Yapacağımız yatırımlarla ülkemizin 2023 hedeflerine hizmet etmek istiyoruz
İstanbul Ticaret Odası (İTO), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Bakırköy Belediyesi, İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Borsası (İTB), İktisadi ve Kalkınma Vakfı (İKV)’nın ortak olduğu İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM), fuar alanlarını genişletmek için düğmeye bastı. Yapılacak yatırımlar kapsamında 100 bin metrekare olan kapalı fuar alanını önümüzdeki dönemde 240-250 bin metrekareye çıkarmak istediklerini belirten İDTM Genel Müdürü A. Rüştü Argıt, sorularımızı yanıtladı.
Fuar organizasyonlarının ekonomiye katkıları ile ilgili bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylemek istersiniz?
Fuarcılık suyun ortasına taş atmak gibidir. Dalga dalga her yere yayılır. Uzun soluklu bir iştir ve bu yılın organizasyonu biter bitmez yeni yılın hatta gelecek yılların planları yapılır. O nedenle çok olumsuz gelişmeler yaşanmadığı sürece fuar organizasyonları iptal edilmez. Ancak ufak tefek sorunlar fuar katılımcılarında azalmalara neden olabilir.
Son yıllarda e-ticaret gibi alternatif kanallar ortaya çıktı ama bu durum hala insanların bir araya gelme ve yüz yüze etkileşime girme ihtiyacının önüne geçemedi. Eskiler ‘yüz kılıçtır’ derlerdi. Fuarcılıkta bu ihtiyaca cevap veriyor. Fuarlar insanların bir araya gelip birbirlerini tanımaları anlamında çok ciddi bir gücü elinde bulunduruyor. Bu bağlamda, yapılan fuarlar ikili ticari ilişkileri geliştirdiği gibi aynı zamanda, fuarın düzenlendiği şehre de turistik bir katkı sağlıyor.
Son yıllarda fuar organizasyonlarının batıdan doğuya doğru kaydığı ifade ediliyor. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Batıdan doğuya doğru bir kayış var ve bunun birçok nedeni bulunuyor. Avrupa’nın kendi iç sıkıntıları var. Batının alıcılara olan uzaklığı, İstanbul’a bir hub olma avantajı sağlıyor. İnsanlar doğrudan uçuşla gideceği yere ulaşmak istiyor. Bu açıdan İstanbul’u bir çembere aldığınızda doğal bir merkez olduğunu ve
4 saatlik bir uçuşla ekonominin nabzının attığı yerlere ulaşılabildiğini görürsünüz. Bu avantajlar fuar organizasyonlarını da olumlu yönde etkiliyor.
Bu çerçevede yapılan üçüncü havalimanının da önemi büyüktür diyebilir miyiz?
Farklı çevrelerde bu değişimin korkuları mevcuttu. Üçüncü havalimanının hayata geçirilmesi ile neler olabileceğini yaşayıp göreceğiz.
Bu konuda yurtdışında da yayınlar yapılıyor ve üçüncü havalimanının bitimi ile birlikte birçok ülkenin olumsuz etkileneceği ifade ediliyor.
Bunları ifade ediyorlarsa, endişe ve korkularında sona doğru geldiklerini söyleyebiliriz. Amsterdam Havalimanı ve buna bağlı ekonomik yapılar bu işten ciddi etkilenecek. Bu noktada da işin farkında olan yabancı yatırımcılar üçüncü havalimanında şimdiden yerini almak için girişimlerde bulunuyor. Türkiye, bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda büyük bir kararlılıkla ilerliyor.
Yapılan bu stratejik yatırımların fuar organizasyonlarına etkileriyle ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Büyük etkilerinin olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Ancak bu etkinin kaç çarpanla etki edeceğini şimdiden kestirmek oldukça güç. Türkiye’de metrekare olarak en büyük fuar alanına sahibiz. Kiracımızla birlikte bizim 11 holde 100 bin metrekare kapalı alanımız var. Ama öyle fuarlar var ki, brüt 150 bin metrekare alan istiyor. Böyle bir alanımız yok. Gelecekte bu organizasyonları yapar hale gelebiliriz. Bunun için yatırımlarımız var ve ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda gerekli çalışmaları yapıyoruz.
Yapılan yatırımlardan bahsedebilir miyiz?
Fuar alanlarının ihtiyaç doğrultusunda büyütülmesi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. İnşaat ruhsatlarımızı aldık ve hedefimiz 100 bin metrekare olan fuar alanını yaklaşık 250 bin metrekareye çıkarmak. Bu yatırımları kısım kısım yaparak sonuca ulaşacağız.
Yatırım alanlarından bahsetmişken, mahkemelik olduğunuz yanan çadır alanı ile ilgili gelişmeleri de sormadan geçmeyelim. Çadır olarak geçen binanın sahibi ile olan davalar sonuçlandı mı?
Alan ile ilgili mahkeme süreçleri bitti. Orası İDTM’nin mülkiyetinde bir alan. Biz de ilk yatırımlarımıza bu alandan başlıyoruz.
Yapılan yatırımlar, bu bölgedeki trafiği olumsuz etkiler mi?
İstanbul’da trafik sadece bizim değil tüm şehrin sorunu. Ancak bu noktada bizim en büyük avantajımız bölgemizin içerisinden metro hattı geçiyor olması. Bunun dışında da yapılması gerekenlerin yapıldığı takdirde sorun yaşamayacağımız kanaatindeyim. Diğer taraftan bir diğer avantajımız havalimanının yanında olmamız. Bir diğer önemli gelişme banliyö hatlarında yapılan çalışmaların sonuna gelinmiş olması. Bittiği takdirde bize büyük kolaylık sağlayacak.
İDTM İş Merkezi’nde doluluk oranı nedir?
Şu anda doluluk oranımız yüzde 90’ı buluyor. Her açıdan avantajlı bir iş merkezimiz var. İlk başlarda insanlar tanıyana kadar, iş merkezinde bir boşluk oluşmuştu. Ancak daha sonra doluluk oranları hızla arttı. Buranın hem çalışan hem de işveren açısından büyük avantajları bulunuyor. Çalışanımız sıkıntı yaşamadan rahatlıkla ulaşım sağlayabiliyor. Bu bir iş merkezi için çok önemli bir kriter. Burası çevrenin en iyisi ve çevredeki diğer işletmeler bize göre fiyat belirliyor. Bugün EGS Bloklarını da insanlar Dünya Ticaret Merkezi olarak biliyor. Onları B-Blok olarak biliyorlar ancak bizde B-Blok yok. Oradaki sıkıntılar o nedenle bize yansıyor.
Diğer bloklarla sizin aranızda kira farkı var mı?
Kiralar bizde daha yüksek. Buna rağmen oradan bizim tarafımıza taşınanlar var. Daha pahalı olmamıza rağmen tercih ediliyoruz. Oradaki üç bloğun yarısı bir firmaya aitken, diğer yarısı birçok farklı insana ait. Dolayısıyla kuralların net olmadığı herkesin eşit şartlarda olmadığı bir ortam sözkonusu. Bu durum da anladığım kadarıyla kiracıyı olumsuz etkiliyor. Bizde ise bir düzen içerisinde herkesin hak ve hukuku belli ve bu durumu kiracılar olumlu karşılıyor.