TÜRKSAT 6A’nın OLASI EKONOMİK ve ENERJİ POLİTİK ETKİLERİ
Prof. Dr. A. Beril TUĞRUL
Türkiye’nin mühendislik bağlamında ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A, bilindiği üzere Nisan 2025 sonu itibariyle Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla yapılan bir törenle hizmete alınarak görevine başlamış bulunmaktadır. 9 Temmuz 2024 tarihinde uzaya fırlatılan söz konusu uydu yörüngesine yerleştikten sonra 17 Şubat 2025’’te başlayan test yayınlarını tamamlayarak nihayet artık sürdürülebilirlikle görevini yerine getirmeye başlamıştır.
Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsama alanına alacak şekilde uzaydaki yerini alan TÜRKSAT 6A’nın hizmete alınmasıyla birlikte Türkiye artık uydularıyla dünyada 5 milyar kişiye ulaşabilir olmaktadır
Bu uydunun, yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla mühendislik manada hayata geçirilmesi ve fakat fonksiyonel olarak tümüyle yerli ve milli olması, Türkiye’nin misyonu için ayrı bir önem taşımaktadır. TÜRKSAT 6A’nın önümüzdeki dönemde birçok alanda yeni ufuklar açacağı bu bağlamda ekonomik ve enerji politik etkilerinin de öne çıkabileceği öngörülmektedir. Burada, olası etkileri tartışmadan önce TÜRKSAT 6A’nın tanıtımının yapılması yerinde olacaktır.
TÜRKSAT 6A
TÜRKSAT 6A haberleşme uydusu, SpaceX firmasının ABD’de Florida’da bulunan Cape Canaveral’daki fırlatma merkezinden, Falcon 9 roketi ile 9 Temmuz 2024 tarihinde uzaya gönderilmiş bulunmaktadır. Teknik Özelliklerinin, hayli etkin görev yapabilecek nitelikte olduğu da ifade edilmektedir.
TÜRKSAT 6A’nın göreve başlamasıyla birlikte Türkiye, artık haberleşme uydusu üretebilen 11 ülke arasında anılır olmaktadır. Böylelikle, Türkiye’nin halen 6’sı haberleşme ve 4’ü de gözlem uydusu olmak üzere toplam 10 aktif uzay uydusu hizmet vermektedir. Daha önce kullanılmış ve hizmet süresini doldurmuş olan 4 uydusu da görev yapmıştır
Türkiye, Türksat 6A’nın da dahil olduğu uydu filosuyla artık dünyanın yüzde 65’ine erişebilme kabiliyetine ulaşmış olmaktadır. Bu husus aynı zamanda Türkiye’nin dünya ticareti, ekonomisi ve enerji politiği bağlamında önemli bir kazanıma sahip olduğu anlamına gelmektedir.
TÜRKSAT 6A Uydusunun Türkiye İçin Ekonomik ve Enerji Politik Önemi
TÜRKSAT 6A haberleşme uydusu öncelikle tabii ki haberleşme ve yayıncılık açısından önem taşımaktadır. Bu bağlamda, TÜRKSAT 6A (13-15 Mayıs 2025 tarihlerinde) Dubai-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’de düzenlenen uluslararası yayın, uydu ve dijital medya konulu CABSAT 2025 Fuarı’nda da hayli ilgi görmüş bulunmaktadır. Nitekim, bu etkinlik çerçevesinde imzalanan bir anlaşmayla söz konusu uyduya ilişkin olarak ilk ihracat da gerçekleştirilmiştir. Böylelikle Türkiye, ilk kez doğudaki uzak bölgelere de uydu hizmeti sunmaya başlamış olmaktadır.
Yapılan ihracatla Türksat’ın daha önce aktif olarak giremediği Güney Asya pazarında faaliyet gösteren bir operatör haline gelebildiği ve bu sayede uluslararası rekabette elini güçlendirdiği ve de birçok konuda farklı olası lojistik destekleri sağlayabileceği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda Güneydoğu Asya ülkeleriyle olan ilişkilerin olumlu yönde etkilenebileceği söylenebilir.
Güneydoğu Asya’nın Ekonomik ve Enerji Politik Açıdan Önemi
Güneydoğu Asya; nüfusu, coğrafyası ve konjüktürel yapısıyla geniş ve çeşitli tüketici tabanına sahip bir bölge durumundadır. Stratejik konumu küresel bağlamda dikkatleri üzerine çekmektedir. Hem ekonomik ve hem de enerji politik açıdan bir geçiş bölgesi olup uzak doğu ülkeleri için de önem taşımaktadır. Bölge, enerji geçişi ve dolayısıyla enerji ticareti açısından stratejik nitelik taşımaktadır.
Güneydoğu Asya ülkeleri sahip oldukları stratejik konumlarının yanısıra yeraltı zenginlikleri ve enerji kaynakları açısından da önem taşımaktadırlar. Özellikle bölge denizlerinde önemli enerji kaynaklarına ilişkin rezervlerin bulunduğundan bahsedilmektedir. Bu bağlamda, enerji projelerine yatırım yapılabilme potansiyeli taşımaktadırlar.
Bölge için önem taşıyan bir organizasyonGüneydoğu Asya Ülkeler Birliği (ASEAN)’dir. 1967’de kurulmuş olan bu teşkilat; ekonomi, eğitim, kalkınma, sağlık, enerji ve kültür alanlarını kapsayacak şekilde bölgede barış ve istikrarı korumasına yönelik iş birliğini amaçlamaktadır. Türkiye, Temmuz 2010’da ASEAN Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasına -ASEAN/TAC’a taraf olmuştur. 2017’de ise 50. ASEAN Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında ülkemiz ile ASEAN arasında Sektörel Diyalog Ortaklığı (SDO) tesis edilmesi kararı alınmıştır. Bu bağlamda, ASEAN ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha ileri seviyelere taşınması beklenmektedir. Dolayısı ile devreye giren TÜRKSAT-6A uydusunun hayli etkin olabileceği düşünülmektedir.
Güneydoğu Asya ülkelerinden özellikle Endonezya ve Malezya, Türkiye ile ilişkileri açısından son dönemde öne çıkan ülkeler olmaktadırlar. Bu bakımdan konuya Türkiye açısından bakıldığında söz konusu bu iki ülke üzerinde ayrıca durmak yerinde olacaktır. Bu bağlamda olmak üzere, Endonezya ve Malezya ile Türkiye ilişkileri “Dost Ülke” kapsamında olup bu ülkelerle Türkiye arasında farklı açılardan ileri derecede yakınlık tesis edilmiş bulunmaktadır. Her iki ülke de hem ticari ve hem de enerji politik açıdan son derece önemli ülkeler durumundadırlar.
Bir adalar ülkesi olan Endonezya yaklaşık 17 bin adadan oluşmakta olup bu adaların en büyükleri; Sumatra, Cava, Sulavesi ile kısmen Borneo ve kısmen de Yeni Gine olmaktadır. 2 Milyon km2 yüzölçümü ve 280 Milyon mertebesinde nüfusuyla dünyanın en kalabalık 4. ülkesi ve aynı zamanda en kalabalık Müslüman ülkesi durumundadır. Endonezya’nın nüfusunun yarıdan fazlasının üzerinde yaşadığı, dünyanın en kalabalık adası olan Cava adasında ülkenin başkenti Cakarta da yer almaktadır.
Burada şunu da belirtmek yerinde olur ki Endonezya Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olarak görülmektedir. G-20 üyesi olan ülke, yükselen piyasa ekonomilerinden biri olarak kabul edilmektedir
Yer altı ve yer üstü zenginlikleri açısından hayli zengin bir ülkedir. Çeşitli madenleri mevcut olup kalay, petrol, doğalgaz, kömür, boksit, manganez, altın ve gümüş yatakları dünya rezervleri arasında önemli yer işgal etmektedir. İlaveten nikel, bakır ve iyot ile tuz da zenginlikleri arasındadır.
Enerji politik açıdan doğal gaz rezervleri önemlidir. Borneo Adasının doğusunda yer alan Doğu Kalimantan açıklarında 140 Milyar m3, yine Doğu Kalimantan’daki Mahakam mevkiinde 60 Milyar m3’ün üzerinde doğal gaz rezervi olduğu bilinmektedir. Son olarak keşfedilen Sumatra adasının kuzeyindeki Andaman Denizi’nde 2 Trilyon m3’den fazla doğal gaz rezervi olduğundan bahsedilmektedir.
Endonezya Cumhuriyeti’nin, kurulmasından sonra 2016 yılına kadar dünyanın petrol ihracatçısı ülkeleri arasındayken (21. Yüzyılda ülkede petrol üretiminin düşmesi ve iç tüketiminin artmasıyla) günümüzde (net değerlendirme bağlamında) petrol ithalatçısı ülke haline gelmiş bulunmaktadır.
Endonezya ayrıca (2016 yılı itibariyle) 24.910 milyon ton kanıtlanmış kömür rezervi ile dünyanın en büyük dördüncü kömür üreticisi ve en büyük kömür ihracatçılarından biri durumundadır.
Malezya ise (Batı Malezya ve Doğu Malezya olarak nitelenen) iki ana parçadan oluşmakta ve 900’e yakın adasıyla 330 bin km2’yi aşkın yüzölçümüne sahiptir. 35 Milyona yaklaşan nüfusun önemli bir kısmı Müslümandır. Federal anayasal monarşiye dayalı parlamenter sistemle yönetilen ülkenin Başkenti Kuala Lumpur’dur.
Malezya Güneydoğu Asya ülkeleri içinde yıllık kalkınma oranı en fazla olan ülkelerden biridir. Ekonomisi, ticaret, turizm ve doğal kaynaklara dayalı olup yeni sanayileşmiş bir pazar ekonomisine sahiptir.
Yeraltı kaynakları açısından Malezya zengin bir ülke olup kalayda dünya birincisidir ve dünya kalay üretiminin %70’ini karşılamaktadır. Ayrıca, demir, boksit manganez, altın, tungsten ve titanyum sahip olduğu diğer önemli maden rezervleridir.
Malezya aynı zamanda, önemli enerji kaynaklarına sahiptir. 2023 yılı itibarıyla kanıtlanmış 2,7 milyar varil ham petrol rezervi olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, kanıtlanmış 2,3 Trilyon m3doğalgaz rezervi bulunmaktadır. Malezya, dünyanın en büyük ikinci LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ihracatçısıdır. Kömür rezervleri de önemli olmakla beraber rezervlerinin kömür kalitesi düşük olarak nitelenmektedir.
Enerji politik açıdan Endonezya ve Malezya’nın sahip olduğu enerji kaynağı rezervleriyle birlikte sahip oldukları düşünülen rezerv potansiyelleri önem arz eden niteliktedir. Malezya ve Endonezya’nın aynı zamanda LNG ihracatı açısından da önem taşımaları Türkiye açısından öne çıkan bir diğer hususu oluşturmaktadır.
Yakın dönemlerde Türkiye ile Endonezya ve Malezya arasında enerji dönüşümü alanında işbirliğine ilişkin ayrı ayrı mutabakatlar imzalanmıştır. Enerji dışında önemli bir gelişme olarak, 11 Haziran 2025’te Türkiye’nin Endonezya’ya çok sayıda KAAN Muharip uçağı satması konusunda önemli bir anlaşma imzalanmış bulunmaktadır. Görüldüğü üzere imzalanan anlaşmalar karşılıklı olarak ülkeler için önem arz etmekte olup TÜRKSAT 6A’nın ilgili konularda iletişim ve lojistik desteğe ilişkin önemli katkısı olacağı söylenebilir.
Bütün bu açıklamalardan sonra tamamen yerli imkanlarla üretilen TÜRKSAT 6A Uydusunun göreve başlamasıyla, öncelikle Türkiye’nin haberleşme ve yayıncılık alanındaki dışa bağımlılığının azaltılacağı söylenebilir. Uydunun etkileşim sahasının Güney ve Güneydoğu Asya olması Türkiye için yeni alanlarda milli haberleşme imkanlarını kullanıma açacağı açıktır.
Bu uydunun yalnızca Türkiye için değil, bölge ülkeleri ve küresel pazarlar için de güçlü bir uydu operatörü haline gelmesi söz konusu olmaktadır. Nitekim BAE’deki fuarda imzalanan anlaşmanın TÜRKSAT 6A’nın uluslararası pazara entegrasyonunu sağlaması kadar aynı zamanda Türkiye’nin uydu hizmetleri gelirini de artıracağı ifade edilmektedir.
Bu durum, yalnızca bir kapasite satışı değil, aynı zamanda Türkiye’nin uzaydaki teknolojik egemenliğinin tescillenmesi anlamına da gelmektedir. Bir başka deyişle TÜRKSAT 6A, Türkiye’yi artık küresel bir oyuncu olarak uluslararası markalarından biri haline getirmiş olmaktadır.
Uydunun hizmete alınmasıyla birlikte Türkiye, kendi geliştirdiği haberleşme uydusu üzerinden uluslararası pazarlara (kendi imkanlarıyla) hizmet sunabilecektir. Bu durumun enerji ticaretine önemli katkılar sağlaması beklenti doğrultusundadır. Bu bağlamda teknolojik ve ekonomik kazanımlar da söz konusu olabilecektir.
Bu bağlamda, son dönemde Türkiye Cumhurbaşkanının Endonezya ve Malezya’yı Şubat 2025 başında ziyaret etmesi ve enerji konusu da dahil olmak üzere birçok alanda işbirliği mutabakatlarının imzalanması ve de Endonezya Devlet Başkanının Türkiye’ye Nisan 2025’te iade-i ziyarette bulunması ve yine anlaşmaların imzalanması ve de son olarak Haziran 2025’te Endonezya ile KAAN konusunda imzalanan büyük kapasiteli anlaşmanın TÜRKSAT 6A’nın devreye girmesinin zamanlamasıyla örtüşüyor olması da dikkat çekmektedir.
Burada şunu da belirtmek gerekir ki; enerji ve savunma alanında imzalanan anlaşmalar kapsamında, hayata geçirilmesi planlanan aktiviteler ve faaliyetler iletişim bağlamında en çok lojistik desteğe ve dolayısıyla iletişim alt yapısına gereksinim gösteren alanlardır. Bu bağlamda özellikle Endonezya ile imzalanan anlaşmalar çerçevesinde zaman içinde TÜRKSAT 6A’nın sağlayabileceği destek önemli olacaktır.
Ayrıca şunu da belirtmek yerinde olur ki; Türkiye’nin enerji ticaretinin nispeten limitli olduğu Güney Asya ve Güneydoğu Asya ülkeleri ile ticaret, enerji konusuyla birlikte birçok konuda artabilecek ve iletişim bu bağlamda TÜRKSAT 6A’nın kullanımı ile daha kolay ve rahat sağlanabilecektir. Burada özellikle LNG ticareti önem kazanabilecektir denebilir.
Hele ki 13 Haziran 2025’te İsrail’den İran’a başlatılan hava saldırıları nedeniyle İran’ın karşı bir hamle olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma veya geçişleri engelleme gibi bir riskin baş göstermesiyle Güneydoğu Asya bağlantılı LNG trafiği ve enerji ticaretinin (Körfez bölgesine göre) öne çıkması çok muhtemel bir gelişme olarak görülebilmektedir. İlaveten Andaman Denizinde var olduğundan bahsedilen enerji rezervlerinde Türkiye’nin de etkinliğinin bu bağlamda sağlanabilmesi olasılıklar arasında düşünülebilir. Bütün bu olası gelişmelerde TÜRKSAT 6A’nın sağlayacağı olanaklar önemli olacaktır.
Öz olarak ifade edilmek istenirse; yerli ve milli olarak hayata geçirilen TÜRKSAT 6A’nın devreye girmesiyle Güney Asya ve Güneydoğu Asya’da farklı alanlarda olduğu gibi enerji konusunda da yeni ufukların açılması, ilgili ticaretlerin ve ilgili faaliyetlerin artması çok mümkündür ve TÜRKSAT 6A’nın bu bağlamda önemli rol üstlenebileceği öngörülmektedir.
