Uluslararası Bölgesel Faktoring Konferansı’na ilgi büyüktü

Türk faktoring sektörünün ülkemizde ve dünyada yakaladığı başarıların ardından FCI (Dünya Faktoring Organizasyonu), bölgesel etkinliğini ikinci defa İstanbul’da gerçekleştirdi. Yapılan konferansa dünyanın bir çok ülkesinden gelen faktoring yöneticeleri sektörün geleceğini konuşulurken, Türkiye’nin faktoring sektöründe bölgede lider pozisyonunda olabileceği ve yapılan konferansında faktoring açısından eşsiz bir fırsat olduğuna vurgu yapıldı.  Konferans sonrasında görüşlerini aldığımız Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Adem Duman ve Başkan Vekili Çağatay Baydar, sektördeki gelişmeleri dergimize değerlendirdi.

Sayın Çağatay Baydar, Kıtaları Birleştirmek temalı konferansı İstanbul’da gerçekleştirdiniz. Yapılan konferansın önemini aktarır mısınız?

Bünyesinde 90 ülkeden 400 finans şirketini barındıran FCI (Dünya Faktoring Organizasyonu), EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) ve FKB (Finansal Kurumlar Birliği) iş birliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Bölgesel Faktoring Konferansı’na gösterilen ilgiden büyük memnuniyet duyuyoruz. Bildiğiniz gibi FCI ikinci kez bölge etkinliğini İstanbul’da gerçekleştirdi. İlkini 2012 yılında yaptığımız konferanstan 6 yıl sonra tekrar bu toplantıya ev sahipliği yaptığımız için mutluyuz.

Tüm dünyada faktoring sektörünün yakından takip ettiği FCI Uluslararası Bölgesel Faktoring Konferansı’nda Tedarik Zinciri Finansmanı, Türkiye-Ortadoğu ile Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde faktoring, EBRD ülkeleri ve gelişmekte olan pazarlardaki fırsatlar, İslami Finans Ürünler,Dijitalleşme, Kredi Sigortası-Faktoring iş birliği gibi önemli konular masaya yatırıldı. Türkiye’nin doğu ve batıyı birleştiren bir köprü olduğunun altı çizildi.  Faktoring Konferansı’nın bölgemizin finansal geleceği açısından eşsiz bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Sayın Adem Duman, sektörün geleceği açısından faktoring 4.0 teknolojisinden bahsettiniz. Bu uygulamanın sektöre katkılarını aktarır mısınız?

Yeni teknolojilerin hızla gelişmesiyle gerek ülkemizde gerekse dünyada finans modelleri ve finansmana erişim daha basit, hızlı, düşük maliyetli ve güvenli hale geldi. Bizde, dijitalleşmenin öneminin giderek arttığı bir dönemde temsil ettiğimiz sektörlerin dijitalleşmesi adına da çalışmalar yürüterek, reel sektörün alternatif finansman olanaklarına hızla ve kolaylıkla erişmesini sağlama gayreti içindeyiz. Birlik olarak yeni gelişen teknolojileri sadece yakından takip etmekle kalmayıp Birlik bünyesindeki sektörlerimizi bu teknolojilere adapte etmekte ve finans sektörü için dijital çözümler üreterek, ülkemizde finansal hizmetlerin çeşitliliğini ve erişilebilirliğini güvenli bir şekilde büyütme kararlılığındayız.

Evet finans sektörü olarak 4.0 çağını yakalamakla birlikte özellikle faktoring özelinde dijitalleşmeyi sağlayıp birçok firmanın hayatını kolaylaştırma noktasında Ticaret Zinciri Finansmanı’nı devreye aldık. Tedarik Zinciri Finansmanı ile birlikte ile alıcılar, çoklu tedarikçiler ve finans kurumları elektronik ortamda verilen onaylarla ilerleyen basit bir mekanizmaya kavuştu.

Teknolojinin sektörde fark yaratacağına inanıyoruz. Büyük bir hızla gelişen teknoloji her alanda iş yapış biçimlerini derinden etkiliyor; dönüştürüyor. Bu yeni teknolojileri süreçlerine doğru şekilde entegre edebilen şirketler, şirket içi verimliliği artırıp kaynaklarını optimize ederken, müşteri memnuniyeti anlamında da önemli aşamalar kaydediyor. Dijital dünyanın baş döndürücü hızından etkilenmemeniz mümkün değil. Biz de Birlik olarak teknolojiyi yakından takip ediyor ve sektörlerimizin gelişimine katkı sağlayacak teknoloji temelli projeleri hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda; Birliğimiz çatısı altında halihazırda faktoring sektörümüzün e- fatura, e-arşiv, e-defter, Tedarik Zinciri Finansmanı Platformu gibi teknolojik alt yapıları sağlam projeleri devam ediyor. Birlik olarak önümüzdeki dönemde de yapacağımız çalışmalarla ve her üç sektör arasında giderek güçlenen sinerjimizle başarılarımızın devam edeceğini öngörüyorum.

Çağatay Bey, Türkiye’de ihracatın artması için çeşitli destekler verilmeye başlanmıştır ve Eximbank’ta bu konudaki limitlerini arttıracağını açıkladılar. Bu noktada ihracat faktoringinde gelinen noktayı aktarır mısınız?  

Faktoring şirketlerimiz ihracatçılarımıza yönelik olarak, Eximbank aracılığıyla T.C Merkez Bankası kaynağından son 2 yılda toplam 760 milyon USD tutarında düşük maliyetli finansmana aracılık etmişlerdir. Bunun yanı sıra Faktoring işlemlerinde çekli işlemlerin oranı azalıyor. 2017 yılında yapılan toplam 145 milyar cironun %55’i açık hesap işlemlerden oluştu. Faktoring sektörü algısının tersine çekli işlemler daha düşük. Ayrıca ilk kez bu 2018 yılında faktoring işlemlerinde e-faturalı işlemlerin toplam tutarı fiziki belgeleri aştı. 2017 yılında %43 olan e-fatura oranı 2018 yılında %53’e yükseldi.

İhracatçılarımızın, yurtdışına yaptıkları mal mukabili ihracat bedellerini garanti altına alıyoruz, aynı zamanda tahsil ediyoruz ve eğer ihtiyaç olursa ön finansman sağlıyoruz. Bu hizmetleri ayrı ayrı bulabileceğiniz alternatifler mevcut ama üç hizmetin bir arada sunulduğu yegane çözüm, ihracat faktoringi. Dolayısıyla sadece firmalarımızın mevcut ihracatlarının yönetilmesi açısından değil yeni pazarlara açılma fırsatları açısından da çok önemli bir ürün. Bu anlamda ihracat faktoringi ile tanışan bir ihracatçı bu ürünü bırakmıyor yıllar boyunca Pazar payımızın istikrarlı bir şekilde artmasının nedeni de bu özelliği. İhracatçı alıcısını da beliterek bize başvuruyor, bizler o alıcının ülkesindeki muhabir faktoring veya bankalara başvurup o alıcı için limit talep ediyoruz. Gelen limiti ihracatçıya bildiriyoruz. İhracatçı artık o limitler dahilindeki satışlarının tahsilatının yapılacağını, alıcı ödemez iflas ederse bunun muhabir tarafından ödeneceğini biliyor. İsterse ileride alacağı bu tutarlar karşılığında da ön ödeme alarak kendini finanse edebiliyor. Tüm bu süreçleri yazışmaları vb faktoring şirketi yürütüyor.

Burada en önemli konu, fonlama kaynakları. Bu kaynakları ne kadar çeşitlendirip ucuzlatabilirsek, ihracatçılarımıza da o ölçüde rekabet avantajı sağlayabileceğiz. Bu konuda sektör olarak Eximbank ile yaptığımız işbirliği ile çok önemli bir adım attık; devamında yurtdışında sağlanan fonlarla ilgili talep ettiğimiz vergisel düzenlemeleri de hayata geçirebilirsek, ihracatçılarımızın önünü daha da açabileceğiz. Ayrıca şunu eklemek isterim; garanti hizmetini sadece yurtdışı işlemlerde sağlamıyoruz. Yurtiçiçi işlemlerimizde ciromuzun üçte birini garantili işlemler oluşturuyor. Yani faktöring sektörü olarak 42 Milyar TL garanti vermişiz. Yurtdışı işlemlerimizde haliyle bu oran çok daha yüksek %72’ye çıkan bir garanti oranımız var. Yani ihracatçılarımızın 18 Milyar TL’sine garanti vermişiz.

Çağatay Bey, bu açıdan Türk faktoring sektörünün geldiği noktayı aktarır mısınız?

Faktoring sektörünün 2018 yarıyı konsolide verileri bizleri gelecek adına umutlandırmaktadır.  2018 yılının ilk yarı konsolide verilerine göre işlem hacmi 82,2 milyar TL; alacakları ise 42 milyar TL seviyesini aştı. Sektörün aktif büyüklüğü 2017’nın ilk yarısına oranla yüzde 29’luk artışla 45,1 milyar TL; öz kaynakları ise yüzde 18,9 büyüme ile 6 milyar TL seviyelerinde geçti. 60 faktoring şirketi ile faaliyet gösteren sektör, her geçen gün genişleyen ve bugün sayıları 123 bin seviyesine yaklaşan müşterilerine hizmet veriyor.

Adem Bey, Finansal Kurumlar Birliği Başkanı olarak üç sektör adına 2018 yılı değerlendirmesinde bulunur musunuz?

Ekonomide alınan önlemlerin olumlu etkisiyle, yılın ilk iki çeyreğinde ekonomimiz oldukça güçlü bir büyüme sergiledi. Biz de Finansal Kurumlar Birliği olarak, temsil ettiğimiz her üç sektör için de başarılı bir yarıyıl geçirdik.

Konsolide verilerimize baktığımızda, Haziran 2018 itibariyle aktif büyüklüğümüz yüzde 27.9 büyümeyle 154milyar TL’ye, işlem hacmimiz yüzde 22.1 büyümeyle 111.7milyar TL’ye ve alacaklarımız ise yüzde 26.9 büyümeyle 138.6milyar TL’ye ulaştı. Toplamda, ağırlığı KOBİ olan 180bin şirkete ve 4.7milyon bireye finansman çözümleri sunuyoruz.

Ancak şunu da ifade etmek gerekir: banka dışı finans kesiminin finans sistemindeki payı %11 civarında ve bu pay, gelişmiş ülkelerin çok altında. Sağlıklı bir finans sistemi için bu rakamı yukarı çekmek zorundayız.

Sektörel bazda baktığımızda; Finansal Kiralama sektörümüzün alacakları yüzde 25,3 artarak, 59 milyar TL seviyesini geçti. Sektörün aktif büyüklüğü ilk yarıyılda yüzde 26; öz kaynakları ise yüzde 10,7 oranında büyüdü. Yatırım finansmanı yapan finansal kiralama sektörümüz ekonomik büyümeye katkı sağlamaya devam ediyor.

Finansman Şirketleri tarafında ise, 2018 yılının ilk yarı konsolide verilerine göre geçen yılın aynı dönemine göre karşılaştırdığımızda; sektörün büyüme ivmesinin devam ettiğini görüyoruz. Sektörün işlem hacmi yüzde 45,6 artarak 17 milyar TL seviyelerin aşmış bulunuyor. Sektörün aktif büyüklüğü de 42 milyar TL seviyesini geçerken, mikro kredilerde pazara giren yeni üyelerle müşteri sayımız 4,6 milyon seviyelerine ulaştı. Sektörün alacak büyüklüğü ise 36,3 milyar TL olarak gerçekleşti.Faktoring sektörü büyüme ivmesini sürdürüyor. Özellikle ihracat faktöringinde ticareti finanse etmeye devam ediyoruz. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde 2018 yılı verileri şu şekilde; işlem hacmi 82,2 milyar TL, alacakları 42 milyar TL civarında. Aktif büyüklük ise geçen yılın aynı dönemine oranla %29’luk bir artışla 45,1 milyar TL seviyelerinde gerçekleşti. Faktoring öz kaynağı ise % 18,9 büyüme ile 6 milyarı geçmiş bulunuyor.