‘Zamansız Tasarımlar’ 75 Yaşında
75. yılını kutlayan Jumbo, ülkemizin yıllara meydan okuyan markaları arasında yer alıyor. Geçmişten getirdiği değerleri ile gelecek yolunda ilerleyen markanın hikayesini ve gelecek planlarını dinlemek için bir araya geldiğimiz Jumbo Genel Müdürü Sami Hotak, sorularımızı yanıtladı.
Jumbo’nun marka yolculuğundan kısaca bahseder misiniz?
Jumbo, 1947’de Çemberlitaş’ta küçük bir atölyede çatal, kaşık, bıçak üreterek faaliyetlerine başlamış. Jumbo ismi ve logosunun hikâyesi bizi çok etkiliyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Nubar Çolak henüz 15 yaşındayken Jumbo markası kuruluyor. O dönemde Jumbo isminde bir fil, gösteri ve filmleriyle tüm dünyada çok ünleniyor. Nubar Bey Amerika’ya yaptığı bir seyahatinde Jumbo’yu seyrediyor ve çok etkileniyor. Markanın bu fil kadar sıcak ve sevimli olmasıyla birlikte, üretilen ürünlerin fil kadar dayanıklı ve sağlam olmasını istiyor ve marka ismini Jumbo koyuyor. Biz de bu hikayeden aldığımız ilham ile geçen sene Babalar Günü’nde, Doğal Yaşamı Koruma Derneği (WWF) ile bir proje yaptık. Güney Afrika’da fillere sahip çıkmak için insanlara fil evlat edindirdik ve herkesten çok muazzam geri dönüşler aldık. Jumbo’nun mottosu “zamansız tasarımlar”. Jumbo’nun DNA’sında tasarım var. 1966’da tasarımıyla uluslararası alanda altın madalya alan bir markadan bahsediyoruz. Tasarım her zaman satış hedeflerinin önünde gelmiş. Biz de bu bakış açısını devam ettiriyoruz.
Bu sene 75.yılınızı kutluyorsunuz, nasıl geçiyor?
Bizim için çok dolu dolu geçiyor, her markaya nasip olmaz. 75. yılımıza özel, tasarım odaklı bir sergiyle kutlamak istedik. BASE ile bir işbirliğine gittik. Bir açık çağrıda bulunarak sanatçıları fil, bereket, sofra temalı çalışmaları ile sergimize davet ettik. Türkiye’nin her tarafından öğrenci, yeni mezun, son sınıf genç sanatçılar katıldı. BASE iş birliği ile düzenlediğimiz “Zamansız Yolculuk” sergimizde 33 genç sanatçının yaptığı eserler yer aldı. Yapı Kredi Bomontiada’da 15 gün sergiledik. Genç sanatçıların sofra kültürüyle ilgili tasarımlarının yanı sıra kadına şiddet, iklim krizi gibi toplumsal sorunlara dikkat çeken eserleri de yer aldı.Türkiye’de genç tasarımcıların kendilerini ifade edebilecekleri, sanatlarını sergileyebilecekleri platformlar oluşturabilmek çok önemli. Bu platformu sağlamak Jumbo olarak bizim görevlerimizden biri olsun istedik ve bunu her sene yapmak, geleneksel hale dönüştürmek gibi bir niyetimiz var. Genç tasarımcılar bizim her zaman yan yana, kol kola yürüyeceğimiz arkadaşlar olacak. Birlikte çok güzel işlere imza atacağımıza inanıyorum.
Jumbo’nun ürün çeşitliği ve alanları zaman içinde değişti. Bünyesine farklı markalar eklendi. Jumbo, bir çatı markası oldu diyebilir miyiz?
Aslında biz o çatı markasını net bir şekilde ifade etmek istiyoruz. Jumbo bir çelik markası olarak başlamış, çatal-kaşık-bıçak ve tencere markası olarak devam etmiş. Biz de yaptığımız yatırımlarla Jumbo’yu lüks ev yaşam kategorisinde konumlandırdık. Sadece çeliğin en kalitesini ya da en kalın tabanını yapmakla durmuyoruz, en şık ve en yalın tasarımları yapmaya çalışıyoruz. “Zamansız Tasarımlar” mottomuzu destekleyecek şekilde adımlar atıyoruz. Mesela 30 yıldır en çok sattığımız çaydanlık ürünümüz aynı ve halen çok moda, işte bunu sağlayabilmek bence en kritik konulardan bir tanesidir.
Şu an kaç marka oldu?
Lüks segmentte bir marka olduğumuz için üründe ve hizmette farklılaşarak büyümeye devam ediyoruz. Bu yüzden yeni markaları tüketicimizle buluşturmaya devam ediyoruz. Şu an mağazalarımızda Jumbo ile birlikte 14 markanın ürünlerini sunuyoruz.
Jumbo üretiminin ne kadarını Türkiye’de yapıyor?
Üretimimizin yüzde 50’sini sadece bize üretim yapan Türkiye’deki fabrikalar da yapıyoruz. Geri kalan yüzde 50’si ise yurtdışında üretiliyor.
Piyasada durumlar nasıl?
Çelik ve nikel borsası çok zikzaklı gidiyor. Pandemi bitti dediğimiz dönemde Rusya- Ukrayna savaşı başladı. Bir hafta nikel borsası kapalıydı, kimse fiyat veremedi. Bu durum ticari boyutta bizi direk etkiledi. Çünkü Ukrayna hem nikel hem de porselen hammaddesi konusunda çok iyi bir tedarikçi. Gelinen noktada tedarikle ilgili sorunlar biraz daha oturdu. Ama diğer yandan Türkiye’de işçilik ve enerji giderlerinin artması tedarikteki maliyetlerimizi öngörülemez hale getiriyor. Jumbo gibi bir marka satış fiyatlarını anlık güncelleyemez. Önceden yılda bir kabul edilebilir bir şeydi. Şu an biz mecburen yılda iki defa fiyat güncellemesi yaptık. Marka olarak fiyatlarımızı anlık güncelleyebilecek bir pozisyonumuz yok. Çünkü mağazamıza gelen bir müşteri tekrar geldiğinde değişen fiyatı görmesi bizim duruşumuzla örtüşmüyor. Dolayısıyla bizim olası tahminlerle çok iyi planlamalar yapmaya çalışıyoruz.
Pandemi işlerinizi nasıl etkiledi?
Pandemi de bizim sektöre olan ilgiyi artırdı. İnsanlar evde geçirdikleri süreçte eşyalarını yenilediler. E-ticaret çok hızlı bir şekilde büyüdü. Mağazalarımızın kapalı olmasına rağmen 2019-2020-2021’i güzel kapattık.
Bu yıl büyüme ve yatırım anlamında hedefleriniz neler?
Bu sene yaptığımız yatırımların geri dönüşünü almaya başladık. Jumbo olarak hem yatayda hem dikeyde büyüyoruz. Geçen seneye göre bu yıl 2,5 kat büyüme hedefliyoruz. Dijitaldeki büyümemiz devam ediyor. Horeca tarafında otel, restoran, kafeler de çok hızlı büyüyoruz. Türkiye’de özellikle yaz mevsiminde Horeca tarafı biraz sakinler ama şu an yoğun ayları yaşıyoruz. Çünkü oteller yatırım yapmaya devam ediyor. Özellikle Antalya ve Ege bölgesinde talepler artıyor.
Yeni mağaza yatırımlarımız var. Bununla ilgili farklı konseptlere odaklanıyoruz. Klasik Jumbo mağazalarımızın yanı sıra, Jumbo Patisserie, Jumbo Marina, Jumbo Outdoor gibi farklı konseptlerde mağazalarımız olsun istiyoruz. Bu yıl iki yeni konsept mağazamız açılacak. Biri Göktürk’te diğeri de Antalya’da. Antalya’daki en büyük mağazamız 160 metrekare alanda hizmet verecek. Çok yakında açılacak olan Göktürk’teki mağazamız Jumbo Patisserie konseptinde olacak. Önümüzdeki dönem de yeni konsept mağazalar açmaya devam edeceğiz ve mevcut mağazalarımızı büyüteceğiz.
Yatırımlarımızı çeşitlendiriyoruz. Biz rafine zevk sahibi olan insanların kendi hobi ya da alışkanlık olarak elde ettiği zevklerine uygun ürünler sunmak istiyoruz. Marin ve tekne, kahve ekipmanları, puro aksesuarları ve içecek alanlarında yatırımlarımız var. Globalde bu alanlarda çok iyi olan markalarla işbirliği yapıyoruz. Türkiye distribütörlüklerini almaya başladık. Bunlardan ilki 1912’de kurulan ünlü İtalyan markası Guzzini ile anlaştık. Tamamen geri dönüşümden üretilmiş ürünlere odaklanmış bir marka. Marinalarda açacağımız mağazalarda bu ürünlere yer vereceğiz. Hem tasarım hem de malzeme olarak bu alanda çok ilgi göreceğini düşünüyoruz. Ayrıca dünyanın en iyi termos markası Alman Alfi ile anlaştık. Yine bir Alman markası Koziol ile anlaştık. Bahçelerde ve otellerin havuz başlarında değerlendirilmesi için bünyemize dahil ettik. Grubumuzun satın aldığı Alman markası Weimar ile Jumboyu eşleştirip globalde özellikle Avrupa’da Jumbo plusweimar mağazalar açma stratejimiz var.
Yurtdışına yönelik planlarınız nedir?
Yurt dışında ihracatımızı büyütüyoruz. Özellikle Horeca ağı aracılığıyla yaptığımız ihracatımız her geçen gün artıyor. Bu alanda fine dining restoran ve otellerden yoğun ilgi görüyoruz. Çünkü Türkiye’de endüstriyel otel ürünleri üreten çok büyük oyuncular var. Yakın coğrafyadaki bütün otel işletmecileri ciddi bir tedariğini Türkiye’den yapıyor, buda bize farklı fırsat alanları sunuyor. Türkiye’deki büyük bayilerimiz üzerinden Amerika’ya, Londra’ya, Suudi Arabistan’a, Dubai’ye ve Kazakistan’a ürünler satıyoruz. Şu an yaklaşık 20 ülkede bayilerimiz var.EYLÜL2022