha önce sözünü ettiğim gibi bugünün Türkiye’sinin ne olduğuna dair bilgi eksikliği sorununu ele almak gerekir. Tüm italyan şirketlerine Türkiye’deki yatırımlara uzun vadeli bir vizyonla bakmalarını ve birlikte çalışacakları iyi bir yerel partner belirlemelerini öneririm. Türkiye’deki ‘İtalyan Sistemi’, tabii ki ilgilenen tüm şirketlere yardım sunmaya hazırdır. Yakın zamanda İtalyan ve Türk Bakanlarının başkanlıklarını yapacakları JETCO toplantısının organize edilmesi için Türk yetkililerle yakın çalışma içerisindeyiz; bu, ticari ilişkilerimizde daha ileri bir adım atmak için bir fırsat olacaktır. OCAK2021