Türkiye’yi ihmal etmemek için iç piyasaya da ürün veriyoruz

Yaşanan krizler sonrası artan enerji maliyetleri, ülkelerin enerji altyapılarını yenileme yönünde çalışmalara hız vermesini sağladı. Alınan kararlar doğrultusunda bu alanda üretim yapan firmaların talebe cevap vermekte zorlandığı bir dönem yaşıyoruz. Piyasanın son durumu ile ilgili önemli bilgiler aktaran Astor A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Geçgel, talebe yetişemediklerini belirtiyor.

Dünyada yaşanan enerji krizinin sektöre ve Astor A.Ş’ye yansımaları ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Şuanda enerji krizinden dolayı enerji alt yapı ürünlerine ciddi bir talep var. Geçen yıllarda başlayan enerji krizi özellikle Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte en üst seviyeye çıktı. Savaştan önce yenilenebilir enerjiye bütün gelişmiş ülkeler önem verip, fosil yakıtlardan çıkmak istiyordu. Alınan kararlarda bu yöndeydi. Yapılabildiği kadar yenilenebilir enerjiye yönelmek istediler. Fakat yaşanan savaş ve enerjideki fiyat artışları bütün dengeleri bozdu ve dünya enerji üretiminin bir kez daha önemini anladı. Astor A.Ş olarak bizde transformatör ürettiğimiz için siparişlerimiz yükseldi. Çünkü üretilen enerji voltajıyla çıkan enerji voltajı her zaman aynı olmuyor. 100 megavat enerji üretiyorsunuz, fakat çıktısına baktığınızda 80 veya 90 megavat enerji göndermiş oluyorsunuz. Burada en kritik ürün transformatörlerdir. Transformatörünüz ne kadar iyi ve güçlü olursa enerji çıktınızdaki kayıp oranınız o kadar düşük seviyede olur. Bu durumu fark eden ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere hepsi transformatörlerini yenileneme kararı aldılar. Türkiye’de bu yenilemeyi yapmak isteyen ülkeler içinde yer almaktadır. Bu ülkeler ciddi bir şekilde transformatörlerini yenileyerek kayıp oranını düşürmek istiyorlar. Sadece bu ürünleri değil, kayıp yaşadıkları bütün ürünleri yenileyecekler. Bunun içinde özellikle gelişmiş ülkeler direk yatırım yapma kararı aldılar.

Bu ürünlerde yeni ürünler ile eski ürünler arasında ciddi farklar bulunuyor mu?

Tabii ki. Yeni bir trafo 4 yılda kendini amorti ediyor. Bunu hesaplayan bütün ülkeler yenilemek istiyor. Çünkü bir trafonun ömrü 35 yıl iken 4 yılda şuanda yatırımını çıkarmış oluyorsunuz. Enerji kesintisini yaşamak yerine yenilemek daha mantıklıdır. O riski şuada hiçbir ülke almak istemez. Transformatör sektöründe bu nedenlerden ötürü çok yüksek miktarda talep oluştu. Şuanda bizim rakiplerimizin en az 2-3 yıllık üretimlerinin satışı yapılmış durumda. ABD ve Avrupalı ülkelerdeki talepler rakiplerin üretimlerini doldurdu ve bugüne kadar oluşmayan üretim miktarlarına ulaştık. Bir de enerji krizi dışında yenilenebilir enerji yatırımları arttığı içinde bu ürünlere talepler arttı. Enerji üretiminin dışında da elektrikli araç üretimi de bu sektördeki talebi arttırdı. Avrupa’da elektrikli araç üretimlerinde kullanılacak ürünler için ihaleler yapıldı. Türkiye’de de ihale yapıldı ve birini de biz kazandık o alanda da üretim yapacağız.

Bu talepler istikrarlı bir şekilde ilerleyecek mi yoksa bir iki yıl sonra oluşan talep biter mi?

Bizim görüşümüz bu talebin 5 yıl daha devam edeceği yönündedir. 5 sene boyunca pik yapacak, sonrasında da yatay gidecektir. Büyük firmalarla sohbet ettiğimizde ve gelişmiş ülkelerin enerji programlarına baktığınızda ortaya çıkan sonuç budur, fakat devletler bu yatırımı yapacak mı, hep birlikte göreceğiz. Enerji olmadan hayat olmaz. Türkiye’de yeni biten evlerin çatılarına bakıyorum hepsi boş. Oysa hepsi birer enerji üretim alanıdır. Türkiye’nin bu işi takip ederek bütün konutların çatılarında enerji üretimini sağlaması gerekmektedir. Bu açıdan Türkiye’de ciddi bir enerji kaybı olduğunu görüyorum. Çatılardaki sistemlerin pahalı bir sistem olduğunu biliyorum, bunun için devletin teşvik ve kredi vermesi gerekiyor. Eğer bugün Türkiye’de yeni bir fabrika kuruluyorsa çatıdan enerji üretimini zorunlu yapmanız gerekiyor. Bunun için de kamu kurumlarının da gerekli alt yapıyı hazırlaması gerekmektedir.

Enerji sektöründe markalı firmaların bu tür fırsat zamanlarında ön plana çıkarak küçük firmaları zor durumda bıraktığını ifade edilir, siz böyle bir sorun yaşıyor musunuz?

Şuandaki talep Siemens, ABB gibi büyük firmaları aşmış durumdadır. Çünkü bütün dünyada ciddi bir talep oluştu ve bu talebi hiçbir marka tek başına karşılayamaz. Ancak herkes kendi payına düşen pazar payını alabilir. Eskiden Avrupa ülkeleri kendi firmalarına bu tür ihaleleri verip bizim gibi firmalardan fiyat bile almazlardı. Şimdi ise bizimle direk iletişim kuruyorlar. Almanya, İspanya, Hollanda gibi ülkeler direk sipariş geçelim yeter ki ürün gönderin diyorlar. Bu durum sektördeki talebi net gösteriyor.

Bu dönemlerde sektör liderleri yerel markaları satın almak ister. Astor A.Ş’ye teklif geliyor mu?

Teklif sürekli geliyor. Türkiye’nin bir üretim üssü olması gerekiyor. Bugün Avrupa’da eleman bulunamıyor, maliyetleri hızla artıyor. Şuanda Almanya’da bir evde enerji kontratı yaptığınızda 37 cent Euro’dur. Bu çok pahalı bir fiyattır. Evet sosyal devletler bu giderleri bugün karşılıyor, fakat ne kadar karşılayabilirler. Bugün Avrupa’da şalter üretiyor ve anlaşmaları olmasına rağmen ürünü verdiği sırada zam yapıyor. Çünkü maliyetleri artık kurtarmıyor. Astor olarak biz bunu yapamıyoruz. Ama Avrupa’daki firmalar, ham madde fiyatı arttı, işçilik arttı, enerji fiyatı arttı dolayısıyla bu zamları size yansıtmak zorundayız diyorlar. Kontratları olmasına rağmen bu tür uygulamaları biliyoruz. Bu durum enflasyondan kaynaklanıyor. Bugün Avrupa’da %10 enflasyon yaşanıyor, Türkiye’de %80 yaşanıyor. Bu gerçeği görmek gerekiyor.

Enerji alanında Türkiye’de alt yapı yenileme kararı almıştı fakat yeterli ihaleler görünmüyor, bu durum neden kaynaklanıyor?

Enerji sektörüne Türkiye özelinde bakacak olursak enerji müteahhitliğinde maalesef iş yoktur. Ödemelerde de sorunlar olduğunu görüyoruz. Enerji şuanda Türkiye’de çok ucuzdur. Ucuz olduğu için kurumlar şuanda zarar ediyor. Türkiye’de özelleştirilmiş dağıtım bölgeleri var. Dağıtım firmaları zarar ettikleri için Teiaş’a ödeme yapamıyor. Teiaş’da bu nedenle müteahhitlere ödeme yapamıyor.

Cumhurbaşkanı, enerji fiyatlarına devlet destek miktarını defalarca aktardı. Dolasıyla devlet aradaki zararı biliyor.

Tabii ki. Herkesin bu konuda bilinçli olması gerekiyor. Şuanda enerji de halk 3 ödemesi gerekiyorsa devlet destekleriyle 1 ödüyoruz. Aradaki farkı devlet üstlenmiş durumda. Bu durum ne kadar sürdürülebilir bilemiyorum.

Astor açısından bakacak olursak yerli üretimde uluslararası standartlara ulaşabildik mi?

Kesinlikle ulaştık, aksi halde sizden ürün almazlar.

Ürünlerdeki fiyat artışları açısından artık fiyatlar yerine oturdu mu daha fazla artış yaşanır mı?

Biz şuanda fiyatların yerine oturduğunu düşünüyoruz. Dünyada farklı bir sorun çıkmadığı sürece fiyatlar aynı kalacaktır. İmalat sektöründe en fazla %5-10 seviyesinde fiyatlar oynayacaktır.

Irak’ta ihale kazanmıştınız oradaki siyasi olaylar ihracatı etkiliyor mu?

Enerji de bir ihtiyacınız varsa mecburen alacaksınız. Astor olarak biz bu yıl 53 milyon dolar Irak’a ihracat yapacağız. Krizde olsa bölgede yatırımlar olduğu için işlerde devam edecektir. Şuanda Irak’ta kamunun veya özel sektörün talepleri var, yatırımları var. Bu durum da ihtiyacı oluşturuyor. Ülkenin sorunları var mı var. Fakat ihtiyacı kimse durduramaz.

Irak dışındaki ülkelere ihracat yapıyor musunuz?

Şuanda birçok ülkeye ihracat yapıyoruz ve halen ciddi bir talep var. Astor olarak yaptığımız bütün üretimi ihracata ayırabiliriz. Fakat Türkiye’yi ihmal etmemek için iç piyasaya da ürün veriyoruz. Biz bu yıl istesek bütün üretimi sadece Avrupa ülkelerine satmak için de kurgulayabiliriz, çünkü talep var. Türkiye’de de talep var.

Astor A.Ş olarak sizin bu dönemde hedefleriniz nelerdir? Astor şuanda aldığı payını arttırmaya çalışıyor. Pazar olarak iyi bir dönemden geçiyoruz. Astor A.Ş olarak bizde imalatımızı en iyi standartlarda yaparak pazar payımızı arttırmak istiyoruz. EYLÜL2022